En Son İzlediğiniz Film?

The Batman

Mükemmel bir atmosfer yaratmışlar. Robert Pattinson çok güzel oynamış. Oyunculuklar genel olarak çok iyi denecek seviyede. Filmin sanat yönetimi çok hoş.

Psikolojik gerilim noktasında bana sinemada olduğumu unutturdu. Bağırmak istediğim bir yer vardı.

Aşmış bir Batman değil, bocalayan bir Batman izliyoruz. Travmaları olan insanların manipüle edilmeye ne kadar müsait olduğunu, Batman gibi korkuların ötesine geçtiğini iddia eden bir karakter üstünden işlemişler.

Filmin çekiminde baktığımız nesneler net şekilde gözükürken, arka plan daha bulanık kalıyor. Öfke ve korku ile dolu Batman de olaylara aynen böyle bakıyor. Kim nereyi gösterse sadece orayı görüyor. Öfkesini yöneltecek ufak bir nokta arıyor; o müthiş dedektif zekası öfkesinin, intikam arzusunun altında eziliyor. Olayları çözmekte zorlanıyor.

Batman, Batman’in mücadele ettiği bir kötü olabilirdi. Sevdiklerini kaybetme korkusu yüzünden, bağ kurma konusunda hep sorun yaşayan bu karakteri, kötü birine dönmekten alıkoyansa yine o sevdiği insanlar oluyor. Batman hikâyesini bu yüzden, yani korkularımızın esiri olursak nasıl birine dönüşeceğimizi gösteren bir hikâye olması açısından seviyorum.

Bu filmdeki Batman; aşmış iradesiyle, insanüstü psikolojisiyle veya uç noktadaki prensipleriyle değil daha insansı bir yönle baş ediyor sorunlarıyla.

Yaptıklarının iyi bir etkisi olmaması, aksine kötülerin işine yaraması bu yüzden kendini sorgulaması, tüm devrimlerin bir şekilde tekrar kötülere hizmet etmesi hayatın bir gerçeği. Yine de bir fark yaratmak için pes etmek yerine; değişmeyi, intikam arzusu yerine başka bir motivasyonla yola devam edebilmeyi çiğ olmayacak bir şekilde hikâyeye yedirmişler.

11 Beğeni

Dediklerinize katılmakla beraber bütüne bakınca film hakkında ne düşüneceğimi bilemiyorum. Kötü bi’ film mi? Değil. İyi bi’ film mi? Yaaani… Beğendim mi? Bilemiyorum. Beğenmedim mi? Beğenmedim demek istemem filme. “Film iyi ama ben beğenmedim” diyeceğim ama madem film iyi niye beğenmiyeyim. Özgünlüğü çok iyi yakalamışlar. Dediğiniz gibi bu sefer farklı bi’ yüzünü gördük Batman’in. Ama bir şeyler eksikti sanki. Ne eksikti? Bilemiyorum.

Sanırım biraz yorum okuyup filmi daha iyi anlamam lazım. Biraz zaman geçtikten sonra bir kere daha izleyeyim. Film hakkındaki görüşüm koca bi’ BİLEMİYORUM!

5 Beğeni

Filmin üç saat olması aynı zamanda ağır ve karanlık olması yorucu gelmiş olabilir, hareketlilik bazı noktalarda ritmi kaçıran bir müzisyene dönmedi değil ve Selina-Alfred ikilisinin, Batman ile diyalogları daha iyi olabilirdi. Ama Batman nasıl en kötü senaryoyu düşünüyorsa, ben de sadece en iyi kısımları yazdım kendimce :sweat_smile:

3 Beğeni

The Batman (2022)
Film çok güzel, bu kadar güzel bir iş yapmışlar ama bazı yerlerde ağır saçmalamışlar.
O white man diye bastıra bastıra söylemeleri midemi bulandırdı açıkçası. Whiteshaming yapmadan rahat edemiyorlar. Anladık en ahlaklı sizsiniz.

