Loki
MCU’da sevdiğim karakterlerden biri olan Loki’nin dizisini izledim. Öncelikle izlemeye başlar başlamaz fark ettiğim Loki dizi için uygun bir karakter değil. Film için daha uygun bir karakter. Bunun bir nedeni de elbette bütçe. Dizinin adı Loki olmasına rağmen dizide bu kadar geri planda kalması beni memnun etmedi. Bir diğer beğenmediğim durum ise diyaloglar. Ben Marvel ve DC filmlerinde ve dizilerinde diyaloglar yerine görselliğin ve aksiyon sahnelerinin ön planda olmasını istiyorum.
Bana da aksiyon sahneleri çok fazla ve gereksiz geldi , sonuçta Loki gibi zeki bir karakteri izliyoruz o yüzden aksiyondansa diyalogların bol olacağı çok belliydi ve öyle oldu. Tabi diyaloglar arttıkça diyalog kalitesi de düştü, çok gereksiz diyaloglara denk geldiğimi hatırlıyorum.
Neden böyle düşündüğünüzü merak ettim çünkü bence tam tersi bir durum var dizide. Lokilerin çokluğu da buna etki ediyor tabi ama bu kadar Loki üzerinde durulmasındansa Mobius gibi yan karakterlerin hikayelerine daha çok değinmelerini isterdim.
- bölüme baktım sadece sıkıcı geldi bıraktım, soldaki enchantress mi yoksa.
İzlediğim 6 bölümde aksiyon o kadar yetersizdi ki neredeyse yok diyebilirim. Bilmiyorum belki 6 bölümü arka arkaya izlediğim içindir ama sanmıyorum.
Ben bu zeki karakterin diyaloglarını duymak yerine görsel olarak yaptıklarını görmeyi tercih ederdim.
Buna katılıyorum.
Bana da Loki’den çok Mobius, Ravonna daha ön planda geldi.
Yukarıda yazmayı unutmuşum. Dünyayı işgal eden, Avengers ile savaşan Loki’nin dizisini böyle beklemiyordum. Sevdiğim bir karakter olmasaydı bitirmezdim sanırım. Bu arada WandaVision ve The Falcon and The Winter Soldier dizilerini izlediniz mi? Ben henüz bakma fırsatı bulamadım.
@Akutagawa Lady Loki, Sylvie.
Wanda karakterini sevmem, house of m’den dolayı , dizisinide pek sevmedim. falcon ve winter soldier sağlam dizi güzel olmuş. Loki, comics ve animelerden sevdiğim bi karakter, comics ve animelerde yanlarında takılan enchantress’i beklerdim dizide yada filmde , ama dediğim gibi Loki dizisi sıkıcı olmuş.
İzledim, ikisi de çok tatlı dizilerdi ama çok büyük beklentiye girmenizi tavsiye etmem. Yukarıda birkaç bir şey yazmıştım iki diziyle de ilgili, o yazıyı yazarken Falcon and the Winter Soldier finalini izlememiştim bence final çok iyiydi.
Enchantress DC karakteri değil miydi?
tarihi çıkışlarına bakarsak, marvelde ilk 1964 de hayat buldu enchantress, dc 1966 da hayata geçirdi enchantressini. dc’deki kötü bir kopyası, Marvel enchantress’in.
Pazartesi itibariyle Star Trek evrenini bitirmiş bulunmaktayım. Yaklaşık 1 yıldır izliyordum, bitmesin diye araya başka diziler koyuyordum sonra dizilerin kalitesizliği beni yıldırınca yine Star Trek’e dönüyordum.
Bu kadar mükemmel bir evrenin Star Trek: Enterprise ve Discovery ile devam etmesi bende kalp ağrısı yapıyor. Nasıl yapımcı ve senaristler varsa artık asla Star Trek ruhunu anlamamışlar.
Sanırım en sevdiğim seri Voyager oldu. Ama TOS’un da ilk olduğu için her zaman yeri ayrıdır.
