Bunu bilmiyordum. Sansürsüz yayınlansaymış güzel bir film olurmuş.
Yukarıda haberi duyunca ben de izledim Borderlands’i primevideodan. Güzeldi. Eğlendim. Oyuncu kadrosu güzel olduğu için sinemada izlemek istiyordum ama bilet fiyatları pahalı olduğu için gitmemiştim. Primevideoya geldiği iyi olmuş.
Yıldızlararası filmini sinemada izleme fırsatı buldum.Filmi çok defa televizyonda izlememe rağmen sinemada izlemek büyük keyif verdi.Konusu gayet güzel.Filmdeki görsel efektler ve bilimsel tartışmalarda çok iyidi.
Prime Video’da denk geldiğim, aynı isimli kitaptan uyarlama olan Nightmare Alley’i izledim. Gerek sinematografisi, gerek oyunculukları, gerek konusu olsun standartların çok üstündeydi. Senaryoda birkaç tane ucuza kaçılmış diyebileceğim yerleri olsa da son dönemde izlediğim en kaliteli filmlerden biri oldu. Kitabı Türkçeye de çevirilmiş.
Girdiği yıl izlemiştim bende, o yılın ödül sezonunun beğendiğim filmlerindendir. Kitabı gözümden kaçmış, bir ara bakayım kitaba .
En sevdiğim noirlerden birinin yeniden çevrimini duyunca bir kere daha gıcık olmuştum De Toro’ya. Yeni kadroyu tasfiye, Power/Blondell’li olanı tavsiye ederim.
Look Back
58 dakikalık kısa ama vurucu, harika bir filmdi. Chainsaw Man’in de yazarı olan Tatsuki Fujimoto’nun yine aynı isimli bir one-shot mangasından uyarlama. Çizim tarzıyla, animasyon kalitesiyle, müzikleriyle, ilk başta biraz klişe hissi veren ama anlatım biçiminin özgünlüğü sayesinde bu hissi tamamen yıkan hikâyesiyle 2024’te çıkmış izlediğim en güzel animasyon oldu benim için. Özellikle ana karakterin emek verdiği iş övüldüğünde yolda mutlu mutlu yürüyüşünü uzun bir süre unutmam herhalde. Ben Prime Video’da altyazıyla izledim o yüzden ne kadar iyi bilmiyorum ama Türkçe dublaj seçeneği de var. Bunu bir anime filminde görmek de ayrıca çok sevindirdi.
IMDb: 7,9/10
Letterboxd: 4,3/5
İlk filmin namına küfür eder gibi film yapmışlar. Neresinden tutsanız elinizde kalan, fanmade filmlerden bozma, bomboş kalitesiz bir filmdi.
İzleyip izlememe konusunda kararsızdım, belki bir gün evde izlerim diyordum. Çünkü Hollywood’un üretkenliğini kaybettiği için aynı filmlerin yıllar sonra da olsa devamını yapmasından rahatsızım. Bu tür filmlerin genellikle iyi bir şey çıkmadığını da gördük. Sizinki gibi yorumlar izlememe yönünde bir karar vermeme neden oldu.
Her şeyi günümüzün basit izleyicilerine göre yapmaya çalışıyorlar. Oysaki yeterince paranız var. Kaliteli bir film yapın, yetmez mi?
Filmi beğendiniz mi?
Benim çok sevdiğim filmlerden bir tanesidir fikrinizi merak ettim
Evet beğendim. Çok güzeldi.
İzlediğiniz filmin ilk kitabı ve devam kitabı. Bağlantı adreslerine tıkladığınızda Türkçe baskıları karşınıza çıkacaktır. Yeni basımları uzun yıllardır mevcut değil. Okumak isterseniz eğer Nadir Kitap’tan uyguna bulabilirsiniz.
https://www.nadirkitap.com/kitapara_sonuc.php?kelime=Michael+Blake
Netflix kütüphanesinden kalkacağını öğrenince, geç de olsa aradan çıkarmak için izledim.
IMDB puanının ve olumlu eleştirilerin fazla abartıldığını düşünüyorum. Blade Runner’ın şanına yakışır yeni veya farklı bir açıdan ele alınmış ne var? diye baktığımda malesef çok bir şey bulamıyorum. Daha önce gördüğümüz temalar gördüğümüz şekillerde işlenmiş.
Sadece ilk filme nazaran değil kendi içinde de çok fazla farklı tema kullanılmış. Yapay zeka ile yaşanan aşk, mega şirketlerin elinde tüm insani melekelerini yitirmiş bir toplum, geçmişin ve anıların ruhun ve kimliğin niteliklerinden biri olması, kendinden olandan “doğmak” ve “yapılmak” arasındaki varoluşsal uçurum vs. gibi modern bilim kurgu ve bilim felsefesinde sıkça gördüğümüz temalar, Denis Villeneuve’ün olabildiğince sade, post modern, doygun ışık ve gölgelendirmeler ile keskin çizgilerle ayrılmış, modern sanat galerisi gibi duran mekanları ile birleşince ortaya birbirinden oldukça uzak ve kopuk bir sahneler bütünü çıkmış.
Filmin posterlerinden, trailer’ından veya sosyal medayada denk geldiğim kısa sahnelerinden vs. Deckard’ı göreceğimi biliyordum ama Gaff rolündeki Edward Jasmes Olmos’u (namıdiğer Admiral Adama’yı ) ilk filmdeki meşhur papyonu ile görmek süpriz oldu.
Ölümlü Dünya 2
İlk filmi çok sevmiş biri olarak ikinci filmi de (Muhtemelen hikâyenin finali olur.) beğendim diyebilirim. Ancak ilk filmin altında kaldığını söylemeliyim.
Öncelikle esprileri bence ilk filmde çok daha iyi satmışlardı, daha oturmuştu. Bence komedinin en temel öğesi de esprileri satabilmek. Bu filmde yine çok iyi konseptler ve kağıt üstünde çok komik duran sahneler yazmışlardı ama esprileri ilk filmdeki kadar iyi satamadılar. Ama yine de epey eğlenceli bir film idi. İlk film kadar olmasa da güldüğüm yerler oldu.
Giray Altınok’un ekibe eklenmesi ise çok iyi olmuş bence. Epey renk kattı.
Senaryoda Aziz Kedi ve Feyyaz Yiğit’in katkıda bulunduğu yerler kendini epey belli etmiş. Ali Atay (Mizah tarzı Burak Aksak ve Onur Ünlü’ye çok benzer genelde)'ın tarzı da eklenince hoş bir karışım olmuş. Prime Leyla ile Mecnun tadını hâlâ veremiyor ama bence Ali Atay bu yönetmenlik&senaristlik işinde epey pişti. Cinayet Süsü de dahil tüm filmleri izlenebilir seviyedeydi. Ancak dediğim gibi esprileri satma konusunda yer yer sıkıntı yaşıyor ekip. Aynı sorun Cem Yılmaz’da da var son birkaç senedir.
Filme puanım 7/10.
Teşekkür ederim. Bakacağım.