Anora ve Emilia Perez’in tüm ödülleri götürdüğü bir dönemle herhalde yavanlığın dibine vurduk. Şöyle ki; her çekilen eserin kötü olduğu bir dönem değil de, bize empoze edilen ürünlerin kötü çıkması ile, güven duyulacak şirket, üretici kalmadı. Seyircinin güveni kırıldı. En değerli şeyi çalıyorlar bizden: Zaman. Ötesi yok. Bu da tüketilen mal, yani yedinci sanat ile, ilişiğin kopması demek.
Anya hariç kaç puan?
Valla a’dan z’ye imza. Ekleyecek bir şey bulamadım.
Anya’yı çıkartırsak film kendini imha eder. Filmin bütün büyüsü Anya ve onun yeşil gözleri.
@Haplo İncelemeni şimdi gördüm. Kahveyi ekrana püskürtüyordum. Bir sürü masrafa sokacaktın beni…
Şunu da şuraya bırakayım.
Inside Out 2 - 9/10 - animasyon.
Fargo
Güzel ve eğlenceli bir filmdi. Konusu kötü değildi. Eli yüzü düzgün izlenebilir bir film. Fakat ben iki oscar verir miydim bilmiyorum.
Platoon(Müfreze)
ABD’ yi işgal eden Vietnam’ ın ordusundaki askerlerin işgal sırasında yaşadıkları zor zamanları, psikolojilerinin nasıl bozulduğunu anlatan bir film! Ben olsam ben de oskar verirdim bu filme!
Film neredeyse 3 saat sürüyor fakat su gibi akıp geçti. Yarım puanı başrol oyuncusunun kütüklüğüne veriyorum. Beni izlerken deli etti.
Canım Atam, Yunanlıları denize dökünce gayet iyi yüzme öğrenmişler.
18 yaşından küçüklere önermiyorum.
Hem Oscar hem de 2 yıldız?
Hele müzik … Ne yapım be …
Companion’ı izledim.
Filmin trailerını bile izlemeden, konusu hakkında en ufak bir fikrim olmadan başladım. The Boys’dan tanıdığım Jack Quaid ve yakın zamanda Heretic filminde izleyip beğendiğim Sophie Thatcher başrolleri paylaştığı için izledim. Posterine bakınca kadının görme engelli olduğu bir romantik filmdir diye düşünmüştüm
İyi ki de bu şekilde bodoslama izlemeye başlamışım. Trailer feci spoilerlar içeriyor. Filmi izlememiş olan var ise ne trailerını izlemesini ne de konusu hakkında birşeyler okumasını kesinlikle önermem.
The Gorge’u izledim.
Tamamen millet eşiyle sevgilisiyle izlesin diye yapılmış bir film. Film aslında ilk yarım saat içinde gayet ağırbaşlı ilerliyor fakat sinek öldürür gibi adam öldüren, psikolojisi bozuk emekli askerlerin birbirine komşu olan 14 yaşındaki liseli ergenler gibi aşk yaşamaları ile feci itici, vıcık vıcık bir hal alıyor. Bir de buna artık baygınlık veren holywood klişeleri ve ortaokul çocuğunun yazdığı hikayede bile olmayacak mantık hataları eklenince potansiyelini çöpe atmış bir yapım kalıyor geriye.
Wattpad’den fırlamış romantizmin iticiliğini saymaz isek konusuyla ve aksiyon sekansları ile sürükleyici eğlenceli bir film denebilir. Çok bir beklenti olmadan vakit geçirmek için izlenir. Özellikle Miles Teller’ın başrolünü oynadığı Whiplash’e ve Anya Joy Taylor’ın başrol olduğu Queen’s Gambit’e olan göndermeleri hoşuma gitti.
Evet filmi aynen böyle izlemek gerekiyor.
Ölüm Sessizliği(Dead Sİlence)
Güzel bir çıkış noktası var filmin. Hatta sonunu bile beğendim ama maalesef iyi işlenememiş. Başroldeki abi göz kanatan cinsten bir oyunculuk sergilemiş. İyi işlenseydi vasat korku filmleri kategorisine girebilirdi, daha da ileri gidebilirdi.
Tema muzigi filmden iyiydi diye hatirliyorum.
Evet akılda kalıcı ve ürperticiydi ve filmden iyiydi.
Yıllar sonra yeniden izledim. Az bilinen, iyi filmlerden
Dün Ameliê filmini izlemiştim. Aynı oyuncu. Tesadüf değil artık bu kader diyorum. Konuştuğum, yazdığım, söylediğim her şeyle karşılaşmaya başlıyorum.