Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

image

Kızıl Yükseliş - Kızıl İsyan 1

İnsanoğlunun Mars’ı kolonileştirmeye çalıştığı bir zamanda, ana karakterimiz Darrow ile Mars’ın derinliklerini kazan bir macera ile başlıyor Kızıl Yükseliş. Darrow 15 yaşında bir Kızıl, tüm Kızıllar gibi hayatını bu madencilik faaliyetleri ile elde edilen helyum-3 ü çıkarmayla geçiriyor çünkü bu terraforming sürecinde en önemli element helyum-3 ve Kızıllar da bu ulvi amacın en fedakar sınıfı olmuş.

Konuyu buraya kadar değerlendirirsek sağlam bilimkurgu elementlerine sahip bir kitap beklemek gerekir ancak bu kitapta aslında bilimkurgusal kullanım çok düşük. Hatta ana konu bu bile değil ama büyük spoilerlara girmeden yorum yapmayı istediğimden şimdilik sadece hikayenin temellerinin burada atıldığını, devamının renkler arası bir sınıflandırma sistemine oturtulduğunu belirtmek lazım.

İnsanlar birtakım genetik iyileştirmeler çerçevesinde farklı amaçları olan ve sınırları keskin şekilde çizilmiş pek çok renk sınıfına ayrılmış durumda. Bir çeşit piramitsel kast sistemi mevcut ve bunların en tepesinde büyük bir güce sahip yönetici sınıfı Altınlar bulunuyor, en altında ise tahmin edebileceğiniz gibi Kızıllar var. Arada Mavisinden pembesine, grisinden obsidiyenine pek çok farklı sınıf da mevcut ama ilk kitap ile beraber biz de çoğunu yüzeysel olarak öğreniyoruz. Seri ilerledikçe bu sınıfsal kültürler, vasıflar ve çatışmalar katlanarak artacaktır diye düşünüyorum. Bu sistem oluşturulurken Yunan ve Roma mitlerinden esinlenilmiş ve araya bunu pekiştiren ufak anekdotlar ( efsaneler/kahramanlar/siyasiler vs ) da güzel kullanılmış.

Brown yazım stili olarak 1. şahıs üzerinden anlatım tekniğini tercih etmiş ve ana karakterimiz Darrow haricinde farklı bir POV sunulmamış. Bu tercih evreni fazla detaylı sunmama, bilinmeyen bir yer, alet ya da kavramı detaylı betimlememe gibi bazı dezavantajlar getirmiş ancak bu kesinlikle yazarın bilinçli bir tercihi olmuş. Çünkü anlatıma inanılmaz bir akıcılık ve tempo kazandırmış. Pacing o kadar iyi ki kitabı elinizden bırakamıyorsunuz! Hafta içi ve iş günlerinde olmama rağmen 3 akşamda su gibi akıp bitti Kızıl Yükseliş. Ki ben okur zevki olarak detaylı anlatımları, uzun betimlemeleri ve kaliteli worldbuilding leri seven biriyim. Kızıl Yükseliş bunları feda ederek yazılan bir kitabın bu şekil olması gerektiğine örnek olarak anlatacağım bir kitap oldu.

Yaklaşık 10 yıllık bir seri olan Kızıl İsyan’ı, genç-yetişkin olabileceği ön yargısı ile birkaç kez radarımdan çıkarmıştım. Büyük hata yapmışım! Darrow hikayesine 15 yaşında başlamış olmasına rağmen Kızılların yaşam koşulları o kadar sert ve zor ki bu yaşta çoktan büyüyüp olgunlaşan bireyler. Kitabın devamında Altınların kendi içindeki elit sınıfının belirlendiği Enstitü maceraları başladığında ise kitabın şiddet dozu katlanarak artıyor. YA sınıfını bırakın, bu kitap direk Grimdark sınıfına bile giriyor bence!

Altın hanelerin özenle seçtiği acemi Altınları birbirleri ile yarıştırarak, iyilerin en iyisini belirlemeye çalıştıkları bir savaş alanı Enstitü. Gördüğüm kadarıyla bu kısımlar Açlık Oyunları, Ender’in Oyunu gibi kitaplarla çok benzetilmiş. Ben iki evreni de filmlerden tanıyıp kitapları okumadığım için birebir yakınlaşma göremedim. Açlık Oyunlarına kıyasla ölçek çok büyük, 1000 den fazla Altın genç hem birbirlerine hem hanelerine avantaj için çekişiyor. Savaşlar ve stratejiler ( benim en bayıldığım yerler ) ile de üstüne çıkıyor hatta. Bir alana atılıp birbiri ile savaşıp öldüren her Battle Royal teması Açlık Oyunları ile karşılaştırılıyor sanırım ister istemez :confused:

Karakter yaratımlarını da başarılı buldum. Yazım tarzı ile beraber zaten hep Darrow’un kafasının içinde gibiyiz ancak bazı anlardaki kritik eylemleri olsun hype verecek film repliği tadındaki bazı konuşmaları olsun her açıdan doyuran ve kendini lider olarak bize de kabul ettiren bir baş karakter oluşuyor bu kitapta. Sevro, Kısrak, Cassius gibi çok iyi yan karakterlerle de bağ kurabiliyoruz. Ancak iş ikincil yan karakterlere geldiğinde 1-2 tanesi dışında çok sığ kalmaları da bir eksi yazmış, Darrow gözünden anlatımın yarattığı bir sonuç olmuş maalesef.

Kızıl Yükseliş irili ufaklı eksileri olan, ama artıları ile bunları çok rahat şekilde göz ardı ettirebilen çok güzel bir ilk kitap. Akıcı, tempolu, dolu dolu, şiddetli, sert ve hatta duygusal. Başlamakta 10 sene geç kaldığımı hissettirse de 2. üçlemesinin son kitabı ikiye bölünmüş ve son kitabı hala yazılmamış. 6. kitap da hala dilimize kazandırılmamış, belki de doğru zamanda seriye girmiş olabilirim :slight_smile: En kısa sürede serinin kalanını da edinip 2. ve 3. kitabı okumayı planlıyorum. Sonraki 4 leme için yazım ve basım hızına göre kararımı vereceğim.

18 Beğeni