
Kitap: Gökkurt - Bumin Kağan’ın Börü İhtilali
Yazar: Çağlayan Yılmaz
Yayın: Panama Yayıncılık
Baskı: 2019 Mart, 1. basım
Kapak: Cihan Engin
Sayfa: 400
Kitap hoşuma gittiği için bir Eski Türk tarihi meraklısı olarak geniş bir inceleme yaptım. Başlayalım bakalım…
Halklar:
- 
Aşinalar: Göktürk Devleti’ni kuran Türk boyu. Aslında doğrusu "Aşına"dır, kimi Türkbilimcilerce “aş+mak” kökünden türetilmiş bir sözcük olduğu düşünülür. Günümüzde ülkemizde yanlış biçimde “Asena” olarak kız çocuğu adı olarak kullanılmaktadır. Ancak yazar “Aşina” kullanımını yeğlemiş.
- 
Tölesler: Hun ve Göktürk dönemleri arasında devlet örgütleri olmadan yaşayan Türkler’e verilen genel addır. Bu bağlamda Aşınalar da Töles’tir.
- 
Demir Dişliler: Karayan (kuzey) ormanlarında yaşayan, çiğ et yiyen, çok uzun boylu ve çok güçlü yapıları olan, yelviçi (büyücü) Yasuna tarafından yönetilen, kadim çağlarda Türkler’in düşmanı olan ulus. Tarihte yaşamış bir halk değildir. Öykünün fantastik unsurlarından.
- 
Taygalar: Karayanda (kuzeyde) ağaçlarda yaşayan, geyiklere binen, Türkler tarafından Ağaç Erleri olarak adlandırılan, Türkler’in dostu ve akrabası olan ulus. Öykünün fantastik unsurlarından ama bana Sahalar (Yakutlar) ve/veya Macarlar’ı hatırlattı.
- 
Cücenler (Juan Juanlar): Kitapta genellikle Apar olarak, bazen de Cücen olarak adlandırılıyorlar. Tarihte Hun ve Göktürk dönemleri arasında Orta Asya’nın doğusunda egemen olmuş halk. Öyküde Türk olarak gözükmemeleri çok doğru. Çünkü bir zamanlar onlara Avar adı verilip, Doğu Avrupa’da devlet kurmuş Avar Türkleri ile aralarında bağlantı kurulmaya çalışılıyordu ki bu büyük bir yanılgıydı. Yazarın bu hataya düşmemesi çok iyi olmuş.
- 
Börüler: Aşınalar’ın (genel anlamda ise Türkler’in) özel ve durdurulması çok zor askeri birliği. Bu hayali bir unsur değildir. Göktürkler zamanında kağanın özel birliğine “Börü” adı veriliyordu ki bunu Çin kaynakları da teyit eder (Çin kaynaklarındaki yazılışı "Fu-li"dir).
Karakterler: Aşinalar’ın ilbeyi Bumin • Aşinalar’nın Börü başı Kanşiray • Bumin’in kardeşi İstemi • Cücen (Juan Juan) kağanı Anakui • Bumin’in altı oğlu Jutan, Mukan, Taspar, Kara, Titou, Mahan • Mukan’ın oğlu Talopien • Kara’nın oğulları Shetu, Chulo, İşbara • Anakui Kağan’ın şamanı Tolunay • Anakui’nin oğulları Anlochen ile Tengchu • Tengchu’nun oğulları Kuti ile Tiefa • Cücenler’in özel birliği Kara Köpekler’in başı Baydu • Shetu’nun karısı Umay Hatun • Bumin ile İstemi’nin akası (amcası) Ulu Alpagu • İstemi’nin oğlu, Bumin’in yeğeni, Göktürkler’in en iyi atlı okçu birliği olan Kızıl Tuğ Birliği’nın başı Tardu • Aşinalar’ın Ulu Kam’ı Şoramun • Bumin ve Aşinalar’a birliğin önemini vurgulayan masalı anlatan yaşlı baksı • Bumin’in karısı Gökşin Hatun • Baydu’nun en yakın adamlarından Karaçoy • Demir Dişliler’in ecesi (kraliçesi), güzel yelviçi (büyücü) Yasuna • Tengchu’nun zamanında yaşamını kurtardığı, Taygalar’ın komutanı Kortan • Umay Hatun’un andası Müge Hatun • Tayga hanı Alkar • Yaşlı Tayga kamı Ulu Kadın • Tayga komutanı Kapalan • Anakui’nin yirmisine yeni basmış küçük kızı Alanguva • Batı Vey prensesi, İlbey Bumin’in yeni karısı Changlo • Doğu Vey kralı Ven Hsüanti • Şoramun ölünce yerine geçen Ulu Kam Akdoğan • Anakui’nin kardeşi Tengshutse • Baydu’nun en yakın adamı Celasun • Batı Vey kralı Venti • Batı Vey kralı Kung
Özet: Kitap Göktürkler’in (Aşınalar’ın), geniş anlamda ise Türkler’in, bağımsızlıklarını kurmak üzere Cücenler’le olan uğraşlarını, bu uğurda neler yaptıklarını anlatıyor; Göktürk Devleti’nin kurulması ile de sonlanıyor.
