Phil Tucker - Bastion (The Immortal Souls #1)
Gözlerinizi bir mozolede açtığınızı hayal edin. Hücre gibi küçük bir odadasınız ve tüm hafızanız kayıp. Tavandaki ufak bir delikten kaçarak sizin durumunuzdaki bir kaç kişiyle karşılaşıp gidebileceğiniz tek yer olan uzaktaki ışık kapısına ilerliyorsunuz. Kapıdan geçer geçmez bir okla arkadaşlarınızdan biri vurulup ölüyor. Daha ne olduğunu anlayamadan canınız için dövüşmeye başlıyorsunuz. Ve acılar içinde ölüyorsunuz.
Kitabın kahramanı Scorio yukarıda yazdıklarımı yaşıyor ve asıl macerası başlıyor. Başlıyor başlamasına ama bitmiyor. Progression fantasy türündeki kitap biraz uzun (yaklaşık 900sf), son üçte birlik kısmı detaylara odaklanmadan sırf sonunu görebilmek için okudum. Bİldiğimiz okul atmosferinde güçlenmeye çalışan savaşçılar, onlara sponsor olabilen güç sahibi evler, bir adet çok başarılı ama mesafeli rakip, bir adet çok güçlü ama sadist nemesis vb klişelere sahip. İlk üçte birlik kısımı temposu biraz düşük olsa da dünyasını da merak ederek keyifle okudum. Dövüşler eğlenceli sayılır, anlatım da orta akıcılıkta olunca okumaya devam ettim. Ardından kitap -biraz da doğası gereği- tekrara düşmeye başladı ve o döngüden çıkamadı. Sevgili @isos81 'in tavsiyesi ile başladım, yeni bir Cradle olur umuduyla fakat yaklaşamadı bile. Bunu pas geçebilirsin istersen dostum.
Progression türünün meraklılarını tatmin edecektir, normal fantastik okuyucusu için ise çok daha iyi eserler mevcut - mesela Cradle -
6.5/10