O bomba sahneleri benim için en büyük eksi oldu. Hadi Batman, kostümlü anladık ama ya Alfred’in bomba sahnesi? O patlamayla Alfred’in parça pinçik olması gerekirken adam tek parça çıkıp 2 günde hastanede uyandı :rofl:

Tabi bu ikisi çok küçük detaylar. Ben filmi çok sevdim. Tam görmek istediğim bir Batman profili olmuş. Ben çok sevdim bu Batman’i. O, Ben Affleck’in yayık ağzıyla “I Bought the Bank” diyişi sinir etmişti zaten. Rahatladım sonunda :slight_smile:
Demem o ki gidin izleyin bu filmi. Her zaman gelmez böylesi.

3 Beğeni

Yalnız Batman neredeyse hiçbir felaketin önüne geçemedi ama anlamsız şekilde bu durum Batman’i benim gözümde daha yüceltti xd

4 Beğeni

Bu benim de hoşuma gitti. Bir süperkahraman olmadığı için her şeye yetişememesi güzel yedirilmiş. Zaten başta da kendisi diyordu her şeye yetişemem diye.

3 Beğeni

Bu arada tiplemeler hakkında ne düşünüyorsunuz? Bence Robert P. iyi iş çıkarmış. Zoe Kravitz müthişti. Çok iyiydi ya…

1 Beğeni

The Batman (2022)

Ben de filmi beğendim, fakat beklentimin altında kaldı. Öncelikle film bence gereksiz uzun. 180 yerine 130 dakikada da anlatılabilirdi her şey.

Karakterler ve oyunculuklar harika. Penguen, Riddler, Catwoman, Gordon gayet iyiydi. Alfred’in sahnesi çok az, pek tatmin etmedi.

Ben beklentimi “Joker” gibi bir başyapıt gelecek şeklinde kurduğum için biraz hayal kırıklığına uğradım. Filme gidecek arkadaşları önden uyarayım: bu film kesinlikle bir başyapıt değil, hatta Nolan Batman’leri çok daha güzel. Fakat film yine de çok iyi ve muhteşem bir Batman karakteri var karşımızda.

Nefretinden dolayı bocalıyor, yalnızlığından dolayı nasıl hareket edeceğini bilemiyor, gerçekten doğru olan şeyi bir türlü kestiremiyor. Sanırım bugüne kadarki en insan Batman, Pattinson.

Hatta Batman’in hiçbir işe yaramadığını fark ettiğinde yaşadığı bocalamayı ben de iliklerimde hissettim. Şaka maka, Riddler kazanıyor filmi. Wayne hariç istediği herkesi avlıyor, bombaları patlatıyor; hatta cinayetlerden birinde Batman’den yardım bile alıyor. Yakalanmak istediği anda yakalanıyor ve tüm hedeflerine tek tek ulaşıyor. Şaka maka Batman bu filmde olmasaydı Riddler daha başarısız bile olabilirdi. Kötülerin kazandığı filmler çekmek büyük cesaret ve bu film öyle bir film. :grinning_face_with_smiling_eyes:

Onun dışında dikkatimi çeken en önemli şey, filmin kesinlikle karakter odaklı olmaması. Ortada bir cinayetler silsilesi var ve bir seri katili yakalamaya çalışıyoruz. Batman yardımcı rolde, Riddler yardımcı rolde, aslında herkes yardımcı rolde. Ana hikaye tamamen cinayetler üzerinden gidiyor ve tüm karakterler arka planda kalıyor. Hiçbir karakter derinlemesine işlenmiyor. Ama yanlış anlaşılmasın, ben bu olayı çok beğendim. Onlarca kez Batman’in çocukluk travmalarını izledik, okuduk, oynadık; yeniden yapılmasına gerek yok. Yerinde bir karar olmuş. Süper kahraman filminden çok bir polisiye film yani temelde.

Aradığımı bulamasam da büyük keyif aldım filmden yani. Batman sever herkese öneririm. Nolan filmlerinden sonra sonunda kaliteli bir Batman filmi geldi.

