En Son İzlediğiniz Film?

Dirk Pitt’i görünce bir gülümsemiştim. https://eksisozluk.com/entry/8980077

Film oldukça klişe, ama Gunga Din ve Ishtar bu kadar bile olamamışlardı. İlginç olan, seriyallerin hüküm sürdüğü dönemden bugüne miras kalan, Indiana Jones ile revize edilen bu türün oldukça eski olması. Ancak iyi örneği romantik komediler yahut westernler kadar çıkmıyor maalesef.

Kitapların güzel olduğu senaryodan anlaşılıyor ama yine de Atlantis Bulundu’yu sahaf alımımdan sildim bu süreçte. Fazlasıyla The Boys from Brazil’i andırıyordu (Levin’in kaynak kitabı ülkemizde Vahşet Çocukları adıyla 50 sene önce yayınlanmış). Akba vesair ile oldukça fazla ve kaliteli polisiye çevrilmiş 60 ve 70’lerde ama bugün hemen hiçbiri tekrar basım olarak yok. O da çok ilginç.

2 Beğeni

Diğer bölümleri izlemeyeceğim.

:star:

Liam Neeson’ın parladığı film diyorlar. Muhtemelen tanınma olarak söylenmiş bir şey. Aksi halde oyunculuk olarak ortada bir şey yok. Film 6.4 almış ama bu bile fazla. Çoğu sahne dönemin filmleriyle yarışamayacak kadar vasat altı.

5.5/10

Benzer filmlerden farklı bir yanı yok. Zombi filmlerini her türlü izlerim diyorsanız izleyebilirsiniz.

6/10

3 Beğeni

Yakın zamanda izlediğim filmler:

Daha gençken izlediğim aksiyonunu hatırladığım bir filmdi,döneminin askeriye film furyasından ayrılıyor.Kimsenin masum olmadığı bir film,en ufak hatanın acımazsızca cezalandırıldığı bir elmas ile insanların hayatının kesiştiği bir film.8.5 Rahat eder izlemeyen mutlaka izlemeli klasmanında oyunculuk,senaryo şahane.

İkinci film Miyazaki ustanın filmi açıkçası en sevmediğim filmi olabilir,tekrarlayan animasyonlar,uzun tek plan sekansları,yer yer kötü çizimler.Açıkçası senaryo olarakda içine çekemedi filmle bir bağ kuramadım senaryo olarakta zayıf buldum.

6.5 Oda bazı sahnelerin görsel şölen olması ve ustaya saygımdan.

Bunuda sosyal medyadan bir sahnesini görüp başlamıştım fazla beklentim yoktu,sıkmayan keyifli bir filmdi 6.3 hak ediyor.

1 Beğeni

Ormanda geçen bölüm days gone oyununu anımsattı.

1 Beğeni

dünyanın açık ara en iyi dublajı. her izlediğimde gülme krizine sokuyor :slight_smile:

4 Beğeni






1 Beğeni

2 Beğeni

Çoğu kişi çok önce izlemiştir ama ben ilk defa izledim.
Kendisi kısa bir film ama çoğu korku filmini cebinden çıkarır.

The Other Side of the Box

1 Beğeni

Zamanına göre harika bir film. Zamanın da nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Seriye devam. Sırada ikinci film var.

8.5/10

2 Beğeni

Yeni Noel klasiği hayırlı olsun.

1/3 terk.

2 Beğeni


28 Years Later filminin trailer’ı yayınlandıktan sonra ilk iki filmi tekrar izledim. İki filmi de çok beğendim ama ilk filmin yeri bence ayrı.

İki film de çoğu yerde Zombi temalı olarak yer alıyor ama ölüp dirilen kimse olmadığı için zombilerden ziyade vücut sıvıları yoluyla bulaşan bir virüs yüzünden birkaç saniye içinde enfekte olup kontrolsüz bir öfke krizine giren vahşi insanları görüyoruz.

İlk film hem konu hem işleniş açısından çok daha güzeldi. Filmin başında yaşam hakkı savunucusu aktivistlerin Otomatik Portakal göndermeli bir hayvan deneyini sabote etmesi sonucu virüsünün çok hızlı bir şekilde yayılması ve olduğu gibi walking dead tarafından araklanan meşhur açılış sahnesini görüyoruz. İlk olmasa da Usain Bolt gibi depar atan enfektelerin filmlerden oyunlara kadar popüler korku/gerilim kültüründe yer etmesinde çok büyük rol oynayan bir film.

Yukarıda örneğini verdiğim üzere bu tip yapımların özünde, her ne kadar sözde medeni olan modern toplumlardaki bireylerin, kişisel arzu ve menfaatlerinin peşinde çok kısa bir süre içinde kontrolsüzce vahşileşebilmesinin alegorisi olsa da sadece bu film özelinde değil, genel olarak gördüğümüz bir biçimde pandeminin patlak vermesinden hepitopu 3-4 hafta sonra insanlığın nerdeyse bitme noktasına gelmesi, tüm metropollerin bomboş kalması, insanların intihar etmeye başlaması, kalanların bir anda tecavüzcü barbar çeteler kurması, konservenin, pilin, merminin para yerine geçtiği bir ekonomi oluşması vs. bana biraz eğrelti gelmiştir. Aynı şey bilimkurgu yapımları için de geçerli. Galaksinin en ücra köşelerine gidilip terraforming falan yapılıyor ama yıl 2099… Şu süreyi biraz daha uzun tutmaları gerekli.

