Birkaç senedir Türkiye’yi default olarak o şekilde atıyor çoğu site. Netflix de mi başlamış? Hayırlısı bakalım…
Irkçılık, vatan hainliği… Tanimlarimiz yok. Tanimlarimiz olmadığı için de her şey keyfi, her şey afaki. Vatan hainliğinin tanımı keyfi olduğu için herkes herkesi vatan haini ilan edebiliyor. Irkçılık da benzer şekilde.
Geçmişinde yuzlesmedigi pogromlar olan, kolayca gaza gelip "öteki"nin yaşama hakkını hiçe sayan bir millet olarak bence bu tehlikeli. “Provoke oldular” diyerek Madımak katliamı sırasında halkın rolünü hafifletmeye çalışanlar var. E ne diye provoke oldular? Olmasalardı. Yarın bir gün bu ülkede Alevilere, Yahudilere, Rumlara yapılanlar tekrar mı edilsin?
Yasal bir şekilde vatandaşlık alan, kanunlara uyan, farklı milletlerden, ırklardan insanlara karşı sarf edilen her türlü ayrımcı, aşağılayıcı, ikinci sınıf vatandaş gören söyleme karşıyım. Vatandaş olmayanlar da kanunların belirttiği ölçü ve sürece kalabilirler. Aşırı sağın bu gündemde geliştirdiği ve şiddete meyyal her türlü söyleme de karşıyım. Varsın pembis desinler, varsın tehdit etsinler. Umrumda değil. Provoke olmayı, şiddetin önünü açacak bir söylemi desteklemeyi ben reddediyorum.
10 yıldan fazla sigara içtim, sigaraya başladığımda Marlboro 4.5 Liraydı, bıraktığımda da 13 liraydı 2017’de.
TL’den attığımız 6 sıfırdan 1’ini geri yerine koyduk
Tekrar 20 milyon liraya t-shirt aldığımız günleri ne zaman göreceğiz acaba?
Son zamanlarda mültecilerin yaptıklarıyla alakalı bazı içerikler önüme düşüyor, bununla birlikte doğal olarak çekincelerini anlatan yorumlar vs. var. Bu konuda sorunu yanlış yerde aradığımızı düşünüyorum.
Öncelikle verilelerle ve örneklerle konuşmalıyız. Mesela Dubai; halkın yalnızca %15 lik bir kısmı emirati yani yerel halk. %20 den fazla Hindistanlı, %15 kadar Pakistanlı, geri kalan bir sürü Bangladeşli, Filipinli, Asyalı, Afrikalı vs. göçmen yani expat var. Bu rakamlara rağmen dünyanın en güvenilir yerleri sıralamasında başa oynuyor adamlar. Gidenler vardır, kendinizi hiç güvensiz hissetmezsiniz gerçektende. Mesela taksiciler genellikle Pakistanlı, gece taksiye bindiğimde aklımın ucundan geçmiyor kötü bir şey ya da kapı pencere kilitleme gibi alışkanlıklar yok.
Demekki bu yönetilebilir bir konu. Asıl iş, doğru yerlere odaklanmakta, doğru soruları sormakta ama fazlasıyla günlük polemikler ekseninde popülist bir biçimde ilerliyor konu.
Bu şekilde devam eder. Türkiye tarihi devalüasyonlar tarihidir bir açıdan da. Eğer birikiminiz varsa döviz veya konut/arsa yatırımı yapıp kendinizi koruyacaksınız. Birikiminiz yoksa zaten yapacak bir şey de yok, hayatta kalmaya çalışacaksınız.
Eskiden öğretmenler başta olmak üzere memurlar geceleri taksiye çıkardı geçinebilmek için, o günlere doğru ilerliyoruz tekrardan.
70 milyar dolar civarında özelleştirmeler ve elde avuçta ne varsa satarak yalancı bir bahar yaşadı ülke 10-15 yıl kadar, şimdi özüne dönüyor. Üstelik artık ne bir Tekel’imiz var ne de şeker fabrikalarımız vs. en temel gıdalara bile ulaşmakta zorlanıyor/zorlanacak büyük bir kesim.
Gemisini kurtaran kaptan misali kendi bireysel çözümünü üretecek herkes.
Benim gündemimi işgal eden videoyu paylaşayım hemen.
https://twitter.com/DisneyPlusTR/status/1521893375540174849?s=20&t=mM0gmeSy-3nGNVokZDFAbw
https://twitter.com/AslanlEnes/status/1521922638398033924?s=20&t=uiJvFlZoj9jC_o3AgY8n8Q
https://twitter.com/TamgaTurk/status/1521465727215099907?s=20&t=uiJvFlZoj9jC_o3AgY8n8Q
https://twitter.com/OrnekHaber/status/1521175394988212225?s=20&t=uiJvFlZoj9jC_o3AgY8n8Q
Adam kaçak olarak sınırdan markete girer gibi geliyor senin başka ülkede yıllarca uğraşarak alabileceğin vatandaşlığı marketten alır gibi alıyor. Kendi ülkelerinde yaptıkları suçları buraya yazarak kimsenin keyfini kaçırmak bile istemeyeceğim şeyleri burada yapmaya çalışıyorlar. Dubai gibi ülkelere gidip orada çalışmak için giden insanlarla buraya nasıl girdikleri ve ne amaçlarla girdiklerini sosyal medyadan ve eylemleriyle açık saçık belli eden insanlardan bu sorunları görmezden gelip
bir biçimde yorumlamak saçmalıktır. Veya çıkarlarınıza böyle gelmesinden dolayı yorumlamaktır. İnsanlar sokaklara rahat çıkamıyor, gece yürüyüşe, dondurma yemeye bile gidemiyor. Bu size normal mi geliyor?
