Forum Üyelerinin Aylık Okuduğu Kitaplar

Bu ayı böyle geçirdik. Tarihçi kitabı mükemmeldi bu zamana kadar okumayı hep ertelemiştim ama pişman oldum. Bu ayın en güzel kitabıydı benim için. :hanci:

27 Beğeni

Dövüş Kulübü
Uzaktan Kumandalı Kız
Moll Flanders
Kumsalda

Manga ve çizgi roman olarak da:
Innocent Vol. 1
Fight Club 2 issue 1 2 3

9 Beğeni

Bu ay okuduğum kitapların tamamını kütüphaneden okudum. Geçen sene toplam 18 kitap okumuştum ama bu ay 19 kitap okudum, bu ay benim için çok verimli geçti. 20. kitabı da bitirmek istiyordum ama ayın bitmesine 6 saat kaldı, yetişmez o kitap.







image

21 Beğeni


Bu ay da bu şekilde geçti. :grinning:

23 Beğeni

Üff Malloryon, ben tadını çıkarmak için 2 3 ayda bir tane kitabını okuyorum.Çok keyifli bir seri.

3 Beğeni

Bu ayın şanslıları.

24 Beğeni

Ve Ekim de biter…

Not: Bu fotoğrafta ürün yerleştirme (Çınar Yayınları ve Shirley Jackson) bulunmaktadır.

23 Beğeni

Düblörüm dileması nasıldı?
Sanırım Bözcanın tavsiye ettiği bir kitaptı.

1 Beğeni

Gerçeği söylemek gerekirse bitti diye üzüldüm. Baya güzeldi. :slight_smile:

2 Beğeni

Maalesef bu ay benim için fazlasıyla verimsiz geçti.


Dr. Kevorkian bugüne kadar okuduğum en iyi kitaplar arasına girer. Vonnegut okumayan varsa çok şey kaçırıyor.
Şehir ve Şehir de çok kaliteli bir kitaptı. Kolay kolay aklımdan çıkmaz.

Yukarıdaki ikisi öneriydi, buradan sonrası bilgilendirme.

Yaşayan Ölüler Şehri 100 yıl öncesinden bugünün sanal gerçekliğine nokta atışı yapan, çok kaliteli bir hikayesi olmasa da öngörüsü nedeniyle takdir ettiğim bir kitap oldu.
Yaratılan Dünya klasik bir PKD kitabı. Kendisinin kitapları içinde favorilerim arasına girmez.
Deha sevdiğim bir genç yetişkin serisi olan Efsane’nin ikinci kitabıydı, ilkini daha çok sevmiştim.
Yarı Tanrıça / Dönüşüm yazarıyla ettiğim sohbet sonrasında okumaya karar verdiğim, benim tarzım olmasa da genç arkadaşlara tavsiye edebileceğim, mitolojik bilgi açısından doyurucu bulduğum, aşk meşk kısımları beni sıkan bir kitap.
Bir İdâm Mahkumunun Son Günü dönemi iyi anlatsa ve duygusal açıdan etkileyici olsa da pek tarzım olmadığı için bana çok geçmedi. Ayrıca elimde görüp ver ben hemen okur getiririm diyen kişi 3-4 gündür hâlâ getirmeyerek neden insanlara kitaplarımı vermediğimi bir kez daha hatırlattığı için böyle bir çözüm üretmek zorunda kaldım.

21 Beğeni

Darısı Kasım ayına :slight_smile: :yum:

20 Beğeni

Doğruyu söylemek gerekirse ben çok beğenmedim. Eğlenceli bir kitap, yazarın yaptığı referanslardaki eserlere hakimseniz her zaman olmasa da bazen tebessüm ettiriyor. Ama edebi yönünün azlığı, yazarın fazla zorlama aforizmaları, benzetmeleri sıktı beni. Açıkçası üstüne çok fikrim bulunan bir kitap oldu. Afili filintalar grubunun sinema ve dizilerdeki etkisini beğenen biri olarak edebiyat kısmına ilk girişimde beğenmemiş oldum.

2 Beğeni

Bu ayı nedense son derece verimsiz geçirdim :confused: Umarım Kasım ayı daha iyi okuyabilirim :blush:

21 Beğeni

Vay be ben anca bu kadar okuyabiliyorum.Merak ettim verimli ayınızda kaç kitap okuyabiliyorsunuz?

