Bugün tarım kredi kooperatifine uğradım, elbette indirim olmayacağını biliyordum ama bir görmek istedim yine de. Gözlerime inanamadım, sözde düşük gelirliler için kurulan bir market ama Metro/Migros gibi marketlerde dahi bulamayacağınız ithal çikolatalar, ithal peynirlerle dolu. Fiyatlar tabii oldukça yüksek.
Bakliyat, yağ, çay vs. hiç birinde indirim yoktu.
Bimde 73 lira olan çay 76 liraydı.
Bakliyat yine aynı şekilde bim den 2-3 lira daha pahalıydı.
Garip bir şekilde orta üst sınıfa hitap eden pahalı markalı ürünler yoğunluktaydı. Bimde olmayan Pınar, İçim markalı sütler, litresi 70 lira olan yulaf sütü, badem sütü vs.
Hem marketleri suçlayıp hem de devletin kendi marketinde çok daha pahalı ürünler satmak tam da bu iktidarı tarif ediyor bence.
Yoksullardan, düşük gelirlilerden nefret ettiklerini zaten biliyoruz. Nasıl olursan ol, hiç önemli değil, çal, çırp, hile yap, torpil yap, yasa dışı işlere gir, mafya ol, fark etmez yeterki zengin ol, o zaman senden iyisi yok.
İnsanlar söyleme değil de yaşadıklarına inanmaya ne zaman başlayacaklar çok merak ediyorum. Söylemler ile gerçekte olan ile taban tabana zıt bir gerçeklik oluşturuluyor. Sanal gerçeklik mi desem, simülasyon mu desem, matrix mi desem bilemedim.
Toplumun kendi yaşadığı gerçekliği bile algılayıp yorumlamaktan aciz olduğunu onun için söylemlerle kurulan gerçekliği yaşamayı tercih ettiğini kabul etmek istemiyorum. Toplum elbette yaşadığı gerçekliği idrak edecektir.
Umarım ederler. Ben artık ekonomi konusunda çevremle polemiğe bile girmemek istiyorum. Ağzımı açsam hayat şartları artık çok iyi. Kaç ayakkabın var? gibi değişik tepkilere maruz kalıyorum. Bilmiyorum yani gittikçe iyiye gitmek gerekmiyor mu zaten. İlla daha kötüsünü görmemiz mi reva, anlamış değilim.
Yulaf sütü ve badem sütünü ilk defa duyduğum ne olduklarına bakmak için Google’a arattığım gerçeği
Yanlış anlamayın ama çevrenizi değiştirmenizi tavsiye ederim.
Bizim toplumumuza tek ayakkabı, tek pantolon, tek ceketle yaşamayı hayat diye kabul ettirmişler. İnsanlar kendilerine layık görememişler fazlasını ve bunun için de hiç bir zaman istememişler. İsteyeni arsız ilan etmişler.
Biz eşimle bir şekilde bir yerlerden kısarak kendi yağımızda bir şekilde kavruluyoruz ama insanlar et, süt, yumurta alamıyor.
Bunları istemek hainlik değil bunlar temel ihtiyaç.
Bir gencin, denize, sinemaya, tiyatroya gitmek istemesi istek değil ihtiyaç. Bu birey sağlıklı bir şekilde gelişimi sağlaması için ihtiyaç.
Kitap okuması, alması istek değil ihtiyaç!
Not: Size yazıyormuş gibi oldum ama kusura bakmayın. Size değil genel bir serzeniş.
Salman Rushdie hayati tehlikeyi atlatmış. Allahın sevdiği kuluymuş, öldürmeyen Allah öldürmüyor.
Genelde vegan olan ve üst gelir grubundaki kişilerin tercih ettikleri ürünler. Çok küçük bir kitleye hitap ediyor.
Böyle ürünler yerine bakliyat, makarna, salça, şeker, un, yağ vs. temel ürünleri piyasa fiyatının altında maliyetine satsalar çok daha faydalı olur. Devlete ait ve isminde kooperatif olan bir kurumdan ben bunu beklerim açıkcası. Tabii hayal bunlar.
Çok uzun sıra oluyor diye et fiyatlarına %50 zam yapmışlığı var et ve süt kurumunun birkaç ay önce. Zihniyet bu maalesef.
