En Son İzlediğiniz Film?

The Outfit
Eski moda filmleri seviyorum. Tek mekanda geçen, oyunculuğun önde olduğu, belirli bir akış-kurgu içerisinde olayları ortaya çıkaran filmler artık pek moda olmasa da ben çok severim. Ekranlar süper kahramanlı, bilgisayar efektli filmlerle dolu. Bu filmlere kötü demiyorum ancak sinema ekranında dönen herşey birbirine benzemeye başladı, bize yeni fikir olarak sunulan yeni teknolojilerin aslında fikirden ziyade aynı yöntemin her filmde tekrarlanması şeklinde oldu.

The Outfit öyle rastgele afişine bakarak , mafya filmi zannederek izlediğim bir film oldu. Aslında film tek mekanda geçen bir polisiye - mafya hikayesi diyebiliriz. İmdb üzerindeki notu olan 7.1 'den daha yüksek bir puanı hakettiğini söyleybilirim. Benim gönlümde 7.6 civarı bir notu oldu.

İçeriği girince zevki kaçabilir diyerek filmi öneriyorum. Tabii ki hikayesinde boşluklar ve saçmalıklar mevcut, Holywood klişeleri mevcut ancak Mark Rylance’ın performansı bile filmi izlemeye değerdi.

Minyonlar 2 : Gru’nun Yükselişi

6 yaşındaki bir kız çocuğuyla sinemaya gidiyorsanız, artık animasyon filmlerinden başka alternatif yok. Eskisi gibi “Evde Tek Başına” tarzı aile filmleri pek çekilmiyor.

Hikayesi daha önceki filmlerde yer alan aslında iyi olan kötü karakter Gru’nun çocukluğunu anlatıyor. Filmde yaş sınırı 6 ama bence bu yaş sınırına göre filmde çok fazla hareket ve şiddet var. (Özellikle sondaki sahnelerde çocuklar eğlenmekten çok korkuyor.)

Film güzel, minyonlar yan karakter ama kesinlikle filmi sevimli ve güzel yapanlar onlar.
Hikaye biraz fazla karışık, 6 lı kötülük çetesi falan, biraz saçma şeyler mevcut.

Bu film özelinde ve genel olarak son dönem filmlerinde nefret ettiğim bir durum var. Çocukluğumuzun kahramanları ilk Transformens filmini sinemada izlerken de aynı duygu oluşmuştu. Çorba gibi sahneler var, sahnede o kadar çok efekt ve detay var ki kimin ne yaptığı, kimin kime saldırdığı anlaşılmıyor. Arkadaşlar insan izleyecek bunu :slight_smile:

Sonuç olarak çocuklarla izlemelik çerezlik bir film. Dostluğa arkadaşlığa oldukça vurgu yapılıyor. Çağımızın en büyük sorunlarından olan akran zorbalığı hakkında da güzel mesajları mevcut.

Ayrıca filmle alakalı olarak şöyle komik bir akım da mevcutmuş :slight_smile:

8 Beğeni

Mark Rylance mükemmel bir adam ama niyeyse hala underrated değer görüyor gibi geliyor bana. Bu adama rol yağdırmaları lazım bu yaşına geldi hala top seviye kullanmıyorsunuz adamı :smile: Bridge of Spies ile oscar da aldı daha ne yapsın bu adam :joy:.

Umarım lead rollerde görmeye devam ederiz kendisini.

3 Beğeni

Casuslar köprüsünü izleyip çok beğenmiştim ama adamı hatırlamadım :slight_smile: Belki de daha sert ön rollerd görmek gerek :slight_smile:

2 Beğeni

Denzel Washington’ın oyunculuğuyla ve hikayesiyle oldukça iyi bir filmdi. Birkaç sahnesinde duygulanmamak elde değil. Film dram yönünün dışında sigorta şirketlerinin ve sağlık sektörünün kirli yüzünü de göstermesiyle çok cesur bir işe imza atmış.

4 Beğeni

Bugün 8-9 yıl sonra ilk defa korku filmi izledim. 15 dakikalık bir kısa filmdi.

Korku filmleri hakkında hiçbir fikrim olmadığı için iyi mi kötü mü bilmiyorum ama ben baya ürktüm. :smiley:

4 Beğeni

Thor: Love and Thunder.

Para verdiğim için kendimi sorguladığım tek film. Nedenini açıklarken bile sıkılıyorum. Önermem.

2 Beğeni

Yahu zaten afişi ofsayt filmin. Tamam Thor Thor da yanına kadın Thor fikri tamamen ticari kaygının en dibidir. :joy:

2 Beğeni

Christian Bale ve Natalie Portman için gitmiştim. Onları beğendim zaten, film senaryosu çok kötü :confused:

2 Beğeni

Thor Ragnarok da kötüydü. Filmin sonunu dram yapmak varken saçma sapan komedi sahneleri eklediler. O konuyu daha ciddi izlemek isterdim. Dr Strange son filminde ise Wanda’yı harcadılar. Artık marvel filmleri izlerken keyif alamıyorum.

