En Son İzlediğiniz Anime?

Bence de en azından bir sezonluk daha işi var. Hikayenin altını doldursaymış güzel olurmuş.

3 Beğeni

Bubble

Muhteşem animasyon fakat zayıf bir konu. Karakterler filmin büyük bölümü boyunca oradan oraya atlıyor sırf animasyonu iyice göstermek, yaşatmak için yapılmış resmen :slight_smile:

1 Beğeni

Boogiepop wa Warawanai (2019)

Yani bu anime hakkında ne diyebilirim ki? İşleniş kısmı tam beyin yakmak için yapıldığı için ve konudan konuya atladığı için net bir şey söylemek zor. Olaylar çözülürken ortaya çıkan Boogiepop karakterini görmek ve o geldi olay çözüldü demekle bitmiyor. Animede geçen replikler çok derin. Karşılıklı konuşmalar olarak geçse de Boogiepop resmen seyirciye sesleniyor… Serial Experiments Lain animesinde olduğu gibi her bölümden sonra seyirciye “bu bölümden ne anladım” sorusunu sorduruyor.

Bu arada bu anime ilk defa 2000 yılında 12 bölüm olarak çıkmış. 2019 versiyonu 18 bölüm olduğu ve yine aynı stüdyo (madhouse) tarafından yapıldığı için tercih ettim ben. Anladığım kadarıyla aynı senaryo biraz daha geriden alınarak işlenmiş. 2000 yılının karanlık çizimleri yerini kawai çizimlere bırakmış. Ama müzikler ve seiyuu kadrosu çok iyiydi. Opening ve ending hiç atlamadım resmen.
8/10

Sonny Boy

Bu anime bitince tepkim “ne ilginç bir animeydi ya” oldu resmen. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki isekai animeleri arasında en güzeli ve en farklısı bu anime. İsekai animelerine farklı bir bakış açısı bile getirmiş olabilir. Bazılarına göre 2021’in en iyi animesi. En sevdiğim yönüyse bu animede pek çok toplum sorunlarına değinirken kendi konusuna devam edip akıcı bir işleyişe sahip olması.
Şurada çok güzel anlatılmış. Bunu okuyan animeye başlayabilir. :smile:
8/10

Shiguang Dailiren (Link Click)

Çin animesi olduğu için pek izlemeyen bir yapım. Ama konusu çok ilginç. İki tane süper güçlere sahip karakterimiz zamanda yolculuk yapabiliyor. Ama bunun için bir adet fotoğrafa ihtiyaçları var. Tam olarak fotoğraftaki zamana gidiyorlar. Üstelik bu güçlerini işe dönüştürmüşler. Fakat tabii ki her zaman yolculuğu temalı bir yapımda olduğu gibi işler her zaman yolunda gitmiyor.

Gizemli havasıyla ve ilginç konusuyla çok akıcı bir animeydi. Fakat tavsiye etmiyorum. Çünkü ikinci sezonu henüz çıkmadı. Siz siz olun biraz daha bekleyin :smile:
9/10

7 Beğeni

Alien 9

Eski animelerin arasında dolandığım bir gün karşıma çıkan güzellik. 2001 yıllı animesine göre kötü bulmadım. Ana karakter dahil pek çok şey evangeliondan ve yapısöküm akımından etkilenmiş ama bu beni rahatsız etmediyse kimseyi etmez diye düşünüyorum. Çok tatlı görünse bile teması ve sunuşu benim için bu tatlılığı azaltmasa bile bazılarını rahatsız edebilmiş… Bence yeterli imkan verilse bundan çok güzel şeyler çıkabilirmiş ama elimizdeki de asla berbat değil. Rahatça izleyebilirsiniz.

Konusu, Otani okulda bulunan uzaylı avlama topluluğuna seçiliyor ama uzaylılardan korkuyor ve uzaylılarla dövüşmeleri için kafalarına uzaylı takıyorlar. Tabii bu durumda Otani’nin akıl sağlığı biraz yamuluyor. Ekip arkadaşları ile bu işe devam etmeye çalışıyor.