Ben bunları kanser tedavisi alırken pozitif dizi derdine düştüğüm bir ara hadi başlayayım artık nasılsa zamanım bol diyerek başladım. Star Trek evreninin en güzel tarafı her bölümde birbirine destek olan insanları, arkadaşlığı, saygıyı izlersiniz ve kesinlikle o korkunç sorunu hep beraber çözerler.
Aşırı uzun bir seri o yüzden herkese önermiyorum. Ama bilimkurgu hayranıysanız mutlaka başlayın asla pişman olmazsınız
3 bölümlük bir İngiliz dizisi. Alkollü araç kullanımı ile yaptığı kaza sonrası hapse düşen iyi bir öğretmen ve hapishane gardiyanlarından birinin başından geçenler şeklinde özetlenebilir konusu. Çok detay vermeyeyim, zaten 3 saatlik bir izleme süresine sahip. Oyunculukların aktığı ( Mvp Stephen Graham, şu adamın hakkını çok yiyorlar ) drama dozu ve hissettirdikleri ile 2021 de izlediğim yapımlarda top 3 te şu an.
Teksas eyaletinde operasyon yapmaya başlayan bir nöroşirür ( bizdeki karşılığı beyin cerrahı sanırsam ) un hastalarındaki yüksek sakatlık ve ölüm vakaları ile beraber, doktorun kendisi ile çalışan ya da hastalarını gören meslektaşlarının bu adamın bu işe devam etmemesi gerektiği adına başlattıkları savaşı işleyen, gerçek hikaye draması.
İşin garibi bu mücadelede ciddi bir noktaya gelinene kadar adam çatır çatır kesip biçmeye devam etmiş Benim zaten doktorlara karşı belirli genel yargılarım olduğu ve yakın tarih gerçek hikayeleri sevdiğim için diziyi beğendim. Ancak takip etmesi zor bir kurgusu var dizinin, onu da belirtmek lazım. Dizi ilgisini çekmeyen ama amerikan medyasının zamanında dr. death lakabını taktığı Christopher Duntsch kimdir diye merak edenler varsa Hürriyet dizinin çıkması ile de paralel uzun bir makale yazdırmış;
8 bölümlük devamı gelmeyecek bir mini dizi, Peacock ( NBC nin online streaming platformu ) da yayınlandığı için bizde pek bilinilirliği olmadı sanırım.
TRT1’de “Dünya Hali” isimli bir dizi başladı. Yönetmeni ve senarist yine Osman Nail Doğan. Tutunamayanlar’ın ruhani devamı mı desem bilemedim. Ondan da iyi hatta. Beğeniyorum sanırım bu adamın komedilerini.
Metinler, şakalar, tiplemeler… Her şey çok güzel duruyor ve beğendiğim bir detay daha var. Müziklerde komalı sesler duyuluyor. Gitar mı elektro saz mı anlayamadım ama müzikler çok hoşuma gitti. Diziye çok yakışmış.
Ekleme: Rick and Morty izledim. İlk izlemeye çalıştığım sırada bunalımda gibiydim. Şakaları ağır gelmişti ve ben de ayak uyduramamıştım. Şimdi izleyebilince anladım ki dolu dolu harika bir seriymiş. Ama herkese göre değil. Bunu söylemekte sakınca görmüyorum. Umarım çocuklar çizgifilm işte deyip izlemiyorlardır. Şu halimle bile “Lan lan lan noluyor?” dediğim anlar oldu.
Nesini sevdiğimi anlatmaya başlasam 3 4 sayfadan aşağı olmaz bu yazı. Şimdilik sadece daha izlememiş olanlara tavsiye verebilirim. Dizinin çok konuşulduğu bir dönem vardı. Ben böyle durumlarda istemeden de olsa kendimi geri çekiyorum. Heyecan trenine atlayıp gidemiyorum. İyi ki atlamamışım da. Şimdi başkalarının düşüncelerini bilmeden izlemenin ayrı bir tadı vardı.
