Kent ve Köpekler ; Kent; Lima, Köpekler; askeri kolejin birinci sınıf öğrencileri. Ana hikaye bu pis, leş ortamda geçiyor, öğrencilerin sivil hayatında ve çarşı izinlerinde geçen hikayeler ve flashbacklerle destekleniyor. Llosa romanlarında olmazsa olmaz “gizli bilgi” burada da var. İlk romanında bile nasıl bir dahi olduğunu göstermiş. Llosa bana göre sadece yaşayan değil-artık 90ına yakın- tüm edebiyat tarihinin en iyi yazarı. Yalnız abuk sabuk imla hataları var kitapta. Mesela -nı m olmuş, -rı n. Merdivenaltı yayınevi işleri. Göz kanatacak kadar değil ama yine de yakışmadı Can. (Aralık 2022 6. Basım bendeki) 7/10
Kubbenin Altında; Forumda daha birkaç gün önce okuduğum haberde King bunu 21. Yydaki en iyi kitabı olarak görüyordu, olabilir ki bence King efsanesi 21. yyda bitiyor zaten. Geniş karakterli bir kasaba hikayesi. Aynı Ruhlar Dükkanı veya Yüzyılın Fırtınası (yazımı senaryo şeklindedir) gibi. Bence kurgusu sıkıntılı bir eser bu. Her şeyden evvel kasaba birkaç günde bu derece birbirine giremez. Karakterler çok düz, iyi var, kötü var. Tanıştığımız ilk cümlesinden hemen tarafını anlıyoruz karakterin. Sonucu da doyurucu değil. 6/10.
Önemli not; Ekim 2019 tarihli 8. Basımı insanı dinden imandan çıkartacak çeviri ve yazım hatalarıyla dolu.
Ölü Dağcı Oteli; Kitabın büyük kısmı Agatha Christie polisiyesi gibi gidiyor. Başıma bir iş gelmeyecekse Agathanın polisiyelerini sabun köpüğü görürüm. Kitabın sonsözünde yazarlar polisiyenin zayıf kısmının çözüm bölümü olduğunu, bunların belli başlı klişeler etrafında döndüğü için okuyucusu hayal kırıklığına uğrattığını ve başka bir şey denediklerini söylüyor. Kıvıramadıklarını da itiraf ediyor ki haklı da. Beklenti olmadan okunabilir 6/10.
Bu ay mitolojik okumalara daha çok ağırlık verdiğim bir ay oldu. Arada soluklanmak için şiir kitapları ve manga okudum. En beğendiğim kitap, Mit ve Mitya oldu.
- Göğün Ateşleri - Robert Jordan
Yine geçen aydan devam ettiğim muhteşem serinin beşinci kitabını da bitirdim. Hem bitmesin istiyorum hem de bir an önce devamını okumak istiyorum…
- Beni Öp Sonra Doğur Beni - Cemal Süreya
Ben şiirden anlamayan birisi olabilirim. Ya da çok küçük bir ihtimalle Cemal Süreya’ nın dili bana biraz ağır kaçmış olabilir, bilemedim. Her ne kadar beğendiğim birçok dize olduysa da yarısına kadar ancak okuyabildiğim bu kitaptaki şiirleri pek beğenemedim. Sorun acaba okumamda mı diye düşünüp geldiğim yere kadarki tüm şiirleri dinledim ama yine beğenemedim. Büyük ihtimalle sorun bende.
- Kör Baykuş - Sadık Hidayet
Yarısına kadar dinledim. Sesli kitap deneyimini de bu şekilde yaşamış bulundum. Odaklanması biraz zor olsa da başka bir şey ile uğraşırken, en azından kafa yormayan başka bir şey ile uğraşırken dinlemek güzel oluyor. Mesela kahvaltı hazırlarken mis gibi gidiyor. Gelgelelim zor bir kitap. İçerisinde barındırdığı olumsuzluklar silsilesi üstüme üstüme gelince epeyce zorlandım. Sonra kitabı edindim, belki kitapta okumak kısmen daha az zorlayıcı olabilir diye düşünerek. Henüz kaldığım yeri bulup da kitaba başlamadım ancak en kısa zamanda başlamayı düşünüyorum. Bu arada Sadık Hidayet aklımın bir köşesinde canım Oğuz Atay ve Tezer Özlü ile aynı klasmana girmiş bulunmakta ancak onlardan çok daha karanlık bir tonu olduğunu düşündüğümü belirtmeliyim. Bana öyle geldi diyebilirim en azından.
