Han Kang’ın Vejetaryen kitabını okumuştum önceleri, bu kitabın da çevirilmesini bekliyordum. Nasıl buldunuz kitabı, önerir misiniz?
Fotoğrafta 2 kitap eksik, nereye koyduğumu bulamadım.
Fotoğrafta olmayanlar…
Kısaca bazı kitaplardan bahsedeyim…
Aytmatov ilk Öğretmenim çok kısa ve çok güzel bir kitap, Planım The Witcher serisinden her ay 1 kitap okumak ve devam kitapları çıkana kadar çok ara vermemekti ama seri çok akıcı ve devamını merak ettiğim için bu ay 2-3 ve 4 kitapları da meraktan okudum. 5-6 okumamak için kendimi engelliyorum
Millennium VI - Ölmesi Gereken Kız ve Aşkımız Eski Bir Roman kitaplarını çıkar çıkmaz aldım ve okudum. Ölmesi Gereken Kız serinin kapanış kitabı oldu galiba. Aşkımız Eski Bir Roman ise 3 başkomser Nevzat öyküsünden oluşuyor.
Yazgı Ve Gazap çok güzel bir kitap. Kitap iki bölüm ilk bölüm Yazgı. Dünyayı, insan ilişkilerini, yaşamı iki yönlü algılayan, derinliğini fark edemeyen bir adamın çocukluğundan başlayan hikayesi ikinci bölüm Gazap ise Yazgı bölümündeki adamın karısının hikayesi. Çok daha fazlası var ama tembellik edip, kitapla ilgili bir şeyler yazamadım. Bu kitabı okumanızı öneririm.
Kumsalda kitabı çok güzeldi, forum da hakkında bu ay yazanlar oldu, tavsiye ederim. Öksüz Brooklyn okuduğum en farklı kitaplardandı bunun nedeni ise daha çok Tourette sendromlu ana karakterin dürtüleri, takıntıları ve sinirlenmeleriydi, Solucanlara Piyano Çalan Adam, bilim üzerinde makalelerden oluşan, okuması zevkli ve bilgilendirici bir kitap. Kitap ismini Darwin’den alıyor. Darwin solucanlara piyano çalarmış. Sendrom’u sevdim ben. Devam kitapları ne zaman basılır bilmem ama ilk kitabı okudum, olay yarım kaldı 2 hemen basılsa keşke demiyorsunuz. Bir çok şey çözülmüş oluyor.
Kısaca Eylül ayı yaklaşık olarak böyle geçti.
Bu ayki kitapların çoğunu kütüphaneden okudum. Okuduğum kitapların çoğu inceydi ama bu ayın verimli geçtiğini düşünüyorum.
Yorumunu bekliyordum almak için. Listeye ekleyim.
eylül’de ben, adlı çalışma
kısa kısa değinecek olursam:
kızım olmadan asla: otobiyografik bir kıtap. göç, göçmen, insan ticareti, mülteci bu konuları aşırı seven ve birazcık da bu konularda akademik çalışmış biri olarak heyecanla bir çırpıda okudum. iran ve iran’daki günlük yaşama değinen bir kitap. iranda yabancı birinin kızı için her şeyi göze alabilmesi ve o olmadan ülkeden ayrılmaması, zorlu kaçış yolu ve tabi bu yolun Türkiye’den geçmesi. oldukça eski bir kitapmış, ben yeni okudum tabi. haberdar olmayan varsa tavsiye ederim.
Çocuk Sevgisi Uğruna: Betty’nin ülkesine döndükten sonra yaptıkları, olayı kolaylaştırması, benzer durumdaki insanlarla tanışması ve onların kısa kısa öykülerini anlatıyor. Farklı ülkeler de var tabi kitapta. Kızım Olmadan Asla kadar etkileyici değildi bence, ya da daha sıradan hale geldi ondan sonra diyebilirim.
Martı: bu kitabı sevmedim, aslında Çehov seviyorum. bir nefeste okuduklarından, fakat tiyatro okuyamıyorum. konuya bir türlü giremiyorum, benden kaynaklı bir durum.
Ademden Önce: rüyaları ile geçmişe giden birinin gözünden evrim anlatılmış. Hayat felsefeme bu kısmı aykırı olsa da hikaye olarak beğendim, heyecanlıydı. insanin en büyük düşmanı yine insan vesselam.