Dün başladım ve çok beğendim. 25 dakikalık komedi, zaman zaman trajikomedi olsa da sitcom tarzınde olmaması çok hoşuma gitti.
Fleabag, Phoebe Waller-Bridge tarafından canlandırılıyor ve oyuncu o kadar harika bir iş çıkarmış ki, mimikleriyle bile durumu anlatıyor ve güldürebiliyor. Zaten dizi tam bir İngiliz komedisi, Fleabag’in günlük yaşamını ele alıyor. Aman aman bir kurgu görmedim şimdiye dek ama 5 bölüm izlemişim dün geceden beri, çerez gibi gidiyor yani.
Benim için her kurgusal eserde en önemli faktör olan karakterlerin bağlayıcılığı diziye çok güzel aktarılmış. Yan rollerin bile karakter derinliği güzel yansıtıldığı için hepsiyle de bağ kurabiliyorsunuz. Dolayısıyla duygularını anlamak daha kolay olduğundan izleme keyfi artıyor.
Şimdiye dek Fleabag oldukça neşeli ve espiritüel bir karakter olarak karşımıza çıktı ama kırılma noktasını ve içindeki acıyı nasıl dışarı vuracağını görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum. Trajikomedi/absürt komedi izlemeyi her zaman çok sevmişimdir. Ayrıca 2 sezon olması da benim için bir sürpriz oldu. Meşhur Andrew Scott ise henüz gelmedi, ne zaman dahil olacak diziye bilmiyorum. Kendisi çok sevdiğim bir oyuncu olduğu için onu da sabırsızlıkla bekliyorum.
Keyifle izliyorum şimdilik, bakalım olaylar nasıl ilerleyecek. İngiliz komedisi, sarkazm ve iyi oyunculuk seven, kısa ve komedi dizisi arayanlar bir şans verebilir. Zaten çıktığından beridir çok popüler ve neredeyse hiç yitirmedi bu popülerliğini. Henüz 5. bölümdeyim ama şimdiden övgüleri hak ettiğini söyleyebilirim.
Bu arada dizi +18 ve gerek dil gerek görsel açıdan oldukça müstehcen ögeler barındırıyor, bu konuya da değineyim.
Bir arkadaşımın ısrarı üzerine yıllar sonra baştan başlayıp, ara ara izleyerek birkaç ay içinde bitirmiş oldum. Açıkçası Lucasfilm’in Disneye geçişi sonrası kayıp olarak değerlendirdiğim bir seriydi Rebels. Çıktığında ilk sezonundan birkaç bölüm izleyip rafa kaldırmıştım.
Pek de kayıp sayılmazmış Ancak dizinin 2. sezonun sonlarına doğru açılması gibi bir durumu var, buralara kadar sabretmek lazım ki dünyadaki bu içerik zenginliğinde kolay değil. 2. sezonun 2. yarılarından sonra Ashoka ve Maul’un gelmesi ile hem heyecan artıyor hem de kalite.
Özellikle 3. sezon sonrası Thrawn takviyesi, karakterlerin seride oturup olgunlaşması ile Clone Wars seviyesini yakalıyor seri. İlk sezonlardaki bölüm bölüm boş beleş hikaye gidelim, çiv çuv yapalım iki kılıç sallayalım nasıl olsa izlenir mantığından çıkarak hikaye derinliğini arttırmışlar. Bazı gereksiz yan öğeleri kaldırıp önemli karakterleri sokmuşlar. SW Lore una ciddi katkılar getirmişler. Serinin ortasına doğru bir sihirli elin değdiği, radikal kararların geldiği epey hissediliyor.
Projenin başında The Mandalorian ın başında da bulunan Dave Filoni’nin olması seriye sıfırdan tekrar başlamamda etkendi. Seriyi izledikten sonra The Mandalorian dizi fikrinin hep kafalarında olduğunu bile hissettim açıkçası Özellikle 3. sezonda geniş mandalore bölümleri sadece Sabine üzerinden bağlandığımız Mandalore kültürünü epey açmıştı. Kitaplardan hayranı olduğum Thrawn ise hem zekası hem de karizması ile gayet iyi yansıtılmış.
