6 kitap hedefledim, 2 okuyabildim. Yoğun bir aydı, yine de diğer kitapları eleyip etkinlik kitaplarını bitirmeye çalıştım. Tanrıların Açlığı ay sonu telaşı içinde güzel bir macera oldu 
.
Psikiyatrist’i iki günde bitirdim, oldukça merak uyandırıcıydı. Caravaggio’yu çok beğendim. 1602 beklentimin biraz altında kaldı. Dylan Doglar her zamanki gibi eğlenceliydi.
Bir Oğlanın Yaşamı’nı, King’in kitaplarını anımsattığından ve gizemli bir atmosferi olduğundan çok beğendim.
Üç Cisim Problemi’ni de keyifle okudum.
Tanrıların Açlığı’nı bitirmeme de çok az kaldı.
Dünyaya Düşen Adam’ın çizgi romanını , romanı kadar beğenmem mümkün değildi. Ama yine de kitaplığımda yer almasını istedim.
-
Çocukluğun Soğuk Geceleri - Tezer Özlü (En bayıldığım kitaplar listesine girdi. Tezer Özlü’ nün diğer kitaplarını da okuyacağım kesinlikle.)
-
Sessizliğin Müziği - Patrick Rothfuss (meh… Auri’ yi çok severim ama Auri hakkında pek bir şey öğrendiğimiz söyleyemem. Daha çok Şeyaltını öğrendik bu kitapta.)
-
Dünyanın Gözü - Zaman Çarkı Serisi 1 - Robert Jordan (İkinci okuyuşum. Hatırladığımdan çok çok çok daha iyi… R.I.P ustam.)
Mart Ayı raporunu ancak hazırlayıp sunabiliyorum. Sanırım böyle giderse Nisan raporunu da Mayıs sonuna yetiştirebileceğiz gibi. 
Mart ayı çoğunlukla tekrar okumalarla geçti ama son derece verimliydi.
Ayın Kitabı
Üç Cisim Problemi - Cixin Liu
Üç Cisim Problemini aslında uzun uzun konuşmak lazım çünkü gerçek anlamda son yıllarda yazılmış en vurucu bilimkurgu romanlarından birisi. İlk kitabını en azından uzaylılarla ilk temas veya dünya dışı akıllı canlıların istilasından öte insanlığın vaziyetine ağır bir hiciv gibi gördüğümü söylemem gerek. Kitabın anlatmaya çalıştıklarını somutlaştırmada veya hikayeleştirmede çok başarılı olamadığını ama buna rağmen felsefe ve bilimkurguda çok ilgi çekici, merak uyandırıcı noktalara değindiğini söyleyebiliriz. Bana biraz nasıl derler “old school”, klasik bir BK romanı gibi geldi. O yüzden bu devirde böylesine popüler olmasına hem şaşırdım, hem sevindim diyelim. Dizisinden bahsetmeye gerek yok. Devamından da beklentim büyük. Göreceğiz.
Yıkıma Giden Adam - Alfred Bester
Fırsat buldukça Alfred Bester’in eserlerini İthaki’den de bir tur daha okumaya karar verdim. Bazı kitapları seneler sonra tekrar okuduğunuzda aynı etkiyi vermeyebilir. Oysa Yıkıma Giden Adam geçen bunca zamandan sonra yine de keyifle okutuyor kendisini. Ben Reich hala mükemmel bir villain. Belki psikanalizle ilgili göndermeler artık eskisi kadar özgün gelmiyor olabilir. Ama onun dışında şahane bir hikaye olduğunu söylemek mümkün. Günümüzde hala geçerliliği olan konulara değinmesi de cabası.
