En Son İzlediğiniz Film?

Değişiklik yapıp kısa filmlere bir göz attım


Son şnitzel izlediklerimin en güzeliydi. Gelecekte geçen 20 dakikalık bir kara komedi. Ayrıca bazı sahnelerin sansürlenmesi kabul edilmediği için İstanbul Bağımsız Filmler Festivalinde gösterilmemiş.

Kısaca trajikomik bir film denebilir.

Bu film ise çok tanıdık bir konseptte ama oyunculuklar ve yönetmenlik iyiydi

3 Beğeni

image

Uzun zamandır izleme listemde olan Shutter Island’ı izledim. Film çok ürperticiydi ve uzun bir zamandır aklımı bu kadar karıştıran bir film izlememiştim. Di Caprio’da filmde döktürmüş, asıl bu filmle oscar kazanmalıydı.

4 Beğeni

Taxi Driver’ı izledim. Shutter Island’dan sonra başka bir Martin Scorsese filmi izlemek isteyince Jodie Foster oynadığı için bu filmi seçmiştim ve çok iyi bir seçim yaptığımı düşünüyorum. Robert De Niro’nun oyunculuğuna saygı duysamda bu filmden önce kendisini pek sevmiyordum ama bu filmde öyle bir oynamışki De Niro’nun hayranı olmamak elde değil. Ayrıca De Niro’nun “Are you talking to me?” repliğinin kaynağını da öğrenmiş oldum. Filmde en sevdiğim sahne Travis’in sevgilisini sinemaya götürdüğü sahneydi, uzun bir süre aklımdan çıkmayacak. :joy::joy::joy:

Jodie Foster gençliğinde bile çok iyi oyuncuymuş ama makyajdan mıdır nedir biraz çirkin duruyordu filmde. Cybill Shepherd’ı ise filmde çokm güzel buldum.

5 Beğeni

Sonunda Resident Evil Serisi’ne giriş yaptım. Uzun zamandır başlamak istiyordum ama geçen gün serinin 4. filmini televizyonda denk gelince biraz izledikten sonra filmin atmosferini çok beğendiğim için artık daha fazla ertelememem gerektiğine karar verip serinin ilk filmini izledim. Film beklentilerimi fazlasıyla karşıladı ve kısa bir süre sonra serinin 2. filmini de izleyeceğim.

Milla Jovovich de karakterine çok yakışmış, başkası oynasa onun yerine filmi belkide bu kadar beğenmezdim.

3 Beğeni

Resident Evil: Apocalypse’i izledim. Filmi, serinin ilk filminden daha başarılı buldum. Bunda 2. filmdeki yan karakterlerin daha sağlam olmasının yanı sıra Alice ve Umbrella Şirketi arasındaki savaşın daha farklı bir boyutta ilerlemesi de etkili. Ayrıca filmde Alice her zamanki gibi döktürürken yanına sağlam bir yancı olarak Valentine’ın gelmesi de filmi olumlu etkilemiş.

Serinin 3. filmini izlemeden önce herhalde biraz kitap okurum, eğer kitap sarmazsa bugün seriden 2 film daha izlerim.

2 Beğeni

Durun tahmin edeyim Kurtuluş Gününü Atv de Resident Evil’i Beyaz tv de gòrdünüz.

1 Beğeni

Afterlife-Ölümden Sonra’yı Tv’de gördüm. İlk iki filmi ise internetten izledim.

2 Beğeni

Resident Evil: Extinction’u izledim. Böylece serinin yarısını izlemiş oldum. Filmde Valentine’nin olmaması ıdışında bir eksiklik göremedim, diğer filmlerde yer alıyordur umarım. Claire, Valentine’nin yerini pek dolduramamış.

Seriyi dizi izler gibi izliyorum. Efektler kaliteli olmasa bana bu seriyi dizi olarak kolayca yutturabilirdiniz.

2 Beğeni

Resident Evil: Afterlife’ı izledim. Fİlm serinin diğer filmlerine göre biraz daha sönük kalsada filmi yine de beğendim. Wentworth Miller’ın filmde olması güzeldi ve her zamanki gibi hapisten kaçmaya çalışan bir karakteri oynuyordu. :joy::joy::joy: Geriye 2 film kaldı bakalım seri nasıl bitecek.

Filmde adını bile bilmedğim artist bir karakterin Matrixvari hareketleri çok sinir bozucuydu.

2 Beğeni


Oldukça ilginç bir film. Filmi tek kelimeyle güzel buldum. İzledikten sonra bu film neden bu kadar güzel diye kendimi sorguladım hatta. Daha önce çokça gördüğümüz bir hikayeyi o kadar güzel ve ilginç anlatmışlar ki insan daha önce hiç böyle bir hikaye görmemiş gibi oluyor. Yönetmenlerin de ilk filmiymiş.(daha önce turn down for what şarkısının klibini çekmişler ki filmin absürtlüğüyle klibinki örtüşüyor)

6 Beğeni


Resident Evil: Retribution’i de izledim. Geriye kaldı son film, onu da bugün izleyip seriyi tamamlarım. Bu filmin başı saçma ve sıkıcı gelsede film sonlara doğru toparladı ve seri bir önceki filmle düştüğü boşluktan kurtulmayı başardı. Valentine’ı görmek güzeldi ama karakter 2. filmdekinden tamamen farklı olduğu için fazla sevinemedim.

