18 yaşındayım her türden pek çok 300+ film izledim ilk kez göz yaşı döktüğüm film bu oldu gözyaşı dökmek bi yana ülkemizden uzak olmayan berbat gündemler de beni fazlasıyla etkilemiş olacak ki hıçkıra hıçkıra ağladığımi hatırlıyorum büyük film…
En sevdiğim elmalı cevizli kekim Ingrid Bergman ve yine en sevdiğim üç yabancı artistten birisi Gregory Peck’in beraber oynadığı ve rejide efsane Alfred Hitchkook’un yönettiği bir dram gerilim filmi…
Daniel Craig, son kez izlediğim bu filmle birlikte James Bond’a veda etti.(15 yıl ve 5 film) Bu son filmde aksiyon ve gerilim bir an bile düşmüyor bir James Bond filmi ne vaat ediyorsa onu size veriyor. Ayrıca duygusal yönü ön planda olan bir Bond sunuyor. 2 saat 43 dakikalık süresiyle biraz uzun olmasını ve kötü karakterin yeteri kadar etkileyici olmamasını filmin kötü yanları olarak sayabilirim.(8/10)
Son olarak yeni James Bond olarak Henry Cavill’i görmeyi isterim.
Teşekkür ederim sağolun. Esasında zamanında bir sitede filmlerle alakalı yüzlerce yorum yapmış birisi olarak değer görmediğini ve zamanımıda aldığı için vazgeçmiştim. Artık sadece paylaşım yapıyorum. İlgisini çeken kişiler bakabilir. Hatta bazen izlediğim filmlerin onda birini paylaşıyorum…
Mars’tan Dünya’ya gelmekte olan uzay gemileri tespit edilir ve sonrasında olaylar gelişir. Eğlenceli bir bilimkurguydu. Kadroda Jack Nicholson, Michael J. Fox ve Natalie Portman gibi isimler var.
Blade Runner Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi? romanını bitirdim, ardından filmi izledim. Kitap filme göre daha kapsamlı ve derinlikli kesinlikle. Kitaptaki tadı alamadım ama filmin de atmosferini çok sevdim. Filmin farklı versiyonları ve üzerinde tartışılan noktaları var. Bunlarla ilgili teorileri okumak da güzel. Sırada Blade Runner 2049 var.
Take Shelter bir korku filmi değil ama ilk izlediğimden beri zihnimde en çok yer edinen kuruntuya kapılıp kendi kendimi korkutmama sebep olan bir film. Zihnimizde gerçekleşen panik ve dehşet halinin, eli baltalı bir katilden veya eski bir eve musallat olmuş kötü ruhlardan daha korkunç olduğunu hissettiriyor bana. Hakkında çok fazla şey söyleyip tadını kaçırmak istemiyorum. Gerilim ve Michael Shannon sevenlere öneririm.