"Çok uzun kuyruklar oluşuyordu. Bu nedenle biz fiyatı arttırdık”
Yo kelimesi kelimesine katılıyorum. Maalesef ki akraba seçilmiyor. Değiştirmek istediğim şeylerden biri kesinlikle bu olurdu. İlk tabakadan olmadıklarına sadece şükür ediyorum.
Hiç sanmıyorum, bu iktidar 20 senedir başta. Kaç defa aynı fakir kesim “Allah başımızdan eksik etmesin.” diyerek oy verdi. Umutsuz olmak istemem (yanılmayı gerçekten istiyorum) ama bu ülkenin insanı zeytin ekmek yiyerek yaşamayı “yaşamak” sanıyor. Pazardan aldığı iki kuruşluk kazak için şükrediyor. Hatta zamları dış güçlerin yaptığını söyleyen var!!! (Nasıl tepki vereceğimi artık bilmiyorum)
Bir öğretmen olarak yeni nesilden umutluydum ama malum partının gençlik kollarını gördükçe galiba yanılıyorum.
Bu arada indirimi bizzat cb markete gidip yapacağını söylemesi bir tek benim mi tuhafıma gidiyor! Enflasyonu düşürüp fiyatları indirmenin yolu bu mudur? Pazarcı mı bu adam? Bu indirim duyurusu tam bir rezalettir benim gözümde.
Ah zaten o akbabalar en büyük sıkıntı.
Size şunu içtenlikle söyleyebilirim ki zaman içerisinde elinizden geldiğince mümkün olduğunca aranızda ki bağı değişiyor. Arada bir kan bağı var ama bir yerden sonra insanın kafası kaldırmadığı için, hayat meşgalesi iş güç falan filan kendiliğinden uzaklaşıyorsunuz.
Hele birde farklı coğrafyalarda çalışınca ohooo akbaba falan kalmıyor.
Gündeme ne kadar girer emin değilim ama bugün toplu taşımada minik kızlı bir adam gördüm (adam biraz yaşlıydı ve sürekli telefonuna bakıyordu) çocuk gözümün önünde her yere kustu o minicik koltuğa yatar vaziyette ters yöne oturdurttuğu için yavrucağı otobüs tuttu herhal sonra bu 15-20dk geçti ben hâlâ adamın çocuğa karşı bir eylem yapamamasının şoku içindeyken yavaş yavaş karşılıklı koltuklar olduğu için kalkarken cocuğun kustuğunu yanımdakimin uyarısı ile fark etti hem sucuk, hamburger yemek istiyorsun bak ne oluyor sonra diye azarladı. Açıkcası ben bir kez daha şok oldum. Adamın bacağına yatıp kusuyor adamın ruhu bile duymuyor bir de üzerine çocuğu azarlıyor yemin ediyorum yok oldum resmen. Davranışlarından pek sağlıklı biri olmadığını düşünmesem ve çocuğa daha fazla yüklenmemek için ses etmedim fakat herifle yemin ediyorum kavga edicektim. Bakamayacaksanız yapmayın yemin ediyorum çocuğun çektiği acı resmen beni parçaladı o otobüste.
https://www.cumhuriyet.com.tr/dunya/finlandiya-basbakani-marin-festivale-katildi-elbisesinin-fiyatiyla-gundem-oldu-1969839
İşte gerçek gündem
Statü göstergelerinden biri de çocuk yapmak… Evlenip çocuk yapmazsan adın o…, pe… ve g… a çıkıyor.
Üniversite okudun, 1 level
Evlendin, 1 level
Araba aldın, 1 level
Ev aldın, 7264637 level
Çocuk yaptın 83737 level…
Çocuk yapmak ile statü ne alakası var şimdi?
Alakayı 10 yıldır Ankara’da ben de çözemedim ama durum böyle… Sosyal statüyü arttıran durumlardan sadece biri…
Anlayamadığım bir biçimde çocuk yapmayı bir gereklilik olarak görüyorlar fakat keşke bakabilceklerse yapsalar.
Önce jelibon sonra da bu
Yok mu bunun danışmanı, sosyal medya uzmanı, iletişim başkanı falan Koca kanalı var birini gökçek twitter sorumlusu olarak falan ataması lazım artık. Her gördüğüne avlanıyor
.