Hangi Dizileri İzliyorsunuz?

Ben bu dizinin hastasıyım ya. Benim için 1 numara.

Andor ikinci sezon çıkmış biraz bakayım dedim fakat keşke bakmasaydım,çok kopuk olmuş geçişler falan vasat .En sevmediğim klişerden birine düşmüş kötü adamları salak yapmasak mı artık tamam seçilmiş çocuk yada OP karakterler yok entrika varda aptal kötü hiç çekilmiyor.

1 Beğeni


Fena değildi. Kitabını da en kısa zamanda okumak isterim ama şu an ingilizce olarak başka bir kitap okuduğumdan dolayı biraz uzun bir süre sonra okuyacağım gibi. Ayrıca intro müziği gayet hoştu.

4 Beğeni

O zaman sizi meraklandirayım biraz. Dizinin kitapla karakterler hariç uzaktan yakından ilgisi yok :blush:

1 Beğeni

Forumda uyarlama eserlerle ilgili konu var mı bilmiyorum ama zaman çarkı serisi kitapları okunmadan dizi kesinlikle izlenmemeli. Önce dizinin ilk sezonunu izlemek gibi bir gaflette bulunduğum için ilk kitaptan hiç keyif alamadım. Dizinin hafızamdan tamamen silinmesini bekliyorum ikinci kitaba başlamak için.

1 Beğeni

Valla ben tüm seriyi bitirip seyretmeme rağmen sizinke aynı düşüncedeyim. Herkese tavsiyem diziye hiç bulaşmamaları. Kitabın değerini ve ciddiyetini yerin dibine sokuyor. Önce diziyi seyretseydim belki kitaba bile başlamazdim…

1 Beğeni

Sonunda geç de olsa Andor’un 2. sezonuna başlayabildim. Neden tekrar ve tekrar Andor’u bu kadar çok sevdiğimi dizi bana bir kez daha hatırlattı. Ayakları yere basan her karakterin ayrı bir öneminin ve derinliğinin olduğu. Boş diyalogların olmadı ve ufacık imalarla nelerin kast edilebileceğini dizi size ustalıkla anlatıyor.

Oyuncular müthiş oynuyor harika performans sergiliyorlar hele ki Genevieve O’Reilly’in oyunculuğuna bayılıyorum. Kadın adeta döktürüyor. Dizinin 3. bölümünde Luthen’in Mon Mothma’ya ne kadar da safsın demesi lakin çeviride “Aman ne güzel” olarak aktarılmasını yanlış buldum burada ima edilen şeyin neleri tetikleyeceğini fark ettiği andaki hal ve hareketinden tutun Mon Mothmayı, Mon Mothma yapan yıkılmaz, sarsılmaz duruşunu nasıl yıktığını görmek… Bunu izleyiciye müthiş bir şekilde veriyor.

Son 15-20 yıldır yaşadığımız süper kahraman filmlerindeki kahramanların ne kadar yapay içinin boş olduğunu asıl kahramanların isimlerinin olmadığını bir kez daha görmek benim için çok etkileyiciydi. Ziyadesiyle mutluyum ve devamında neler yaşanacak diye merak içersindeyim.

Kesinlikle en iyi Star Wars işleri arasında ilk 3’e girer belki final sonunda 1. sıraya bile koyarım. Mandolorian’ı da çok seviyorum lakin bu ayrı bir seviye olmuş. Özlediğim, sevdiğim Star Wars bu işte.

:hand_with_index_finger_and_thumb_crossed:

7 Beğeni

Sezonu bitirdim, oyunculuklar dışında Mussolini’nin 4. duvarı sık sık yıkarak bizi de dahil etmesi pek hoşuma gitti. Rick and Morty’nin trenli bölümü tuzu biberi oldu da birkaç yıldır alaycı bir üslupla gidiyordu, iyi etmişler. Son 2 bölümde Mussolini’nin iç gerilimlerini zorlama biçimde yansıtmışlar, insanlar ilham almasın diye mi bilemedim biyografi okuması yapmam lazım. Son iki bölümü kaygısız yapsalardı 8.5 verirdim. 7.8/10

Andor’un 1. sezon fragmanını izlediğimde iyi bir sezon izleyeceğimizi anlamıştım da 2. sezon fragmanlarını beğenmedim, yorumlar birikirse şans vereceğim.

Zen’e başladım, yorumumu diziyi bitirince yazarım.

3 Beğeni

Aynı isimli Çizgi Romandan uyarlama, Arjantin yapımı post-apokaliptik bir bilimkurgu/gizem/gerilim dizisiydi.

