En Son İzlediğiniz Film?

En sağlam filmler kalmış geriye vazgeçme bencede. The hateful eight diyorum.

2 Beğeni

Bu iki filmi ben çok sevmiştim mutlaka izleyin.

3 Beğeni


Needful Things
Kitabını okuduktan sonra dizi yada film uyarlaması varsa izlemek istedim. Öncelikle şunu söylemek istiyorum bence bu kitap diziye uyarlansaydı daha başarılı olurdu.
Filmle ilgili konuşmak gerekirse başarısız buldum. Bazı olaylar işlenmemiş. Bazı olaylar ise çok hızlı geçiştirilmiş. Oyuncu seçimleri hayal ettiğim gibi değildi.
1/5

4 Beğeni

images (4)

Zack Snyeder’s Justice League’i izledim. Süresi 4 saat olunca başta gözüm korktu ama 7-8 bölüme ayrılmış film o bölümlerde ara verince o kadar dert olmadı. 4:3 boyutunda yayınlanmış bunada başta alışamadım ama sonradan gözüm yadırgamadı. Kamera açılarının aynı olduğu yerlerde hızlı yada yavaş çekimi daha iyi kullanarak kurgulanmış. İlk filmdeki kopukluğun ve aceleciliğin bu filmde olmadığını gördüm. Tabi süreyle de alakalı bu dediğim ama ilk filmde karakterlerin neden orada olduğu bile belli değilken bu filmde hepsinin bir görevi olduğu gösterilmiş. Sonunu açık bıraktılar devamı gelir mi bilmem ama bu filmi beğendim ben.

9 Beğeni


Çoğu Kemal Sunal filmini defalarca izlemiş biri olarak bu filmi ilk defa izledim. Gayet güzel, boş vakitlerde izlenilebilecek bir film.

3 Beğeni

Almodovar’in az bilinen ve degeri de az bilinen What Have I Done To Deserve This? filmini izledim. Basarili bir absürt/kara komedi, bence yonetmenin bilinen populer filmlerinden pek cok acidan daha ozgun. Sira disi bir hikaye arayisinda olanlara hitap ederken ‘normal film’ seyircileri icin nefret objesi olabilir, aman dikkat. Sonra bana kufur etmeyin ‘bu nasil film’ diye.

2 Beğeni

Togo (2011). Başka bir şey demek istemiyorum. Anahtar kelimeler: Kızak, yavru lider kurt, aşı ihtiyacı, Alaska, dağ ve kar manzaraları. Puanım 8/10

4 Beğeni

Daha bugün indirdim izlemek için. :smiley: 2-3 güne izlerim muhtemelen.

2 Beğeni

Timothy Green’in Sıradışı Hayatı.
Çok güzeldi.

1 Beğeni

The eternal sunshine of the spotless mind.
4/5

İzlemek için biraz geç kaldım ama beğenerek izledim.

5 Beğeni

Zubuk_film_afisi-2

Harika bir film, 1980 yılında nasıl böyle bir film çekilmiş inanılır gibi değil. Baştan sona keyifle izledim, sanat olarak kusursuz bence 10/10. Hep söylüyorum, BKM’nin çektiği tek düze 3. sınıf komedi filmleri, Şahan Gökbakar ve Şafak Sezer’in çektiği gaz çıkarmayı komedi olarak sunan filmler ve onların taklitleri bizim kaderimiz değil. Bunlardan çok daha iyisini yapabilecek insanlar var ülkede. Mesela oscar alan “parazit” filmi gibi filmler rahatlıkla bizim ülkemizden de çıkabilir. Gayet donanımlı, kendini geliştirmiş, sanat yapabilecek insanlara sahibiz. 1980 yılında çekilen Zübük filmi bile sunulan saydığım filmlerden çok daha kaliteli ve derinlikli.

Tekrar filme dönecek olursam, Aziz Nesin’in büyük bir sanatçı olduğunu söylemek gerekiyor. Filmde son 5 dakika hariç, aşırı zeki ve ahlaksız bir insanın tüm kasabayı, meclisi, toplumu dolandırabileceği işleniyor. Son 5 dakika önemli çünkü Zübük karakteri kendisinin hayat hikayesini yazan gazeteciye “Zübükleri toplum olarak biz kendimiz çıkarıyoruz, herkesin içinde bir Zübük var” mesajını veriyor. Gazeteci Zübük ile görüşmeye gitmeden önce “aman dikkat et seni de dolandırmasın” diyen kasabalıya “beni dolandıramaz çünkü benim ondan bir beklentim yok” diyor. Bence bu iki cümle çok önemli. Gelgelelim Zübükten bir çıkar beklentisi olmamasına rağmen gazeteciyi dolandırmaya başarıyor Zübük. Bu da çok önemli, sembolik, kapalı anlatımlar yapılmış ve biraz çıkarımda bulunmak gerekiyor bu sahneler ile ilgili.

