George Orwell, asıl adı ile Eric Arthur Blair (d. 25 Haziran 1903, Bihar; ö. 21 Ocak 1950, Londra),[1] 20. yüzyıl İngiliz edebiyatının önde gelen kalemleri arasındadır. Bin Dokuz Yüz Seksen Dört adlı romanı ve bu romanda yarattığı Big Brother (Büyük Birader) kavramı ile tanınır. Eserlerinde yer alan netlik, zeka, sosyal adaletsizliğe karşı farkındalık ve totalitarizme karşı duruşu onun imzası niteliğindedir.[2][3]
Orwell’in hayatı, sonradan yazılarını etkileyecek olan deneyimlerle doludur. Burslu okuduğu Eton Koleji’nden mezun olduktan sonra, o sırada bir İngiliz sömürgesi olan Burma’da bulunmuş; kısa süreliğine buranın polis teşkilatında görev yapmıştır. Bu memuriyet döneminde şahit olduğu acımasız uygulamalar, emperyalizme karşı geliştirdiği derin öfkeye katkıda bulunmuştur.
Gençlik döneminde Fransa’da bulunmuş, türlü mesleklerde çalışmış, para sıkıntısı gerek yazarlığa başlamadan önce, gerekse ilk yapıtlarını kaleme aldığı yıllarda yakasını bırakmamıştır.
(Kaynak: Wikipedia)
ÇIKAN KİTAPLARI (Kitaplar Türkiye çıkış tarihlerine göre sıralıdır.)
1. CAN YAYINLARI
Hayvan Çiftliği
1984
Aspidistra
Boğulmamak İçin
Burma Günleri
Papazın Kızı
Paris ve Londra’da Beş Parasız
Wigan İskelesi Yolu
1984 Kutulu Özel Baskı (Kırmızı ve Siyah Olarak 2 Renk Çıktı)
Harika yazar. Şu an Burma Günleri’ni okuyorum. Karakter ve dönem anlatımları süper. Bundan sonra okuma sırasında bir diğer Orwell kitabı Aspidistra var.
Orwell’e saygım her geçen gün biraz daha artıyor. Büyük bir yazar olmasındaki yolu en iyi aralayan eserlerden birisi sanırım “Paris ve Londra’da Beş Parasız”. Aynı zamanda kendisinin yayımlanan ilk kitabı. Kendi yaşadıklarını çok vurucu bir şekilde dökmüş satırlara.
Tuhaf ama çağımızın yaşamak için bütünüyle kötü bir çağ olmadığını bana hatırlatan şey, ne modern mühendisliğin başarıları ne radyo ne sinematograf ne yılda yayımlanan beş bin roman ne de Ascot’taki (geleneksel bir at yarışı) ya da Eton-Harrow maçındaki kalabalıklar, aksine -özellikle de, savaştan önce çocukluğumda kimi zaman gördüğüm biçimleriyle- işçi evlerinin içinin hatırasıdır. (Wigan İskelesi Yolu. Çev, Levent Konca)
Hayvan Çiftliği’nden başlamayın okumaya maalesef ben bu hatayı yaptım. En iyisini ilk okudum ve 1984’e devam edemedim gerek beklenti sebebiyle, gerek de okurken sinirden her yerimin karıncanması da bir sebep olsa da. Hayvan Çiftliği’ni en sona bırakırsanız daha iyi olur.
Valla bendede tam tersi oldu galiba hayvan çiftligi ilk orwell kitabımdı ve onu okuduktan sonra orwell’in bütün kitaplarını okuma hevesi oldu bende ve şuan her kitabı ayrı keyif veriyor. 1984 ile hayvan çiftligi aslında birbirini tamamlayan eserlerdi, zorluk vermesi garip geldi
İnsanın tekrar tekrar okuduğu, aklının demirbaşları arasında yerini alan ve hayata bakışını değiştiren kitaplar vardır; göz atıp asla baştan sona okumadığı, bir oturuşta okuyup bir hafta sonra unuttuğu kitaplar da.
Bana kalırsa Hayvan Çiftliği en başarılı kitabı değil. 1984 ile en çok benzeşen ve ünlü iki eserinden birisi sadece. Çok başarılılar o ayrı. Ancak diğer eserlerinin de bunların yanında hiç altta kalır yanı yok. Hatta bazıları daha iyi. O yüzden 1984 veya Hayvan Çifliği Orwell’e giriş için gayet uygun kitaplar.
Ayrıca evet. Hayvan Çiftliği en naif olanı sanırım. Genel olarak yazarın kalemi rahatsız edici ve vurucu.