DİPLOMASİVucic: Batı, hızla Rusya ile savaşa hazırlanıyor
Yayınlanma 22.07.2024 15:54Yazar Harici.com.tr
Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandr Vucic, Batılı ülkelerin Moskova’daki pek çok kişinin düşündüğünden çok daha hızlı bir şekilde Rusya ile savaşa hazırlandığını söyledi.
Pink TV kanalına mülakat veren Vucic, Batılı ülkelerin şimdiye kadar ‘başkası aracılığıyla’ , yani vekilleriyle savaşma niyetinde olduğunu, fakat bu yaklaşımın değiştiğini belirtti.
Sonunda.
Öncelikle attığım gönderiyi geri yükledikleri için denetmenlere teşekkür ederim.
Gündemde olan bir konuyu Gündem konusuna attığım ve beklediğim kanun teklifinin TBMM’ye sunulması için onaylanmasına “sonunda” kelimesini kullandığım için bayraklanması kadar saçma bir şey yok.
Çocuk, genç, yetişkin, yaşlı fark etmeksizin gördüğümüz görmediğimiz yüzlerce hatta binlerce insan ağır şekilde yaralanıyorken ve hayatını kaybediyorken sadece kanun teklifinin TBMM’ye sunulması için onaylanması haberine bile bu kadar rahatsız olup insan canını ikinci plana atan kişilerin forumda da olduğuna üzüldüm açıkçası.
Yıl olmuş 2024 hala Türkiyede kuduz vakaları görülüyor. Sokakta yürürken saldırır korkusuyla olabildiğince köpeklerden uzak yürümeye çalışıyorum. Ailemden biri evden çıktığında her zaman acaba köpekler saldırır mı endişesi oluyor içimde. Bu durumdan sıkıldım artık. Bu sorunun giderilmesi için bir çözüm fırsatı var ve kendimin, ailemin, tüm çocukların ve diğer insanların zarar görmemesi için bu kanunun geçmesini istiyorum. Ama siz hala o çözüm fırsatını görmezden gelme peşindesiniz. İnsanın canı sizin için bu kadar mı değersiz? Gözünüzdeki perde daha kaç çocuk kaç insan hayatını kaybettiğinde kalkacak. Madem öyle insan canından daha çok önemsediğiniz sevdiğiniz o köpekçiklerinizi alın evinizde besleyin o zaman.
Gönderimi bayraklayan arkadaş ya da arkadaşlara son olarak şunu söylemek istiyorum. Başınıza İnşallah gelmez ve o acıyı hissetmezsiniz ama o çok sevdiğiniz insan canını ikinci plana atmanızı sağlayan o sokak köpekleri bir gün sizin ya da ailenizden birine zarar veirirse o zaman burada buluşalım olur mu?
Yahu o kadar duygu sömürüsü yapacaklarına en başından canlı hayvan ticaretini engelleseymişler.
20 yıldır nedense ellerinde olan kanun gücüne rağmen yapmadıkları kısırlaştırma, barınak, canlı hayvan ticareti, yasaklı ırklar meselesini yapmadılar. Yumurta kapıya geldi, hadi hayvanları öldürelim diyorlar bunun için de milletten aferin bekliyorlar.
He tamam oldu, aferin, kendi yarattığın sorunla başedeme çözüm olarak da öldürmeyi öner.
80ler 90lar nesili olarak sokaklarda hep hayvanlarla büyüdük ben bunu bilirim.
