Artık böyle koymaya karar verdim 
Bu ay aslında çok daha fazla film izledim ama hepsini koymayayım diye son izlediklerimi paylaşıyorum.
King Arthur (1/5): Basit, hiçbir numarası olmayan bir bilim-kurgu filmi. Savaş sahnelerinin klişeliği beni irite etti bile diyebilirim. Öyle bir akşam uzanırken annemle izleyeyim diye açtım. Özellikle açıp izlemeye değmez.
The Beast (1.5/5): Beğenmedim. Nasıl açıklarım bilmiyorum ama beğenmedim yani.
Watcher (2.5/5): Bol bol mantık hatası bulunduran - ve bunu insanın gözüne sokan, ana karaktere aşırı sinirlendiğiniz fakat buna rağmen gerilimini sürdüren bir film. İşte bu filmi bir akşam ailecek otururken sırf bir şey izlemek için açıp izleyebilirsiniz.
Carry-On (3.5/5): Böyle filmlere hasretiz. Nasıl filmlere yani? Mükemmel ahım şahım sinema harikası bir film tabii ki değil. Ama bana göre uzun süredir böyle keyifli, yormayan, heyecanlı bir aksiyon filmi açlığı var film dünyasında. İnsan arada bir şeyler açıp çok derin anlam yüklemeden sadece eğlenmek istiyor. İşte bu film o film. Şu an Netflix’de, bence açıp izleyin eşle dostla oldukça keyifli gidiyor.
Mufasa (3/5): Çok yoruma gerek olmayan bir film. Aslan Kral çizgi filminin hayranı bir insan olarak hatırı olduğu için izledim. Çokta keyif aldım.
Sleeples in Seattle (3/5): Günümüzle kıyasladığınızda aslında çokta numarası olmayan bir romantik komedi. Ama çıktığı yılı baz alırsak eminim o dönemin önde gelen, çok ses getiren bir filmi olduğu kesin. Tom Hanks ve Meg Ryan’ı çok sevdiğim için bir şans verdiğim, yılbaşı öncesine çok yakışan, soğuk bir kış günü izlenecek akıcı bir romantik komedi.
Road to Perdition (3.5/5): Üstte de belirttiğim gibi Tom Hanks’i çok sevdiğim için filmografisini açıp seçtiğim bir film oldu. İzlediğinizde belki benim kadar yüksek puan vermeyebilirsiniz ama genel olarak seveceğinizi düşünüyorum. Harlem’in karanlık dünyasında işi ters giden bir babanın, oğluyla kötü insanlardan uzaklaşmak aynı zamanda intikam almak için çıktığı yolculuğu anlatıyor. Ben çok sevdim.
Anora (4/5): Bu yılın en iyi filmlerinden biri. Oscar’da göreceğimize hiç şüphem yok ve eminim 1-2 ödül alacaktır. “Yetişkin” işçisi diyelim
Yetişkin işçisi bir kızın zengin bir oğlanı gözüne kestirip onunla evlenmesi üzerine başına gelen olayları anlatıyor film. Aileyle izlemeyin, arkadaşlarla/eşle izlenir 
25th Hour (4/5): Hapise girecek bir adamın son 1 gününü izliyoruz. Edward Norton şaşırtmamış, zaten kötü yapımlarda pek oynamıyor. Dram ağırlıklı oldukça sürükleyici bir film.