Fakat Joker sahnesini tam olarak anlayamadım. Sizce son izlediğimiz Joker miydi o? Joaquin Phoenix’e hiç benzetemedim ben. Tam olarak araştıramadım da. Umarım odur diyelim, Pattinson ve Phoenix’in kimyalarının harika olacağını düşünüyorum. :slightly_smiling_face:

Bir de after credits’de çıkan siteye giren var mı? Çıkan kodları çözen bir babayiğit hepimizi aydınlatsa harika olur.

Bu arada ben IMAX’te izledim. 2D IMAX harika bir şey. En son Interstellar’ı böyle izlemiştim, yine bayılmıştım. Herkese öneririm. :slightly_smiling_face:

6 Beğeni

Maalese Phoenix değildi. Nasıl yapacaklar bilmiyorum açıkçası her yerde Joker’i görmekten sıkıldım. Phoenix iyi bir Jokerdi, artık değiştirmeden onu oynatsalar keşke.

Robert Pattinson’a Batman olarak bayıldım en başından beri altından kalkabileceğini biliyordum zaten. Kendisini Alacakaranlıkta tanıyanlar kötülemişti ama sonrasında çok güzel ve başarılı oyunculuğa imza attığı filmlerde rol aldı. Pattinson dışında da tüm oyuncu seçimleri oldukça yerinde olmuş beğenmediğim bir kişi bile olmadı.

Filme gelirsek bence mükemmeldi. Marvel sinematik evreni oturtmuş ve hikayeleri, bütünlüğü daha iyi evet ama Marvel filmleri bence bu filmin sinematografisinin yanından geçemez, oldukça iyiydi. Tabii benim görüşüm farklı görüşler illa ki olcaktır sorun yok :smile: Filmde tabii ki 1-2 küçük göze batan şey var ama takılmamak lazım. Mutlaka izleyin, bence Batman’i en iyi yansıtan film bu filmdi.

2 Beğeni

Filmi genel olarak beğendim, sadece fazla derinlik hissedemedim. Zaten istediğim derinlik bu filmde olsa daha farklı bir seviyede olurdu. Ama buna rağmen güzel. Daha da uzun olsaydı filmden kopmalar yaşanabilirdi. Ayrıca izlerken aklıma “Light House” filmi geldi, arasındaki benzerlikleri düşündüm ve filmi izledikten sonra yorumlarına bakarken birisi “Lighthouse but make it cold” yazmış bende katılıyorum. Kısacası izlemesi keyifli bir kış filmi olmuş. Hem gerçek hikaye, hem de biraz tarih bilgisi, yanında filtre kahve, özellikle pazar akşamı battaniye eşliğinde izlenirse keyfinizi arttırabilir.