Cidden sizin karşı komşunuzun akrabasını bıçaklayıp öldürdüklerinde kendi mahallelerine sokamadıklarında bu durumlar popülist mi? Size ocu bucu demesinler diye bu kadar uğraşmayın lütfen çok yapay kaçıyor.
“Oğlum orda vakıflar maaş veriyor, belediyeler yardım yağdırıyor, sokakta kızlar çocuklar cıbıl cıbıl geziyor, seç beğen al” diyip ülkeye sınırdan koşarak giren milyonlarca tacavüzcü, hırsız, vasıfsız it kopuğu, ülkelerinde islamın bok ettiği siyasal rejimden kaçıp daha insani şartlarda yaşamak için başka ülkelere gidip orada kendine bir hayat kurup çalışan üç beş ortadoğulu insan üzerinden meşrulaştırmaya çalışmak cihangir solcularının yalama olmuş hümanistliğinden başka birşey değildir.
Ayrıca ülke siyaseti ne zaman “Çıkışa gel lan” seviyesine inecek diye bekliyordum, bugün o da inmiş çok şükür.
2- Kayıp Rıhtım Forum’da bir nefret söylemi geliştiremezsiniz. Bir ırkı, dini, topluluğu, cinsiyeti, yönelimi, sosyal sınıfı aşağılayamaz, hedef gösteremez, alay konusu edemezsiniz.
Tecavüzcü ve hırsızların milyonlarca, kendine bir hayat kurup çalışanların da üç beş kişi olduklarını düşünmüyorum. Rakamların tam tersi olması daha olası.
Yolunuz bir gün Bursa tarafına düşerse Çarşamba taraflarını gezmenizi tavsiye ederim. Koskoca şehrin merkezi, artık çarşamba değil Şam olmuş vaziyette. Yaklaşık 10 yıldır mahalleli tek tek ayrılmak zorunda kaldı. Esnaf tek tek kepenk kapattı. Dayanamayıp biz de geçtiğimiz senelerde terkettik. Bizzat gözlemledim bu durumu. Semtte Türkçe konuşan tek bir kişiye rastlayamazsınız. Her taraf Arapça tabela. 10’ar 20’şer Gangster gibi gezinen Suriyeli gençler. Kendisi vatanını satıp buraya gelmiş ama üzerinde askeri kamuflaj. Kadınlara ağzı sulanarak bakarlar. Dediğiniz ekmeğinin peşinde kısım hiç de o kadar fazla değil benim şahsi gözlemlediğim kadarıyla. Ha birbirinin peşi sıra açtıkları kuyumculardan bahsediyorsanız olabilir? Biraz dışarı çıkıp gözlem yapmanızı tavsiye ederim. Zira aralarında mecburiyetten yıllarca yaşamış biri olarak toplumumuzu mahvetmekten başka bir işe yaramadıklarına adım gibi eminim.
Yani… Bana da örneğin farklı ülkelerde benden başka Türk ve hatta Türk olmayan Ortadoğuluların yaptıkları yüzünden önyargı, nefret ile bakıldığı oldu. Benim bizzat şahit olduğum ayrı ayrı Ortadoğuluların ve Türklerin iğrenç hareketleri de vardı ama ben yine de kendime yediremedim bana Türk olduğum için gösterilen muameleyi. Anlatabildim mi? Bir şeyleri farklı şekilde de ifade edebilecekken tenezzül etmeyip öyle veya şöyle anlamlara gelmediğini birilerinden anlamasını bekliyorsunuz. Anlaşılmayı beklemiyor da olabilirsiniz ama o zaman birtakım eleştirileri de kin ve nefret ile savuşturmamalısınız. Kin ve nefret olacaksa da, bende de olduğu gibi, hedefinin neresi olduğunu anlatmaya gerek var mı, diye de sormak istiyorum. Ben de bahsettiğiniz şeylere ülkemde şahit oluyorum, maruz kalıyorum. Maruz kaldıklarımı yapan Suriyeli, Afgan, Pakistanlı, Arap, Türk kim varsa hepsine lanet okuyorum ama bu uyruklarda anlaşabildiğim ve toplumumuza uyum sağlayan insanları da görüyorum. O yüzden nefret dolu söylem üretirken bu insanları bunun dışında bırakarak yapmaya özen gösteriyorum. İslamiyet ile de kavgalıyım, inanmıyorum ve ülke kültürüne dünden bugüne katkısından çok da okkayla zararı olduğunu düşünüyorum ama yine söylemlerimi üretirken yüzüne baktığım insanların hatrına birçok eleştirime dikkat ediyorum. Çok zor zamanlar geçiriyoruz, 24 yaşındayım, toplumsal açıdan her zamanım zorlu geçti. Siyasal islamı eğitimde, hastanede, sokakta, sülalede, eşte-dostta iliklerime kadar deneyimleyip her seferinde fikirlerime nedenler buluyorum. Sokaklarda kimliğimin, dilimin özneler ve sistemlerce yabancılaştırılmasının ağırlığını; eşimin, dostumun, tanımadığım milyonlarca kişinin yaşadığı psikolojik ve diğer her türlü hüsranın yükünü sırtımda hissediyorum ama söylemlerime dikkat etmem gerektiğini de düşünüyorum. Varoluşumun devamlılığı için bunların gerekliliğine inanıyorum çünkü. O yüzden tek temennim, olur da birgün günyüzü görecek olursak millet olarak, bizden götürülen şeylerin yerine elimizde tek kalan varoluşa olan kin ve nefretimiz olmaz.