Bastard!! Ankoku no Hakaishin

92852l

Eğlendim benim mizacıma uyuyor bu yüzden iyi bir deneyim yaşadım bu yüzden rahatça önerebilirim. Konusunu yazmayacağım zaten kısa gidip izleyebilirsiniz. :smile:

2 Beğeni

Jujutsu Kaisen 0

Büyük satış başarısı yakalamış yeni denebilecek Manga’dan uyarlanan Jujutsu Kaisen’in Anime’sinin ilk sezon ulaştığı kitlenin büyüklüğünden -shounen türüne ilgimin çok az olmasına rağmen- az çok haberim vardı. Filmin de Japon yapımı filmler içerisinde hasılat başarısı olarak ilk 15’e girmesinden ve pandemi sürecinde bile Japonya dışında yüksek bir izlenme yakalamasından dolayı da seriye girmeden önce bir giriş niteliğinde olan filmi es geçemezdim.

Jujutsu Kaisen 0, kendisinden önceki Shounen hitlerinin çoğunun parlak yanlarını alıp bunları tür için en üst seviye animasyonlarla bir araya getirmiş. Naruto’daki içine korkunç güçte bir canavar kaçmış bir veletin eğitilmesi gerekmesi, her daim egzantrik takılan ama kendi çapında karanlık geçmişi olan bir öğretmen, “kötüyüm ama sor niye kötüyüm?” modundaki kötüler, ayrı ayrı süper yeteneklere sahip sınıflandırılmış kahramanlar, son olarak da başrol karakterin sülalesinin o evrendeki efsanevi bir kahramana dayanması, Bleach’deki gibi kaptanların ve öğrencilerin ayrı ayrı hiyearşisi olması ve tüm kahramanların bir nevi exorcist olması gibi benzerlikler bu öykünme evresinde en dikkati çekenler. Bunlara ek olarak sosyal Darwinist olarak tabir edilebilecek bir boss kötüye ev sahipliği yapması ve özel yeteneklere sahip gençlerin eğitildiği bir akademide geçmesi açısından da X-Men (yada Harry Potter, artık nasıl görmek isterseniz) evrenine de muazzam bir öykünme mevcut. Tüm bu öykünmeler yaratılan evrenin orijinalitesini belli bir seviyeye kadar sınırlasa da seyir zevkine herhangi bir sekte vurmuyor. Konunun ana dayanaklarından birisinin akran zorbalığı olması ve bir shounen hikayesinden beklenmeyecek derecede kanlı olması ise filmin orijinalitesini bu anlamda bir tık yukarı çekiyor.

Asıl değinmek istediğim şey filmde de göreceğiniz üzere 2D animasyonların muazzamlığı. Yememiş içmemiş, görsel bir şölen yaratmışlar. Attack on Titan izlemedim ama 10. yıl projesi olarak bu film gerçek manada ünlerini tasdik işi olmuş. Bunlara eşlik eden muazzam müzikler de cabası. (Müzikleri Hiroyuki Sawano mu yapmış diye bakmaya geldim ama Terui Yoshimasa diye yeni bir yetenek, sanırım bu ismi ileride çok duyacağız) Bunlara ek olarak bazen sadece 30 saniye olsa da muazzam güç gösterileri yapıp giden tüm kahramanların seslendirme kadrosu muazzam isimlerden oluşuyor. Özellikle ekzantrik öğretmenimizin Yuichi Nakamura, cool kötü adamımızın Takahiro Sakurai, konuşan pandamızın Tomokazu Seki, Halberd taşıyan beyaz saçlı ablanın Kotono Mitsuishi, Kenya’lı abinin Kouchi Yamadera, başrol karakterin Megumi Ogata, onun içine kaçmış canavarın Kana Hanazawa, okul müdürünün Takaya Kuroda, hatta film boyunca sadece sushi malzemeleri sayan Toge’nin Kouki Uchiyama olduğunu farkettiğinizde içiniz kıpır kıpır olacak diyebilirim.