Ben bayrakladım. Şimdi tekrar bayraklıyorum. Bayraklamaya devam edeceğim. Bu konuda en yakınlarımla bile gözümü karartıp sonuna kadar tartıştım, bayraklayanın ben olduğumu söylemekten çekinecek değilim. Kitap okuyan insanların bile ölümü çözüm olarak görmesine şaşırıyorum. Çözümü ölüm olması gereken başka şeyler olduğunu düşünüyorum, bunlara sokak köpekleri kesinlikle dahil değil. Korktuğumuz her şeyi öldürecek miyiz? Herkes sevdiğinin başına bir şey gelmesinden korkar ama ben arabalar yasaklansın vs. diyemiyorsam kimse köpekler öldürülsün dememeli. En basitinden sokakta hapishanede olması gereken hatta idam edilmesi gereken bir sürü tehlikeli insanın başıboş gezindiğini düşünüyorum. Benim başıma bu kişilerden zarar gelme ihtimali sokak köpeğinden zarar gelme ihtimalinden kat kat daha fazla. Ben çantamda kendimi korumama yarayacak bir şeyler taşıma ihtiyacı hissediyorum ama bunun sebebi köpekler değil. Ben de bu kişilerin sokaklardan temizlenmesini istiyorum ve bu konuda kat kat daha haklıyım çünkü bu kişiler bilinçli yapıyor ama benim dileğim gerçekleşmiyor. Buna rağmen içgüdüsel yaşayan, yine benim tehlike olarak gördüğüm kimseler tarafından rahatsız edilip hatta zarar görüp agresifleşen köpeklere kıyılacak. Daha geçen gün balkonda otururken bir avuç aklı bir karış havada genç, kendi kendine dolanan köpeğin üstüne yürüdü, hayvana karşı havladılar(?), kovaladılar. Hayvan kaçtı, en sonunda agresifleşip kovalamaya başladı. Şimdi bu hayvana yarım başka biri denk gelse ve hayvan daha önce hissettiği tehlikeyi tekrar hissedip saldirsa bunun suçlusu o gençler mi yoksa köpek mi? Hayvanlara eziyet eden, yoldan geçerken dümdüz yatan köpeği görüp tekme atan, tenhaya götürüp tecavüz eden insanlar suçlu değil, bu sokak köpekleri suçlu, öyle mi? Çok acı şeyler yaşandı, evet ama kök sebepler ortadan kalkmadığı sürece görünürdeki sebebin ortadan kaldırılması hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Sizin gibi eşi dostu işin içine karıştırmayacağım, çok çirkin bir dil. O yüzden kendi üzerimden örnek vereceğim. Şu an benzer bir olay benim başıma gelse yine aynı şekilde düşünürüm çünkü bu olayı yaşama sebebimin köpeğin kendisi olmadığını, saldırganlaşmasına sebep olan kötü niyetli insanlar olduğunu, gerekli yatırımları yapıp uygun koşullar sağlamayan yetkililer olduğunun bilincindeyim neyse ki. Kendi insanımızı eğiteceğimize zayıf olanı öldürmek de bize yakışırdı zaten. İşte insanların da vahşi içgüdüleri böyle durumlarda ortaya çıkıyor sonunda(!). Ben de türümden etimle kemiğimle nefret etmeye devam ediyorum, hiç şaşırtmıyorlar, en ufak bir umut emaresi göstermiyorlar. Ama ben size sizin yaptığınız gibi kötü dilekte bulunmayacağım. Sizin ve sevdiklerinizin başına başta insan faktörü kaynaklı (yani tüm kötülükler diyebiliriz sanırım) olmak üzere hiçbir kötülüğün gelmemesi dileğiyle. İyi akşamlar
Bu konu hakkında tüm düşüncelerimi yukarıda belirttim. Başka bir tartışmaya girmek istemiyorum ama dediğiniz şekilde dışarıda köpekler dışında başıboş gezen tehlikeli insanlar hakkındaki düşüncelerinize de katılıyorum.
Şunu da ekleyim gönderimi bayraklamanız için herhangi bir sebep yok. Bir kural ihlali de yok ki denetmenler gönderimi yeniden açtı.
Ayrıca ben size kötü dilekte bulunmadım. Lütfen yeniden okuyun. İnşallah başınıza böyle bir şey gelmez ve bu acıyı yaşamazsınız dedim. Köpeklerin ne yapacağı belli olmuyor. Sokaktan geçerken bir gün saldırıya uğramanız ya da uğramamız çok yüksek ihtimal. Bende bir gün bir köpek size zarar verirse burada buluşalım yine aynı şekilde düşünecek misiniz dedim. Herhangi bir kötü dilekte bulunmadım. İyi akşamlar.
Ne yazık ki "ama"dan sonra yazdıklarınız karşısında önce yazdıklarınızın bir anlamı kalmıyor. Ama madem bunun kötü dilek olmadığını düşünüyorsunuz, ben de inşallah başımıza gelmez ama köpeklerin katledilmesinin ardından yaşanacaklardan sonra burada buluşalım diye karşılık vereyim o zaman.
Valla hükümet ne yaptı etti yine bir sorunu daha içinden çıkılmaz hale getirip sonrasında çözmeye çalışırken toplumu yine ikiye bölmeyi başardı. Bravo.
