Film sakin olmasına rağmen hiç sıkılmadım, diyaloglar o kadar kaliteli ve karakterlerin duyguları izleyiciye o kadar iyi yansıtılmıştı ki şaşırdım. Özellikle savcı bey ve zanlı. Tüm oyuncular döktürmüş.
Fırat Tanış beklediğimden çok daha iyi performans ortaya koymuş, ki ben bu adamı daha önce komedi dizilerinde vs görmüştüm. Mükemmel oynamış.
Filme puanım 93. Bazı şeyler muallak kalmasa 100’e tamamlardım sanırım.
Orada problem yoktu benim için de ama sebze yemeye giderken bütün o barları, diskoları vs. geçmem mi gerekiyordu, öyleyse saçma olan kısım tam olarak buydu benim için. Üstelik bu insanlat nerede yatıyor, varsa da göstermedi.
Oyunculuk kötüydü ve amatör sahneleri vardı ama konusu fena değil ve biraz sürükleyiciydi.
İzlesenizde İzlemesenizde bir şey kaybetmezsiniz bence… (zaman öldürmek için izlenebilir)
Tam bir başyapıt. Senaryo kusursuz. Oyunculuklar başarılı. Dönemine göre çok önemli yenilikler var. Mesela Slow Motion veya adını bilmediğim star wars serisinde sıklıkla gördüğümüz ekranın yana kaymasıyla sahne değişimi. 1954 yapımı olmasına ve 3,5 saat süreye rağmen sıkılmadan izledim. Kesinlikle tavsiye ederim. İzlediğim ilk Akira Kurosawa filmiydi kesinlikle diğerlerini de izleyeceğim.
Ekleme: Eski yorumlarıma şimdi baktım ve pek beğenmedim. Bu yüzden eski yorumlarımı düzenlemeye karar verdim. Kitabı filmi izledikten sonra okudum o yüzden şimdi fark ediyorum ki filmde ciddi bir İnce Memed havası var. Yaşar Kemal filmi izlemiş midir bilmiyorum ama pek sanmıyorum. İzlemediyse bu kadar uzak iki ülkede bu kadar benzer iki şeyin çıkması ilginç. Tabi bu filmin sonu İnce Memed’e(ilk kitaptan bahsediyorum) kıyasla çok daha başarılı. Filmin ilginç yanlarından biri ölümlerin dramatikleştirilmemesi. Önemli bir karakter savaşta vuruluyor. Bir Hollywood filminde olsaydı her ölenin arkasından 10 dakika falan duygu sömürüsü yapılırdı. Tabi film zaten 3,5 saat bir de duygu sömürüsü yapsa 5 saat falan olurdu herhalde. Süre yetmezliğinden yapmamış da olabilir yani.
Puanım 8,5/10
Ablamın ısrarı üzerine Hayat Güzeldir isimli 1997 yapımı Savaş-Komedi-Dram türündeki filmi izledik. Film çok övülmesine rağmen beğenmedim, beğenmedik. İlk 1 saati çok boş şekilde geçiyor ve ancak sonunda birkaç güzel sahne var onun haricinde hiç iyi değildi. 2. Dünya Savaşıyla ilgili filmler diye arattığınızda çıkan filmlerden biri olmasına rağmen hiç alakası yok.
Filmde gösterilen ailenin psikolojisi bakımından güzel bir filmdi. Hele o çocuğun duyguları ve babasının elinden geleni yapması ekrana güzel yansıtılmış. Filmde sevmediğim tek şey pek çok filmde olduğu gibi klişe olarak Amerika’nın kurtarıcı olarak gösterilmesi.
Herkesin bahsettiği, izlediği filmdi. Ben de izleyeyim dedim. Fena film değildi. İzlemeye değer. Ama anlatmak istediğini öyle iğrenç yollardan anlatmış ki birçok sahnede rahatsız oldum…
Filmin bahsetmek istediği ana konuyu anlamış olsam da o kadar çok gönderme var ki hepsini anlamak, fark etmek mümkün değil. Çoğu gönderme de Hristiyan dini üzerinden olmuş zaten. Filmden sonra Nilüfer Baş’ın videosunu izlemenizi tavsiye ederim. Tabi yorumlara da bakmak lazım. Nilüfer Baş’ın videosu ne kadar detaylı olsa da onun söylemediği pek çok şey yorumlarda vardı…
10/7
Şimdiye kadar izlediklerim arasında en beğendiğim kurosawa filmi. İzlediğim üçüncü kurosawa filmi oldu. Bu ve Seven Samurai arasında bir de Rashomon izledim. Rashomon da İkiru da Seven Samurai’dan çok daha iyi filmler bence. Ayrıca Takashi Shimura’ya hayran kaldım.
İnsanların doğaya nasıl zarar verdiğini rakunların gözünden anlatıyor. Filmi izlerken aklıma direkt, insanlar yüzünden Avrupa’da soyu tükenen filler geldi… Fazla söze gerek yok studio ghibli bu işi biliyor.
İzlediğim dördüncü Kurosawa filmi oldu. Bu filmi de beğendim ama bu dört film arasındaki en az iyi(kötü diyemedim) olan buydu. Toshiro Mifune’nin oyunculuğu önceki filmlerde de çok övülüyordu ben vasat bulmuştum ama bu filmdekini beğendim. A Fistful of Dollars izlemedim ama çok benzediğini duydum. Western seven herkese öneririm. Ayrıca filmdeki karelerin yarısı ödüllü resim gibi.
Harika bir filmdi.Dönemin savaş şartları tüm gerçekçiliğiyle yansıtılmış.Çekim teknikleri , mekanlar görsel şölendi.Kesinlikle imax olarak seyredilmesi gereken filmlerden.10/10
Charles Chapman’ın, yanmaktan kurtardıkları pilot tarafından bıçaklanması…