X-Men serisinin yüz akı filmlerinden. Süper kahraman filmlerine yeni bir soluk getirdiğini düşünüyorum. Bende biraz Terminator 2 filmini izliyormuş biraz da The Walking Dead’in video oyununu tekrar oynuyormuşum gibi hisler uyandırdı. Birdman gibi özgün bir film, mutlaka izlenmeli. Öncesinde X-men serisini bilmek lazım ama.
8/10
Hikayesi pek heyecan uyandırmasa da yaratılan evren harikulade ve sadece teknik yanı için bile izlenebilir. Özellikle 4K çözünürlükte görsel bir şölen sunuyor. (Kimi sahnelerdeki ipleri görmezden gelirseniz.)
Tam Mubi’lik filmken Netflix’te denk gelip izledik. Uzun bir süre sonra gerçek bir sinema eseri izlemenin keyfini yaşadım. Oyunculuklar, diyaloglar, hikaye, her şey müthişti. Hele sunulan görüntüler, şiir gibi, masal gibiydi. Sanki bir Marquez romanı okudum. Mutlaka izleyin.
İtalyan sinemasının en ilginç bir o kadar basit bir anlatımı olan ama birçok sıkıntıya parmak basan belki o zamanın Z kuşağı gibi yan gelip yan yatan dünyayı pek umursamayan sorumluluklarını bilmeyen genslerin yaşam kesitleri…Gelgelelim Akdeniz dünyasında yaşamın sanatın ve sinemanın bize en çok benzeştiği belki de tek ülkedir İtalya… Aile kavramının aile bireylerine bu kadar yakın olduğu ve özellikle erkeğin bir baltaya sap olması için ebeveynlerin cabasû ve genslerin hayal dünyalarındaki yaşamları…Neyse izleyin görün!!
Emin Alper’i çok severim hatta onun sineması hakkında biraz karalamıştım İzlemediyseniz bence diğer filmlerini kesin izleyin özellikle Abluka’yı -feci iyi bir film-. Kız Kardeşler’i beğendiyseniz Tepenin Ardı ve Abluka’yı daha çok seveceğinizi düşünüyorum. Çünkü ben Abluka’dan sonra Kız Kardeşler’i izleyince biraz burukluk yaşamıştım açıkçası. Ama tabii bu yeni filmi "Balkaya"yı merakla beklememize engel değil Balkaya’da da taşradan bir hikaye anlatacakmış.
Çok doğru bir noktaya parmak basmışsınız. Ben de çoğu kez İtalyan filmi izlerken bir Türk filmi izliyormuş hissine kapılıyorum. Yeri gelmişken şu filmi de şiddetle tavsiye ederim. Bizim Gırgıriye tarzındaki filmlere çok benziyor mekanı itibariyle fakat konusu ve üslubuyla tamamen zıt. Fakirliği ve sefaleti şirinleştirmenin aksine olabilecek en çirkin haliyle gösteriyor. İsminin hakkını veren, unutulmuş bir başyapıt. Tavsiye ederim.
@SJack ve @Melisa ile az önce bitirdiğimiz “Oxygen” ile karşınıza çıkayım ben de öyleyse. Oyunculuk muazzamdı. Ana karakterin korkusunu iliklerime kadar hissettim. Bir dahaki Netflix Partilerine daha çok arkadaşımız katılır da hep beraber bu tarz kaliteli yapımlar izleriz umarım. @SJack e bu organizasyon için teşekkür ediyorum!
Son zamanlarda izlediğim ve beğendiğim bazı filmler
Celda 211(2009) İspanyol yapımı bir film. Geçenlerde ikinci kez izledim ve yine çok keyif aldım. Sonuna kadar merak ettiren, gerilimi yüksek, başarılı bir hapishane filmi.
Sound of Metal (2020) Son zamanlarda izlediğim en anlamlı filmlerden. Bir bateristin yaşadığı problemi ve sonrasında yaşadıklarını konu ediyor. Riz Ahmed’in oyunculuğu mükemmel. Film Amazon’da vardı
Interstellar (2014) Yıllardır ertelemiştim izlemeyi nedense. Beklentim yüksekti ve çok beğendim. Mutlaka izlenmesi gereken bir bilimkurgu
El Cuerpo (2012) İspanyol yapımı gerilim filmi. İspanyollar bu işi iyi biliyor. Karanlık atmosferi ve sürprizlerle dolu hikayesiyle başarılı bir yapım.
Who Am I (2014) Alman yapımı bir film. Hackerlar ilginizi çekiyorsa filmi es geçmeyin. Bu filmi de iki kez izledim ve çok sevdim.
Ateş Böceklerinin Mezarı (1988) Bu anime neydi öyle be. Duygulandırır, ağlatır, mahveder insanı. Çok iyi bir anime, aklıma geldikçe hüzünlenirim.
