Forum Üyelerinin Aylık Okuduğu Kitaplar

Zaten arka kapak yazısı cezbetmedi beni, senide pek etkilemediyse zaman kaybetmem onunla, sağ ol.

1 Beğeni


Ayın favorisi Kralların Son Çaresi oldu. Seri güzel bir final kitabıyla sonlandı, sıralayacak olursam 2>3=1 derim. İthaki umarım seriye ait diğer kitapları da çevirir.
Tüm Sistemler Çöktü eğlenerek okuduğum bir kitaptı sonu merakta ettirdi ama ikinci kitabın baskısı olmadığı için devam edemedim. Dizisi yakında çıkacak bir serinin baskısını neden hala yenilemediler anlamadım.

23 Beğeni


Bu ay canım kızımın dünyaya gelişi ile kitap okumaya pek vaktim olmadı. Önümüzdeki aylar için ya nasip diyorum.

26 Beğeni

İş Yerinde Yalnızlık ve Z - Bir Kuşağı Anlamak kitaplarını kesinlikle önermiyorum. Kağıt israfı desem yeridir o derece. Kaçırdığım bir şey vardır diye bitirdim de meğerse yokmuş.

20 Beğeni

Nisan ayı benim okuduklarım da bunlar.

Oxford Antik Anadolu ve Büyüyen Eller okumaya devam ettiğim kitaplar.

24 Beğeni

20 Beğeni


Mickey 7 bugün bitti ama çoğunu Nisan’da okuduğum için Nisan ayına ekledim.

Witcher serisine güzel bir giriş oldu Son Dilek. Az da olsa Elric tadı aldım hem başkahramanın kendisinden dolayı hem de öykü öykü anlatımından dolayı. Seriye devam edeceğim.

Akrabalar güzel bir klasik olacakken kitap boyu işlenen konuyu yarım sayfada bitirip sonlanmasıyla kendi kafasına sıkan bir kitap. Yine de okunabilir.

Jo Nesbo’yu bu ikinci kitabında daha çok sevdim. Yazarın dili çok güzel. Polisiye sevip okumayan varsa kaçırmasın.

22 Beğeni

19 Beğeni

18 Beğeni

Danilov Beşlemesi çok güzeldir. Keşke unutup tekrar başlayabilsem :slight_smile:

2 Beğeni

20 Beğeni

Nedense ikinci kitap sonrası sıktı. Sonraki kitaplar daha mı iyi?

2 Beğeni

Ben Rusya Çarlık Dönemini de anlattığı için sevmiştim. Bence tarihi fantastik kurgu ile harmanlayan güzel bir seridir.

3 Beğeni

Nisan 2025 ayında okuduklarım. Bu ay içerisinde ağırlıklı olarak LGBT yazarlar ve eserler üzerine okumalar yaptım. Mayıs ayında da bu türde okumalar yapmaya devam edeceğim. Virginia Woolf dışında diğer yazarlarla ilk defa tanıştım, dil ve anlatım konusunda hepsi birbirinden harikalardı.

Oriana Fallaci - Doğmamış Çocuğa Mektup (Beklenmeyen hamilelik üzerine hayatın çoğunlukla olumsuz, az sayıda olumlu yönleri arasında kalarak dünyaya bir çocuk getirmenin ahlaki ikilemi içerisine sıkışmış genç bir kadının hiç doğmayacak olan çocuğuna yazdığı itiraf mektuplarıyla gelişen çok sarsıcı bir roman. Kısa, etkili ve acısı geçmeyen bir yumruğun kitaba dönüşmüş hali.)

André Gide - Sapık Sevgi: Corydon (Uzun yıllar boyunca ve günümüzde de birçok insan tarafından sapkın olarak kabul edilen eşcinsel birlikteliğin doğada ve sanatta yansımalarıyla insan aklına ve doğasına uygunluğunu Sokratik diyalog yoluyla savunan başarılı bir felsefe kitabı.)

Thomas Mann - Venedik’te Ölüm (Ömrünü sanatına adamış önemli bir yazarın verdiği eserlerin güzelliğine yıllarını vermesi ve hayatının son yıllarında yaşamı boyunca gördüğü en etkili güzelliği genç bir erkek çocuğunda bulmasıyla hayat seyri bambaşka bir yönde ilerlemeye başlayan, çarpıcı bir biçimde kaleme alınmış yaşamının son dönemi ve ölümü.)

Robert Musil - Öğrenci Törless’in Bunalımları (Yatılı yurtta kalma mecburiyeti içerisinde kalan bir erkek çocuğunun aile özlemi, arkadaş çevresi, zorbalık, okuduğu kitaplar yoluyla hayatı sorgulaması ve cinsel yönelim karmaşasıyla içerisinde bulunduğu bunalımların üstesinden gelmeye çalışmasının anlatıldığı, felsefi ve psikolojik yönü oldukça ağır basan muazzam bir roman. Yazarın ilk kitabı olduğuna inanmak gerçekten zor.)

Marcel Proust - Hazlar ve Günler (Romantizm, geçmişe özlem ve sosyetenin yavanlığı gibi konuları temel alarak gelişmekte olan, inanılmaz bir yazım diline sahip güzel bir öykü kitabı. Yazarın diğer eserlerini merak ettiğim için öncelikle bununla bir başlangıç yaptım ve oldukça memnun kaldım. Özellikle içerisindeki Violante ya da Sosyete Hayatı ve Bir Genç Kızın İtirafı öykülerini okumanızı öneririm.)

Virginia Woolf - Orlando (Yazarın Mrs. Dalloway ve Kendine Ait Bir Oda eserlerini oldukça beğenmiştim. Bu eseri de yine kadın merkezli olmakla birlikte oldukça enterasan bir anlatıma ve konuya sahip. Dört yüz sene boyunca yaşamış bir insanın otuz yaşında kadın olmasıyla birlikte Birinci Elizabeth döneminden başlayıp kitabın çıktığı yıl olan 1928’e kadar olan sürede İngiliz Edebiyatı’nın ve toplumun kadına olan bakış açısının gelişiminin hicivli bir şekilde biyografi formatında anlatılmasına tanıklık ediyoruz. Hem yazıldığı yıla göre, hem de günümüzde de oldukça yenilikçi bir yapıya sahip çok keyifli bir romandı.)

19 Beğeni

Bu ay forum sağ olsun sürekli okumayı ertelediğim Sanderson kitaplarına giriş yaptım.

30 Beğeni

22 Beğeni

22 Beğeni



Mayıs ayında okuduklarım

19 Beğeni

Mayıs’ın favorisi, henüz bitmediği halde Lucy Ellmann kaleminden çıkan ‘‘Ördekler, Newburyport’’ ve şu an 700’lerdeyim. Kitabın büyük bir kısmını bu ay okuduğum için bu yazıda ve görselde ona da yer vermek istedim.

20 Beğeni


14 Beğeni