Bu ayki kargaşa, kalabalık, bayram, misafir, tatil, yorgunluk derken nasıl bu kadar okuyabildim ben de şaşırdım. Kendimi bazı günler iletişime tamamen kapattığım oldu ama fazla kapatmışım sanırım. Tam 21 gün hiç okuma yapmamışım. Daha iki gün var fakat başka şeylerle ilgileneceğim. Bu ay yeterince okuma yaptım bana göre.
Kadim Kanunlar Serisi harikaydı. Ben gerçekten çok beğendim. Kurgu açısından öyle çok mükemmel olmasa da karakterler o kadar iyi şekillendirilmiş ki hayran kalmamak elde değil. Bazı kitaplar vardır. Tahmin edilmesi kolaydır fakat inanılmaz keyif alırsınız. Hikâyenin bir an olsun durmadan heyecanını koruyarak devam etmesi, dünyanın atmosferi, karakterler ve karakterlerin gerçeğe çok yakın olması iyiydi. Özellikle iyi ile kötü kavramını yazar gerçekten güzel yansıtmış. Bencillik, kibir, ahlak, etiklik ve daha birçok şey benim için yeterliydi.
Nefes ne yalan diyeyim beğenmedim. Öyküler bana vasat geldi. Bazısı çok gereksiz uzatılmıştı. İnanılmaz sıkıldım. Güzel konular bulmuş yazar fakat okuyucuya geçmesini sağlayamamış. Hareketsiz, tek düze anlatımını beğenmedim.
Gece Yarısı Kütüphanesi güzel bir kitaptı. Ana karakter yaşadığı hayatta bir türlü tutunamıyor. Pişmanlıkları ve yaşadıkları bir türlü yakasını bırakmayınca işler gittikçe sarpa sarıyor. Girdiği depresif durumun da etkisiyle elinde olan her şeyi kaybeder ve intihar eder. Ölümle yaşam arasındaki o anlarda bir kütüphanede gözlerini açar ve olası yaşamları arasında hangisinin ideal yaşam olduğunu bulmaya çalışır. Bana kalırsa depresif, intiharı kafasında gezindiren kişiler için okunabilir bir eser.
Ulus alıştığımız Terry kitaplarına benzemiyor. Yine ironik yanı var ama gençlerin bunu pek kavrayacağını sanmıyorum ama yetişkinler gülümseyecektir. Çok güzel bir gençlik romanı. Gelenekleri çok farklı olan bir toplumun başına gelen felakette hayatta kalan bir genci konu alıyor. Modern toplum ile vahşi toplumunu birbirine karıştırıp antik kumlar serpiştirmiş Terry.
Kıvılcımlar uzun uzun senelerdir elimde olan fakat okumak için ancak gözüme çarpan bir kitaptı. Akıcı, merak uyandırıcı gayet güzel yazılmış. Büyü gücüne sahip olan ve olmayan insanların yaşadığı bir toplumda insanların irislerinin kararmasına, ateşlenmelerine ve bitkin düşmelerine neden olan bir virüs ortaya çıkar. Herkes bu sebepten ölmeye başlar. Politik ve etik yönüyle de yazar kurguyu derinleştirmiş. Bu da çok güzel bir gençlik kitabıydı.
Gezgin ilk kez Halil Cibran okudum. Kendisi merak ettiğim yazarlardan birisiydi. Mikro öyküler derlemesi diyebiliriz bu ince kitap için. Bazıları çok hoşuma gitse de genel olarak zayıf buldum fakat yazarı 60 sayfayla değerlendirecek değilim. Bir çırpıda okunur. Anlatım tarzı gayet güzeldi.
Kitaplar ve Sigaralar çok güzeldi bence. Orwell’in düşünceleriyle kendi düşüncelerinizi değerlendirirken birçok da yazar dikkatinizi çekebilir. Zaman zaman bizlerin de tartıştığı kitap fiyatlarına ve toplumun okumaya yönelik görüşlerini analiz etmiş. Ben okurken çok keyif aldım.
Zamanın Bekçileri ilkgençlik ve ergenlik dönemini kapsayan, zamanda yolculuk yaparak tarihin akışını korumaya çalışan özel yeteneklere sahip kişilerin yaşadıklarını anlatıyor. Karakterler bana kalırsa çok toylar. Kurgu güzel işlenmiş. Tarihi dokunuşlar ve doku çok hoş ama mantık noktasında bazı saçmalıklar var. Gerçekçi bir mantıktan bahsetmek olmaz zaten fantastik kitaplarda ama yazar kendi kurduğu dünyasında mantık hataları yapmış. Editörlük içler acısı. Diyaloglar bazen çok avam. Çok enteresan yetenekler havada uçuşuyor ama kullanılmıyor. 13 yaş ile 17 yaş arası için çok ideal bir seri. Dördüncü bir kitap daha var ama Tudem bunu basmayacak. Yazarın kendisi de sanırım ülkesinde dördüncü kitabı çıkartırken yayıncısıyla sorun yaşamış. Yine de seri bir son veriyor size. Fazlasını da okumaya gerek var mı bilemedim.
Genel olarak gençlik serilerini kardeşi, çocuğu olanlara öneririm. Ailece okunup keyif alınabilecek eserler.