Frequently Asked Questions About Time Travel (2009) Bu upuzun isimli filmi de yıllar önce izlemiştim, tekrar aklıma düştü. Bilimkurgu ve komediyi bu kadar güzel harmanlayan başka film var mı bilmiyorum. Özellikle zaman yolculuğu meraklıları kaçırmasın.
Fantastic Mr. Fox (2009) Animasyon filmi ancak bildiğimiz animasyon filmi gibi değil. Stop-motion denilen bir teknikmiş kullanılan. Yönetmeni Wes Anderson. Yönetmenin bu tarzdaki diğer filmi Köpek Adası’nı da listeme aldım. Fantastik Mr. Fox çok sevdiğim bir animasyon oldu. Amazon’da izlemiştim
Elbette. Sadece yanlış anlaşılma olmasın diye farklı filmler olduğunu belirttim. Şimdi baktım: Diğerini de 2009 yılında izlemişim ve 100 üzerinden 73 puan vermişim. Yani onu da sevmişim ama inanın şu anda filme dair hiçbir şey hatırlamıyorum. Ama “Brutti, sporchi e cattivi” unutulmaz filmlerden, çok absürt ve özgün, bir kere izlendi mi derin iz bırakan bir film.
Dr Jekyll ve Mr Hide 1941 yapımı severek takip ettiğim büyük oyuncu Spencer Tracy inin muhteşem oyunculuğunu izlemek ayrı bir keyif verdiğini belirtmeliyim… Bir çok Dr Jekyll ve Mr Hide ın farklı versiyonları var hatta 1931 serisini de bilen birisi olarak resmen ben bu filmi çektim bundan sonra kim oynarsa oynasın bunun üstüne çıkamaz der gibi bir şaheser ortaya çıkarmıştır. Ayrıca Ingrid Bergman’ın güzelliği ve oyunculuğu da ayrı bir mest etti. Spencer Tracy Türkiye’de bilenen bir oyuncu değildir bilen bilir onun haricinde geri planda kalmış diğer oyuncuları ön plana çıkartılmıştır. Özellikle bu filmi ve Cesur Kaptanlar filmi ile farklı bir yere konumlandırdığımı belirtmeliyim… Mutlaka izlenilmesi gereken şaheserlerden birisidir. Kitabı mı filmi mı derseniz kesinlikle filmi derim o kadar yani…
Yeni izlemiş bulundum. Son zamanlarda yapılmış en iyi süper kahraman temalı yapımlardan biri. Bu tarz filmlere tahammülüm kalmamıştı, zaten o yüzden bu kadar erteledim. Fakat beğendim. İzlerken ne heyecanlandım ne de sıkıldım. Öylece izledim. Filmi, sinemayı sadece Marvel’dan ibaret sandığım yıllarda izleseydim kesinlikle favorilerimden biri olurdu.
Artık bu tarz yapımlarda baş ağrılarından geberip, ilk 20 dakikasında sıkılan bana bile kendini izlettiyse, kendimce kalitesini tartışmaya gerek bulmuyorum.
Ayrıca devam filmlerinin daha iyi olacağını düşünüyorum. Oluşturulan hikayenin üstüne şahane şeyler eklenebilir. Zaten bir kurgunun içinde absürtlük barınıyorsa, hikayeyi istediğin gibi esnetebiliyorsun. Absürt yapımların sağladığı en büyük avantaj. Ne koysan sırıtmama durumu eline çok güçlü bir koz veriyor. İyi kullanılırsa çok güzel şeylerin çıkabileceğini umuyorum.
Little Sheba, Come Back 1952 yapımı başrollerinde sevdiğim oyunculardan yine birisi olan Burt Lancaster’in oynadığı ve partneri de Shirley Booth’un oynadığı film…Filmde Shirley’in oyunculuğu dan çok replikleri beni ayar etti. Tabii bana göre bir oyuncu sizi ayar ediyorsa bilin ki iyi rol kesmiştir…Film herkese hitap eden bir konusu ve düzeyi olduğunu düşünüyorum lakin Burt Lancaster’in filmlerini elimden geldiğince izlemeye çalışıyorum…
En son dün akşam Kanal D’ de Kanal D’ nin ismini Kaptan Amerika: Kahramanların Savaşı diye çevirdiği bir film seyrettim. ‘‘Allah Allah! Kaptan Amerika’ nın böyle filmi var mıydı?’’ diye düşünürken aslında ‘‘İç Savaş’’ olduğunu hatırladım da öyle seyrettim.
Hem sevimli hem de savaş zamanlarının izlerini taşıyan oldukça derinden etkileyen bir filmdi. Biraz durağan ve bu durağanlığına göre uzun bir filmdi ama bu tarz yapımları sevenlerin izleyebileceğini düşünüyorum.
The Conjuring 3 The Devil Made Me Do It 3.5/5
Hikaye açısından başarılı bulduğum bir film oldu. Fakat korku ve gerilim sahneleri ilk iki filmle karşılaştırırsam yetersiz olduğunu söyleyebilirim.