Filmin eksikleri olarak zaten gördüğümüz sahnelere Bilal’e anlatır gibi geri flashback yaptıkları sahnelerin cılkının çıkmış olması (başrol karakterle ilgili flashback’lerin sadece bir tanesi daha önce görmediğimiz bir sahneden, o sahnedeki twist’in de pek de sürpriz bir tarafı yok, basbaya herkesin öngörebileceği bir noktaya dayandırmışlar), exorcist kadronun güç gösterileri muazzam olsa da çoğunu 30 saniyeden fazla göremememiz, villain kadrosunun geri kalanına ne olduğu konusunu TV serisine bırakmaları, after credit sahnesindeki twist’in beklemeye değmeyecek kadar alakasız bir cliffhanger ile bitmesi (ulan siz filmde ölümüne dövüşmediniz mi yani!), ayrıca iyileştirme faktörüne sahip exorcist’lerin bu yetenekleri ile ölmediğiniz sürece başınıza ne geldiğinin pek de bir öneminin kalmamış olması açısından da film yükseldiği çoğu noktadan ortalamaya doğru iner gibi oldu. Filme 10 üzerinden 7.5 yada 8 verebilirim. Seriye izlemeye kesin olarak ikna ediyor, oradan da bir bonusu var. Shounen Anime sevenlerin kesinlikle izlemek isteyecekleri bu filmi halen sinemalardayken kaçırmayın derim.

4 Beğeni

Geçenlerde başladım. Absürt, komik bir anime. Anya karakteri’ni çok sevdim. Onun için izliyorum desem yeridir. :smiley:

7 Beğeni

-Gintama-
Gintama’yı bitirmekten baya bi uzağım, 121. bölümdeyim daha ama şimdiden en sevdiğim animelerden biri oldu. Açıkçası ilk bölümlerinde sıkılmıştım baya, ilk 10-15 bölümünü çok beğenmedim ama sonrasında baya açıldı seri. Karakterlerin oturmasıyla fln çok güzel arclar gelmeye başladı. Özellikle Yagyu, Shinsengumi Crisis, Okita Mitsuba arclarını baya beğendim. Çoğunlukla komedi yeri geldiğinde de baya sağlam dram olan yapımları çok seviyorum mesela buna da baya bi benzettiğim Leyla ile Mecnun gibi (yazarken çok fazla “baya” kullandığımı farkettim). Karakterleri (Hasegawa, Gintoki, Kondou gibi muhteşem karakterleri var) ve dünyasıyla cidden en beğendiğim yapımlardan biri oldu. Umarım izlerken bu zevki almaya devam ederim

Seride beni rahatsız eden bir şey var başından beri, sözde dünyada Amanto işgali var ama serinin bir noktasından sonra Amanto görmez oluyoruz. Yani hiçbir etkileri yok gibi dünyaya. Bi de ana hikaye biraz daha hızlı ilerlese baya sevinecem. Bunlar dışında hiçbir şikayetim yok, muhteşem bir yapım izlediğim en iyi komedi animesi zaten açık ara (gerçi GTO biraz zorlar ama her türlü Gintama alır)

5 Beğeni

Son arc’lar amantolarla ilgili onun dışında arada önemli bir amanto meselesi olmuyor

2 Beğeni
  1. Duvarı kırıp seyirci ile konuştuğu zamanlarda o konuya da değiniyorlar. İzlemeye devam edin. :smile:
2 Beğeni

Spriggan

Spriggan’ın 80 dakikalık uyarlamasını bundan 20 yıl önce izleyip pek beğenmiştim, Manga’sını asla tam olarak İngilizce’ye çevrilmiş olarak bulamamıştım ama film hikayenin sadece belli bir kısmını esas aldığını hissettirdiğinden geri kalan kısmı ne zaman tecrübe edebileceğimizi merak edip duruyordum. Netflix’in yeni serisi Spriggan 20 yıl sonradan da olsa önceden bildiğimiz hikayenin evrenini genişletiyor.

