Hangi Dizileri İzliyorsunuz?

[kolombre (M.)]

Dizinin ilk sezonu bitti. İkinci sezonu ortalamış ve dün dağıtılan WGA ödüllerini görmüşken, serinin aldığı önemli ödülleri bir paylaşayım istedim.

Kısaltmalar:

WGA (Yazarlar Birliği. Oyuncu ödülü dağıtılmıyor)
SAG (Oyuncular Birliği. Haftaya dağıtılacak)
PGA (Yapımcılar Birliği)
DGA (Yönetmenler Birliği)
AFI (Amerikan Film Enstitüsü)

Critics’ Choice: Jean Smart 3 sezon da ödülü kapmış. Hannah 2 kere yardımcı oyuncuda aday olmuş. En İyi Komedi Dizisi ödülü de 3. sezonla verilmiş.

DGA: 2022 (ilk sezon) ve bu sene (3. sezon) çoklu kazananlar arasında.

Emmy: Yazar ve yönetmenlik ödülleri yanı sıra, bu sene En İyi Komedi Dizisi ödülünü The Bear’ın elinden kapmış. Jean Smart yine her 3 sezon En iyi Kadın Oyuncu ödülünü komedi dalında kapmış.

Altın Küre: Dizi, Jean Smart ve Hannah her sezonda aday olmuşlar, Smart ve dizi 1. ve 3. sezonla ödülü evine götürmüş.

Satellite: Son sezon yine ödülü götürmüş. Smart ilk sezon kazanmış.

PGA: 3 sezon aday olup bu sene ödül kazanmış.

SAG: Ekip ve Smart her sezon aday olmuş, Smart hep kazanmış. Bu seneki ödüller gelecek hafta dağıtılacak.

WGA: 2. sezonda aday, bu sene ve ilk sene ödül. İlk sene “yeni dizi” ödülünü de almış. 2. ve 3. sezonlarda tekli bölüm ödülünü de eve götürmüş.

AFI: Yılın en iyi dizileri seçkisine her sezonuyla girmiş.

Özet: İzleyin, izletin.

Kaynak: https://www.imdb.com/title/tt11815682/awards/

[kolombre (M.)]

Hacks 2. sezon bitti. Dizi finali gibi bitti, 3 ile çıtayı yükseltmiş oldukları hissediliyor.

Cobra Kai’yi çıktığı ay izlemeye başlayıp 2 sene Youtube Red’den takip etmiştim. Black Mirror gibi Netflix’e geçtikten sonra onun aksine çıtayı çok düşürmedi. Tüm klişeleri kullanıyor görünmesine karşın, Dexter vb. gibi hayal kırıklığına uğratmadan, tüm karakterlerini ihya edip onurlandırarak sonlandı.

Dizinin şu nostalji furyasında (benim görüşümle 2013’te X-men ve Planet of the Apes prequelleriyle başladı) yaptığı, diğer tüm yapımlara örnek olacak bir şey vardı:

Serinin, yan rollere dek, neredeyse tüm eski oyuncularına sahip çıkmak. Ayrıca çok doğru gördükleri bir şeyi yaptıkları için müteşekkirim:

Üçlemenin en kötü filmi olan sonuncusunu “guilty pleasure” kılan, bu evrenin bana göre en keyifli karakteri Terry Silver’i, ilk filmin kötüsünün dahi önünde, finale taşımak. Bu hem TÜM seriyi izleyenleri onurlandırdı, hem gişeye/eleştirmenlere kulak asmadan, kötü bir filmin iyi yazılmış karakterini harcamayarak seyircinin gönlünü kazanmalarını sağladı. Kimilerinin arzu ettiği gibi spin-off filmin Hilary Swank’ını getirmedikleri için de memnunum.