Yasa karşıtlarına gösterilen tepkiyi sorunu bu hale getirenlere göstersek daha karda olmaz mıyız diye düşünüyorum. Mesela bir abla çıktı 2 yıl önce benim evladımın ölmesine neden oldu köpekler deyip yasayı eleştirenlere tepki göstermişti. Keşke bu ablamız 2 yıldır ne diye bu sorunu çözemedin ey hükümet deseydi. Belki o zaman bir şeyler değişirdi ülkede. Bir de bu öldürme muhabbetini yasayı tasarlayanlar toplumu böyle bir tartışmaya çekmek için koymuşlar gibi geliyor bana. Daha önce de bu tür bol tartışılmalı yasalar tasarlayıp sonrasında lütufta bulundukları olmuştu.
Zamanında bu sorun çözülseydi ne bu kadar maliyetli olacaktı ne de bunca zaman boşa gidecekti. Yahu Simpsonlar bile uyardı bizi zamanında. Hep kulak arkası ettik.
Geçen sene köyde beni karşı komşunun köpeği ısırdı. Gittim aşımı oldum sonra kaldığım yerden devam ettim. Ne biz dövüştük ne de köpeği öldürmek geldi aklımıza nedense.
Örgütlenmiş cehaletin gözünü yine kan bürüdüğü için ne bilimsel veri, ne bir gerçeklik, ne bilim insanlarının görüşlerini falan dinlemediler. Zaten zamanında da dinlemedikleri için bu duruma geldik. Belediyeler 2004’den beri sokak hayvanları için aldığı bütçeyi, uyutma ilacına kadar domuz gibi zıkkımlandığı için hayvanların kafasına kürekle vurarak öldürmek zorunda kaldılar. Haliyle her şey kötüye gitti, bu yasa ile daha kötüye gidecek.
Hayvanların popülasyonun azaldığı etkili toplatılma yapılmayan yerlerde hayvanlar içgüdüsel olarak daha fazla üreme eğiliminde olacaklar. Ayrıca köpekleri toplayınca türlü kemirgeni, tilkisi, yaban domuzu, ayısı çevre ilçelerdeki yerleşim yerlerine inecek, asıl kuduz vakalarını o zaman görmeye başlayacağız. Sonra büyük ihtimal çevre ormanlara zehirli etler atılıp yaban hayatı bitirilme tasarısı oylanacak.
Ayrıca bu hayvanlar marstan gelmiyor. Köylüler her lazım olduğunda deli gibi köpek çiftleştirip, içinden bir tanesini koruma yada çoban köpeği olarak alıp geri kalan bütün köpekleri “davuklarımıza zaldırıyor” diye köylerden kovalıyor. Hayvanlar da çevre ilçelerden üreye üreye şehirlere kadar geliyorlar. Oy beklentisi olduğu için hiçbir belediye bir köye gidip bu hayvanları çiftleştirmeyin diyemedi, diyemez…
Güvenli sokaklar derneği başkanı gibi köpek üretim çiftlikleri olan, köpek üretip satanlara karşı hiçbir ceza uygulanmıyor. Barınaklar sokaklar cins köpek kaynıyor. Orta anadolu sivas kangalı kırması sokak köpekleri ile dolu. Şimdi sığır güder gibi seçmenini köpekler üzerinden güden bakanlar geçen sene sivasta davullu zurnalı köpek üretim çiftliği açılışı yapıyordu. Kontrolsüzce köpek üreten kendi adamları olduğu için üretimin önüne geçecek tek bir madde yok katliam tasarısında.
Hayvanlara şiddet uygulayıp tecavüz eden sapıkları cezasız bırakan siyasi partiyi destekleyen, çoğu malum partili olan köpek üretip satanlar karşısında sessiz kalan, belediyelerin yasayı uygulamak yerine kendi vergilerini şatafat içinde zıkkımlanmasına ses edemeyen cahil cühela tiplere bunu anlatabilir misin? Tabi ki anlatamazsın. Köpekleri toplayıp öldürünce çocuklar sokakta rahat gezecek sanıyorlar. Bu güruhun oyları ile seçtiği iktidarın sapkınlığı cezasız bırakmasından güç alıp, rahat rahat kediye köpeğe işkence ve tecavüz edip elini kolunu sallayarak gezen sapıklar, kuyruğunu kulağını kesecek, boynuna dikenli tel geçirecek, apartman boşluklarında tecavüz edecek kedi köpek bulamadığında bakın ellerini ilk kime uzatacaklar.
