Film güzeldi, konusu hoşuma gitti. Belki bir gün kitapları yeniden basılır.
İzlemediklerimi listeme aldım. Teşekkürler
İzlediğiniz Piyanist filminin kitabı. Yazarı kadın ve Nobel ödüllü. Yıllar önce izlemek ve okumak için kenara not almıştım. Belki ilgilinizi çeker.
Daha dün izlediğim için hiç ilgimi çekmedi. Belki buradan görüp ilgilenenler çıkar.
Red One
Bugüne kadar bin bir türlüsünü izlediğimiz Kırismıs filmlerinin bin ikincisi. Ne kadar eğip bükseler de hep aynı şeyler. Bu sefer biraz daha teknolocik. Niye izledim ben de bilmiyorum.
Reacher
İlk sezon bitti. Sürükleyiciydi, evet, ancak geliyorum diye bağıran plot twistler şaşırtma amaçlı konuşlandırıldığından olsa gerek, final “istenen” tadı vermedi. Yani ikinci sezon için herhangi bir heves yaratamadı. Zaten de zayıfmış yorumlara göre. Direkt 10 gün sonra başlayacak 3. sezona bakılabilir. Zira her sezon yeni ekiple yoluna devam ediyor "hobo"muz.
“Sırt mühim.”
Parthenope
İngilizce altyazıyla, ilk yarı tek ikinci yarı eşimle beraber “sanat filmi” geyiği yaparak izledik. Stefania Sandrelli 80 yaşında botokslu akranlarından çok daha iyi görünüyordu finalde, gözleri hala dünkü gibi… Porta için epeyce yakın çekim yapılmış. Gary Oldman filmde John Cheever’a -kısa da olsa- hayat veriyor. İzlenir mi? Bence hayır. Erkek kardeşle yakınlık hususu Cardinale’nin Sandra’sını anımsattı. Eski Roma alışkanlıklarından pek vazgeçemiyor gibi İtalyan sinemacılar. “Tuz ve sudan müteşekkil” oğul da tam X-Men ekibine göreydi. Bolca İtalya manzarası eşliğinde “uzun bakışmalı” Nuri Bilge geyiği döndürmek istiyorsanız, 135 dakika sizi bekler.
Strange Darling
6 bölüm ve 1 epilogdan oluşan kurgusunun tek amacı plot twistini saklamak olan film, ilginç şekilde, sürprizini filmin yarısında (hatta çok öncesinde) açık ediyor ve haddinden fazla övgüyle seyirciye servis edildiği için, beklentinin altında kalmak suretiyle -kanımca- başarısız oluyor. Hakkında hiçbir şey duymadıysanız daha çok keyif alacağınız bir yapım muhakkak. Fakat korku sineması için mihenk taşı gibi tabirler (aynısı Longlegs ve In a Violent Nature için de yapıldı) bu filmlerin lehine değil aleyhine işliyor maalesef. Altını dolduramayacakları vaatlerle çıkıyorlar karşımıza. Bu da vasatın üstü seyri bile hayal kırıklığıyla bezeyerek sonucu hüsran kılıyor. Oyunculuklar dahil olmak üzere (başrolde “Reacher” kızımız var), abartılacak bir durum yok.
Wolf Creek 2 ile Freddy Krueger kıvamına gelen Jarratt için gelmeyen övgülere yazık diyorum, şunları görünce.
Bu arada, geçenlerde bahsini ettiğim Celda 211 de 5.3 IMDB puanıyla açmış. Cassandra 6.3. Yenilerden de pek hayır yok gibi. Cobra Kai 5 bölümle dizi maratonumuza devam edeceğiz artık. Filmlerde de Wicked bugünler için uygun bir tercih gibi görünüyor.
Fargo
Normalde Imdb puanı yüksek filmlerin büyük çoğunluğunu izlemiştim ama Fargo hiç renk gelmemişti.
Amazon Prime’a gelince izledim.
Hem oyunculuklar hem kurgu hem de çekimler çok hoşuma gitti. Böyle başı sonu ne anlattığı belli olan filmleri çok seviyorum.