1 Beğeni

Anubis’in Üç Cinayeti’ni kütüphaneden okudum. Bir günde bitirilebilecek genç polisiye kitabı. Olay örgüsü çok dolambaçlı değil ve her şeyi çözen karakterimiz bir çocuk. Eserin sonunda bir şaşırtmaca yapmış ama iyi yapmış ben öyle olduğunu düşünmemiştim :sweat_smile:

Şah Mat en beğendiğim olabilir. Türü polisiye mi yoksa psikolojik gerilim mi anlayamadım, her ikisinden de vardı diyelim. Burada her an bir plan, her şeyin arkasında bir şey çıkıyor. Tahmin edebildiğim bir yer oldu onun dışında hep ağzım açıktı :dizzy_face:

Hırsızın Günlüğü, Jean Genet’nin yıllar önce yaşadığı hayatını yazdığı ve üzerine yorumlar yaptığı bir eser. Nasıl tanımlasam bilemedim, biyografiyle uzaktan yakından alakası yok. Yıllar önce kütüphanede okumuştum, güzel olarak aklımda kalmış ama çok az anlamışım. Muhtemelen birkaç yıl sonra okuduğumda daha da severim ya da nefret ederim.

Işıldayan Piramit, Machen’in üç öyküsünden oluşan bir kitap. Babil serisi bomba gidiyor, sadece Duvardaki Kapı’nın heyecanı biraz düşük gelmişti nedense. Tam hatırlayamadım neyse. Bu kitapta dehşeti hissettim diyebilirim özellikle Beyaz Tozun hikayesinde. İlk öykü olan Kara Mührün hikayesi ise biraz gereksiz uzatılmış gibi geldi. Yine de korku ögelerini çok başarılı buldum, biraz daha tasvir olsa daha tadından yenmezdi.

17 Beğeni

Ahahaha :smile:

Kitaba fotoşop uygulamışsınız :smile:

Ben de yarın paylaşayım bu gece geç oldu :confused:

3 Beğeni

Bu ay kendi ortalamamın altında kitap okudum. Lakin bu aya özgü okuduğum kitaplar üzerine günlerce düşünme ve arkadaşlarıma anlatma fırsatım oldu. Bendeki kalıcılığı uzun süre yer edinecektir.

1-Mutlu Prens ve Bütün Masallar kitabı aynı zamanda yine İş Kültürün Modern Klasikler dizisinde yalnızca “Mutlu Prens” ismiyle olan baskısı da var. Fakat o dizideki kitapta yalnızca 5 masal, bu kitapta ise o 5 masal da dahil 19 eser mevcut.
İçerik ve anlatım çocuk veya yetişkin herkesi etkileyeceğini düşünüyorum. Birkaç beğendiğim alıntıyla süsleyecek olursam eğer:

"Garip şey, " dedi, “içim sımsıcak, oysa hava ne kadar soğuk.”
“İyi bir davranışta bulundun da ondan,” dedi Prens.

“Savaşta,” dedi işçi, “zayıflar güçlülerin kölesi olur, barışta da yoksullar zenginlerin kölesi olur.”

2-Mutlak Peşinde kitabıyla ilgili eğer hiç Balzac kitabı okumadıysanız bu eser okuyucuyu yorabilir. Yazarın anlatımını tanımak amaçlı öncelikle Sarrasine adlı kısa eserini okumalarını tavsiye ederim.
Mutlak Peşinde kitabında karakterleri tanıtmadan önce yazar kendisi için yapılan, “betimlemelerden konuya giremiyor” diye sitem eden dönem eleştirmenlerine ve yazarlara cevap vermesiyle romanımız başlıyor. Okuyucunun kafasında canlanması için olayın çoğunluğunun geçtiği evin tüm ayrıntılarını uzun uzadıya anlatıyor, dönemde geçen siyasi olaylardan bahsediyor ve nihayet karakterleri tanımaya usul usul başlıyoruz. Yaklaşık 200 sayfa olan bu kitapta betimlemeler evet çok fazla, fakat yadsınamayacak meziyette gözlem ve yaşanmışlık kokan satırları benzer şekilde Dostoyevski eserlerinde azaltılmış hallerini görebiliriz.
Konusuna gelince çok kibar, ince düşünceli, karısını çok seven Balthazar adlı soylu karakterimiz bir gün tanıştığı Kimya ile ilgilenen bir adamla tanışır ve kendisini Kimya’ya adar. Fakat karısını, çocuklarını, hayatını elmas üretme düşüncesi uğruna ihmal eder. Kibar, ince düşünceli, sevgisini belli eden adam; kaba, kimya bilim alanı dışında düşüncesiz, sevgisiz ruhsuz, çalışma odasına kapanan bir birey haline gelmesini adım adım bize yaşatıyor Balzac. Hayatta ayrıntılara takılan, yoğunlukla empati yapan, karşısından da bu hassasiyeti bekleyen bireylerseniz Balzac sizin yalnız olmadığınızı tekrardan vurgulayacak. Efendim Balzac’a özel ben de uzattım. Alıntılara geçecek olursam:

