Dün akşam bitirdim ortalama bir iş olmuş.Hopkins abim bir gözüküp parayı cebe indirmiş.Parayı o kadar iyi indirmiş ki CGI para kalmamış.Çerezlik dizi gözüyle bakılırsa fena bir iş değil.O yüzden üzerine uzun uzun konuşulmayı hak etmiyor.
Olumlu yönleri aksiyonu ve akıcılığı fena değil,kostümleri iyi.
Olumsuz yönleri basit senaryo,yan karekter hikayelerinin bağlanaması,karakter gelişimi sıfır,CGI .
Bol soslu SJW şurubu dökmüşler bir siyahi SMİLF ablamız var bir parmanağında on marifet her işten anlıyor OP yani öyle böyle değil.Beyaz erkekler spoiler sayılmaz daha ilk bölümden görüyorsunuz 4 tane senatör var tahmin edersiniz beyaz,hetero ve zenginler ama aptallar.Genaral olan abimiz sıfır politika ama genaral bayağı başarılıymış kalas gibi bir şey yani oyunculukta yok …
Sürekli bunları yazıyormuş gibi hissediyorum emin olun bu poltik zırvalıklar yüzünden yapılan işler rezil çıkıyor günümüzün kanseri resmen.Evet,Roma politik entrikalar,kadınlar,cinsellik her türlüsü,vahşet var kabulum eski Rome dizisi hala türünde zirve olmaya devam ediyor.
Sonuç olarak izlenir on üzerinden 6 gibi bir puanı hak ediyor onunda aksiyonu ve akıcılığından veriyorum derinlik ve senaryoda zeka beklemeyin.
Son uyarı ilk bölümün aksiyon sahnelerinin kalitesine kanmayın para orada bitmiş.
Kore dizileri bizim Türk dizileri daha konsantre ve bütçeli hali .Özgünlük ve iyi oyunculuk kısmı ise aşırı şekilde webtoon ve light novellardan besleniyorlar.Oyunculukta ise nerede rekabet varsa orada iyi performanslar çıkması kaçınılmaz oluyor.Annemden göz aşinalığım ve birkaç tanesi izlemişliğim var .Kore sineması dizilerinden iyi olduğuna sonuna kadar katııyorum.
İlk birkaç bölüm çok sıkıcı olsa da ortalara doğru açılıp, sonlara doğru çok doyurucu bir hâl aldı. Özellikle 4,5,8.bölümler muhteşemdi.
İlk birkaç bölüm baysa da sonrasında aranılan The Boys absürtlüğü, gore’u, kara mizahı, dramı, sıcaklığı, aksiyonu, sürükleyicilliği ve tabii ki iğrençliği yerini aldı. Woke vs. Alt Right savaşını Alt Right kazandı diyebiliriz, final sezonunda neler olacak acaba?
Presumed Innocent’in final bölümünü izledim. Çok güzel bitti. Tekrardan hatırlatma olması için postluyorum, güzel kısa dizi arayanlara önerilir.
Konusu, senaryosu, oyunculukları(Gyllenhaal zaten kendini kanıtlamış bir isimde özellikle yan oyuncuların da muazzam performans sergilemesi güzel bir seyir zevki yaşattı) ve finaliyle 8/10, damakta güzel bir tat bırakan diziydi. Çok keyif aldım, şimdi buna benzer diğer dizileri izleyeceğim
Gene bir hukuk-suç üzerine dizi fakat Presumed Innocent’e kıyasla dar bir alanda değil baya geniş bir hikaye üzerine, şehri detaylandıran karakterler tanıtarak, diyaloglardan bahsederek ilerliyor. Suç örgütü lideri, yozlaşmış dedektifler, çete savaşları gibi konuları da işleyeceğe benziyor(hatta ikinci bölümde suç örgütü lideri güzel bir premis verdi)
@Olatris Reddit ve Ekşi sözlükte önerildiğini görmüştüm bu dizinin, size de öneririm. Tam olarak aynı tat değil sanırım ama kaliteli farklı bir dizi.
The Spy 7.5/10
Suriye’nin içerisine savunma bakanı olacak kadar sızmış, gerçek hikayeden esinlenmiş bir İsrail casusunu anlatan mini dizi. Oldukça sürükleyici bir diziydi. Ek olarak “Borat” ve “Diktatör” filmlerinden tanıdığımız Sacha Boran Cohen’inde ilk komedi türü dışı deneyimiymiş. Kendisini bu tarz farklı türlerde daha çok görmek isterim.
The Fall 8/10
Gillian Anderson hayranlığım sayesinde başladığım suç,gizem,gerilim içeren seri katil temalı dizi. Daha ortalarındayım fakat çok iyi gidiyor bu sebeple şimdiden on üzerinden sekiz diyebilirim.
5x12 - Demir Kalenin Kuzgunları: Ölüm Büyücüsü’nün Mirası
8/10
5x13 - Demir Kalenin Kuzgunları: Ahşap Sandığın Muhafızı
8/10
Evet, genel itibariyle güzel bir sezon oldu. Kötü bölüm yoktu, her bölüm doyurucuydu. Ancak, son 2 sezondur malum olan “vurucu” bölüm eksikliği bu sezon da vardı. Yani her bölüm iyiydi ama çok vurucu bir bölüm de yoktu.