Umarım meclisten döner çünkü kendinden olmayanı şu bu nedenlerle katledip yok etmeye programlanmış malum güruh, bundan güç alırsa ülkenin başına ilerde çok daha kötü şeyler gelir.
2021 yılında bunu yaşadım, arkamı dönüp köpeğe sadece eşşoğlueşşek diyip 1 saat sonra yürüyerek aşı olmaya gittim.
Bunlar da mı sokak hayvanı, canlılar için hayatı zorlaştıran bir türüz önce kendimizi sorgulamamız gerek. Sorunları yaratan ve düzeni bozan biziz.
Üretip büyüttükleri sorunlar ile halkın öfkesini manipüle ederek ülke yönetiyorlar. FETO da aynısını yaptılar, adına çözüm süreci dedikleri çadır tiyatrolarında, bölücü terör örgütünde, Suriye de, sokak hayvanlarında vs.vs aynısını yapıyorlar ve eminim yarın mülteci - göçmen meselesinde de aynısını yapacaklar.
Başıboş köpeklerin mevcut halde sorun oluşturduğu kesin ama sahipli köpeklerle alakalı sorunlar bunun kadar ciddi bence. Sadece sokak köpekleri dolayısıyla değil cahil sahipleri tarafından nasıl yetiştirildikleri belli olmayan köpeklerin öldürdüğü, yaraladığı insanlar ve diğer hayvanlar da oldu. Geçen parkta elinde pitbull ile dolaşan iki çocuk gördüm. Köpeğin ağızlığı vardı ama çocuklar zor tutuyorlardı ellerinde. Sonra başka bir grup çocukla buluştular. Ortalama 12-15 yaşlarındaydılar herhalde ya da daha küçük emin değilim. Kendi aralarında “köpeği salarım üzerine” minvalinde espriler yapıyorlardı. Bu çocuklara bu köpeği kim verdi, kim emanet etti vs.diye düşündüm. Hatta polisi mi arasam dedim, sonra vazgeçtim. Bu yasaya ben de olumlu bakmıyorum, doğru hissettirmiyor. Ama canı ciddi yanmış olan insanların artık çözüm istemesine bile tahammülü olmayan ve bu konuyu sorun olarak bile görmeyen özel site sakinlerinin cins köpeklerini paylaşıp ‘bu cana kıyılır mı’ başlıklı yazılarından da gına geldi. İktidarın ve belediyelerin ciddi kusuru var ama bunun bedelini de insanlar ödemek zorunda değil. Kısırlaştırmanın da faturasının çok yüksek olacağını söylüyorlar. Kaldı ki mevcut durumda kısırlaştırmadan daha fazlasının yapılması da şart.
Yıllarca cozumsuzlugu savunduktan sonra çıkıp devlet yıllardır bu sorunu çözmedi, şimdi daha kötü hale geldiği için daha şiddetli bir müdahalede bulunacak, demek… Yeni çözüm önerisi: Sokak köpeklerine dokunma!
İnsanı tehdit eden her unsur usulünce yok edilmelidir.
Sorun, yapıcı bir karar alamayacak kadar büyümüşse geçmişte yapılan yanlışları tartışıp sorunun büyümesini izlemek yerine şu anda alınabilecek en doğru kararı almak daha faydalı olacaktır.
Sokak köpekleri sorunu daha fazla büyümeden köpekler itlaf edilmelidir.
Kuduz olup ısıranların iyileşme şansı yüzde kaç?
Yaptığım ironi anlaşılmadığı için açıklama ihtiyacı hissettim:
Yıllardır konuşulan bir mesele sokak köpeği meselesi ve bu zamana kadar her konuda olduğu gibi bu konuda da kutuplaştık, medeni bir şekilde tartışamadık.
Bir taraf sokak köpeği sorununun çözülmesini talep ederken diğer taraf bunun sorun olduğunu bile kabul etmiyor, “sen iyi bir insan olsan saldırmaz”, “cebinde köpek maması taşı”, “çocuğuna köpekleri sevmeyi öğret”, “onların evi sokak” gibi (bence pek de makul olmayan) çözüm önerileri sunuyordu. Diğer taraf ise barınak, kısırlaştırma, sahiplendirme diyordu. Günümüzde her iki kutup da bunun bir sorun olduğunu kabul etmeye başladıysa da, bu sorun büyüdüğü için itlaf edilmesi gerektiğini söyleyenler de ortaya çıktı. Bence çözümsüzlükte ısrar edilirse itlaf diyenlerin sesi daha çok çıkacak maalesef. O yüzden bir çözüm şart. Şimdi.