Sergüzeşt: Türk klasiklerine aşığım evet. basit bir kurgu ve biraz da mantık hatalı, o oraya nasıl geldi ne oldu dediğim yerler oldu, fakat seviyorum. mutsuz sonları da sevmem bu arada😇
Meselenin Özü: bu kitapla birlikte haritaya bakarak okumayı öğrendim. bir orda bir burdayım gibi, bilmedigim yerlere gittim. bana bu alışkanlığı kazandırdı en azından. ki zaten kitabı ve kurguyu da sevdim. Sömürge düzeninde, sömüren ülkenin görevlisinin yasam tarzı, mutsuz etkilik, yasak aşk…o bildiğimiz replik. çevirisi de çok güzeldi bu arada. tavsiye listemde.
Homeros’un Kızı: Mitoloji seviyorsanız güzel, fakat ben sevmiyorum.
Ateş Yakmak: London da severiz zaten. bu kitap beni çocukluğuma götürdü. o zamanlarda bazı kitaplar vardı, şunu istiyorsanız şu sayfaya şunu istiyorsanız da şu sayfaya gidin gibi. london 2 ayrı ateş yakmak yazmış, 2 farklı son. tabiki favorim mutlu olan. yalniz kitabı okurken bile üşüdüm.
Doktor Ox’un Deneyi: sakin bir kent nasıl kaosa sürüklenirin serüveni. Sanırım kitapta anlatılanları bugün televizyonlar yapıyor, hep dışsal güdüleyiciler ile daha bir saldırganız. Tavsiye listemde.
Ermiş: pek çok konuda pek çok bilgi kitabı. Evet başyapıt ama cümlelerin devrik olması beni rahatsız ediyor. kısa kısa şeylerde de uzaklaşıyorum kitaptan. sunduğu bilgiler güzel ve doğru fakat başka zaman okumalıyım tekrar sanırım, sıkıldım bunu okurken.
Ne çok anlattım, bol okumalar😇
Gayet etkileyici bulduğumu söyleyebilirim. 1k’da inceleme yazısı da yazdım hatta, galaksikitapligi ismi ile. Bakabilirsiniz oradan da.
Bir Bedenin Gerçeği için yorumunu göremedim. Ondan da bahsedebilir misiniz ? Polisiye delisi anneme hediye etmiştim. İthaki editörü Emre kitap için “True crime türünde. İnsan okurken saçını başını yoluyor bu kadarı da gerçek olamaz diye” demişti.
Ben kitabı bir sitede gerçek olayları anlatan kitapların tanıtıldığı bir sayfada görüp, okumaya karar vermiştim. Kitabı anlatmak biraz zor, çünkü anlatılanlar gerçek ve gerçek olması nedeniyle anlatılanlardan insan çok daha fazla etkileniyor.
Kitap gerçek 2 olay/suç üzerine yazılmış.
Birincisi bir çocuğa karşı işlenen suç, ikincisi anlatıcıya/yazara karşı çocukken aile içi işlenen bir suç.
Yazar çocuğa karşı işlenen suçu anlattığı bölümlerde mahkeme dosyaları, avukat, şerif departmanı ve tanık ifadelerinden yola çıkarak anlatmış. Kendine karşı işlenen suçu kendi tanıklıklarıyla anlatmış.
İşlenen suçlarla ilgili bazı cümleleri, bazı yerleri okumak zordu. Galiba gerçek olaylar olduğunu bilmem okuduklarımdan daha çok etkilenmeme neden oldu.
Okuduklarıyla insanı mutsuz eden bir kitap.
Sonradan Ekleme:
Bu gözümden kaçmış, evet hem çocuğun katili ile ilgili hem de kendi yaşadığı ile ilgili yazar özellikle çocuğun katili olan adamın daha doğmadan anne ve babasının yaşamını,katilin çocukluk, gençlik, okul, iş, özel hayat gibi yaşamını irdeleyerek katilin çok önceden suç/suçlar işlemeden engellenebileceğini, rehabilite edilebileceğini, iyileştirme belki baskılanabileceğini de irdeliyor.
Yaza göre okumaya ayırdığım vakit azaldı, bu fotoğraf ortaya çıktı. Neyse kitaplardan kısaca bahsedeyim.
Halikarnas Balıkçısı - Aganta Burina Burinata
Kahramanımızın çocukluğundan yetişkinliğine kadar geçen sürede yaşadıklarını, hissettiklerini ve hayallerini gözlemliyoruz. Babası, amcası, büyük babası gibi denizci olmanın hayaliyle yanıp tutuşan kahramanımız, ailesinin tüm engellemelerine rağmen hayaline kavuşur. Kavuşur, kavuşur da bir şeyler eksik kalır… O eksiğini tamamlamak için kavuştuğu hayalinden vazgeçer ama işler hiçte beklediği gibi olmaz.