Aziz Nesin büyük bir sanatçı olmasına rağmen toplumsal analizleri genelde “görünen” ile sınırlı ve sosyolog değil sanatçı olduğu için de bu normal. Altta yatan sebepler, o sebepleri doğuran kültürel ve coğrafi sebepler, zorunluluklar işlenmeden kesin çıkarımlarda bulunmak hata olur.

Mesela insanlar Zübük’ten bir şey istiyor ama neden istiyor? Devlet insanlara bir çözüm mekanizması sunmadığı için. Kasabada lise yok sadece şehir merkezinde var ve maddi kardeşini liseye göndermek isteyen maddi gücü olamayan bir kişinin başvuracağı mekanizma yok.

Aynı şey şu an için de geçerli değil mi? İnsanlar neden iş bulmak için partilere üye oluyor, il ve ilçe başkanlıklarının kapılarını arşınlıyor? Çözüm üreten başka bir mekanizma yok çünkü, kariyer sitelerindeki 1 kişilik ilanlara binlerce kişi başvuruyor. Bunun için insanlar partileri çözüm yolu olarak görüyor. Burada bir yönlendirme var, insanların partilerden yardım istemesi teşvik ediliyor.

Problem çözme mekanizmaları olmadığı veya işlevselliğini kaybettiği için insanlar kısa yoldan çözüme ulaşmak istiyor. “İnsanlar cahil olduğu için kolay kanıyorlar” gibi çıkarımlar doğru değil, Zübük ve onun gibi insanlar toplumun kültürel alışkanlıklarını ve duygularını manipüle ediyor ve bunun cahillikle bir alakası yok. Cahil olmayan son derece eğitimli bir insanın da duyguları manipüle edilerek dolandırılabilir.

Dolandırılan insanların kültürel alışkanlıkları ve duygularının manipüle edildiği konu “camii yaptırma” gibi konular olduğu için “cahillik” deniliyor ama birebir aynı mekanizma “cocukları okutma” adı altında da kullanılabilir. Fakir ama çok zeki çocukları okutmak için eğitimli insanlardan para toplayıp dolandırabilirler. Birebir aynı mekanizma. Burada olay “duygusal manipülasyon”, camii yaptırmak sadece araç. Onun için Lise’yi değil Camii’yi seçiyorlar ne kadar cahil insanlar demek son derece sığ bir yorum. Eğer kasabalının Lise’yi seçecek olduğunu bilseydi Zübük bu sefer Lise yaptırmak için toplanan paraları çalacaktı.

Bence Zübük karakteri siyasetçileri temsil ettiği kadar Jet Fadıl ve Mehmet Aydın (Çiftlik Bank) gibi insanları kitlesel olarak manipüle etmeyi başarmış kişileri de temsil ediyor.

11 Beğeni

Bir süredir Türk(Yeşilçam) Sineması izliyorum zaten madem siz de paylaştınız sıradaki Zübük olsun. O zaman ilginç bir bilgi vereyim bu film sinemalarda sadece 1 gün vizyonda kalmış. 11 Eylül 1980’de vizyona girip 12 Eylül’e yasaklanmış. :grin:

Bu filmler genelde çocukluktan ve televizyondan bölük pörçük hatırladığım ama doğru düzgün izlemediğim filmler. Bir daha dönüp ciddi ciddi izlemek çok güzel oluyor.

Başka yeşilçam komedisi bakacaksınız yakın zamanda izlediğim Kibar Feyzo, Kapıcılar Kralı, Çöpçüler Kralı, Arabesk harika filmler. Özellikle Kibar Feyzo’ya hayranım. Önerdiklerimin Arabesk hariç hepsinde Zübük gibi politik içerik de var.

Yeşilçam dramı olarak ise Züğürt Ağa, Susuz Yaz, Canım Kardeşim, Sürü, Ah Güzel İstanbul, Kırık Bir Aşk Hikayesi, Vesikalı Yarim harika filmler.
Genelde güzel dediğimiz Türk filmleri çok yüksek potansiyelli saneryolara sahip ama o potansiyeli tam anlamıyla kullanamamış filmler. Yazdıklarım bu eşiği aşıp sadece Türk Sineması için iyi film değil Dünya Sineması için de iyi film olmayı başarmışlar. Kırık Bir Aşk Hikayesi, Vesikalı Yarim ve Sürü hakkında birkaç değişiklikle daha iyi bir film olabileceklerini düşünüyorum ama bu halleri de yeterince iyi.

Sürü’nün kusru Sonlarda çıkan solcu çocuk üzerinden aşırı göze sokarak propogandaya kalkışıp zaten mesajını kendi içinde yeterince iyi veren bir hikayeyi bozması. Bu çok da dev bir kusur değil ama yine de filmin bütnü o sahneler olmasa daha iyi olurdu.