5 Beğeni

3 Beğeni

LOTR dizisinden daha iyi bir yapım olmuş. Ancak ortalama bir iş olmuş. İzleyip birkaç güne unutacağınız türden. Hikayenin LOTR filmlerine az da olsa bağlantılı olması güzeldi. Umarım Orta Dünya evreninden daha kaliteli işler görürüz.

4 Beğeni

Kabin Bagajı - Netflix

İlk yarısına 8, ikinci yarısına 5, sonuna 2 verdim.

6 Beğeni

2 Beğeni

3 Beğeni

Terminator: Dark Fate’i izledim. Bence bu film olmamış.

Hollywood’un üretkenliğini kaybetmesinden ve yeni şeyler üretmektense eskilerin devamını, tekrarını ya da spinoffunu yapmasından çok rahatsızım. Hollywood risk alıp yeni eserler yaratmak yerine, güvenli limanlardan çıkmayıp kâr getireceğine inandığı efsaneleri zorlama bir şekilde sürdürüyor. Böylece hem yeni şeyler üretmekten vazgeçmiş oluyorlar ve üretkenlik baltalanmış oluyor, hem de bir zamanların efsane olmuş filmlerini ya da film serilerini katlediyorlar. Bu nedenle birkaç yıl önce bir karar vermiş, bu tür şeyleri izlemeyeceğim demiştim.

Terminator: Dark Fate filmi de ilk yayınlandığında bu nedenle izlememiştim. Ama uzun bir süre sonra bugün Netflix’te karşıma çıktı ve izleyebileceğim pek bir şey de yoktu. Üstelik film hakkında çok olumlu şeyler duymuştum. Bu kez kadroda eski günlerdeki gibi Arnold vardı, Linda Hamilton vardı, yapımcı kadrosunda da David Cameron vardı. Bu nedenle yeminimi bozup bu filmi izledim. Biraz da filmin Terminator evrenine yaptığı katkı hakkındaki merakıma yenik düştüm. Biraz da bilimkurgu açlığı var tabii.

Keşke izlemeseydim. Film 2 saat ama benim bitirebilmem çok daha uzun sürdü. Keşke eski efsaneleri zorlama bir şekilde sürdürmek yerine tadında bırakmayı öğrenip, yeni hikâyelere ve yeni evrenlere yelken açabilsek.

4 Beğeni

Artık böyle koymaya karar verdim :smile:
Bu ay aslında çok daha fazla film izledim ama hepsini koymayayım diye son izlediklerimi paylaşıyorum.

King Arthur (1/5): Basit, hiçbir numarası olmayan bir bilim-kurgu filmi. Savaş sahnelerinin klişeliği beni irite etti bile diyebilirim. Öyle bir akşam uzanırken annemle izleyeyim diye açtım. Özellikle açıp izlemeye değmez.

The Beast (1.5/5): Beğenmedim. Nasıl açıklarım bilmiyorum ama beğenmedim yani.

Watcher (2.5/5): Bol bol mantık hatası bulunduran - ve bunu insanın gözüne sokan, ana karaktere aşırı sinirlendiğiniz fakat buna rağmen gerilimini sürdüren bir film. İşte bu filmi bir akşam ailecek otururken sırf bir şey izlemek için açıp izleyebilirsiniz.

Carry-On (3.5/5): Böyle filmlere hasretiz. Nasıl filmlere yani? Mükemmel ahım şahım sinema harikası bir film tabii ki değil. Ama bana göre uzun süredir böyle keyifli, yormayan, heyecanlı bir aksiyon filmi açlığı var film dünyasında. İnsan arada bir şeyler açıp çok derin anlam yüklemeden sadece eğlenmek istiyor. İşte bu film o film. Şu an Netflix’de, bence açıp izleyin eşle dostla oldukça keyifli gidiyor.

Mufasa (3/5): Çok yoruma gerek olmayan bir film. Aslan Kral çizgi filminin hayranı bir insan olarak hatırı olduğu için izledim. Çokta keyif aldım.

Sleeples in Seattle (3/5): Günümüzle kıyasladığınızda aslında çokta numarası olmayan bir romantik komedi. Ama çıktığı yılı baz alırsak eminim o dönemin önde gelen, çok ses getiren bir filmi olduğu kesin. Tom Hanks ve Meg Ryan’ı çok sevdiğim için bir şans verdiğim, yılbaşı öncesine çok yakışan, soğuk bir kış günü izlenecek akıcı bir romantik komedi.

Road to Perdition (3.5/5): Üstte de belirttiğim gibi Tom Hanks’i çok sevdiğim için filmografisini açıp seçtiğim bir film oldu. İzlediğinizde belki benim kadar yüksek puan vermeyebilirsiniz ama genel olarak seveceğinizi düşünüyorum. Harlem’in karanlık dünyasında işi ters giden bir babanın, oğluyla kötü insanlardan uzaklaşmak aynı zamanda intikam almak için çıktığı yolculuğu anlatıyor. Ben çok sevdim.

Anora (4/5): Bu yılın en iyi filmlerinden biri. Oscar’da göreceğimize hiç şüphem yok ve eminim 1-2 ödül alacaktır. “Yetişkin” işçisi diyelim :smile: Yetişkin işçisi bir kızın zengin bir oğlanı gözüne kestirip onunla evlenmesi üzerine başına gelen olayları anlatıyor film. Aileyle izlemeyin, arkadaşlarla/eşle izlenir :slightly_smiling_face:

25th Hour (4/5): Hapise girecek bir adamın son 1 gününü izliyoruz. Edward Norton şaşırtmamış, zaten kötü yapımlarda pek oynamıyor. Dram ağırlıklı oldukça sürükleyici bir film.

9 Beğeni