Spriggan episodik bir seri. Üçüncü bölümde gelen Yoshino’nun son bölümde bir kez daha hikayeye girmesini saymazsak bölümler arasındaki bağlantı sıfıra yakın denilebilir, fakat bu aynı zamanda aksiyon dozu için devamlılık ihtiyacının fazladan yük oluşturmasını da engellediğinden bu çok da hayati bir kusur değil. Jojo’s Bizarre Adventure’u bizlere sunan David Productions Urusei Yatsura remake’i öncesi, yönetmen Hiroshi Kobayashi ise yeni Gundam serisi öncesinde ortalamanın üstünde bir performans sundular diye düşünüyorum. 2D ve 3D karakterler animasyonları bir arada kullanılmasına karşın bu Tesla Notes örneğinde olduğu gibi rahatsız edici boyutlarda değil. Ayrıca seslendirme ekibinin de iyi bir performans ortaya koyduğunu söyleyebilirim. Serinin 6 bölüm olması başta kafanızda kuşku oluşturabilir fakat 3. bölüm hariç bölüm senaryoları genel olarak iyi ve bölüm süresinin 45 dakika olması sebebiyle aksiyon fakirliği hissettirmiyor. Özellikle, filmin remake’i niteliğindeki 2. bölüm ile Metal Gear Solid: Portable Ops ve Ashura’s Wrath gibi oyunları hatırlatan bir boss savaşı içeren son bölümü oldukça beğendiğimi söyleyebilirim.

Eleştirebileceğim noktalar çok özet geçmek gerekirse Yoshino karakterinin böyle bir seri için konsepte kel alaka kalması, Yu Ominae’nin az konuşup çok iş yapan bir profesyonelden ziyade atarlı bir ergen gibi konuşması, son bölümde geminin denizde bıraktığı iz gibi kimi kısımların 3D olarak biraz basit kaçabilmesi, Jean ile Oboro karakterlerinin çok az görünmeleri ve son olarak 2. ve son bölüm dışında villain karakterlerin sığ kalması özetlenebilir. Ayrıca yine bir Netflix klasiği olarak çok bariz noktalarda olmasa da yine çeviri hataları gözüme çarpmadı değil (Harpoon füzelerinin Zıpkın diye çevrilmesi, özel isim/ünvan olan Hummingbat ve Mirage’ın çevrilmeyip Fat Man, Little Boy ve Thunderbolt’un “çevrilmesi” gibi)

Seriye 7.5’dan 7 mi vereyim 8 mi vereyim açıkçası karar veremedim ama 2. sezonun gelmesi için çok bariz bir açık kapı bırakıldığını düşünürsek (ki en sonda aftercredit bile var) şimdilik 7 verip 8’e yükseltmek için yeni sezonu bekleyeceğimi söyleyebilirim.

4 Beğeni

https://assets.pikiran-rakyat.com/crop/0x0:0x0/x/photo/2021/04/11/1389997185.png

Journey: Taiko Arabia Hantou de no Kiseki to Tatakai no Monogatari

Sabah bir arkadaşla Takaya Kuroda’nın Kötü Kedi Şerafettin’i seslendirdiği dublajlı fragmanı görünce abinin o kulvardaki diğer işi olan The Journey’i akşam izlemeye geçtik. Film ilk saniyesinde “gerçek olaylardan uyarlandığını” söylüyor, fakat bu “gerçek” olaylar Kuran’da Fil Suresi’nde geçen bir anlatı, tarihi gerçekler olup olmadığı sizin kendi yorumunuza kalsın.

Film geri dönüşlerle çocukken ailesinin öldürülmesine tanık olup kafirler tarafından yıllarca köle olarak kullanılan Aws’ın özgürlüğe kaçtıktan sonra kurduğu ailesini ve Mekke’yi korumak için bir grup gönüllü ile Abraha’nın fil ordusunun karşısına çıkmasını, onun karşılaştığı zorluk ve acıların inancı ile sınanmasını işliyor. 2 saate yakın filmin önemli bir kısmı karakterlerin yaşadıkları zorluklara karşı sarıldıkları inançlarını vurgulamak için anlattığı hikayelerle geçiyor. Bu hikayeler için direkt rerans verilen kısımlar da, endirekt referans verilen kısımlar da var.

Yememiş içmemiş, seiyuu kadrosuna adeta para yağdırmışlar. Başrol karakterin Tohru Furuya, karısının Kotono Mitsuishi, yancısının Hiroshi Kamiya, mentorlarının Yuichi Nakamura ve Kazuya Nakai, boss düşmanın Takaya Kuroda olduğu bir film düşünün, işte böyle bir film. Dövüş sahneleri son derece başarılı. Hatta arkadaşımla izlerken çoğu sahnede karşılıklı coştuk diyebilirim. 2D animasyonlar ortalamanın oldukça üstünde. Yaş sınırını +18’ın altında tutmak için bir hayli çok sahnede perspektif değiştirip kopan uzuvları ve organları kadraj dışında bırakmışlar ama bu haliyle bile son derece kanlı bir film. Öte yandan 3D’ler (özellikle serçe saldırısı kısmı) ise odağınızı bozacak denli kötü.

