Hocam Chris Carter okumak istiyordum bende. Tavsiye eder misiniz?
Ben ilk defa ve çok severek okudum. Polisiye, seri katiller vs okumayı seviyorsanız kesinlikle tavsiye ederim. 3 kitabı çevrilmiş dilimize şu ana kadar. Ikisi Pegasus, diğeri Arkadya yayınlarından. Kitaplar seri ama bağımsız okunabiliyor.
- İlahi Komedya/ Cehennem- Dante
- Tutunamayanlar- Oğuz Atay
- Tüm Sistemler Çöktü- Martha Wells
- Galiz Kahraman- İhsan Oktay Anar
- Puslu Kıtalar Atlası -(Sayılır mı bilmiyorum ama başucu kitabımdır rastgele bir cümle seçip seçip okurum. Bu süreçte 2. kez en baştan başlayıp okudum. Her okuyuş farklı tat.)
Bu ay izlemeye daha çok zaman ayırdığım için böyle oldu. Haziran’da daha çok kitap olması dileğiyle.
Bu ay vaktim olmasına rağmen tutuk geçen, kitap okuma konusunda konsantre olamadığım bir ay olarak geçti. Sebebini bilmiyorum ama bazen oluyor.
İlk olarak Sword of Kaigen’e başladım. Yüzde 20’ye gelince tutukluk başladı. Sürekli japonca terimler kullanılması da etkili olmuş olabilir (ya da bahane üretiyorumdur). Sonuç olarak daha sonra okumak üzere bıraktım.
Daha sonra hem Türkçe çevirisinin olması, hem kısa olması hem de eğlenceli olduğunu duymuş olmam sebebiyle Goblin Kral’a başladım. Ancak buradaki Elf dili ve kullanılan kelimeler de bana gereksiz yük gibi geldi. Yani belirli bir sistematiği var ama hikayeye ne katıyor emin değilim. Sürekli olarak “bu kimdi” diye düşünüp durmaktan hikayeye odaklanamadım. Ayrıca hikaye de eğlenceli değildi, yanlış hatırlıyormuşum Kendini hiç hazırlanmadığı bir görevde bulan bir Goblin’in sızlanmalarını ve çabalarını anlatıyormuş. Ayrıca bolca saray entrikası da yer alıyor. Bu tür entrikaları okumayı sevenlerin ilgisini çekecektir diye düşünüyorum @Judjag merak ediyordu sanırım bu kitabı. Eğlence olarak okuyacaksanız hiç başlamayın
Son olarak, Saygın Ersin’in yeni sipariş verdiğim ve Yedi Kartal Efsanesi serisinin ilk kitabı olan Zülfikar’ın Hükmü elime ulaştı ve bugün ona başladım. Mayıs’ta bitirebileceğimi sanmasam da listeye eklemek istedim. Ön söz kısmını okudum, çok hoş geldi bana. Bakalım nasıl devam edecek
Sorun nedir acaba iki aydır okuyamamak hele hele bugünlerde çok ilginç bir durum bana göre.
Bir çok dizi ve oyuna başladım derken vakit ayırmıyorum kitaplara. Zaten durum ayıramıyorumdan ziyade ayırmıyorum. Okumak istediğim kitaplar var ama şu an günlerimi bomboş geçirmeye odaklanmış durumdayım maalesef.
Ben de bazı zamanlar böyle yapıyorum. Özellikle bir oyunda biraz bir şey kazandıysa iyice üstüne düşüyorum. Daha sonra sıkılıyorum ve tekrar kitaplara dönüyorum.
Bu ay vizeler biraz tempomu düşürse de aylık en az 5 kitap okuma hedefimi gerçekleştirebildim.
Dönüşüm Hastanesi’ni hala okumaktayım, iki güne biter. Kitabın ortalarındayım ve ana olay örgüsü denebilecek bir şey sanırım yok. Ana karakter ve bir hasta arasında diyalog halinde bol bol felsefi söylemler var. Yine de yazarın dili acemice olmadığı için beğendim. İlk basım olmasından kaynaklı olsa gerek, metinde ufak tefek hatalar da gözüme çarpmadı değil.
En rahat okuduğum, en akıcı bulduğum kitap şüphesiz Mezarlık Kitabı idi. Hem konusu hem de karakterler bakımından ilgi çekici olduğu gibi anlatım da oldukça akıcıydı. Neil Gaiman’dan okuduğum ilk kitaptı.
Fahrenheit 451 ve Sineklerin Tanrısı bu ay aradan çıksın diye okuduğum oldukça popüler kitaplardandı. İkisi de ilk yarıda biraz durağan ilerleyip ikinci yarıda çarpıcı bir hal aldı, okuması yorucu değildi yine.
