Gündem

Sıkıntı olmaz aslında yeter ki bürokrasisi benzemesin, diğer şeyler halledilir. :slight_smile:

valla keşke bürokrasi de benzese… :smiley: cccp şart değil o zamanki her hangi bir birlik devlet vs de olur. sistem olsun da :smiley:

:slight_smile:

CCCP ben de istemem, hele de o bürokrasiyi. Çoğumuz hayatımızı kamplarda geçirirdik. :slight_smile:

Aslında reis az konuşsa ya da sadece Bay Kemal ile ilgili konuşsa sistem kendi yolunu kendi bulur. :slight_smile:

Üniversitenin rektörü, ilin valisi, yurtlar sorumlusu büyük ihtimalle arıza ışığı yanan trilyonluk Mercedeslerini aynı gün yetkili servise götürüp bakımını yaptırıyorlardır.

Tv kanallarına çıkıp yüzsüzce olayı meşrulaştırmaya çalışan cinayetin asıl failleri haram paraları zıkkımlanmaya devam ederken, cinayet asansör firmasında çalışan kendi halinde birkaç işçinin üzerine yıkılacak, 2-3 kişi gazla çalışan Türk halkının gazını almak için göstermelik tutuklanacak, birkaç ay sonra salıverileceklerdir.

7 Beğeni

Ya ben bu konuya hakim değilim ama iki örnek vericem biri bizim sıfır bina (ama mütahitin herşeyden kaçırdığı apartman) diğeri de kendi kamu kurmum.

Bu yurttaki asansör baya moder gözüküyor. İş yerleri yada rezidanslardaki gibi daha çok benim çalıştığım yerdekine benziyor. Oturduğum dairedeki daha dandik mesela.
Ama şöyle bir olay var ikisini de manyak gibi makine müh odası denetliyor. Neredeyse her ay etiket değişiyor. o derece sıkı.

Kendi kurmumda da her allahın günü OTİS diye bir firma denetim tadilat bakım. Neredeyse kurum çalışanlarından çok OTSİ çalışanları kullanıyor. Sürekli denetimi var. Bir turda iş sağlıkçılar kontrol ediyor çevresel güvenlik vs diye.

Yani bilemem tabide KYK yurdu da olsa bu kadar ihmal vs yapamazlar. Zaten etiket yeşil. Açık açık kasıtlı bir şey olması lazım. Devletin böyle boktan konularda iyi olduğu alanlar vardır. Misal mahkumlar için heleki terör suçluları için en iyi hapisanelerin bizde olması gibi. İnşaatta herşeye boşveren devlet nedense bu asansör konusunda yardırıryor. Önceki kaldığım rezidanslar ve ailemin aparmanında da durum aynı. O yüzden konuda çekimserim bilemiyorum.

Bana göre güfte güzel ama beste kötü olmuş. İki üç defa dinledim ama marş gibi gelmedi bana.

Asansörler modern gözüküyor ama yapan tipler köhne. Geçen sene arkadaşım yaşlı ailesi için iki katlı evlerine engelli asansörü yaptırdı. Bayağı bilinen kurumsal bir firma. Arkadaş “Asansördeyken elektrik kesilirse ne olacak?” diye sorduğunda asansörün aşağı inebilmesi için başka birinin asansör boşluğuna inip hidrolik vanayı kısması gerekiyormuş. Asansörde kalan 90 yaşındaki kadın nasıl yapacak bunu deyince cevap alamıyor. Türkiyenin başkentinde 25 senedir asansör yapan, büyük dubleks ofisleri olan, fuarlara falan katılan sözde kurumsal firmanın kafası bu. Nazillideki bir asansör firmasını siz düşünün.

Kaza yapan asansörde mavi etiket var. Yani bir sonraki denetime kadar giderilmesi gereken problemleri var ama kullanabilir etiketi verilmiş. Sonrasında öğrencilerin yaptığı bir çok şikayet var. Müdür bunu KYK’na ve bakanlığa bildirdim demiş ama ne kadar doğrudur bilemem ki bildirse bile asansörün kullanıma kapatması lazımken kimsenin ipinde olmamış. Taşıma kapasitesi ibaresi olarak hem 1100kg hem 1200 kg olarak iki etiket var. Hangisi önce belirlendi? 1200 kg’den 1100’e indiyse neye göre indirildi belli değil. Etiket yapıştırırken eski etiketi bile sökmeye tenezzül etmeyen amelelere asansör ihalesini verip saldım çayıra mevlam kayıra bırakmışlar kaza diyorlar.

Ben bu her ay düzenli kırımızı-mavi- yeşil etiket takmak için gelen bakımın da aidatı, faturayı, gideri şirmek için bir kalem olduğunu düşünüyorum açıkçası. Aylık bu kadar hizmet bedeli göster yarısı sana yarısı… Belki ben tümden güvenimi kaybettim ama şu seneryo olmaz diyebiliyor mu insan?

https://twitter.com/m_emin_kurnaz/status/1717489433799229921?t=dMIvySbFyZxwMJwu-bCcFQ&s=19

Her ay etiket verilmez hocam, yıllık bakım yapılırken verilir o etiketler. Sizin binada aylık olarak etiket ücreti alınıyorsa bir problem vardır. Aylık bakım asansör firmasının kendisi tarafından yapılır, yıllık bakım ise TSE’nin görevidir.

Kenan Doğulu yüzüncü yıl marşı.

Fuat Saka’nın marşı seçim şarkısı gibiydi bu da seçim şarkısı gibi olmuş. :slight_smile:

Bana göre hâlâ bu marş en iyisi.

3 Beğeni

Her ay rengi değişiyor, dolandırılıyorum ://

Bence bu marş değil şarkı.

Askerlik yapanlar bilir, marşlar şarkılardan farkı olarak yürürken söylenirler. Yapıları da bu yüzden uygun adım yürüyüşe uygundur, belli bir ritmi tekrar ederler.

Akdeniz marşı gibi;

1 Beğeni

En güzeli Norm Ender’in Parla Marşı bence.

Bir zamanlar DARPHANE diye bir kurum vardı.
Hatıra para filan basardı.

Darphane dediniz de aklıma geldi.

Ülkenin birinde bir zamanlar, darphanede çalışan yaşlı bir adam vardı. Adam, emekli olmuş ama hala darphaneye gelip çalışmaya devam ediyordu.

Bir gün, adam, yeni bir hatıra parası basmak üzereydi. Para, bir futbol takımının armasını içeriyordu.

Adam, parayı büyük bir özenle bastı. Para, takımın tüm renklerini ve özelliklerini yansıtıyordu.

İşte o sırada, adamın yanından bir çocuk geçti. Çocuk, parayı görünce çok heyecanlandı ve hemen adamın yanına geldi.

Çocuk, adamın kulağına fısıldayarak şöyle dedi:

“Abi, bu para kaç TL?”

Adam, gülümsedi ve şöyle dedi:

“Bu paranın fiyatı, senin hayal gücüne bağlı.”

İşte bu da böyle bir hikaye.

1 Beğeni

5 Beğeni

orta_resim

1 Beğeni

100 milyon adetlik hatıra para :))) İletişim başkanlığı çok iyi çalışıyor, keşke yine hatıra bahanesiyle 500 ve 1000 TL banknot da bassalardı. Nakit ağırlıklı çalışanlar için 200 TL ile iş yapmak çok zor oluyor. Sanırım onun için farklı bir bahane bulacaklar.

İngilizlerin 20 Pound’u gibi yırtılmayan, kırışmayan plastik maddeden “deneysel” bahanesiyle basarlar belki onları da.

2 Beğeni