Trailerlarında Metro Exodus havası aldığım için çıktığı gibi izledim. İlk bölümler genele kıyasla daha yavaş ve bilindik temalarla ilerlese de genel olarak ortalamanın üstünde bir yapımdı. Hikayede bahsettiğim üzere yıllardır farklı yapımlarda gördüğümüz klişe temalar kullanılmış gibi duruyor fakat uyarlama yapıldığı çizgi roman 1957 yılında yayınlandığı için türünde öncü sayılabilir.

5 Beğeni

Strike

J. K. Rowling’in Robert Galbraith mahlasıyla yazdığı “Cormoran Strike” kitap serisine dayanan bir ingiliz dizisi. İlk başta eleştirimi yapayım , ana hikaye olarak “İki aşk arasında kalan genç kız/kadın” klişesi beni fena halde sıkıyor. Bunun genç kadın okuyucuları çekmek için yapılan bir pazarlama hamlesi olduğunu düşünüyorum. Onun haricinde , ana hikaye normal, karakterler klişe, senaryo normal, oyunculuklar iyi, çekim kalitesi normal, hikayeler iyi sayılır. Hikayelerde ne kadar çok karakter olursa o kadar ortalık karışıyor. Bu da seyircideki cinayeti çözme hevesini kaçırıyor. Bir noktada “Olm, kim kimdi? O kadının adı neydi? Eniştem beni neden öptü?” durumu oluyor. 6 sezonda bir vakayı önceden çözebildim (6. sezon, ikinci bölüm). Sezonların bölüm sayıları 2 ile 4 arası değişiyor. Kitap başına bir sezon. Bu da izlemeyi kolaylaştırıyor. Sonuç olarak ben beğendim. Gelecek sezon olursa (Ki olacak gibi duruyor) izleyebilirim.

3 Beğeni

Andor’u şu an itibari ile bitirmiş bulunmaktayım. Duygudan duyguya soktu beni. Bu nasıl bir kalitedir böyle. Kelimeler kifayetsiz kalıyor bazen… Fazla bir şey yazmayacağım birkaç görsel paylaşıp birazdan Rogue One’a geçeceğim.

Paşabahçe :tr:

Rebellions are built on hope line.

7 Beğeni

17472819159345822081143998951345

2 Beğeni

3 yıl aranın ardından yeni sezon bugün itibariyle başladı ve bitirdim. İlk sezon kalitesinde güzel bir sezon oldu. (belki de en iyi sezonu olabilir) Her bölüm ayrı ayrı keyifli ve tatmin ediciydi. 9. bölüm (Smart Appliances, Stupid Owners) diğer bölümlere nazaran bir tık sönük kaldı ancak onun haricinde hepsini beğendim. Diziyi takip edenlere şimdiden keyifli seyirler dilerim.
Kaçırmayınız. :heart::skull_and_crossbones::robot:

13 Beğeni

Love, Death and Robots 4. Sezon

Kedili iki bölüm (5 ve 10) haricinde, şaşırmadığım üzere, 4. sezon tam bir fiyaskoydu. Son bölümde Mozart Requiem ve Vivaldi 4 mevsim konçertolarına eşlik eden kısa hikayenin linkini aşağıya bırakıyorum. Masadaki kaz tüyü kalemi patiyle yere düşürtmek, gözlem ve zeka izleri bulabildiğim tek sahneydi. Eh, bu dizi de buraya kadarmış. Dinozorlu bölümün finalinde Spartacus ilk sezon finalini kopyalamaları gülümsetmedi.

Castlevania, Devil May Cry gibi oyun; X-Men '97 gibi çizgi roman, Demon Slayer gibi manga uyarlamaları izlediğimiz bir dönemde böylesi konusuz, ruhsuz animasyonlar ortaya çıkarmak gerçekten büyük başarı. Bakın tekrar söylüyorum: Gidin Disney’de şu iki animasyon serisini açın. Önünde secdeye yatın. Animasyonun live-action’a kaptırmayacağı zekası ve hızı budur.

Unutmadan, sözümona her biri farklı animatörlerce yapılacak, birbirinden farklı olacak kısalar içinde iki adet çocuk kafalı devasa yaratık görmek de “eeeh!” dedirtti. Ardı ardına sıkılan kurşunların gürültü kirliliği de. Bunun yerine de gidip Who Can Kill a Child izleyebilirsiniz, en azından sinema kültürünüzü zenginleştirir.