Günümüzde beceriksiz yazar ve senaristler hikayenin sonunu bağlayamayınca uçu açık bıraktık kurnazlığına giriyorlar.
Aynı tadı alacağınız, neredeyse birebir benzer başka bir film daha var, kfünyesini mesaj kutunuza bırakıyorum.
Celda 211 kötü bir dizi başlamayın. Cassandra ondan bir tık daha iyi ama bu konseptte yapılan daha iyi işler var. Apple Cider Vinegar yine yeni diziler içinde şans verilebilir.
@Srbs Dizisi de güzeldir bir göz atmanızı tavsiye ederim.
@kolombre teşekkürler üstat o filmi de izleyeceğim.
@W4YNE Üstat dizisine baktım, Martin Freeman oynuyor. Kendisini severim, diziye de bir göz atacağım.
Üstat şifreli konuşmayı bırakın da yazın diğer filmin adını Dizi bir antoloji dizisi. İlk iki sezon bağlantılı. Son üç sezonda farklı hikayeler var. Ama özü aynı suç/dram.
Film buydu yahu
Öyle şifreli olunca kırmızı noktalı 90lar filmleri gibi olmuş.
Yazdığınız iyi oldu ne zamandır filme başlama niyetim vardı. Bir bakayım bugün
Freeman çok gıcık bir karaktere hayat veriyor, Billy Bob Thornton taşıyor ilk sezonu. Hatta ikinci yarıda ekran süresinin azlığı kaliteyi düşürmüştü. İkinci sezonda Bokeem Woodbine antagonist rolüyle ödüller aldı ancak ben üçüncü sezonu David Thewlis’in muhteşem kompozisyonuyla en tepeye koyuyorum. İlk sezon bahsettiğim mevzu yüzünden geride bende. Ayrıca ikinci ve üçüncü sezonlarda başrolleri paylaşan oyuncular birbirine aşık olup evlendiler diye hatırlıyorum, Dunst ve Plemons, McGregor ve Winstead. En sevdiğim stand-upçılardan Chris Rock’un 4. sezonunu ve Jodie Foster’in 5. sezonunu ben izlemedim. Winstead’in güçlü kadın portresi de sıyırıyor o sezonu bende, kendisi Ava Gardner’in uzak kuzenidir bu arada. Gözlerine yakından bakarsanız görebilirsiniz.
Billy Bob için de School of Scoundrels remake’i ile (orijinaliyle farklı hikayeler) Bad Santa kara komedilerini de buraya hatırlatma olarak not düşeyim. İkisi de şahanedir.
Juno Temple olacak karıştırdınız True Detective dizi ile. John Hamm da vardı. Chris Rock’lı sezon pek beğenilmedi zaten. Son sezon geçen sene yayınlanan ise bir eskiye dönüşü anımsattı iyiydi.
Aaa evet, içimden nedense True Detective ile Hannibal’i geçirmiştim yazarken, Mikkelsen’in portreyi de anmış olalım.
Hannibal yeni sezon hala gelmedi bu gidişatla da gelmeyecek gibi. Bad santa değeri az bilinen noel filmidir. Keşke devam filmi çekmeselerdi bende onu not düşeyim
Titans ve Birds Of Prey
Evet, kitabın hakları düşecek diye yıllarca yediler, onca nostalji fırtınasında görece yakın tarihli dizi kaldı geride bir. Şaka gibi. Bad Santa sequel için de umutluydum ama, dediğiniz gibi, fuzuli olmuş. Hendricks’e rağmen. Onun da o yüzle (ve “kızıllar” kontenjanıyla) perdede iz bırakamaması… 50’lerde yaşasa kum saati ölçüleriyle efsane olurdu. Hatta öyle bir çekimi vardı, bulursam bir ara iliştiririm.
Evet bende daha çok ön planda olur kariyeri daha da iyi şekilde ilerler diye düşünmüştüm. Mad men dizisi yeterli oldu kendisine sanırım.