Son 1-2 yıl içinde izlediklerim ile bitirdiler dediğim Star Wars a tekrar ümit besler oldum Elimde okunmamış eski Star Wars kitaplarımdan çok var, sanırım çerezlik kitap listeme onları alacağım birkaç ay içerisinde
The Last Ship
Ölümcül virüs, dünyayı kurtarmaya çalışan ABD’li ordu ve doktor, kötü Ruslar Tüm bu klişelere rağmen dizinin ilerleyişi falan güzel, merak uyandırıcı.
Sweet Tooth
Ba-yıl-dım. 2. Sezonu sabırsızlıkla bekliyorum. Yine ölümcül virüsle sonu gelmiş dünya ve kalan insanlar klişesi mi derken konusu epey farklı hoşuma gitti.
O klişeler azalmıyor da, hep kullanmaya devam ediyorlar Last Ship de. Ama bir şekil izletiyor, bölümlerde merakı korumaya devam ediyor falan. bir kere sardı mı insanda last ship zaafı oluşuyor çok ilginç Şimdi otursam izler miydim bilmiyorum, zamanında yayınlandığında haftalık haftalık takip etmiştim her bölümünü.
Kesinlikle öyle Klişe olduğunu bile bile izliyorum meraktan.
Castlevania
Muhteşem animasyonlara sahip güzel bir çizgi dizi. İlk 2 sezonu çok güzel. 3. sezonda da Isaac’ın sahneleri çok güzel. Tavsiye ederim.
Dizinin sonunda blurda bahsettiğim karakterin tam olarak gösterilmemesi kötüydü ve keşke Belmont Ailesi’nin geçmişini flashbacklerle görebilseydik.
8/10
Star Wars adına yapılmış çok kötü bir animasyon serisi.Bir kaç bölüm dışında kalan bölümler tamamiyle Carton Network’ün çocuk dizileri gibi olmuş ve Star Wars severlerin aşırı saçma bulacağı bir yapıda olmuş heleki 3 bölüm tam bir felaket izlerken bu neydi yahu dedim.
Netflix yapımı diğer Kore dizilerinde de olduğu gibi Squid Game de ortalamanın üstü bir iş olmuş. Benzetildiği Alice in Borderland, The Hunger Games, Battle Royale gibi yapımların yanında Kamisama no Iutoori unutulmuş sanırım biraz pek bahsedildiğini görmedim oynanan ilk oyunlar neredeyse aynıydı. Takashi Miike delisiyle frekanslarımız uyuştuğu için Kamisama’yı daha çok seviyorum tabii.
Mantık hatalarına rağmen -3. bölüm dışında- oldukça akıcıydı. Öyle ki kafama yatmayan bir şeyler olduğunu fark etmem çoğu zaman bölüm bittikten sonra oldu. Bence izlenmeye değerdi.
Gong Yoo ve Lee Byunghun oldukça güzel iki sürpriz oldu.
Polis karakterinin geçmişini yeterince bilmememiz maske çıkarma sahnesindeki sürprizi yok etti bence. Evet, abisi olduğu gayet açıktı. Yine de oyuncunun kendisi olaydan daha büyük bir sürprizdi.
Finalin çok kötü olması ve Gihun’un bankadaki paraya 1 yıl boyunca dokunmamış olması saçmalığına söyleyecek hiçbir şeyim yok.
İzlediğim neredeyse bütün Kore yapımlarında olduğu gibi burada da yabancıların diyalogları ve oyunculukları, konuşma tarzlarına kadar, yapaydı.
Zenginlerin buzlu badem ortamları korkunç derecede klişe olsa da sanırım yargılamıyorum. Benim de o kadar param olsa ben daha beter sapıtırdım. :d