Edith Head: Küresel yorumlar da benzer görünüyor, en azından gelecek için bir umut var.

https://www.reddit.com/r/LoveDeathAndRobots/comments/1kn238y/love_death_robots_season_4_discussion_thread/

2 Beğeni

Vikings

Bu aralar genelde nostalji yapıyorum, eskiden izleyip okuduğum, sevdiğim şeylere tekrardan bakıyorum. Vikings’i aslında seneler önce 5.sezona kadar izlemiş ancak bir noktadan sonra sarmadığından bırakmıştım.

Geçenlerde öylesine ilk sezondan açıp bakayım dedim ve çok hoşuma gitti, çok sürükleyici geldi. İlk izlediğim zamanlar öyle bir hissiyat oluşmamıştı ancak tekrar izlediğimde o zamanlar fark etmediğim çok güzel detaylar fark ettim. Eskiden bulunduğum yere tekrar geldim 2-3 hafta gibi kısa bir sürede.

Ragnar Lothbrok ve King Ecbert gibi aşırı ikonik iki karaktere sahip bence. Aslında çok benzersiz, hiçbir seride olmayan tipler değil ancak o vahşi ortamda elmas gibi parlıyorlar. Travis Fimmel abinin oyunculuk hayran bırakıyor ve adam gerçekten inanılmaz yakışıklı. Çok beğeniyorum kendisini.

Berserk, Buz ve Ateşin Şarkısı gibi ortamlarda geçen seriler her zaman hoşuma gitmiştir ve Vikings de benzer ortamı sağlıyor. Onlar kadar dram yüklü değil ancak çok hoş bir tadı var.

Geçenlerde de Breaking Bad’i tekrardan izlemiştim ve yine aynı şekilde ilk izleyişimde fark edemediğim çok şey varmış dedim. Onun dışında Gibi’yi güncel olarak takip ediyorum. Bir diğer tekrar izlediğim dizi ise İşler Güçler. Her zaman top 5 dizimden biridir.

4 Beğeni

Reacher (2 Sezon)

Güzel dizi ama filmdeki o ruhu bir türlü veremiyor.

2 Beğeni

image

Birinci sezonu güzeldi, ikinci sezonda sıkıldım, az kaldığı için devam ederim muhtemelen.

4 Beğeni

Dexter: Original Sin

Atmosferi, plot twisti, hikayenin başlangıcına yaptığı katkılarla, ilk sezonların tadını veren, gereksiz yan ürün olmaktan öte, kendi başına ayakta durabilen bir prequel seri olmuş; illaki devamı da güzel olacaktır. Çekinceleri olan Dexterseverler hiç korkmasın, üşenmesin, ilk fırsatta bulup seyretsinler.

Yan afişleri de paylaşayım, tadımlık olsun.





4 Beğeni

Gece Yarısı Ayini (Midnight Mass) - 2021

Mike Flanagan (“Doctor Sleep” , “The Haunting of Hill House” , “The Haunting of Bly Manor”) imzalı Dram/Gizem/Korku dizisi. Konusu, Birinin ölümüne sebep olan kahramanımız, cezasını çektikten sonra, evine, 127 kişinin yaşadığı, izole adaya geri döner. Aynı zamanda sevgili rahiplerinin hasta olduğunu haber veren genç bir rahip te görevine başlamıştır. Kim demiş dram sevmem diye? Dur bakayım…ben dedim. Bir filmde veya dizide daha da sevmediğim ahkam kesmelerdir. Fakat bu dizide ne uzun diyaloglar ne de savrulan aforizmalar beni çok rahatsız etmedi. Konusundan senaryosuna, müziklerinden kesintisiz uzun planlarına ve tabi oyunculuklarına kadar böyle beğendiğim az yapım vardır. Zaten o yüzden bu ikinci seyredişim. Bu gibi filmler, diziler, gizem faktöründen dolayı, aslında ikinci defa izlemeyi gereksiz ve sıkıcı kılar. Ancak ben açıkçası böyle düzgün bir dizi izlemeyi özlediğim için tekrar seyrettim. Ölüm, din, hıristiyanlık ve yobazlık konusunda söyleyecekleri olan bir dizi. Dram ağırlıklı, yavaş işleyen yapısı ile “Ürkü” filmi meraklılarını tatmin edeceğini sanmıyorum. Ancak benim gibi korkunun, bir zehir gibi ağır ağır verilip insanın içine işlemesi gerektiğini düşünenlerin sevme ihtimali daha çok.

6 Beğeni

Ürkü kelimesini kullanmanız hoşuma gitti.

1 Beğeni