En fazla 70-80 dakika filan sürmesi gereken filmi hikaye anlata anlata uzatmayı tercih ettikleri için filme notum 7’nin üstüne çıkmıyor ama illa dini bir oluşumun tanıtımını yapmak amacıyla yapılan bir prodüksiyon ile kıyaslamak gerekirse Return of Buddha’dan çok daha iyi olduğunu söyleyebilirim. Günün sonunda epik olmayı başaran ama propaganda amaçlı olduğunu gizleyemeyen (yada gizlememeyi seçmiş), bu açıdan Arabistan veliaht prensi Muhammed bin Selman’ın Capcom, SNK, Toei gibi şirketlerden muazzam hisse alımları yapmasının somut sonuçlarını görmek dışında birşey için zaman ayırıp izlemenin sizin kendi yargınıza kaldığı bir çalışma.

3 Beğeni

Birkaç gün önce Arte’yi bitirdim. Gündelik hayatla ilgili anime ararken buldum. Resimle ilgili olması, Rönesans zamanlarında geçmesi hoşuma gitti. Arte çok da zengin olmayan soylu bir ailenin kızı, ressam olma arzusunda. Ancak kadın olduğu için kimse onu yanına çırak olarak almak istemiyor…

Anime 12 bölümden ibaret. İzlerken bunaltmıyor ama bazen ana konudan uzaklaşmalar oluyor. O biraz can sıkıcı. İçinde çok az romantizm de var.

5 Beğeni

beas
Beastars
İyi bir anime olabilecekken olamamış bir anime, güzel karakterleri ve konsepti var ama seri içindeki olay örgüsü yer yer çok mantıksız bir hal alıyor.

Animede 2 tane çatışmayı görüyoruz asıl olan etçil ve otçul ve daha çok diyalog aralarında yer verilen türler arası çatışma, ben bunları günümüz dünyasındaki kadın-erkek ve ırklar arası çatışmanın bir yansıması olarak görüyorum ve bu kısımlar güzel aslında ama bizim karakterlerimizin yaşadıkları olay örgüsü baya mantıksız.

Henüz 1.sezonu izledim umarım 2.sezonda seri batırmaz, öyle bir his var içimde

2 Beğeni

-Bubble

Death Note’un karakter tasarımcısının, Attack on Titan’ın yönetmeninin ekipte olduğu, müziklerin Hiroyuki Sawano’ya, senaryonun Gen Urobuchi’ye teslim edildiği bir yapım ne kadar vasat olabilir? Oldukça vasat olabiliyormuş. Öncelikle Jin-Roh:Wolf Brigade veya King of Thorn herkesin bildiği masallardan temellendirilmiş Anime’ler olsa da bu saydığım iki örneğin aksine konu anlatımı o kadar yetersiz, izleyicilerin soru işaretlerini gidermek konusunda o kadar ilgisiz, suspense of disbelief o kadar bariz ki bu saydığım iki örneğin aksine filmin yarısına gelmeden tüm merak hissinizi kaybediyorsunuz. Film ne hikayeye kendi içinde bir gerilim katabiliyor, ne de karakteri önemsememizi sağlayabiliyor. Zira film boyunca bir adım önüne bakmadan onlarca metre yüksekte parkur yapanları görünce hikayede bir gerilim unsuru oluşmadan yokoluyor. Undertaker’ların o botları nereden bulduklarından kırmızı baloncukların neyi temsil ettiğine, felaket 5 sene önce olduğuna göre o abur cubur yada asitli içecekleri nasıl keyifle tükettiklerinden gece kafalarına tonlarca beton düşmeyeceğinden nasıl emin olup uyuyabildiklerine kadar zilyon tane soru işareti cevapsız bırakılmış ve bu da açıkçası hoşuma gitmedi. Filmin en iyi yönü kuşkusuz teknik detay seviyesi ve müzikleri, zira karakterler yada konudan ziyade bunlara odaklanırsanız ayırdığınız zamana üzülmeyeceğiniz bir film diye düşünüyorum.

