Love, Death and Robots’un ikinci sezonu da bitti.
Bölümlerden kısaca bahsetmem gerekirse;
Otomatik Müşteri Hizmeti
John Scalzi’nin Automated Customer Service öyküsünü anlatan bir bölüm. Her şeyin otomatikleştiği bir hayatın ne kadar tehlikeli olabileceğine dikkat çekiyor. Özellikle evimizdeki android süpürgelerin ileride nasıl bir şey olacağını karamsar bir bakış açısıyla izliyoruz. Sonunu beğendim.
Buz
Çizimleri ilk sezondaki Zima Mavisi’ni hatırlattı bana. Ama daha karanlık bir havası var.
Rich Larson’un Clarkesworld adlı dergide yayımlanan Ice adlı öyküsünü ekrana getiren bölüm, keşke daha fazlası olsaydı dedirtti. Hakkında daha çok bilgi bulmak gerekiyor aslında. Yine de güzeldi.
Nüfus Kontrol Ekibi
Dizinin en iyi bölümlerinden biriydi. 2 saatlik birçok filme 10 basar.
Aşırı nüfus nedeniyle çocukların öldürüldüğü bir gelecekte geçiyor hikaye. Dedektifimiz de zamanla yaptığı işin ne kadar yıkıcı bir şey olduğunu hissetmeye başlayınca o gerçek insani duygularımız da ortaya çıkıyor.
Snow Çölde
Bölümler ilerledikçe çıta daha da yükseliyor gibi. Favori bölümlerimden biri oldu bu bölüm. Hikayesiyle ve kurgusuyla çok güzeldi. Uzaylı, başka gezegen, ölümsüzlük, aksiyon vs. Ne ararsan vardı.
Hücre yenilemesine sahip olan Snow bir kaçaktır ve peşinde birçok avcı vardır. Tüm avcıların ve şirketlerin tek isteği Snow’un ölümsüzlük diyebileceğimiz yeteneğini ele geçirmektir.
Yüksek Otlar
Daha önce izlediğim Stephen King’in kitabndan uyarlanan filmle neredeyse birebir aynı. Fakat bu çok daha bilimkurgusal olmuş.
Sürpriz Noel Baba
Bu bölüm hakkında pek bir şey yazamayacağım. Oldukça etkili bir mesaj içeriyor ama ben yakalayamadım. Sadece barındırdığı tezatlık çok hoşuma gitti.
Acil Durum Barınağı
Harlan Ellison’un öyküsünden uyarlanan Acil Durum Barınağı, tam bir bilimkurgu bölümüydü. Gezegenler arası savaşta gemisi başka bir gezegene düşen pilot derhal bir barınak bulmak zorundadır.
Sahile Vuran Dev
Daha önce J.G. Ballard okumaya çalışmış ama bana çok ağır geldiğini düşündüğüm için yarıda bırakmıştım. Fakat Ballard’ın bu öyküsü görsel olarak beni çok ama çok etkiledi. Sezonun en iyisi buydu açıkçası. Öz eleştiride zirveye oynamış resmen Ballard. Sanırım ilerleyen günlerde sakin bir kafayla yarım bıraktığım kitaba tekrar başlamalıyım. @DenaroForbin
Genel olarak konuşacak olursam; Muhteşem bir sezondu yine. İlk sezon 18 bölümdü bu sezon ise 8 bölüm. Ama yine de tatmin edecek kadar uzun. Bazı filmlerin 3-5 saatte yapamadıklarını Love, Death and Robots 15’er dakikada başarıyor. Tabii ki en büyük pay yazarlara ait. Ayrıca bazı bölümlerde başka başka filmlerden manzaralar görebilirsiniz.
Netflix’in bu yapıma el atması yaptığı en iyi iş bana göre. Yeni yazarlar ve eski yazarları bir arada bulundurması, o harika metinleri yine aynı güzellikte görselliğe dökmesi takdir edilesi. Böylelikle yeni ve bilinmeyen yazarların reklamı da yapılmış oluyor. Umarım ilerleyen zamanlarda bu yeni yazarlardan birkaç eser görürüz.
Kısacası, yapımda emeği geçen herkesi tebrik etmek isterim. Öyle görünüyor ki bu dizi bir 10 sezon gidecek. Keşke daha uzun sürse.