3 Beğeni

The Batman
Ben filmi çok beğendim ve bence “Çizgi roman Batman’i” denebilecek tek Batman’di bu. Geceleri Batman kostümünü giyip gerçek bir dedektif olan sabahlarını ise elde ettiği verileri incelemeye hatalarından ders almaya ayıran yani geceye hazırlanan ve Batman olmaktan başka bir şeyle ilgilenmeyen bir Bruce Wayne gördük. Nolan filmlerindeki gibi çocukluk aşkını kıskandırmak için onunla aynı mekana Rus modellerle giden, oteli ayaküstü satın alıp girişteki havuzda eğlenen ya da Snyder Batman’i gibi “I am rich” gibi saçma bir repliğe sahip olan Batman’den uzak Bruce Wayne’ler gördükten sonra bu Bruce Wayne çok iyi geldi bana. Tabii ki Nolan Batman’inin daha çok severi var (ki ben de iyi filmler olduklarını inkar etmiyorum sadece iyi Batman filmleri olmadıklarını düşünüyorum) ve öyle bir Bruce Wayne görmekten memnunlar ama ben okuduğum ve özümsediğim Batman çizgi romanlarındaki Bruce Wayne’i görmekten çok daha memnunum. Eski Batmanlerle kapıştırmam bittiğine göre filmin kendi içinde beğendiğim ve beğenmediğim yönlerine biraz daha eğileyim.
Yukarıda belirttiğim karakterin Bruce Wayne/Batman dengesinden başka beğendiğim bir diğer özelliği ise Batman’in dedektiflik yönüne daha çok ağırlık verilmesi oldu. DC yıllardır dünyanın en iyi dedektifinin sinema haklarına sahipti ama her filmde bir iki sahnelik dedektiflik numaralarından başka bir şey görmemiştik, bu filmde bunu görmek beni çok memnun etti.
Karakterler arasında çok beğendiğim karakterler Penguin, Batman ve Catwoman oldu. Collin Farrel’ın yüzündeki bir ton makyajla bu kadar iyi bir oyunculuk sergilemesi takdire şayandı. Adamı resmen başka birine dönüştürdüler makyajla ama mimiklerinden hiçbir şey kaybetmemiş. Robert Pattinson Bruce Wayne rolündeki depresifliği çok iyi yansıtan bir oyunculuk performansı sergilemiş. Karakterin ise gerek köstümü gerekse araçları harikaydı. Arabaya ilk fotoğraf yayınlandığından beri hayrandım ve o arabayla bize inanılmaz bir kovalamaca sahnesi izlettirdiler. Catwoman ise tam olması gerektiği gibiydi bence ama çatıdaki o “Çünkü o benim babam tamam mı?” şeklindeki Wattpad kızı tarzı çıkışı çok gereksiz ve kötüydü. Bunun dışında kostümü ve Zoe Kravitz’in oyunculuğunu çok beğendim.
Beğenmediğim - ya da beklentimin altında kalan- karakterler ise Jim Gordon ve Alfred oldu. Jim Gordon sanırım biraz da Gotham’daki ilk yılları olması sebebiyle biraz pasif kalmıştı ama film ilerledikçe aynı Batman gibi onun da hatalarından ders aldığını ve daha çok sorumluluk aldığını gördük. Bu karakter gelişimi bana filmden Batman İlk Yıl çizgi romanındaki tadı almamı sağladı. Alfred ise inanılmaz pasifti ve biraz da salaktı bence. Gizemli bir mektup geliyor ve mektupta ateşe dayanıklı olduğu yazan bir materyal var ama Alfred - Evet bizim eski asker olan Alfred - bomba olduğunu akıl edip de erkenden fırlatamıyor zarfı. Sahnenin devamında elinde patlayan bombadan ölmemesi de çok saçmaydı, 2 gün sonra uyandı resmen. O sahne dışında filme pek bir etkisi de olmadı, umarım sonraki filmlerde - hazır Alfred’i bu kadar iyi bir oyuncu canlandırıyorken - daha iyi yazılmış bir Alfred görürüz.
Filmin ana tema müziği iyiydi ama salondan çıkınca da ondan başka aklınızda kalan bir müzik olmuyor. O yüzden müzikleri pek beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Şu anlık filmle ilgili aklıma gelenler bunlar, üzerine düşündükçe ekleme yapmaya çalışacağım.

