Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Dragon Republic

R.F. Kuang – The Dragon Republic
Poppy War – 2

Poppy War serisinin ikinci kitabını da okudum. Yine keyifli bir okuma oldu.

Hikaye ilk kitabın kaldığı yerden devam ediyor ve hemen hemen baştan sona süren bir savaş var. İlk kitabı burada yorumlarken yazarın fantastik bir roman içerisinde Çin tarihini anlatmak istediğinden, kitapta anlatılanların gerçek hayatta yaşanmış olaylara esinlenmenin çok ötesinde benzediğinden bahsetmiştim. İlk kitapta, gerçek hayattaki Çin ve Japonya’nın muadili olan Nikara ve Mugen varken, ikinci kitapta bunların yanı sıra batılı ülkeleri temsil eden Hesperia da olaylara dahil oluyor. Hesperia’nın kitaptaki davranışı ile batılı ülkelerin gerçek hayattaki davranışları da çok benzer. Güçlü gücünü her yerde hissettiriyor.

Seride hoşuma giden noktalar akıcı ve okuyanı içine çeken dili, hikayenin gerçekçi gelmesi, yani kurguda boşluklar veya mantıksızlıkların pek olmaması, varsa da benim fark etmemem :blush:, okuduğum diğer fantastik kitaplara göre strateji ve diplomasi gibi konuların özellikle ikinci kitapta daha ağırlıklı olması sayılabilir. Hikayenin yer yer çok sert olması da bana hitap ediyor.

Benim için çok önemli olmayan ama bazı okuyucuların sevmeyebileceği olumsuz bir nokta olarak kitabın Rin ismindeki ana karakteri söylenebilir. Evlat olsa sevilmeyecek biri :blush:. Bazen “ben bu yaşanan vahşeti nasıl unutacağım” diye söylenirken, sert bir tasvir olduğu için okuyacak bazı kişileri rahatsız edebileceği düşüncesiyle spoiler kodu içerisine yazdığım şu olaya şahit olduğunda (insanların derileri yüzülerek üzerlerine kaynar zehir akıtılması ve acı çekmelerinin seyredilmesi, bu şekilde bütün gece acı çeken insanlar sabaha karşı öldüklerinde cesetlerinin yakılması) “eğlenceliydi, şimdi ne yapıyoruz” diyebiliyor. Ayrıca çoğu zaman mızmız ve şımarık hareketleri de var. Seri tamamen ana karakter odaklı olduğu ve yan karakterlerin (her ne kadar bazıları ilginç karakterler olsa da) çok fazla ön plana çıkmadığı dikkate alındığında, bu kadar sevilmeyecek bir ana karakter yaratmak biraz tuhaf, biraz da cesur bir tercih olmuş. Ben kitap okurken karakterler yerine hikayeye odaklanırım genelde, bu yüzden Rin’in davranışları ve söyledikleri beni rahatsız etmedi. Hikaye ise beni içine çektiği için zevkle okudum.

Kitabın sonlarında hiç beklemediğim bir twist gerçekleşirken Rin’in en sondaki söylemi de Breaking Bad dizisini izlemiş olanların hatırlayacağı “I am not in danger. I am the danger.” sözlerini hatırlattı. Bu şekilde bitince serinin son kitabı da ayrı bir merak uyandırdı bende. Sonuç olarak, heyecanla okuduğum bir seri oluyor benim için.

16 Beğeni