Steven L. Peck - Kısa Bir Cehennem Ziyareti
@Agape ’ nin önerisiyle okuduğum bu kitabı çok ilginç buldum. Keyifliden ziyade düşündüren ve kendini okutturan bir kitap oldu benim için. Kendimi o cehennemde düşünmeden edemedim. Kısaca sonsuzluktan bahsederken dikkatli olun demek istiyorum…
Kemal Ateş - Kendi Diliyle Kavrulmak
Bu kitabı yanlış hatırlamıyorsam @alper okuyup paylaşmıştı, sağ olsun. Okuduğuma memnun oldum. Kitap dilimizde sık yapılan yanlışlardan bahsetmekle kalmayıp dilimize yapılan yanlışları da gözler önüne seriyor.
Selçuk Şirin - Yetişin Çocuklar
Hocanın diğer iki kitabını da okuyup çok beğendiğim için bunu da okumak istiyordum. Sonunda okumuş oldum. Bu kitap aslında çok daha önceden yazılmış. Yazılmış da hocanın çocuğu olunca teorinin yanına pratiği de eklemek gerektiğini fark etmiş. Bu yüzden tekrardan yazılıp karşımıza gelmiş.(Bu arada çocuğum falan yok ) Eğitimle ilgili olanlara, çocuğu olan veya bekleyenlere tavsiye ederim.
Osman Nuri Koçtürk - Yeni Sömürgecilik Açısından Gıda Emperyalizmi
Lakabı Tarhana Osman olan gıda uzmanı Osman Nuri Koçtürk. Ben kendisini Soner Yalçın’ın Saklı Seçilmişler adlı kitabında tanımıştım. Saklı Seçilmişleri okumuşsanız bunu okumanıza gerek yok diyebilirim. Çünkü bu kitap ne kadar güzel, etkileyici ve önemli bir çalışma olsa da 1966’ da yazılmış. Bu yüzden kullanılan veriler eski. Bu konuya ilgi duyuyorsanız(bence duyulmalı) Saklı Seçilmişler’ i okumanızı tavsiye ederim. Bunun yanı sıra kendisini tanımanızı biraz araştırmanızı tavsiye edebilirim.
Benim de bu aylık okumalarım bunlar. Biraz az okuyabildim bu ay. Kısaca değinecek olursam;
Kader kılıcı, Anlatımını sevdim, keyifli ve akıcı kısa hikayelerden oluşuyor, sırada asıl hikaye var.
Bir kadının yaşamından 24 saat, hikaye güzel ama hikayeye çok da fazla bir şey katmayan uzun bir girişi var.
Utopia, zamanına göre ileri bir bir düşünceye sahip More’un ideal ülkesi. Kitabın sonundaki ikinci bölüm incelemesi incelemeden çok özet olmuş. Sonunda More’un hayatın da olması güzel.
Novus, uzaylıar tarafından iletişime geçilen insanlarla ekminezi terapisi yapılarak net hatırlayamadıkları anılarından oluşan bir derleme.
Civa için yorumlarınızı alabilir miyim? Stephenson çok merak ettiğim ama Anathem adlı eserini bir türlü bitiremediğimden gözümün korktuğu bir yazar. Kitabın ne gibi güçlü yanları, ne gibi eksik yanları var acaba?
Kitabı 17 gün sonra bugün sabaha karşı okumayı tamamladım. İlk 400 sayfayı benim okumam çok yavaş ilerledi. Bunun nedeni bazı detaylara takılmış olmamdı. Örneğin Kraliyet Cemiyeti için birkaç kelimeyle ne olduğu anlaşılabilir, belki yeterli olurdu ama modern bilimin doğuşu sırasında önemli bir topluluk olması nedeniyle daha fazlasını öğrenmek istedim. Buna benzer nedenlerle okuma sürem uzun oldu.
1600’lerin ikinci yarısı ve 1700’lerin ilk çeyreğinde geçen tarihsel gerçek olaylar, kişiler, toplumsal, siyasal, bilimsel gelişmeler ve bazı tarihsel gerçeklikler içerisine yerleştirilmiş kurmaca karakterler var. Kitap sonrasında Kraliyet Cemiyeti, dönemin bilimsel, felsefi gelişmeleri özellikle Newton ve Leibniz (Avrupa kralları yürüyen ansiklopedi derlermiş) tartışmaları, çatışmaları, mektuplaşmalarıyla ilgili daha çok şey okumak isteğim var.