10 üzerinden 6’lık bir film özetle.

2 Beğeni

SONNY BOY


Bir ara izleyeyim diye telefonuma indirip saklama alanım dolmaya başlayınca varlığını hatırladığım güzellik. Hikayesi ilgi çekici, karakterler ilgi çekici, kendini izletiyor ve sıkmıyor ayrıca bunu yaparken iyi görünüyor. Daha önce bu tarz animeler izlemeyenler anlamayabilir. Fakat oldukça hoş bir deneyim oldu. Wonder Egg Priority’den beklediğim şeyleri bana bu anime sundu. Keşke bu sene çıksaydı herkese bu yoklukta iyi giderdi.

9 Beğeni


Bu sezonki şimdilik favori animem Isekai Ojisan, izlediğim en iyi isekailerden biri gerçi isekai ne kadar diyebiliriz bilemiyorum ama… İlk 2 bölümdeki seviyeyi düşürmezler umarım

3 Beğeni

Övmek icin bitmesini bekleyeyim dedim, bunu gördugume gore ilan edebilirim: Tentai Senshi Sunred ve Daily Life of High School Boys’dan beri yapilmis en iyi komedi serisi bu olabilir.

2 Beğeni


Fate/Zero

Hep niyetlenip niyetlenip başlamadığım Fate serisine Dost Kayaoğlu’nun videosunun ardından aldığım gazla da başlamış bulunmaktayım. Ve cidden neden daha önce başlamamışım ya dedim.

Öncelikle anime görsel açıdan söylemeye dilimin varmadığı 2-3 sahne dışında animelerdeki izlediğim en iyi görselliğe sahip animelerden biri. Karakter dizaynları olsun CGI’lar olsun cidden çok başarılı

Olay örgüsü ve işleyişi bakımından bence başarılı ama yer yer düştüğü ve saçma gelen noktalar da mevcut. Ayrıca finalinin hayal kırıklığı da var. Anime daha en baştan beri kaseye dair umutlandırdı ama zaten en baştan da belli gibiydi çünkü bu kadar güçlü bir güce sahip olsa evreni öyle bir değiştirir ki 2.savaş bile olmaz. Kase çok da güçlü bişi değil finalde gözüktüğü ve mantığımın gerektirdiği kadarıyla ama finaldeki kasenin o küçük formuna saldırılmasıyla da ilgisi vardır belki saber tarafından.

Final dışında başka sorunlarım da var, her ne kadar baya güzel fightlar olsa da harcanmış çok fazla fight var. Öncelikle kafamdaki power levellarla neredeyse tamamen zıt düşen fightlar var. Onun dışında sonuçlarından ziyade fightların kendisi de hiç beklenildiği gibi olmadı özellikle Gılgamış’ın fightları hiç beklediğim gibi olmadı, dramatik olarak güzel sahneler ama fight olarak iyi değiller (İskender ve Saberla oranları kastediyorum). Cidden düşününce en baştaki Lancer vs Saber daha sonra diğerlerinin de dahil olmasıyla olan toplu fightın ötesinde daha iyi bi fight yok

Değinmedim galiba ama müziklerini de beğendim hem ostler olsun hem de op/ed’ler olsun güzeldi

Animeyle ilgili bi ton şikayetim var ama bu beğenmediğimden değil, çok hoşuma gitti anime ama cidden potansiyeli daha yüksekti. Kafamda pekçok soruyla bitirdim ama muhtemelen bu anime diğerlerinden sonra yapıldığı için zaten diğerlerini izlesem o sorulara cevap bulurum

6 Beğeni

Ufotable ın en eski fate animasyonlarından. Sırada unlimited bladeworks ile devam edecek misiniz? Heavens feel animasyonu sektördeki güncel animasyon standartlarının şu an üzerinde bence. Tabi en güncel ufotable fate serisi olmasının bir etkisidir

1 Beğeni

Stay Night, Unlimited Bladeworks ve Heavens Feel aynı savaşın farklı versiyonları anladığım kadarıyla, üçünü de izlerim diye tahmin ediyorum. İlk olarak Stay Night’ı izlerim. Ama açıkçası iyi mi yaparım bilemiyorum

1 Beğeni