2 Beğeni

Resident Evil: The Final Chapter’ı da izleyerek seriyi tamamladım. 5. filmin son sahnesiyle birlikte finalin efsane olacağını, o kadar iyi olmasa bile yine de beğenebileceğim bir final olacağını umuyordum ama yanılmışım. Film ne bir önceki filmin kaldığı yerden devam etti ne de serinin diğer filmlerine sadık kaldı. Bu filmde T-Virüs’ün geçmişi ile Umbrella Şirketi’nin kuruluş geçmişini tamamen değiştirmişler. Kısaca filmi batırmışlar.

Game of Thrones’un finalinden sonra izlediğim en kötü finaldi.

3 Beğeni

Çok gerildim. Baya gerildim. Yalnız iyi gerildim dkdjjdjd Yönetmen ve senaristliğini yapan Mike Flanagan. The Haunting of Hill house ve Gerald’s Game yapımlarının da sahibi. Korku ve çaresizlik bence vazgeçilmez ikilidir ve bu ikiliyi mükemmel kullanmış.
Hemen konudan bahsediyorum. İşitme kaybı olan ve konuşamayan bir yazar çiftlik evi gibi bir yerde yaşıyordur. Biri gelir ve ona zarar vermek ister. Başrolümüz nasıl yardım isteyecek ya da nasıl adamın üstesinden gelecek. Ya da gelemeyecek mi?

2 Beğeni

Komediden kısıp daha çok hikaye’ye odaklı sağlam ve güzel bir yeni yapım olmuş.Başrol oyuncuları çok çok kaliteli oyunculuk sergiledi.izleyin derim.

3 Beğeni

0096908

Japon istilasından sonra Çin baskısı altına giren Tayvan tarihini bir aile üzerinden anlatıyor. Fakat tarihi bir film olması sebebiyle ilk 40-50 dakikada ki olayları anlama çabasının daha büyük olaylara evrileceğini düşünmek, olayların iç yüzünü daha etraflıca göreceğimi sanmak gibi bir hataya kapıldım. Zira yönetmen tarzını sabit açılarla durağan, dingin bir anlatıma dayandırıyor.

2 Beğeni

I, Robot’u izledim. Film ismini Asimov’un Ben,Robot kitabından alıyor ama bazı karakterler dışında kitapla alakası yok. Yine de filmi çok başarılı buldum çünkü Asimov’un Üç Robot Kuralı’nı çok güzel bir şekilde anlatmışlar. Asimov kitaplarını okumaya başlamadan önce bu filmi izleyerek Asimov Evreni’ne giriş yapabilirsiniz.

5 Beğeni

Son günlerde Youtube’dan DUST’un kısa filmlerine sardım.

İlk olarak yerli bir kısa film olan “The Run” kısa filmini izledim. Araştırdığım kadarıyla film Cannes’e bile gitmiş. Hikaye İstanbul’da geçmekte. Koşan bir adam kendini bilmediği bir yerde buluyor, sonra olaylar gelişiyor. Film hakkında ne söylesem şimdi sürpriz bozan olur. Puanım: 8/10

İkinci film ise “Golden Shot” bu sefer bir Türk yapımı animasyon. Söyleceğim tek şey iyinin bir tık altı geldi geneliyle. Filmin konusunu tek bir sözle açıklamak gerekirse “Birlikten kuvvet doğar!” Puan: 7/10

Üçüncü film Hint-Nepal yapımı bir animasyon. “Rendezvous With Mars” Küçük bir kızın Mumbai sokaklarından Mars’a uzanan astronot olma hikayesi anlatılıyor. Film üç kişilik grubun sadece internet üzerinden bir araya gelmesiye oluşturulmuş. Puan: 7/10

4 Beğeni

Starship Troopers’ı izledim. Film, Yıldız Gemisi Askerleri kitabının uyarlaması ama film kitaba çok az bağlı kalmış. Kitaptan çok farklı ama filmi yine de sevdim. Ayrıca Neil Patrick Harris’in gençliğini görmek güzeldi.

2 Beğeni

image

The Prestige filmini izledim. Filmin başından sonuna kadar akıl oyunları olduğu için film çok hoşuma gitti. Özellikle Christian Bale olmakla birlikte oyunculuklarda çok iyiydi.

Ek olarak Terminator Serisi’ne başladım ve ilk filmi izledim. Film çok eski olduğu için yayınlandığı yıla göre filmi başarılı buldum. Sarah Connor karakteri ilgimi çektiği için ve serinin geri kalanı umut vaat ettiği için serinin geri kalanını da izleyeceğim.

2 Beğeni

Geçen gün Bayan Peregrine’in Tuhaf Çocukları filmini izledim. Umduğum gibi değildi.

3 Beğeni