Az bilinen bir Avustralya yapımı. Ötenazi çevresinde şekillenen aşk ve sosyal ilişkileri anlatıyor.
Yol filmlerini sevenler ve Avustralya’nın muhteşem gün batımına şahit olmak isteyenler kaçırmamalı.
Gretel & Hansel
Cinsiyetler üzerinden bol bol göndermelerin olduğu, modern bir uyarlama. Filmde ki kasvet, boğucu hava seyirciye başarılı bir şekilde yansıyor. Görüntü yönetmenini de ayrıca tebrik etmek gerekiyor. Sonu biraz zayıf gelsede tavsiye ederim.
Can Sungur ve Yakın Evren sayesinde keşfettiğim harika bir film.herkesin izlemesini tavsiye ederim.
Filmi anlatmayacağım. Yazarı kendi destanlarından esinlenerek bir hikaye yazmış ve muhteşem olmuş. Tabi ki bir sanat eseri değil ama şahane bir 5 buçuk saat (2 filmden oluşuyor.) Film gibi değil de destan dinletisi gibi gibi izlemekte fayda var. Biraz battal gazi hikayelerini andırıyor. Onun çok para harcanmış hali diyebilirim.
Artı yönleri
- Fizik ve yer çekimi umurlarındaymış gibi davranmıyor. Bir çok Hollywood filmi aksine.
- Hikayesi
- Görsel efektler yer yer tırt olsa da ortalama bir marvel filmi kalitesinde neredeyse.
Eksi yönleri
- Aniden giren müzik ve danslar
- Özellikle karşı çıkılan büyüğün gözlerini pörtletmesi.
Yorum yapmayacağım, izleyip kendiniz karar verin.
+1 derim. Bu film yüzünden lanet olası (!) Brüj’e gittim, o derece.
Sonic the Hedgehog
Film bazı özel güçlere sahip bir kirpi olan Sonic’in mutlu mesut yaşadığı adasında güçlerinin fark edilmesi ve ele geçirilmek istenmesi sonucunda dünyaya kaçar. Burada (ABD tabii ki, başka neresi olacak) kimseye görünmeden kendisine bir yaşam inşa eder, yaşadığı yerle duygusal bir bağ kurar. Ancak ufak bir hata sonucu enerjisi farkedilir ve Dr. Robotnik adında manyak bir adam onu yakalamakla görevlendirilir. Bunun üzerine yaşadığı kasabadaki polis memuru ile zorunlu bir tanışma ve dostluk sürecine girmiş, aynı anda Robotnik’ten kaçmaya çalışır.
Hikaye böyle.
Robotnik rolünü de Jim Carrey oynuyor.
Ben Sonic’le ilgili küçükken izlediğim çizgi dizisinden görüntü kırıntıları ve birkaç flaş oyun dışında bir bilgiye sahip olmadan izledim ve beğendim. Kafa dağıtmak için izlenebilir.
- Dünya savaşı sırasında geçen filmde, bir tabur askerin Almanların tuzağına düşmesini engellemek için aldığı emri zamanında ulaştırabilmek için çabalayan iki askerin öyküsü. Uzun zamandır kaliteli film izlemiyordum çok iyi geldi. Tavsiye ederim.
Bol aksiyonlu güzel bir filmdi. Özellikle araba ile olan kovalamaca sahnesinden dolayı teknik ekibe saygı duruşunda bulunuyorum. Küçük ayrıntılara takınılmazsa gayet keyifli güzel bir zaman geçirtir. Tavsiye ederim.
Kare
İzlemeyi bir hayli geciktirdiğim bu filmin baş rol oyuncusu Claes Bang’i Dracula dizisinde görünce aklıma düştü ve izledim.
Çok etkileyici bir film. Baştan sona ironiyle dolu. Bu ironi bazen güldürüyor bazen sarsıyor. Çağdaş sanatın durduğu yer, toplumsal önyargılar, eylemsiz toplum üzerine harika bakışlar sunuyor.
Border
Filmde tür, cinsiyet, insanlık sınırları konu alınmış.
Filmin fantastik bir tarafı da var aynı zamanda. Olaylar yavaş ve minimalist işlenmiş. Düşündürücü etkileyici bir film.
Yine yeniden Dünyalı/The Man From Earth. Kaçıncı izleyişim bilmiyorum. Özellikle düblajlı halini. Zevkten dört köşe, her aklıma gelişinde, her anından zevk alarak, tüylerim diken diken…
The Upside çok güzeldi. Kevin Hart ve Bryan Cranston’ın performansları mükemmeldi.
Hayatta her zaman bir şansımız var ve o şansı bulana kadar kendimizi pozitif tutmalıyız sanırım.
Bir Alman propaganda filmi olan 1943 yapımı Titanic’i izledim. Zamanına göre oldukça iyi çekilmiş. Hepimizin bildiği hikayeden farklı olarak mürettebattaki Alman bir denizciyi izliyoruz genel olarak. Gözünü para hırsı bürümüş İngilizlere karşı, elinden geldiği kadar gemiyi ve yolcuları korumaya çalışıyor. Yüzeysel olsa da yan hikayelere de eğiliyor. Beklediğimin aksine Alman propagandası çok fazla değildi hatta.
James Cameron kendi Titanic’ini çekmeden önce kesin izlemiş bunu dediğim paralellikler bile vardı.
Yorumunuz merak ettirdi filmi. Tek mekan olması biraz mesafeli durmama neden oluyordu bu filme. Ama izleyeceğim artık. Yorumlar da çok olumlu film için. Sanırım hayal kırıklığına uğramayacağım.
Muhtemelen birçok kişinin sıkılıp yarıda bırakacağı bir film fakat benim için de çok özeldir. Bu filmi ilk kez 10-11 yıl kadar önce izledim. Sosyal medyayı işin içine katarsak onlarca kez çeşitli platformlarda önerdim. Felsefesi ile en cesur ve gelmiş geçmiş en iyi filmlerden biridir bana göre. Görünce tepkisiz kalamadım.
Dikkatli bir şekilde izleyince kendimi tartışmanın içinde bulmuştum. Akıcı bir şekilde izleyip bitirdim ama tekrar izle diyen olsa da izlemem, o kadar da değil yani benim için. Bunun ikinci filmi de vardı sanırım değil mi? Ona hâlâ bakmadım…
The painted Bird - 2019
Evet bu filmi izlemeyen bir tek ben kalmışımdır demeyeceğim çünkü bu forumda benim gibi LOTR okumayanları bile gördükten sonra

Ben de izlemedim. Hatta bu hafta okumayı planlıyordum.
En son izlediğim film:
Narnia günlükleri: Aslan, Cadı ve Dolap.
Aslında daha önce izlemiştim (Izlediğim filmleri tekrar izlemeyi severim) Ama Türkçe ilk izleyişim oldu. Kitabı okuyup bitirdikten bir süre sonra izledim, filmle kitap arasında farklar var ama bence film daha iyiydi. Kitapta sıkıldığım kısımlar oldu, ama filmi daha çok sevdim.
Onun kitabı var bende, önce o okunacak daha. Sonra filmi