3 Beğeni

(500) Days of Summer’ı izledim. Filmin afişinde Joseph Gordon-Levitt’ı görünce kafa dağıtmak için izlemeye karar verdim. Bu yüzden de filme dair pek bir beklentim yoktu. Ama beklediğimden daha iyi bir film çıktı. Aşkı ve romantik ilişkileri çok iyi bir şekilde irdeleyen, güzel bir film. İzlenmesini tavsiye ederim.

5 Beğeni

(500) Days of Summer’ı izleyip de, Zooey Deschanel’den etkilenmeyen olmamıştır. Fakat hem 2008 yılındaki “Yes Man” filminde, hem de bir yıl sonraki (500) Days of Summer filminde iyi bir çıkış yakalayan Zooey Deschanel, bu çıkışını sonraki filmlerinde devam ettiremedi. Bir daha akılda kalıcı bir iş çıkaramadı.

Az rastlanır mavi gözleri ve kahküllü haliyle her zaman sempatik görünüyor ama şöyle de bir şey yapmışlar:

Göz rengini değiştirince veya kahkülü ortadan kalkınca şöyle görünüyor:

2 Beğeni

New Girl dizisinde 6 sezon boyunca başrol oynadı. O kadar da sönük değil kariyeri. Artık Oscar ödüllü oyuncular bile dizilerde oynamaya başladı, film sektörü çöküşte.

3 Beğeni

crying-new-girl

4 Beğeni

G.I.Joe: Snake Eyes.

Snake Eyes’ın G.I.Joe’ya nasıl katıldığını ve öncesinde neler yaşadığını anlatıyor film. Ya da anlatmasını istemişler. Çünkü olmamış.
Snake Eyes’ı sevdiğim için heyecanla açtım filmi fakat tam bir hayal kırıklığıydı. Snake Eyes ve Storm Shadow’un hikayesi tamamen değiştirilmişti. 2. seride anlatılanlarla alakası bile yoktu. Aksiyonu da tatmin etmedi pek. Madem çekilecekti önceki anlatılanlara sadık kalınsaydı daha iyi olurdu.
Denk düşerseniz izlemeyin derim.

1 Beğeni

Her sene yüz milyonlarca hasılatı olan bir çok film yapıyorlar, prodüktörler farklı fikirlere daha fazla pozitif bakıyor, film sektörü çöküşte değil de dizi sektörü seviye olarak yaklaşıyor demek daha doğru olmaz mı?

1 Beğeni

Bridge to Terabathia

Yan rolde oynuyor. Film çok güzeldir. Diğerleri ile aynı zamanda çekildi. Diğer filmleri sevdiyseniz bunu da seveceğinizi düşünüyorum.

3 Beğeni

Kalite olarak kastetmiştim. Son yıllarda o kadar da iyi film çıkmadı.

1 Beğeni

Ben, 2008-2009 yıllarında izlediğim zaman “gelecekte bu kızı bir sürü filmde görürüz” diye tahmin etmiştim ama öyle olmadı. New Girl dizisine başlayıp, sinemayı boşlamış.

(500) Days of Summer filminden bu yana 13 sene geçti… Zooey Deschanel, bu süre zarfında sadece 4 sinema filminde rol almış:

Our Idiot Brother (2011)
Your Highness (2011) (kadın başrol, Natalie Portman’mış)
The Driftless Area (2015)
Rock the Kasbah (2015)

4 Beğeni

Son 20 dakikaya kadar her şey iyi hoştu ama sonu tam rezalet bana göre.

Sen kalk çok özel bir kiralık katil ol. Ama finalde taksi şoförüne vurul. :joy: :joy: Resmen şaka gibiydi. Diğer yandan filmde bir sahne hatası var gibiydi. Metroya binmeden önceki sahnede kız ve şoför arkadaşımız alt kattaki metroya biniyorlar ama Tom abimiz karar veremeyip kendi katındaki metroya koşuyor ve ona atlıyor. Fakat sonraki sahnede nasıl oluyorsa Tom abimiz bu alt kattaki metroya binmiş oluyor. Ya gerçekten saçma bir hata var ya da benim anlamadığım bir sayneydi.

4 Beğeni

En son Histoires Extraordinaires filmini izledim.
Edgar Allan Poe’nun 1832-1839 yılları arasında yazdığı üç korku hikâyesinin, üç ünlü Avrupa’lı yönetmen Federico Fellini, Louis Malle ve Roger Vadim tarafından sinemaya aktarılması ile oluşmuş muhtesem bir film. :green_heart: Brigitte Bardot, Alain Delon, Jane Fonda, Peter Fonda ve Terence Stamp var :heart_eyes: özellikle ilk hikayeyi, Jane Fonda’nın oynadığı dişi Caligula halini çok sevdim. Tam ikonik sahneler ve kostümler. Tavsiye ederim :clapper:

8 Beğeni