Bilanço bölümü bence en overrated Gibi bölümü. Hani neden tuttuğunu anlıyorum ama çok çiğ bir bölüm bence. Neyse dün tekrar bir şans vereyim dedim ve yarısında kapattım. Yani kötü demiyorum ama Bilanço’dan çok daha az popüler olup çok daha iyi olan bölümler var. Tabii bu işin bencesi yani. Neyse velhasıl kelam Bilanço o kadar iyi bir bölüm değil. 3. sezonun en iyi bölümü net olarak Büfe.
Hilary Mantel’in Thomas Cromwell’in hayatını ve Tudor dönemini anlattığı üç kitaplık Cromwell serisinin ilk iki kitabından uyarlanan dizi.
Tudor döneminde geçen dizilere göre daha ciddi bir iş ve daha ağır bir dizi tabi. The Tudors daha magazinsel gibiyken Wolf Hall daha tarih kitabı tadında.
Dizide Cromwell’in yükselişi, 8. Henry’nin Aragorn’lu Katherine’den boşanıp Anne Boleyn’le evlenmesi ve Anne’in idamına kadar olan olayları anlatıyor. Cromwell’in yaptıklarının motivasyonunu öğrenince de olaylar daha bir yerli yerine oturuyor.
Ağır ilerlese de güzel bir diziydi. Tudor dönemine ilgi duyanlara tavsiye ederim.
Bu arada izlediğim Tudor dönemi yapımları arasındaki en iyi 8. Henry ve Anne Boleyn bu dizideki oyunculardı bence.
Özellikle Claire Foy’un Anne’ini diğer yapımlarda canlandıran oyunculara göre çok daha iyi buldum. Henry de tip olarak diğerlerine göre çok uygundu.
Dizinin ikinci sezonu da yoldaymış bu arada.
House of the Dragon
Bu sezonu bir iki bölüm hariç çok kötüydü bence. Ejderhalı sahneler de olmasa hiç çekici yanı kalmayacak. Bir de sezon finaline bile benzemeyen saçma sapan bir 8. Bölümle araya girdi😒
Bende geçen sezon ve hatta GoT gibi sezonları 10 bölüm olacak ve devamı gelecek diye bekledim ve izledikten bir kaç hafta sonra 8. bölümün sezon finali olduğunu öğrendim😂
A Man for All Seasons’ta Paul Scofield’in Thomas More kompozisyonu çok iyidir. The Crucible’da acımasız yargıç ve Quiz Show’da Ralph Fiennes’in yine profesör olan babası rolünde izlemiştik kendisini. Mark Rylance’ı severim ama şimdikilerin on tanesi bir Scofield etmez. Tavsiye ederim.
Edit: Ooo, Anton Lesser de Thomas More rolüne soyunmuş. The Crown’da görünce şaşırmıştım zira Endeavour’daki polis şefi rolünde tanıdık çoklarımız kendisini. Rolle o denli bütünleşti ki (sesi de çok iyidir) başka role oturtamıyorum. More rolünde izlemek lazım.
Netflix, Wyatt Earp ve O.K. Corral belgeseli. 2/6 bolum bitti, su gibi akiyor. Yeni bilgilerle zenginlesmis. Kurgu saglam, oyunculuklar guzel, dis anlatim ve taniklar kesinti yaratmiyor. Barbarians Rising (Roma) ve Redford’un Bati belgeselinden beri onume boyle keyifli bir docudrama cikmamisti, guzel oldu.
Edit: Dizi bitti. Benim için hayal kırıklığıydı zira My Darling Clementine’i çekerken John Ford’un Earp’ten bizzat dinlediği hikayeyi aktardığını okumuştum. Tombstone ve Wyatt Earp gibi filmler de bu yol üzerinden ilerliyordu. Burada ise, Earp’ün 22’de Hollywood’da danışmanlığa başladığı söyleniyor, evet, ama hikayeyi değiştirdiği de anlatılıyor. Gerçekte Ike ile son yüzleşmeleri hiç yaşanmamış. Johnny Ringo IMDB’de 4 bölüm gözükmesine rağmen yok. Siyasi kısımlara gelirsek, gümüşün nereden çıkarıldığı, kiminle hangi anlaşmanın bozularak katliamlarla elde edildiği söylenmedikten sonra, o bilgilerin de bir önemi yok. İç savaş vesaire. Sonuçta başkasının toprağındasın. Neyse. İlle puanlayacaksam, ilk yarısına 8.5, ikinci yarısına 7.5, son bölüme özel ise 4 puan vererek inişi sonlandırıp tüm yolculara iyi günler diliyorum.
Daha ilk sezondayım ve neden bu kadar seveni olduğunu çok iyi anladım. The Office’den sonra favorim oldu diyebilirim. Baya güldürüyor, özellikle yılına göre değerlendirirsek zamanın ötesinde bir espiri anlayışı var dizide. Kesinlikle 4-4.5/5.
Edit: Sofia Vergara dünyanin en güzel kadınlarından biri. Diziyi izleyipte böyle düşünmeyen yoktur herhalde
Bu sene hem dizi hem de filmlerde çok iyi yapımlar izliyoruz bu da onlardan birisi. 29 Ağustos da yayınlanması da ayrı bir gönderme olmuş. Konusu; kıyamet sonrası gelecekten gelen bir savaşçı geçmişe gidip bir bilim insanını acımasız Terminatör den korumak ister ve olaylar patlak verir. 8 bölüm ve bir bölümün ortalama 25 dk süresi var. Termimatör evrenini ve distopik türü sevenlere tavsiye ederim. Umarım 2. sezon onayı da alır.
Gerçi bir iki güzel tahminim var ama bakalım.