Dostoyevski’nin iki kitabı birbirinden çok ayrı değerlendirilebilir. Suç ve Ceza psikolojik bir roman olduğu için boool bol karakterlerin iç dünyası tasvir edilmiş, dolayısıyla zaman zaman okuru kaybetse de yine de keyifliydi. İnsancıklar ise aksine inanılmaz akıcı, ne ara bittiği anlaşılmayan bir kitap. İki karakterin birbirlerine yazdığı mektuplardan oluştuğunu belirtmemde fayda var. İki kitapta da beklendiği üzere yoksulluk ana temalardan. İletişim’in çevirisini de oldukça başarılı buldum.
Dönüşüm yine aradan çıksın diye okuduklarımdan biriydi. Güzeldi ama bu kadar popüler olmasına pek de anlam veremedim.
Yüce Tanrı Pan ise seriden bekleneceği üzere biraz ürpertici bir kitaptı. Bazı yerlerde akışı anlaması güç olsa da yazarın edebi üslubunu çok beğendim, seride bulunan diğer kitaplarını okumayı iple çekiyorum.
Bu ay benim için böyle geçti
Bu ay da oldukça az okudum ne yazık ki.
Şair Evlenmesi - Şinasi
Dolaptan Temaşa - Ahmet Mithat Efendi
Kuşların ve Yılanların Şarkısı - Suzanne Collins
Bu ay 2 kitap okuyabildim. Amerikan Tanrılarının Özel Edisyonunu okuduğumu düşünürsek yine de verimli geçti diyebilirim. Belki birkaç tane daha kitap sıkıştırabilirdim.
Arthur C. Clarke - Çocukluğun Sonu 4/5
Neil Gaiman - Amerikan Tanrıları 3/5
Film izlemeye ayırdığım zamanı arttırdığımdan Yüzüklerin Efendisi henüz bitmedi.
•Gitmeliydin: Hastalanıp ateşim çıktığında beynim normal bir insana göre daha çok sapıtır. Nesnelere dair algılarım bozulur, iç karartıcı kabuslar görürüm. “Gitmeliydin” de aynen böyle bir kitap. 70 sayfalık bir karabasan. Birazcık The Shining’i andırdığını bile söyleyebilirim.
•Narnia Günlükleri’ni en sevdiğimden sevmediğime sıralamak istiyorum ve hakkında yazacağım birkaç şey var.
At ve Çocuk
Şafak Yıldızının Yolculuğu
Prens Caspian
Gümüş Sandalye
Büyücünün Yeğeni
Aslan Cadı ve Dolap
Son Savaş
Pevensie kardeşleri Edmund dışında çok itici bulduğumdan (özellikle Lucy) onların olabildiğince az olduğu kitaplar gözümde daha yüksekte. Ama benim için seriye duyduğum sevgiyi cidden düşüren kitap Son Savaş oldu. İnsanlar bunu görmezden mi geliyor bilmiyorum ama Susan ailesinden 6 kişiyi oldukça travmatik bir şekilde kaybetti ve bu kimsenin umrunda değil. “Asıl” Narnia’da Lucy’nin “amaaaaan Susan’ın aklı hep makyajda elbisede zaten boşver” demesi ise inanılmaz. Keşke o da Narnia’yı unutmayıp bizimle olsaydı deseydiniz bari? Başkası için çok küçük bir şey olabilir bu ama benim için önemli.
•Körlük-Görmek: Herkes okumalı bence bunları. Körlük’ü daha çok severim. Görmek’i okumak biraz daha zor ve nihayetinde birbirlerini tamamlıyorlar.
Ben de bu ay bu eserleri okumuşum.Cesur Yeni Dünya ve Hayvan Çiftliği’ni ikinci kez okudum yine ilk okuduğum zamanki tadı verdiler yeniden hayran bıraktılar. Yıldızlardan Dönüş kitabı ise sürpriz oldu yine dili ağır bir kitap bekliyordum ama gerçekten okuması çok kolay bir eserdi.Bu mükemmel kitabı da bilimkurgu seven herkese tavsiye ederim.
bk kitaplarını baya okumuşsunuz aralarında en beğendiğiniz hangisi acaba?
Yıkıma giden adam ve Ay zalim bir sevgilidir en beğendiklerim oldu. Kaplan kaplan ve Yıldız gemisi askerleride güzel kitaplardı.
teşekürler ben hepsini okumak niyetinde olmadığım için biraz seçiçi yaklaşıyorum. Önerilerinizi dikkate alacağım.
İki ateş arasında kaldığım bir ay oldu. Ayın 5’inde vizelerim bitmişti, o şekilde okumalarıma devam etmiştim. Şimdi ise 1 hafta sonra gelecek olan finallerim var


Artı olarak Kant’ın Ahlak Metafiziginin Temellendirilmesi var. Kadraja giremeden gitti.