Müziklerle zaten kendi dönemini ekrana taşıyorken, final bölümlerinde Spor Filmleri janrında kuzeni Rocky serisine de hoş göndermeler yapması, ve dahi “Geleceğe Dönüş 4 çekilsin mi” muhabbetiyle, dizinin başlamasına sebep “Daniel aslında kötü adamdı” videolarına değin sosyal medyayı iyi okumuşluğunu perçinlemesi, son sahnede bile kendiyle eğlenmeyi ve eğlendirmeyi tercih etmesi güzeldi.

Ne kötüydü, derseniz; ilk 2 sezon elbette çok daha iyiydi. Netflix sonrası erime (cıvıma diyemedim) vardı, ancak herkesin mutabık biçimde gıcık olduğu karakterleri en azından son 5 bölümde geriye çekmişler. “Başladığı gibi bitirmek” hususunda güzel bir kapanış olmuş ve filmde yer almayacak karakterlere final yapılmış.

Hey, ho, Silver! diyerek, Rocky sonrası, bu evreni de güzel bir perde ile sonlandırmanın keyfini yaşıyorum. Şimdi Gremlinleri bekleyebiliriz.

[Leingrad]

Prime’da denk gelip Die Therapie’yi izledim. Birkaç sene önce kitabını da okumuştum (Sebastian Fitzek - Terapi / Pegasus Yayınları) Güzel bir mini diziydi benim hoşuma gitti.

[kolombre (M.)]

Azincourt için Henry V izlerim diyordum ama yine ötelendi, The Last Kingdom’a göz atayım dedim. Alfred’i Vikings’tekinden de iyi portrelemişler, 5 3 sezon izlerim artık herhalde. Bu denli hayranlık uyandırıcı biçimde yazılıp oynanması takdire şayan. Wolf Hall’ı hepten unutmuşum, daha onunla Salem’e de bakacağım.

[kolombre (M.)]

The Last Kingdom

İlk sezon bitti. Keyifliydi. İkinci sezon, kötü adamını oyuncu tercihinden açık eden bir seçimle başladı ve izlememeye karar vermiştim. Neden sonra dün dönünce, kürek mahkumiyeti kısmında Ben-Hur ve anlatısıyla Victor Hugo tadı aldım. Travması falan çok iyi yansıtılmıştı. Sanıyorum sezonun bu kadar beğenilmesinin ardında bu var. Devam ederim gibi.

Not: Bu Ragnar daha iyi.

Wolf Hall

Wolf Hall, kitap serisini okumadan önce bitirmek istemeyip de şöyle başlarına bir bakmak için açtığım ilk sezonuyla ağırlığını hissettirdi. Şeytanın avukatlığını yapan Cromwell’in ne çoraplar öreceği malum. Oyunculuklar için izlenir. Şahane posterleri aşağıya ekliyorum.

Sonra Henry V’e biraz baktım. Kostüm dramalar üst üste gelince biraz bugüne geleyim dedim. Reacher izlemişken bir de Jack Ryan’a bakmalıydı.

Lakin The Wire ve Suits’ten tanıdığımız Wendell Pierce’ye rağmen, Orta Doğu ile başlayan bölüm beni soğuttu ve ikinci sezonunu pas geçtiğim Reacher’in yeni sezonuna doğru yol aldım.

Reacher (Sezon 3)

Anthony Michael Hall, Brat Pack’te çocuk, The Dead Zone’da genç haliyle zihnimizde yer etmişken, burada gıdılı aile babası olmuş, adı yazmasa tanımayacaktım. Reacher’i oynayan eleman, izlediğim bu dördüncü yapımında da kalas gibi oynuyor. İzlerken düşündüğüm, menajerinin “sana göre bir rol var, iyi oynaman gerekmiyor, biraz daha kas yap” demiş olduğu. Başka açıklaması yok. En son Arnold ve Keanu’da gördüm bu odunluğu. Hani Seagal’a kadar ineceğim, o derece. Sonya Cassidy’nin polisi ise Ali MacGraw, Angie Harmon kontenjanından. Sezon, 3/8 bölüm yayınına rağmen, fazlasıyla geçer not almış gözüküyor. Ben de beğendim. Bir sezonunu pas geçip de izlediğim 3. yapım oldu, Iron Fist ve Bridgerton ilk sezonlar yerine 2’lerle başladıktan sonra. Reacher 1 ve 3. Güzel.

