İlkellik ve barbarlık ne yazık…
Ben de bunu paylaşmaya gelmiştim. Öldüğü söylentileri dolaşıyor.
Fotoğraflardan görüldüğü üzere boynundan bıçaklanmış.
Umarım durumu ağır değildir. Hiç şaşırmadığım bir şekilde bizim twitterda bayram havası var.
Ekşide de yeni kitabından önce reklam kokan hareketler yazmışlar, m16’nın peynir ekmek gibi satıldığı yerde insan mı bıçaklanırmış, kitap çıkalı otuz beş yıl olmuş kitabı hatırlayan mı kalmış
Şeytan Ayetleri’nin türkçe pdf si vs mevcut mu?
Basılmadan, hatta çevrilmeden yasaklandı diye biliyorum.
Zamanında Aziz Nesin çevirttirmiş ve tefrika halinde aydınlık gazetesinde yayınlanmış ama bir metine ulaşamadım.
Koca ülkede şu kitabı çevirip pdf ini dolaşıma sokacak birisi nasıl çıkmaz hayret doğrusu.
Bulursanız bana da haber verir misiniz? Merak ediyorum ben de.
Şeytan Ayetleri kitap olarak Türkçe çevirisi hiç basılmadı. O zamanlar adı Sosyalist Parti ( sonra işçi partisi şimdi vatan partisi) olan PDA çevresi Aydınlık’ı günlük yayınlamaya başladıklarında Aziz Nesin günlük Aydınlık’ın başyazarı oldu.
Bu 3-4 aylık bir birliktelikti. Aziz Nesin ve 2-3 arkadaşı Perinçek gazeteyi bize satacaktı, o nedenle birlikte çalıştık, bizi kandırdı vs dedi. Neyse bu başka bir tartışma konusu.
Bazı kısımlar gazetede yayınlandı,(galiba 3-4 gün sürdü ve özeti yayınlandı) kitap yayınlanmadı ama yine aynı çevrenin yayınevi tarafından Aziz Nesin, Doğu Perinçek ve galiba Can Yücel olması lazım bir Şeytan Ayetleri üzerine tartışmalar isimli bir kitap yayınlandı.
Ayrıca Can Öz’ün de şöyle tweetleri var.
Pek mükkemmel durmuyorlar ama keşke bir şeyin bozulmasını beklemeden önlem alınsa en azından bir şey bile olsa bunu yapsalar.
Şeytan Ayetleri’nin İngilizcesi bulunabiliyor. Biraz baktım. Malesef İngilizcem pek harika değil, çok da birşey anlamadım.
Şeytan Ayetleri adını da Garanik Olayı’ndan alıyormuş.
Kitabı epey merak ettim.
Can Yücel Mayıs 93’de Aydınlık’ta çıkan yazısında roman için berbat diyor.
ROMAN OLARAK ÇOK BERBAT
CAN YÜCEL
Meselenin iki cephesi var: Birincisi, roman olarak kitabın kendisi. İkincisi de, bir kitap yüzünden, daha doğrusu, görüşleri yüzünden bir yazarın ideolojik nedenlerle ölüm korkusuna salınması olayı ve bu davranışın, kitabı, uluslararası ortamda da çeviren ve yayanlara kadar uzandınlması olayı.
tik noktaya gelince; ben kitabı okudum, roman olarak çok berbat bir kitap. Hatta düşündüm ki Salman Rüşdü cezalandırılacaksa, böyle boktan bir kitabı yazdığı için cezalandırılmalı. Ama tabii ölüm cezası gibi değil.
İkinci konuya gelince; yine kitabı okuduğumdan rahatça söylüyorum, ben bu kitapta Hz. Muhammed’e, dolayısıyla İslamiyet’e yöneltilmiş bir hakaret, bir küfür, hatta bir tezyif görmedim. Onun için Humeyni rejiminin böyle, bir bardak suda fırtına koparmasının nedenini ancak aşın taassuba, fanatizme bağlayabiliyorum.
Bu Şeytan Âyetleri, öteden beri zaten tartışma konusudur. Bence Hz. Muhammed’in Lât, Uzza, Menât putları konusunda putperestlere, söz konusu ayette taviz vermesi karan, yerinde bir siyasal ve ekonomik davranıştır. Hz. Muhammed’in kendisi de daha önce putlar arasında sayılan Allah’la bu putları bağdaştırmak, Mekke’deki inanmazlar kitlesini İslamiyet’e çekmek istemiştir. Nitekim, bu ayetten cayınca Medine’ye göç etmek zorunda kalmış, ancak bir dizi savaştan sonra sorun halledilebilmiştir.
Dediğim gibi, böyle incir çekirdeği doldurmaz meseleden, bir yazan n ve onu yayanlann, ölüm korkusuyla karşı karşıya bırakılması ayıptır ve tel’in edilmesi gereken bir olaydır. Yalnız bunu protesto görevinin, Türkiye gibi bir yerde yaşayan bizlere, ne oranda düştüğünü bilemeyeceğim. Bir ülke ki, orda Turan Dursun gibi yazarlar, Muammer Aksoy gibi bilginler, Bahriye Üçok gibi politikacılar benzer nedenlerle sokak ortasında çatır çatır vurulmaktadır; bir ülke ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün saygınlığını korumak için ayrı bir yasa hâlâ yürürlüktedir. Bu ülkede olanca gücümüzü, hatta Aziz Nesin üstadın can pahasına, bu Şeytan Âyetleri’ ne olanca kozunu yatırmasını, yanlış olmamakla birlikte, abartılı buluyorum.Aydınlık 31 Mayıs 1993
Demek ki İslamcıların buluttan nem kapma eğilimleri '93’de henüz pek bilinen bir şey değilmiş.