Roman Göktürk Devleti’n’in kuruluş öncesini ve kuruluş dönemini tarihin çizgisinden pek fazla sapmadan aktarıyor (elbette küçük farklar var) ve ana tema “Türk birliğinin sağlanması.” Ama bu düz bir tarih romanı değil. Yazar fantastik unsurları da serüvene yedirmiş: Kamlar (şamanlar), kamların yaptıkları büyüler ve karşı büyüler, kadim Türkler’in geçmişini anlatan yitik kitap, insan gövdesine giren karanlık tinler (ruhlar), gölgeleri (karanlık ruhları) öldürebilen pusatlar (silahlar) vs. Dolayısıyla tarihsel gerçekler fantastik unsurlarla harmanlanıp okuyucuya bir tür alternatif Göktürk tarihi sunulmuş. Ama yukarıda da değindiğim gibi genel tarih çizgisinden aşırı ölçüde sapmıyor.
Savaş sahnelerinde Aşınalar, Vikingler’e rahmet okutacak kadar acımasız savaşçılar olarak tasvir edilmişler. Bunu doğrudur ya da yanlıştır yargısına varmak için değil, durum saptaması yapmak için söylüyorum. Ama ben yazsaydım bu denli dehşetengiz tasvirler yapmazdım. Savaşın gelişimi, savaşta ölümler, kesilen gırtlaklar, kopan kelleler, deşilen böğürler oldukça vahşi ve kanlı biçimde betimlenmiş. Ama beni kitapta en çok sürükleyen sayfalar da buraları oldu dersem yalan söylemiş olmam… İkilem işte, hoşgörün…
Ben romanı oldukça beğendim. Elbette bunun temel nedeni Eski Türk (özellikle de Göktürk) tarihine olan ilgi ve sevgim. Buna bir de fantastik edebiyat sevmemi eklemek gerek. Zaten roman da bu ikisinin karışımı. Eleştireceğim yerler de var:
Öncelik Türk beylerin adları Çince yazılışlara göre verilmiş. Bu beylerin adlarını Çin yazmalarından öğrendiğimiz için tarih kitaplarında genellikle böyle geçerler. Ama Türkbilimcilerin bu adlara akla uygun Türkçe karşılık önermeleri de vardır. Bu bir roman olduğuna göre mantığa uygun olanları kullanılabilirdi ve biz de romanı okurken yabancılık çekmezdik. Örneğin Titou yerine Tutu ya da Tutuk, Jutan yerine Yutan, Chulo yerine Çoluk kullanılabilirdi.
Romanda Bumin, oğlu Titou savaşta ölünce “O artık Tengri’nin en güzel bahçelerinde.” diyor. Bu cümle ibrahimi dinlerin (islam, hıristiyanlık, yahudilik) “cennet bahçeleri” kavramını çağrıştırıyor. Burası olmamış işte… Ayrıca Eski Türkler konar-göçer oldukları için yerleşik kültürün bir unsuru olan "bahçe"den uzaktılar.
Kimi yerlerde Aşınalar’ın saçlarının örgülü olduğundan söz ediliyor. Bu Cücen geleneğiydi. Türkler saçlarını uzatır ama örmezlerdi.
Aşınalar Cücenler’e karşı Türk birliğini sağlamak için mücadele ederken Tölesler’in (yani öteki Türk boylarının) kimilerine çok sert davranıyorlar. Doğrudur, devleti kurmak için Aşınalar başlangıçta öbür Türk boylarıyla savaşlar yaptılar ama kitaptaki gibi Türk boylarına karşı tepeden bakıcı aşırı bir sertlik sergilemediler.
Romanda bazı yazım hataları var. Her romanda olduğu gibi bu romanda da redakte işlemi yapılması gerekirdi. Buradan yayınevinin kulaklarını çınlatmış olalım… Kitabı almaya niyetiniz varsa bunu göz önünde bulundurun.
Son olarak Eski Türk tarihine meraklıysanız kitabı alın derim; alternatif bir yaklaşımla sunulmuş ama temel doğrulardan sapmayan Göktürk tarihi ile ilgili bir roman ilginizi çekecekse yine alın derim; üstüne bir de fantastik unsurları seviyorsanız muhakkak alın derim… Ama sadece fantastik edebiyat seviyorsanız, tarihten hoşlanmıyorsanız almayın derim…