Bir kitapta yazar, savaşın sonuçlarından birinin halkın içinde bir şeyleri öldürdüğü olduğunu söylüyordu. Umarım birgün bile olsa kendini bu toprakların bir öznesi olarak görmüş her insanın, milletin savaşı bitecek olursa içinde ölen şey varoluşuna ket vurmaz.
Ayrıca; kimseye ırkçı olduğu ithamında bulunmuyorum ancak genel olarak söylemlerin ırkçı kökenine dikkat çekmeye çalışıyorum. Kurunun yanında yaş yanmasın, toplum olarak kalifiye ve bize uyum sağlamak isteyenin hakkını yemeyelim, topluma ve kültüre kattıklarından karşılıklı olarak faydalanalım istiyorum. Böyle insanlar da varlar. Benim gibi rahatsızlığını dile getirenlere ırkçı diyecek değilim ama ırkçı olup olmadığını umursamadan nefret ve kin kusarak olumsuzluk yayan herkese de en üstteki eleştirimi yaptım.
Eleştirileri nefret söylemi, tanımadığı kişileri klavye başında ırkçı ilan edip düzgün bir şekilde cevap yazıldığında da cevap vermeye tenezzül bile etmeyip ama durup durup buraya gelip basmakalıp bikrç cümle ile konuya mesaj atıp gitmekte ne bileyim.
Ben ülkeme kaçak yollarla kolunu sallaya sallaya girilmesini istemiyorum diye neden ırkçı olarak etiketleniyorum anlamıyorum.
Mülteci konusunda Ümit Özdağ’a tamamen katılıyorum ben. Bu konuda geçen gün yarı mizahi çok güzel bir paylaşım yaptı zaten.
Yok yok o sapık veya röntgenci değil siz ırkçısınız
Kendine bir hayat kurup çalışan miktarın tam tersi olanlara oranının çok çok az olduğuna eminim. Yabancı uyruklu çalışanların çok büyük çoğunluğu kaçak çalışıyor ,çalıştırılıyor. Normal bir işte kaçak bile çalışmayanın oranı çok fazla (gasp,kaçakçılık ve uyuşturucu ticareti yapıyorlar). Çoğunluğu suç işleyip yakalandığında polis ne yapacağını bilmiyor kaçak girmiş çünkü. Ne olduğu kim olduğu belirsiz insanlar olduğu için suç işlendiğinde yakalanması da zor polisin yapabileceği çevreye sorup o tarz insanları bulmak oluyor. Çığ gibi büyüyecek bir sorun bu. Bir ırkı hedef gösterme değil bu.
Bayram ziyareti için amcamlar Van’dan gelmişti. Adam durup durup “inşallah Afganlar yine köyden geçmemiştir” diye hayıflanıyordu. Sordum ben de “emmi neden bu kadar sızlanıyorsun, en fazla ne olabilir ki?”
Meğer iki ay önce sayıları 350-400 kişiyi bulan bir grup göçmen, köyden geçmiş. Tarlaları mahvetmişler, yetmemiş boş olan evlere dalmışlar. O da yetmemiş ahşap kapı pencereleri söküp ısınmak için yakmışlar. Köy 78 hanelik ufak bir yer ve 40’tan fazla evde hasar var. Ağaçlara bile zarar vermişler. Yecüc - Mecüc hikayesindeki yaratıklardan farksız hareket ediyorlar. Resmen organize çalışma var ortada. Jandarma da çağrılara kulak vermeyince köylüler silahla kovalamış bunları.
Bu medyaya yansımayan olaylardan sadece bir tanesi. Bu adamların (400 kişi dile kolay) içinden sadece 3-4 kişinin böyle davrandığını anlatmak hikayedir başka bir şey değil.