Toplum yüze vuran şeylerle yetinir; aslı var mı yok mu düşünmez, gördüğüne bakar yalnızca.

‘Yüreğimdekileri’ bilmenizi tüm ‘yüreğimle’ isterdim.

3-Üç Silahşor kitabı Dumas’ın Monte Cristo Kontu adlı eseri kadar olmasa da etkileyici bulduğumu söyleyebilirim. Sıkı dört silahşorün dostluğunu böylesini, “birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için” lafını üstlenen başka okuduklarım arasında çok sevdiğim Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi, yüzük kardeşliğinde bile bu denli güçlü olmadığını farkettim. Kalın, lakin çok akıcı bir kitap. Kitabı bitirdiğimde, “Arkadaşıma, sevdiğim insanlara veda ediyormuş gibi” hüzünlü anlar yaşadığımı belirtmeliyim. Çünkü her karakter bir süre sonra benim arkadaşımmış gibi yakın, alışkanlığımın bir parçası olduklarını hissetim. Efendim gene uzattım, Balzac abimizden bulaştı sanırım. Son sayfasından bir alıntıyla renklendirecek olursam:

“Daha gençsiniz, acı hatıralarınız zamanla tatlı anılara dönüşecek!”

4-Enkheiridion kitabının 26 sayfası normal metin, ortalama 70 sayfası ise açıklamadan oluşan Stoacılık üzerine yazılmış bir felsefe kitabı. Benim için bu alan oldukça yeni. Kitap genel anlamıyla insanın kendi kendine yetebilmesini, sorunları aşabilmesini, mutluluğu yakalayabilmesi adına ilginç tavsiyeler vermekte. Bu kitapla ilgili alıntılarımı da paylaşacak olursam eğer: (beni buraya kadar sabırla dinlediğiniz teşekkürler :grin:)

Cahil insan sorunun kaynağı kendisi olduğu halde başkasını suçlar; insanın eğitimi kendisini suçlamasıyla başlar, kendisini veya başkasını suçlamamaya başladığında ise eğitimi tamamlanmış olur.

Gücünü aşan bir rol üstlenirsen hem bu rolle kendini rezil edersin hem de başarıyla üstlenebileceğin başka bir rolü kaçırmış olursun.

Beni öldürebilir, ama yaralayamaz. (Sokrates’in ölmesini isteyen jüri üyelerine karşı söylediği; bedenim sizin elinize geçebilir ama ruhum bana ait ona dokunamazsınız vb anlamı taşıyan sözlerinden birisi.)

23 Beğeni

Merak ediyorum da Yanık Diller’i nasıl buldunuz?

3 Beğeni

Çok gerçekçi hikayelerden oluşuyor. Bu gerçekçilik yaşanma ihtimali yüksek anlamında değil de, daha çok üslup ve betimlemelerden kaynaklı. Ve rahatsız edici. Hatta yer yer o kadar rahatsız edici ki okurken birden kitabı kenara bırakıp yutkunup “neden ya?” diyip sonra devam ettiğimi biliyorum. Bunları kötü anlamda söylemiyorum tabii ki, gayet akıcı ve güzel bir kitap. Ama herkese hitap edecek bir tarz değil işte.

5 Beğeni

Bu ay sadece Witcher okudum :grin:
Elflerin kanı diğer kitaplara göre yavaş ve ağır ilerliyor ama sonraki kitaplarda tempo hızlanıyor. Genel olarak anlatım tarzını beğendim Sapkowski’nin. Ara ara asıl karakterin yaptıklarını başkalarının ağzından anlatması hoş olmuş. Ama daha az ülke ve kral olsa daha rahat anlaşılacakmış.

22 Beğeni