Bu zamana kadar çözümsüzlükte ısrar edildiğini, devletin de çözümsüzlük isteyenlerin dediğini yaptığını düşünüyorum. Sürdürülebilir bir politika değildi. “Sokak köpeklerine dokunma” diyebilirsiniz ama bunun sonucunda, beş on yıl sonra bir katliam bence kaçınılmaz olur. O yüzden şimdi devlet, belediyeler ve sivil toplum kuruluşları barınak-kısırlaştırma-sahiplendirme çözümünde birleşmeli. Çözümsüzlük yani “sokak köpeklerine dokunma” artık bir opsiyon değil.
Kesinlikle katılıyorum. En başından beri yapılması gereken buydu.
Önceden yerinde itlaf varmış. Köpekleri gördükleri yerde tüfekle vururlarmış. Hatta babamların arada bahçeden kaçıp gezinen köpeğini de vurmuşlar.
Yani zamanında bu yöntem daha ağır bir şekilde uygulanmış, pek de işe yaramamış sanki…
Daha sonra kısırlaştırma-barınak yöntemine geçilmiş ama lafta kalmış. Ayrılan bütçeler bu amaçla kullanılmamış. Şimdi ihmallerin bedelini canlar ödüyor, bazıları da alkışlıyor.
Ötenazi ile itlaf aynı şey değildir. Kuduz olan köpeklerin tedavisi yapılamıyor bildiğim kadarıyla. Hayvanın acı çekmesini kimse istemez ama buna ötenazi diyoruz. Ben sanmıyorum sadece kuduz köpekleri öldüreceklerini… Yine önlerine gelen köpeği kuduz, saldırgan diye yaftalayıp katledecekler.
Sonra sıra yine tırmalıyor, kuduz bulaştırır diye sokak kedilerine gelir kesin…
Ondan sonra artık kırsaldan kurt, tilki, ayı mi iner, Avrupa’daki gibi etraf fare mi kaynar, hastalık mı çıkar bilemeyeceğim. Onu da bu kişiler en iyi bildiği şekilde çözer artık. Bıraksanız öldürecek canlı kalmayana kadar devam ederler. Maalesef insan ırkı çok tehlikeli ve bencil, kendimizi her şeyin hakimi sanıyoruz.
Gelecekte bir gün kendimizi bu bencillik ve vurdumduymazlık yüzünden okuduğumuz distopya romanları içinde bulacağız, umarım o zamanlara tanık olmak zorunda kalmam.
13 Haziran 1932 tarihli Resmi gazeteden alıntı:
Yapılacak mücadelede şu esaslar takip edilecektir.
1- Sahipsiz olan bütün köpekler itlaf edilecektir.
2-
Çözümsüzlüğün sonucunu yaşıyoruz. Eğer çözümsüzlükte diretilmeseydi, bugünkü enerji çözüm için harcansaydı daha farklı olabilirdi.
Dünya Sağlık Örgütü kuduz için bizi en riskli ülkeler kategorisine aldı,
CDC açısından da bu listedeyiz. Yanınızda götürdüğünüz aşısı, bakımı tam köpekleri dahi almıyorlar ülkelerine.
13 ülke, Türkiye’ye giden vatandaşlarına başıboş köpekler nedeniyle uyarı yapıyor.
Kuduz riskli temas sayısı 2013-2022 arasında ortalama 230bin civarındayken 2013’te 430 bini geçmiş.
Yakala-Kısırlaştır-Sal metoduyla popülasyonu kontrol altına alabilmemiz için %70 oranında kısırlaştırma yapmamız gerekiyormuş. Geçen sene 350 bin kısırlaştırma yapmışız, kapasitemiz bu. %8,5 a denk geliyor. Bir türlü üreme oranının önüne geçemiyoruz.
Yakala-Kısırlaştır-Sal metodunun işe yaradığı bir ülke neredeyse yok.
Bu durumlarda Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü’nün çözümü belli. Ayrıca taraf olduğumuz Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi de aynı tedbiri uygun buluyor.