7 Beğeni

Filmi dün akşam cinemaximum starium da izledim. Filmin uzun ve koltuklarınında kötü olması sebebiyle bir süre sonra koltukta kıvranmalarım başlasa da elimden geldiği kadar dikkatli izlemeye çalıştım. Filmin ilk yarısını çok beğendim ve film araya girdiği zaman “ilk yarısı böyle ise ikinci yarısı nasıldır?” acaba diye düşündüm. Fakat ikinci yarısında ilk yarısındaki kadar etkilenmedim ne yazık ki. Bunun sebebi filmin uzun ve izleme alanımın konfordan uzak olması da olabilir. Ama dönüp baktığım zaman gerçekten farklı bir Batman filmi izledik. Aynı çizgi romanlardaki gibi karnalık bir gotham, suç ve yolsuzluk üst seviyede ve sürekli karanlığın hakim olduğu bir ortam. Siyah ve kırmızı renk ilişkisine de bayıldım. Batman’i genç ve tecrübesi eksik bir şekilde görüyoruz. Sinirlerine pek hakim olamayan, hafifte olsa fevri davranan ve yoğun bir şekilde öfeyle dolmuş bir şekilde. Bunun yanında gene dedektif bir Batman gördük, olay yeri inceleme sahasında bulguları polislerle inceleyen ve onların şaşkın ve kızgın bakışları arasında kanıt bulmaya çalışan bir batman. Bu da bana göre filmin güzel yanlarından birisi oldu. “Daha iyi olabilirdi” dediğim noktalardan bahsedecek olursam eğer; yan karakterler çok yüzeysel kalmış, derinliği pek yok, özellikle mafya babaları “martin scorsese” filmlerindeki italyanları hatırlattı ki çok severim o tiplemeleri ve biraz daha oradaki mafya babaları gibi derinlikleri ve ağırlıkları fazla olsaydı harika olurdu. Filmin soundtrack’inden bahsetmezsek olmaz sanırım. Şu anda bu satırlar yazarken filmin müzikleri eşlik ediyor ve çok iyi olduğu kanaatindeyim. Filmin atmosferine uygun müzikler yapılmış ve kullanılmış mesela kullanılan müziklerden birisi; nirvana’nın “nevermind” adlı albümünden “something in the way” adlı parçası, bana göre filmin atmosferine çok iyi gitmiş.

5 Beğeni

Bugün yine aynı hataya düşerek Cinemaximum’ da The Batman filmini izledim, görebildiğim kadarıyla. Üstelik dün 35 tl olan bilet fiyatları bugün 39’ a yükseltilmiş. Filmi izlemeye çalışırken bir ara ‘‘Gotham’ da ezan mı okunuyor? ‘’ diye sordum kendime. Meğer dışarıdan geliyormuş ezan sesi! Bundan sonra büyük olasılıkla Cinemaximum’ la işim bitmiştir. Yol parası verip C’ ye gideceğime yol parası verip müstakil sinemalara gideceğim.

Filme gelirsek. On üzerinden yedilik bir filmdi. Hikayesi heyecanlıydı. Görselliğe -C sağ olsun - net bir şey söyleyemeyeceğim. Gerçek dünyaya Dark Knight’ tan bile daha fazla yaklaşan bir Batman izledim. Kedi kadın sanki fazla pasifti. Yine bu tonlarda ikinci bir Batman izlenir.

3 Beğeni

Daha bugün torrente düşmüş ve hemen indirip izledim. Malum sinemaların ışığı kısma nedeniyle hiç gidesim yoktu sinemaya.

Uzun bir aradan sonra mükemmel mi mükemmel bir film izledim sonunda. Eski yüzleri görmek ve çoklu evren konusunu bu kadar güzel işlenmesi keşke hiç bitmese dedirtti.

10/10

12 Beğeni

Ben de filmi dün gece izledim ve beğendim. Filmin bana en itici gelen kısmı izlerken Spiderman’in başına bir şey gelmeyeceğinden çok emindim. Bana o rahatlığı veriyorlar. Sahnelerin gerginlik hissiyatı koca bir sıfır. Genel olarak yeni nesil Marvel filmlerinin kaderi bu olmuş. Ben Tobey Spiderman’ine en iyi Spiderman falan demiyorum ama Spiderman filmleri konusunda en iyisi. Hatta o kadar iyi ki diğer iki Spiderman filmlerini toplasan Tobey’nin Spiderman serisinin en kötü filmi etmez. İlk Spiderman filmlerinde gerginlik hissiyatı müthiş veriliyordu. Şimdiki Marvel filmlerinde işi fazlaca makaraya vurup, özensiz dövüş sahneleri yapıyorlar.

Tom Holland Spiderman’i, Green Goblin’in ağzına yüzüne saydırıyor, Goblin’in burnundan kan damlamıyor. Böyle detaylar romanlarda verilirken, koskoca filmlerde verilemiyor. Gerçekten şu ufak detay bile insanın gözüne çok batıyor.