Kırık Bir Aşk Hikayesi’nin kusru diyalogların çok güzel olması. Diyaloglar fazla edebi ve insanlar gerçekte bu şekilde konuşmadığı için film inandırıcılığını yitiriyor. Yine de diyaloglar edebi olarak çok güzel olduğundan bu yapaylığı umursamadan geçebiliyorum. Bu güzel diyalogları yazan senarist ise Selim İleri. Kitapları da bu kadar yapay mi bilmiyorum ama bu yapaylığa rağmen senaryoyu beğendim diyebiliyorum. Bir de başrollerin performansı daha iyi olabilirdi.

Vesikalı Yarim fazla melodram kaçıyor. Dönemin sevmediğim Yeşilçam klişeleri de az da olsa kullanılmış.

Yukarıda yazmadığım Sevmek Zamanı çok güzel bir film, çok da güzel tiratlar içeriyor ama bazı basit diyaloglar aşırı kötü yazılmış. Bu diyaloglar Kırık Bir Aşk Hikayesi’ndeki gibi edebi ama gerçekdışı değil direkt kalitesiz.

Genelde izlediğim her iyi denen türk filminde bu şekilde kusurlar var. Bu kusurlar sahip olmayanları ve kusurlarına rağmen beğendikleri yukarıda yazdım.

Jet Fadıl bir ara milletvekilliği de yapmıştı. Yani Zübüğe birebir Jet Fadıl diyebiliriz.

5 Beğeni

Bunu bilmiyordum. 11 Eylül’de vizyona girmesi büyük şanssızlık olmuş.

Özellikle Kemal Sunal’ın komedi filmlerinde yoğun politik ve toplumsal eleştiri var. Şu an benzer eleştirilerin dizi veya filmlerde yapılabilmesi mümkün değil bence. Eskiden filmlerde hep toplumsal konulaş işlenirmiş, çok ilginç gerçekten artık toplumda görmenin mümkün olmadığı karakterlerin olduğu filmler çekiliyor genelde. Tabii “sanat filmi” kategorisinde çok iyi işler yapan psikolojik veya toplumsal filmler çeken kişiler de var ama “ana akım” kategorisinde toplumsal konular işlenmiyor artık. Kemal Sunal filmleri eskinin ana akım filmleri.

4 Beğeni

Muhsin Bey de güzel bir filmdir. Eğer izlemediyseniz öneririm.

4 Beğeni


Matrix
En sevdiğim film serilerindendir (Diğerleri Star Wars ve LOTR.) Felsefi temelleri olsun, çığır açan aksiyon sahneleri olsun izlemekten kesinlikle zevk alacağınız bir film serisi.

6 Beğeni

Bana Yavuz Turgul filmlerinin hepsi aynı gibi geliyor. Bitmekte olan bir dönemin son temsilcisi olan ana karakter(Hep Şener Şen) yeni döneme adapte olmaya çalışır veya son bir atakla eski günlerine dönmeyi dener. Hep başarısız olur ve finalde Şener Şen ya ölür ya da eski dönemin bittiğini kabul eder. Eşkiya, Züğürt Ağa, Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni, Gölge Oyunu, Muhsin Bey, Kabadayı, Gönül Yarası gibi filmlerin hepsi aynı senaryonun farklı konseptlere uyarlanmış türevleri aslında. Yine de çok sevdiğim bir konu olduğu için yukarıda yazdığım filmlerin hepsini bir ara izlemeyi düşünüyorum. En önceliklisi ise Muhsin Bey ama internette sansürsüz ve düzgün görüntü kalitesine sahip bir şekilde bulamadım.

2 Beğeni

Analiziniz doğru. Ama ben Muhsin Bey’i diğerlerine göre daha önde görüyorum.

2 Beğeni

Kemal Sunal filmleri de döneminde çok baskı görmüş. Kibar Feyzo 10 yıla yakın yasaklı kalmış yasak kalkınca bile sansürlü verilmiş hatta televizyonlarda hala bir miktar sansürlü. Zübük de benzer sansürlerden geçmiş. Köşeyi Dönen Adam da benzerini yaşamış ve televizyonlarda hala yaklaşık yarım saat eksik gösteriliyor. 1,5 saatlik filmi 1saate indirmişler resmen. Hatta Youtube’da yapım şirketinin yüklediği hali bile 10 dakika eksik. Kapıcılar Kralı’na politik göndermeler arka planda gizli diye dokunulmamış Çöpçüler Kralı ise diğerleri kadar politik değil zaten. Yani harbiden politik filmler direkt sansürlenmiş. Döneminde ana akım olan filmler Natuk Baytan’ın, Ertem Eğilmez’in çektiği filmler ve türevleri. Yani politik mesaj vermeyip sadece güldürme amacında olanlar.

4 Beğeni

Geçen hafta televizyonda Justice Leauge vardı. Eleştirilerin hepsini haklı çıkarıyor onu gördüm. :smiley:

1 Beğeni

Geç izlediğim için üzüldüğüm filmlerden biri oldu. Herkese tavsiye ederim, bazı şeylerin hiç değişmeyeceğini gösteren bir yapım olmuş.

5 Beğeni