Baktığımızda bu ay da tek bir kitap bitirebildim
Bir ay içerisinde nasıl 26 kitap okuyabiliyorsunuz Kitapların uzunluklarına bakmadım bazıları da manga sanırım lakin yine de bu kadar vakit ayirabilmek başarı
9 şiir, 3 manga, 1 çizgi roman, 2 grafik roman tarzında, kısa ve dinlendirici kitaplar serptim ay içerisine. Sayılara takılmayın Geriye kalanlar daha kafa patlatmalık tâbi. Onların yoğunluğunu ancak bu tür kitaplarla bertaraf ederek kendimi motive ediyorum. Teşekkür ederim.
Genel olarak okuduklarımın hepsi iyi olsa da Doyma Anı ve Augustus en çok sevdiklerim ve sonrasında dahi üzerinde düşünmeye devam ettiğim eserler oldu.
Merhaba. Maus çizgi romanını nasıl buldunuz? Benim de listemde, yorumlarınızı merak ettim.
Merhaba. Ben beğendim. Beklediğimden iyi çıktı.
Temmuz a epey yoğun başlamıştım, pek kitap okuyacak vakit kalmayacak gibiydi. Sonrasında araya bir boşluk kıstırınca beklediğimden daha fazla okumuş bulundum.
Yine de öyle aman aman beğendiğim bir kitap olmadı gibi ya bu ay, Ağustosta özüme döneyim de 1-2 epik fantastik yapıştırayım ben .
Hareket iblisini ben de bu baskıdan okumuştum. Çeviriden mi yoksa hikâyelerin yavanlığından mı nedir bilemedim, beğenmemiştim. Siz nasıl buldunuz?
Edit: Okudum şimdi incelemenizi, bence öykü okuma zevkinden kaynaklanmıyordu. Öykülerin çoğunda bir şey eksik gibiydi.
“Okuyucunun yüreğine ilk giren kitaptan daha derin izler bırakan çok az şey vardır. Geride bıraktığımızı düşündüğümüz o ilk imgeler, kelimelerin yankısı, hayatımız boyunca bize eşlik eder ve hafızamızda, er ya da geç - ne kadar kitap okursak okuyalım, ne kadar dünya keşfedersek keşfedelim, ne kadar çok şey öğrenir ya da unutursak öğrenelim - geri döneceğimiz bir saray yontar. Benim için o büyülü sayfalar her zaman Unutulmuş Kitaplar Mezarlığı’nın geçitlerinde bulduğum sayfalar olacak.” C.R.Z.
Serinin son kitabını okuyacak olmanın şerefine ilk 3 kitabı tekrar okuyarak geçtiğimiz ay serinin son kitabına giriş yaptım ve yazarın üstüne katlayarak bir eser ortaya koyduğunu şaşırmadan gördüm. Bundan sonraki hayatım boyunca Carlos Ruiz Zafon kesinlikle benim için çok özel bir yazar olarak kalacak ve Unutulmuş Kitaplar Mezarlığı dörtlemesi ise gönül kütüphanemin en üst sırasında yer alacak. Bez ciltli ve şömizli özel bir baskısı olmasını çok isterdim. Çünkü bu yazar ve seri çok daha fazlasını hakediyor. Umarım çok başarısız ve ekonomik kaygılı bir şey olmaz ama ben yakın bir sürede bu serinin ekranlara taşınacağını hissediyorum.
Ağustos | 5
Hepsi birbirinden güzel kitaplar okudum. Favorilerim ise Proust Projesi ile Malazan tabii ki Olay kitaplardı!