Barok 3’lemesinin ilk ciltti olan Civa 3 kitaptan oluşuyor
-
- Kitap - Civa
-
- Kitap - Vagabondlar Kralı
-
- Kitap - Odalık
Vagabond serseri, avare, sokakta yaşayan anlamında kullanıyormuş.
Kitap tarihsel kurgu ve bazı karakterler tarihi gerçek kişiler, bu karakterleri okurken aynı zamanda dönemin siyasal, bilimsel, ticaret, toplumsal, ekonomi, savaşları, salgınları, hastalıkları, düşün dünyası gibi birçok farklı detaylar kitaplarda geçiyor.
Çok tasvir sevmeyenler belki bazı sayfalarda sıkabilir. Genel anlamda ben ilk ciltti beğendim. Beni okurken sürekli bir merak ve arayışa iten, yeni başka şeyler öğrenmeye zorlayan kitapları severim.
Hikayenin akışı bazı yerlerde oldukça durağan, bazı yerlerde ise bir sonraki sayfayı çevirmek için sabırsızlandım. Özellikle 2. Kitap ve 3. Kitap ilk kitaba göre daha fazla olay ve gelişme yaşanıyor. İlk kitaba göre daha akıcı ilerliyor. 2. Cilt Karışıklık’ı okumadan önce biraz ara vermeyi düşünüyordum ama merak ettiğim bir yerde kaldı o nedenle çok ara vermeden 2. Ciltte başlarım gibi gözüküyor.
Kitabın okunmasını önerir miyim? Evet, öneririm belki okuması zor bir kitap, muhtemelen herkes okurken aynı okuma keyfini almayacak ve sıkılacaktır.
Bu demek istediğimi doğru ifade edebilir miyim bilmiyorum. Bir kurgu kitabında hikayenin dışında okuduklarıyla aynı zaman da başka şeylere, bilmediklerine başlangıç yapan okurlar için keyifli bir okuma serüveni olur.
Çok aklımda olanları yazabilme, ifade etme yeteneğim yok. Başka aklıma gelen belirgin bir şey olursa bu mesajıma ekleme yaparım.
Civa’nın arka kapak yazısı kitabı çok güzel tarif ediyor. Okumaya karar vermek için arka kapak yazısı da karar vermenize yardımcı olabilir.
Buna çok takıldım. Bilinen bir İngilizce kelime olmakla birlikte onu aynen bırakıp, Vagabondlar Kralı gibi eğreti bir hale getirmeleri beni rahatsız etti. Eğer burada Vagabondlar’ın tarihsel bir yeri varsa o zaman lafımı geri alıyorum. Değilse gerçekten çok çirkin.
Yorumunuzla birlikte anladım ki Neal Stephenson ününü hak eden bir yazarmış. Kendisini henüz hiç okumadım. Ancak bu seriyi yazmak için yaptığı tarihsel araştırmaların derinliğini, sizin de bir okur olarak paralelde yaptığınız araştırmalarla anlamış oldum. Bu nedenle ayrıca teşekkür ederim.
Vakit ayırıp cevap verdiğiniz için teşekkür ederim. Stephenson’un öyle bir yanı var, evet. Anathem’i okurken yazarın felsefi anlamda kurmaca karakterler üzerinden çeşitli düşünürlerin fikirlerine sıksık başvurduğunu ve bunların gerçek tarihte hangi filozoflar olduğunu merak edip araştırdığımı hatırlarım. Burada da aynı mevzu sanırım bilim tarihi için geçerli.
Kurgu içerisinde bazı karakterler için Vagabond hanedanlığı şeklinde ifadeler var. Tarihsel gerçekliği var mı? bilmiyorum. Bununla ilgili arama yaptığımda Türkçe bir şey bulamadım.
Kore dizisi varmış, onun dışında bir bilgi bulamadım
Ben genellikle polisiye oluyorum ev ile iş arası günlük 3 saat metroda kitap okuyabilirsem aylık kitap sayısı 20 filan oluyor okuyamazsam 10 civarı
Birde çizgiroman alıp okuyorum onları saymıyorum
Arkadaşım kitap fotoğrafı paylaşır mısın?