3 Beğeni

Star Wars 90’larda çok fazla yayınlanmadı hatta 1999-2000 gibi korsan VCD satıcılarında ne kadar arasanız da bulamazdınız. Ben çocukluğumdan sadece tek tük sahnelerini hatırlayabiliyordum ve 1997’deki Special Edition yayınını bile yaşadığım kentte vasat kalitede bir sinema bile olmamasından ötürü ıskalamıştım. Askere gitmeden evvel (2004 gibi) ilk iki filmi izleyip askerden döndükten sonra 3. filmi ve Special Edition üçleme ile birlikte izleyip seriyi tamamlamıştım rötarlı da olsa. 2016-2017 gibi eski kız arkadaşımla da Episode 1-2-3-Rogue One-4-5-6 sırasına göre izlemiştik ve oldukça beğenmişti. Hatta en sevdiği film Episode I ve Rogue One idi. Ben de tavsiyemi genelde benzer yönde kullanıyorum. Zaten birçok kişinin varolmamasını dilediği son üçlemeden sonra artık kimse prequel üçlemeyi eleştirmiyor. (Star Wars’ın tüm mitosunu sadece tek sahneye indirgeyecekseniz 4-5-6-1-2-3 diye de izleyebilirsiniz, artık açıkçası tartışmasına girmek istemediğim bir konu) Koyu kısımlar filmler, diğerleri animasyon serileri ve dizilerden oluşuyor.

Episode I: Phantom Menace
Episode II: Attack of Clones
Clone Wars
Episode III: Revenge of the Sith
Bad Batch
Solo: A Star Wars Story
Kenobi: A Star Wars Story
Rebels
Rogue One: A Star Wars Story
Episode IV: A New Hope
Episode V: Empire Strikes Back
Episode VI: Return of the Jedi
Mandalorian
Book of Boba Fett

Opsiyonel olarak Kathleen Kennedy, JJ Abrams ve Rian Johnson’un adına Star Wars demeye dilimin varmadığı fanfiction üçlemesini izleyerek kendinize eziyet etmek isterseniz de:

Resistance
Episode VII: The Force Awakens
Episode VIII: The Last Jedi
Episode IX: The Rise of Skywalker

6 Beğeni

Elbette ilk filmlerin yerini hiçbir şey tutamaz ama bu son film fikir açısından tüm seyircilerin gözünde harika görünüyor. Bence bu da filmin ne kadar çok beğenildiğinin sebebidir.

Benim filmde kötü bulduğum tek şey Doktor Connor’ın tasarımı. Daha elle tutulur bir görüntüye sahip olabilirdi.

2 Beğeni

Bu filmi hâlâ izlemem sinirlerimi bozuyor. Kaçıncı oldu bilmiyorum. Cipsimi soğuk çayımı aldım geçtim laptopun önüne açtım Netflix’i. Biraz bekledim. Yarım bıraktığım diziler, filmler, belgeseller vardı. Hangisini izleyeyim diye düşünürken kendimi Kara Şövalye’nin üzerine tıklarken buldum. İşin diğer kötü yanı her seferinde çok keyif almam. Neyse umarım son olur ya. Bi’ filmi birkaç kere izlemeyi severim ama bu film saplantıya falan dönüştü😂

Anne Hathaway çok başka ya

9 Beğeni

Siz böyle diyince düşündüm de gerçekten öyle. Baya sirk gösterisi gibi bir şey izliyoruz, Spider-man akrobatik hareketler yapıyor birkaç tekme atıyor bütün olay bundan ibaret. En sevmediğim Spider-man Tobey Maguire olsa da onun filmlerinde hiçbir şeyin garantisi yoktu, öldü mü acaba dediğimiz dramatik sahneler her filmde en az bir kere yaşanıyordu. Spider-man daha çok çocuklara hitap ediyor olabilir ama Marvel unutmamalı ki en çok okunan Spider-man sayıları hep dramatik ve kanlı olaylar içeren Todd McFarlane’in Spider-man’i gibi serilerdi.

4 Beğeni

Anime dizisi olan Star Wars: Visions’ı izlediniz mi? İzlemediyseniz beğenebileceğinizi düşünüyorum.

2 Beğeni