Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Peter F. Hamilton Pandora’s Star’ı yarıladım. Hakkında birkaç bir şey yazmak istedim.

Buraya yazdığım yazılarda spoiler teşkil edecek şeyler yazmamaya çok özen gösteriyorum. Bunda da süpriz bozacak bir şey yazmayacağım ki zaten bozulacak bir süpriz de yok henüz :slight_smile:

Pandora’s Star tür olarak Hard Sci-Fi değil. Oldukça kolay okunabilir ve anlaşılabilir bir anlatımı var fakat eğer Hard Space Opera diye bir tür varsa kesinlikle ona dahil edilebilir :slight_smile: Aslında her şey birbirine paralel bir süreç içinde ilerlemesine rağmen karakterler ve olaylar oldukça farklılık gösteriyor. Sanki hikaye spin-off’ları ile beraber anlatılıyormuş gibi kitabın başlarında beş farklı kitabı çapraz okuma yapıyormuşum hissine kapıldım. Bundan dolayı örneğin 150. sayfada biten bir hikayenin içindeki karakter ile taaa 500 sayfa sonra 650. sayfada tekrar karşılaştığımız durumlar oluyor. Arada tamamen başka karakterler ile başka olayları okuyoruz. Hikaye ilerledikçe yavaş yavaş bir bütünlük kazanıyor.

Çok uzatıldığını düşündüğüm yerler ve betimlemeler de vardı. Örneğin bir planörün fırtına içinde uçusunu 30 sayfa anlatan kısımlar beni biraz boğdu. Her ana ve ara bölüm başlarında yazar otobüsten çay atar gibi üzerinize tonla yeni gezegenler ve yeni karakterler attığı için kitabın başları bol bol karakter arkaplanları ve gezegen betimlemeleri içeriyor. Haliyle ilk kitabın ilk çeyreği okuyucuyu biraz sıkabilir fakat 2500+ sayfalık bir kitap için bence bu çok absürd bir durum değil.

Buradan sonra Commonwealth Evreni hakkında kitabın belki %10’unu bile teşkil etmeyen birkaç birşey yazacağım. Kitabın arkasında yazanın biraz detaylandırılmış hali olacak. Süpriz bozanlık bir durum yok ama ben hiçbir şey bilmek istemiyorum kardeşim diyorsanız burdan sonrasını okumayınız :slight_smile:

İnsanlık Solucan Delikleri açabilmeyi keşfetmiş ve galaksinin farklı köşelerindeki yaşanabilir gezegenlere geçitler açıp onları adeta metro istasyonları gibi solucan delikleri ile birbirine bağlayarak galaksiye kademe kademe yayılmaya başlamıştır. Bazı gezegenler büyük ailelerin ve hanedanların özel mülkü iken bazılarında sadece sanayiye tahsis edilerek üretim yapılmaktadır. Böylesi bir genişlemeye ek olarak insanların fiziksel olarak gençleşmeyi ve zihinlerini dijital ortama, oradan da klon bedenlere aktarak bir anlamda ölümsüzlüğü keşfetmesi, sosyal ve kültürel anlamda tüm toplum yaşantısını da kökünden değiştirmiştir.

Çok uzakta olmaması kaydı ile istenilen yerlere açılabilen solucan delikleri sayesinde artık bu mesleğe gerek kalmadığı için tek tük bulunan astronomlardan biri olan Dudley Bose, 1000 ışık yılı gibi direkt olarak solucan deliği açılamayacak kadar uzakta olan iki yıldızın bir anda yok olmasını araştırmak üzere görevlendirilir. İlk başta bu yıldızların zeki bir uzaylı türü tarafından Dyson küresi ile kaplandığını tahmin etseler de Bose’nin yaptığı araştırmalar sonucu, bu kapanmanın birkaç saniye içinde olup biten ve sadece yıldızı değil tüm güneş sistemini kapsayan güç kalkanları olduğunu fark ederler. Dolayısı ile insanların aklına iki senaryo gelir. Ya bu güneş sisteminde yaşayan canlılar dışardan gelen bir tehlikeye karşı kendilerini korumaya almıştır ya da daha yüksek zeka seviyesine sahip bir uzaylı ırkı tehlikeli gördüğü başka varlıkları bu sisteme hapsetmiştir.

İnsanlar öyle yada böyle kendilerini gelecekte neyin beklediğinden emin olmak için uzay zamanda ilerleyebilen yeni bir solucan deliği teknolojisi sayesinde bölgeye uzay gemisi ile araştırma ekibi göndermeye karar verip bu kapalı kutunun gizemini çözmek ister. Kitabın adı da buradan geliyor :slight_smile:

Hikayenin omurgası bu olsa da bu keşif görevini engellemek isteyen tarikatlar, aşırı solcu terör örgütleri, gizemli cinayetler, özel dedektifler, kedi fare oyunları, hanedanların arasındaki politik çekişmeler, türlü yozlaşmalar, farklı zeki canlı türleri ile olan ilişkiler, bir türlü açıklığa kavuşturulamayan gizemli tarihi olaylar derken Commonwealth evreni oldukça geniş bir çerçeveden ele alınmakta.

Ayrıca kitabın Pan (UK) ve Del Rey (US) basımları arasında ufak farklılıklar var. Bendeki 2010 Pan basımında okuyup okuyup anlam veremediğim cümleler Del Rey baskısında daha anlaşılabilir bir şekilde düzenlenmiş. Okumak isteyenlere Del Rey baskılarını tavsiye ederim.

İkinci kitaba geçerken eğer çok dramik bir değişiklik olursa yine yazarım :slight_smile:

28 Beğeni