Ben Strahd, Bir Vampirin Anıları - P.N. Elrod
Tam bir vampir edebiyatı yazarı P.N. Elrod -kadının kariyeri vampir romanları ile dolu cidden- tarafından yazılmış olan Ravenloft romanını, Curse of Strahd campaigni oynatıyor olmam sebebi ile tekrar okumaya başlamış, yeni bir fiziksel kopyasını da nadirden sipariş etmiştim. Zeki Demirkubuz’un Mutluluk filminde Haluk Bilginer’in tiradından Kader filmini çıkarması gibi P.N. Elrod da ilk Ravenloft romanı olan Sislerin Vampiri’nde Strahd von Zarovich’in günlüğü kısmından bu kitabı çıkarmış. Sonuç olarak ortaya Sislerin Vampirinden çok daha iyi bir kitap çıkmış. Ben Strahd, bu tür vampir romanlarında en sevdiğim temalar olan ölümsüzlük, ölümden kaçma, insanoğlunun ölümle kavgası gibi evrensel varoluşçu temalara ağırlık veren şahane bir hikayeye sahip. Bunu normalde ejderha mızrağı, unutulmuş diyarlar kulvarındaki kitaplara sempati beslemeyen birisi olarak söylüyorum. Trajedi, ihanet, dram… 19. yy gotik korku romanlarında ne arıyorsanız bunda da fazlasıyla mevcut.
Uykulu Kuytu Söylencesi - Washington Irving
Biraz halk söylencesi biraz kurgu derken çoğunlukla Kuzey Amerika’nın kuruluş dönemine dair bilindik efsaneler ve korku hikayeleri tadında gayet güzel bir derlemeydi. Ayrıca okuması çok keyifli, harika bir çeviriye sahip. Başsız süvariyi bu kitaptan evvel bilmiyor olmam da benim ayıbım olsun.
Uzay Piyangosu - Philip K. Dick
PKD’nin yamulmuyorsam ilk yazdığı roman olan bu eseri ıskalamıştım. Nihayet okuma fırsatı buldum. Kendisinin ilk dönem romanlarına fazlasıyla aşina olduğumdan beklentim de yüksek değildi ancak bir iki yerde cidden şaşırdığımı itiraf etmem gerek. İlk romanında bile bu kadar uçuk fikirlere sahip bir yazar, bir de bunları daha iyi şekilde kaleme alsa neler yapabileceğini merak ediyorsunuz. -Sonraki eserlerinde bu merakı da gideriyor zaten- Nispeten zayıf PKD romanlarından diyebiliriz. Buna rağmen ilginç fikirler de barındırıyor.
Gökteki Çakıl Taşı - Isaac Asimov
Yazıldığı yılın ne kadar eski olduğunu gösteren kitaplardan. Açıkçası Galaktik İmparatorluk’un önceki iki kitabını daha fazla beğenmiştim. Hikayemiz 1940’lardan bir şekilde binlerce yıl sonrasına, Galaktik İmparatorluk dönemine giden kahramanımız etrafında dönüyor. Dünyamız imparatorluğun en önemsiz gezegenlerinden birisi, radyasyon barındıran bölgeleriyle yaşanabilirliği düşük ancak gururundan taviz vermeyen zenofobik bir topluma sahip. Çoğalmak bir seçenek olmaktan çıkmış ve 60 yaşını geçenler ölüme gönderiliyor. Genel olarak güzel fikirlere sahip olsa da -malum, Asimov’dan bahsediyoruz- uygulama diğer Asimov kitaplarına göre biraz zayıf.
Nisan // 7 
Favorim: Wildfell Hall’un Kiracısı - inceleme
Beğenmediğim ise “Kuru Kız”
Diğer kitaplar da çok güzeldi 
İbrani Mitleri’ni beğendiniz mi hocam? Önerir misiniz? Bir süredir sepetimde duruyor.
İbrani Mitlerini hala okuyorum 18. bölümdeyim. Derli toplu gayet güzel bir derleme olmuş. Tekvin odaklı yaratılış mitlerinden başlayıp diğer ibrani anlatılarının değişimlerini ve etkilerini kapsıyor.
İlk 4 ay okuduklarım. Ayrıntılı bir şeyler yazacaktım ama daha geçen seneden borcum olduğunu hatırladım. Hepsini toplayıp paylaşmak dileğiyle herkese bol kitaplı keyifli bir mayıs ayı dilerim.