The Pillars of the Earth

Bunu da, Follett’in Eye of the Needle film uyarlaması gibi, kitabı alma kararına katkısı olsun diye izleyecektim ama kitapları alınca seyre gerek kalmadı. İzlemek isteyene tavsiye olunur.

[Askeladd (aliybabasamahz)]

Euphoria

Euphoria kabaca anlatmak gerekirse bir grup lise (bazıları kolej) öğrencisinin cinsel hayatlarını, bağımlılıkla mücadelelerini, mental durumlarını anlatan bir psikolojik gençlik draması. Hani izlerken şey aklıma geldi. Bizde Arka Sıradakiler vardı bilenler bilir. Bu onun başarıyla yapılmış hali gibi.

HBO yapımlarını seven biri olarak aralarında en az beğendiğim dizi Euphoria oldu. Sebebi kötü olmasından çok bana hitap etmemesi.

Öncelikle seri yer yer çok edgy, sinir bozucu. Dizinin atmosferi aşırı depresif ancak sorun o değil. Karakterler aşırı irrite ediyor insanı. Hani sevdiğim 2-3 karakter anca çıktı. Adaş Ali baba, Rue ve Fez (küçük ortağıyla beraber) diğer karakterler inanılmaz tırt. Ha, hepsiyle bağ kurduğunuz yerler oluyor (Ben özellikle bağımlılıkla mücadele mevzusundan Rue’yu anlamıştım epey.) ama kardeşim… Cem Yılmaz diyor ya “Böyle çocuk mu olur?” diye. Tam işte bizim bu twitter’daki gençlerin hayalini yaşıyorlar. Ancak bence hiç özenilesi bir hayat değil.

+18 sahneler bolca var çoğu HBO dizisinde olduğu gibi. Alışkın olduğumdan garipsemedim.

Bence bu dizi herkese hitap etmez. Ki bu tarz diziler benim de tarzım değil. Ancak gerçekten sürükleyici bir yapım, sonraki bölümü merak ettiriyor. Bir diziyi izlerken asıl kritik nokta da bu bence. İzleyiciye bir sonraki bölümü açtırabilmek.

[kolombre (M.)]

Last Kingdom 2. sezon bitti. Alfred ve tebaasinin bagnazligina sinir oldum. Dinle yatip dinle kalkan Kraliyet. Bunun disinda su gibi akip gitti. GoT’la paralel kliseler girlaydi ama olsundu varsindi, geceler onunla daha guzeldi.

[isos81]

HANGİ DİZİYİ İZLEYECEĞİM DERDİNE SON! İŞTE EN İYİ DİZİ REHBERİ!

[W4YNE (Volkan)]

Yıllardır beklediğimiz yeni Daredevil dizisinin ilk iki bölümünü izledim. İlk bölümün giriş sekansı çok iyiydi. Ne diyeyim özlemişim. Sokak seviyesi kahramanların bir başka havası var. Netflix dizisindeki karanlık ve sert temayı şimdilik bulamadım. Anlaşılan çizgi roman ile paralel ilerlemeyecek. Kalan 7 bölümün bitmesiyle daha sağlıklı ve oturaklı yorumlar yapabilirim. Bu arada bu diziyi sıfırdan izleyebilirsiniz. İlk dizisini izlemek şart değil.

[kolombre (M.)]

