Polisiye çatısı altında klasikler ile modern klasiklerin yayımlanacağı dizide, suç edebiyatının unutulmaz örnekleri ve gölgede kalmış cevherleri yan yana gelecek bir dizi.
@SherlockHolmes kardeşimizin hazırlamış olduğu excel listesi
İlgi çekici bir seri olacak gibi duruyor. Serilerin sayısı arttıkça, takibi de zorlaşıyor ama ne yapalım, en büyük derdimiz bu olsun.
Kitapların konuları sanki pek polisiye değilmiş gibi geldi bana. Polisiye dediğimiz tür, temelde “katil kim” teması değil mi? Sanki seri polisiye değil de, “suç” odaklı olacak gibi.
“İçimdeki Katil” i okuyorum. 5-6 sayfalık Stephen King’in sunuş yazısı ile başlıyor ve muhtemelen spoiler var. Ben King’in sunuş yazısını kitabı bitirdikten sonra okurum diye okumadım.
Kitap kara roman dedikleri türden, bu türde kitaplar da katil kim sorusu yerine daha çok olayların akışını, suçu işleyenin psikoljisi ve o suçu işlemesine neden olan dürtüleri okuyoruz.
Jim Thompson’da galiba (yüzeysel baktığım için emin değilim) kara roman türünün temsilcilerinden, en iyi örneklerinden birisi olarak görülüyor.
İçimdeki Katil Central City şerif yardımcı Lou Ford’un hikayesi. Thompson’un doğrudan bir anlatımı var, okuru bir gizem labirentine çekmeden (kara roman türünün bir özelliği olabilir bu) hikayeyi doğrudan anlatıyor.
Kitabın hemen başlarında anlatıcının günümüz dünyasında pek kabul edilmeyecek tanımlarının olduğu ve bunların olduğu gibi aktarıldığı dipnot olarak belirtilmiş. Bence doğru karar. Thomson’un anlattığı dünya, insanlar bu tanımlamalar olmadan aktarılamazdı, yazarın bu anlatımının korunması iyi olmuş.
Kitabın yarısından fazlasını okudum. Kitap muhtemelen akşama biter ama şimdiden yazayım. Kolaylıkla okunan, akıcı bir anlatımı ve okurken bundan sonra ne olacak diye merak ettiren bir hikaye var. Hikayeyi ve yazarın anlatımını beğendim.
“Meleğin Düşüşü” kitabının galiba daha önceleri bir filmi yapılmış. Bir ara bulur ve denk gelirsem izlemeyi düşünüyorum. Hikaye klasik bir dedektif hikayesi gibi başlıyor ve sayfalar ilerledikçe artan gizemler nedeniyle merak ve keyifle okudum tüm sayfalarını.
Hikaye aslında tipik bir dedektiflik hikayesi olarak başlıyor. Gizemli bir müşterinin talebiyle klasik bir kayıp arama hikayesi olarak başlayan ve hikaye ilerledikçe gizemli cinayetler, vudu ve şeytani ayinler ile klasik bir dedektif hikayesi yerini doğaüstü bir hikayeye bırakıyor.
Özellikle son sayfalarına doğru hikayenin ana kahramanları ile ilgili ortaya çıkanlarla hikaye çarpıcı bir son ile bitiyor.
Kâbus Sokağı 'nı okuyan oldu mu? Az gittim uz gittim, dere tepe düz gittim hâlâ kitabın ilk sayfalarındayım. Umarım bir yerlerde hikâyeye dahil olabilirim.
Panayır - sirk hikayesi okuyup da sevdiğim bir kitap oldu mu hatırlamıyorum.