Last Kingdom 4. sezonu ortaladım. Bu dizinin de Black Mirror ve Cobra Kai gibi başka platformlardan buraya geçiş yaptığını öğrendim, bunda da 2. sezondan sonra. Bariz kalite farkı var yine. İnsan üzülüyor. Diğer yandan, “seyirci nankörlüğü” hissiyle henüz adlandıramadığım bir duyguyu fark ettim. Vaktiyle ayılıp bayılarak soluksuz izlediğimiz her yapımı sonra sonra vasata indirgemek, en iyiler arasına koymaya imtina etmek hep yaptığımız bir şey. Bu dizinin Vikings’ten daha iyi olduğunu düşünürken fark ettim. Onu da sonuna kadar izledim sonuçta. Vesaire. Ha, bu arada, Uhtred karakteri gittikçe öyle bir şeker pamuk kıvamı alıyor ki, herkes tek (ve nemrut) ben tek başıma (yanak alınası) kıyasıyla öne çıkıyor. Bir kere yenilgiye uğruyor, onda da 2. sezondaki ağır etkinin yanından bile geçilmiyor, “acaba başına bir şey gelecek mi” endişesi duymadan, herkesin “John Wick Efsanesi” söylencesini karikatürize biçimde aktarması gibi, kendinizi süper kahraman takibinde buluyorsunuz.

3. sezonun en büyük hatası senaryo matematiğinden sınıfta kalması (hep bu tabiri kullanmak istemişimdir). İlk 2 sezon yarattıkları flu bir karakteri anti-kahramana evrilir biçimde savaşlarda dahi öne sürüp sevdirdikten sonra, bu sezon her ne işse, o kadar savaşçı ve entrikacı saraylı arasında, herkesçe gülünüp geçilen bu tipi neredeyse tek başına, değil sezonun, o ana kadar gelinen tüm sürecin en kötüsü kılmaya çalışmaları fazlasıyla klişe. Hiç gerek yoktu. Alfred’in, karısının, oğlunun Allahın belası karakterlere dönüşmelerini bile gölgede bırakıyor. Brida karakteri de öyle. Kimi anlar var ki, “ne zaman gelecek” diye sahneler önce görüyorsunuz, yine sempatisini yitiren bir karakter olmuş önceki iki sezonun aksine. Kimi karakterlerin de yersiz dram yaratmak adına feda edilmesi klişesi yine yanlış hedeflerde kullanılmış -ki bunu pek çok dizide maalesef görüyoruz. Bitirdikten sonra Salem’e bakmak istiyordum ama bir yandan Reacher ve Daredevil birikiyor, DD’nin de ilk 10 dakikasında, bir şekilde geri alınması mümkünatı yok ise, yine heba edilen iki karakter görünce izleyesim kalmadı. Kingpin için belki bakarım. Diziden umudum yok.

Ha, bir de, Leopard’ın kadrosunda Monica Bellucci’nin Vincent Cassel’den olma 20 yaşındaki kızı oynuyormuş. Ne menemdir, merak edenlere…

Not: Cardinale’me rağmen, Visconti’nin film uyarlamasını zerre sevmem. Onu bile soğutmayı başarmış, buz gibi bir filmdir (Delon etkisi göz ardı edilemez). Dizisine göz atmayı düşünmüyorum, kitabı var, merak edenlere öncelik o tavsiye edilir.

Poster edit: İkisi bir arada dandik spaghetti western tiplerini andıran aktörler bir Burt Lancaster etmezken, Deva Cassel de anasının dudaklarının üstüne babasının gözlerini alarak -bana göre- tüm şansını baştan kaybetmiş.

4 tanıdık ismi şimdiden bünyesine katan Dexter: Resurrection’u da unutmayalım, inşallah güzel bir senaryoyla karşımıza çıkar ve tarihin tek çift rezil finalli hezimetini bizlere unutturan bir serüven yaşatır.

Dexter: Resurrection (TV Series 2025– ) - IMDb

[Arghhh (Hakan)]

Calls - 2021

Benim önceliğim her zaman hikaye olmuştur. Hikayesi iyiyse Cin Ali bile izlerim. Bu dizi onun da bir adım ötesine geçmiş. İzleyecek bir şey yok. Çocukken severek dinlediğim, ve hala da özlediğim radyo tiyatrolarının modern versiyonu. Telefon konuşmalarını dinliyoruz. Her biri ayrı konularmış gibi görünen, 13-20 dakikalık bölümler halinde, 9 bölüm. Hayal gücünü serbest bıraktığı için bir hikayeyi okumayı veya dinlemeyi seyretmekten daha çok seviyorum. Gerilim dozu iyi, dinlerken (Ve okurken) gerildiğimi hissettim. Herkese göre değil ama ben beğendim.

Not: Bölümlerin bittiğinden emin olun, yazılar başladıktan sonra devam eden kısımlar var.

[kolombre (M.)]

Last Kingdom izlemiş olanlar için keyifli bir bilgi:

Kraliçe

Prenses

Prens

Doğum tarihlerine bakınız.

Kral çıplak.

Uthred nereye, belalısı oraya.

Demek ki neymiş, makyaj departmanının hakkını teslim etmek gerekmiş.

[Tobizume (Kadir)]

Zero Day (TV Mini Series 2025) ⭐ 7.0 | Drama, Thriller

Zero Day’i izledim. Başrolde Robert De Niro var diye izlemeye başlamıştım ama De Niro’dan bağımsız olarak da izlenebilecek bir dizi. Çerezlik seviyesinde politik gerilim dizisi.

[kolombre (M.)]

Last Kingdom’un bitmesine 3 bölüm kala ara verdim, Reacher’da biriken 4. ve 5. bölümleri izledim. Çok iyi sezon be. Keşke kitabı da çıksa. “Inside man” formatı iyi kullanıldığında, kapalı oda esrarı misali, tadından yenmiyor. Marcella son sezonu İskandinav tarzından ötürü pas geçmiştim. Burada hikaye gayet keyifli. Bittiğinde atladığım 2. sezona da göz atarım muhtemel. Last Kingdom’a final yapan filmi izledikten sonra. Tom Cruise’lu Reacher’ları da unutmayalım.

[Artorias (Ivare Enim Euge)]

Zaman Çarkı 3. sezon başladı. Keşke başlamamış olsaydı.

[kolombre (M.)]

Daredevil 2. ve 3. bölümler. Son bölüm mahkemeyle geçti. Daha kostümü görmedik. “İyi, ama eskisi kadar değil” yorumlarına katılacağım en önemli husus, Ayelet Zurer’in (Kingpin’in zevcesi) karakter motivasyonunun şaşması. Ayrıca “Adam” (Edım) (bildiğin Adem) kimdir, biz neden arada çekilen ergen dizisinde olan biteni bilmek zorundayız gibi gereksiz sorular sordurması da cabası. Fisk’in yeni sağ kolu, Murdock’un dibinden ayrılmayan yeni sakallı, Foggy ve Karen’in önce diziye dahil edilmeyip gelen tepkiler üzerine edilip sonra “git köşede top oyna” uzaklaştırması alması, hikaye henüz aksamadığı için rahatsız etmiyor ama sekmeye başladığı anda zeytinyağı gibi yüzeye vuracak. Fragmandaki Punisher yüzleşmesini bekliyorum, onu da harcamayıp yerinde kullanacaklar gibi geliyor. Sezon 9 bölümmüş, üçte birlik bölüm bitti. Bu şekilde giderse 8/10’luk bir tatla kapanır, lakin sonraki sezon Defenders saçmalığına girerlerse, bu sezonki noksanlar yeniden su yüzüne çıkar, dizi de topu atar. Bekleyelim,

Not: Evrende Spider-man’in varlığı bir cümleyle de olsa doğrulandı. Tabii daha ötesine geçmeyecek, fakat Kingpin filmlerde kullanılabilir, beklendiği gibi. Görelim.

[kolombre (M.)]

The Last Kingdom 5. sezon 8. bölüm (2 kaldı), Reacher 3. sezon 6. bölüm (2 kaldı).

İngiltere tarafında kralların dingillikleri devam ediyor. Edward stoneface komedyene dönüşmüş. Coupling son sezon Jane bıkkınIığı gelmiş üstüne (bunu Ayelet Zurer@Daredevil: Born Again için de söylemiştim). Son 2 bölüm batırmazsa, benim için, değil Vikings, Game of Thrones’tan da kaliteli bir tarihi kurgu olarak sinemateğimdeki yerini alacak. Bunda yazarın da farkı kendini ortaya koyuyordur illaki.

Reacher da tam gaz gidiyor bu sezon. Yine bir kitap uyarlaması. Tek şikayetim, ıslak elbiseleri çıkaralım bahanesiyle sürekli Reacher’ın poposunu gözümüze sokmaları. Eğilmişken pek estetik de durmuyor abiler, bir daha düşünün derim.

Ha, ortak noktayı unuttuk: Her iki sezonda ilk kez dizilere dahil olan kara kuşaklı aktris Sonya Cassidy. Kingdom’da kralın 3. eşini oynuyor. Filmde de sanıyorum kardeşi olan Cassidy oynuyor aynı rolü. Muhtemelen daha yaşlı haliyle. Onu da izlediğimde yorumlarım.

[kolombre (M.)]

The Last Kingdom bitti. Güzel bir retrospektifle duygulandırdılar. Filme de göz atacağım fakat dizi formatında, Rome ile birlikte, Spartacus, Game of Thrones ve Vikings gibilerinin önünde duracak benim için. Barbarians Rising kurgu-belgeseli de unutmayalım. Pek güzeldi. Bernard Cornwell’in kalemine sağlık, diyorum. Başlarda çok ısındırmayan Uhtred’i evimizin süper kahramanı kılan Alexander Dreymon’un da hakkını teslim ediyorum. Bir de dikkatimi çekti -ki İngiliz krallar andavallının önde gideniyken, rakip liderler birkaç istisna dışında saygı duyulası karakterler olarak yazılıp oynanmışlar. Karikatürize değillerdi. Bu da çok rastlanmayan bir yaklaşım -ki yine kitapların etkisi olduğunu düşünüyorum. 13 kitaplık serinin 10’unun kullanıldığı serinin bizde 3-4 kitabı yayınlandı, umarım bir gün tam külliyat olarak buna da el atarlar, zira yazarın Excalibur ve Kutsal Kase üçlemeleri eksiksiz yayınlanmıştı (bir prequel Kase hariç). Onların dizisi de yok. Bunun 5 sezonu ve bir filmi var. Tarihi kurgu bizde tutmuyor demek ki. Yazık. Neyse, harcanan zamana değen, kalitesini yitip giden karakterlere rağmen aman aman düşürmeyen (Vikings, sözüm sana) bir seriydi, kitapları tahayyül edemiyorum. Darısı diğer sürpriz yumurtalara.

Not: Bermuda erkek üçgeninin diğer ayakları westernler ve suç dramaları da atak bekliyor, ilk kısmı Taylor Sheridan üstlenmesine ve Peaky Blinders ve Godfather of Harlem gibi tadımlıklar günü kurtarmasına rağmen, Boardwalk Empire sonrası adam akıllı bir Roaring Twenties dönem dizisi göremedim ben. Hakeza Sherlock-Endeavour-Luther üçlüsünü takiben sağlam bir polisiye de. Neyse, çok söylendik. Dexter: Resurrection beklerken Reacher ve Daredevil: Born Again ile oyalanmaya devam edeyim.

[driveinthenails]

Aslında dizi karakterlerine burç açısıyla bakma mantığını pek anlamasam da keyifli bir aktivite. Yani yengeç burcunun birçok özelliklerini taşıyor olsa da lider karakteri bence uygun değil. En doğru yorum ne olurdu merak ettim. Uygun bir başlık bulamadığım için buraya attım.

[Olatris]

Reacher
Kardiyo yaparken izliyorum, çok güzel vakit öldürüyor. Aksiyonu bol, tansiyonu yüksek.

White Lotus S3
Şu an 4.bölümdeyim. Diğer sezonlara göre nispeten bir tık daha az beğendim ama genel olarak fena değil.