Çingene - Ahmet Mithat Efendi

Bu defa güldürmedi.
İş Bankası Türk Klasikleri serisinde okuduğum bir başka kitap. Yine günümüz Türkçesine yapılan çevirisi ve editörlüğü harika. Hatta eski baskıda yapılan yanlışı aynen koruyup dipnotla bu yanlışa dikkat çekildiği yer bile var. Her zamanki gibi büyük emek.
Şu ana dek bu seride okuduğum kitaplarda sırayla gitmiyor, ilgimi çekeni alıyordum. Her şey gayet güzel giderken ilk kez çok sevdiğim Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Efsuncu Baba eseriyle bir hayal kırıklığı yaşadım. İkinci darbe ise bu eserden, Çingene’den geldi.
Ahmet Mithat’ı bir takdir ediyor, bir eleştiriyorum. İlginç bir döngüdeyim. Kitap altı üstü 94 sayfa ve ben (daha önce kendisinden Dolaptan Temaşa’yı da okumuş olan ben) bir türlü ilerleyemiyorum. Zar zor 50’lere geldim. Peki neden?
En büyük nedeni: Ahmet Mithat Efendi’nin Mary Sue karakterleri beni öldürüyor. Ustamıza saygım sonsuz, fakat özellikle başkarakteri Şems Hikmet’i bir övüyor, bir övüyor, sonra tekrar övüyor. Yaptığı en küçük şey için hemen ne kadar akıllı olduğu, nasıl da zekice plan kurduğu söyleniyor. Ahmet Mithat Efendi kendi karakterini adeta başka velilere kendi çocuğunu öven ebeveynler şeklinde sunuyor.
Şems Hikmet karakterinin kendi ise bence ziyadesiyle züppe. Adamın işi gücü yok. Bu kitapta yazarın tanıdığımız karakteri Rakım Efendi de var. Arada onun yanına gidiyor, gazetede çalışıyor. Ama Şems Hikmet kırk yılın başı 1 saat gittiği bu ofiste bile öyle başarılı ki, mahlas kullanarak bir köşe yazısı yazıyor, sonra başka mahlasla kendi yazısına karşı çıkan başka bir yazı kaleme alıyor.
Kendisinin yapamadığı hiçbir şey yok bu arada. Müzikte de çok iyi; çok da yakışıklı. Zeki demiş miydim? Demezsem yazar beni öldürebilir 
Bir de Şems Hikmet’in sürekli birilerine ne nasıl olunur nutku çekmesi ayrıca rahatsız edici. Tam bir hadsizlik örneği, ama yazar bunu onaylayan bir tavır içinde.
Şimdi yazarın hakkını teslim edeceğim yere gelelim.
Eserde 16 yaşında güzeller güzeli bir çingene kızının eğitilmesi konu ediliyor. Bu noktada yazar gerçekten de güzel teşhislerde bulunuyor ve çingenelerin de insan olduğuna güzel dikkat çekiyor. Özellikle halkın çirkin bakış açısına farklı karakterler üzerinden değindiği gibi, kızımızın her davranışının (olumlu da olumsuz da) hemen çingeneliğine bağlanmasının kız üzerinde yarattığı etkiye yer veriyor. Güzel, insani bir bakış açısı var. Eser bu açıdan toplumsal bir sorumluluk da yükleniyor.
Sonuç olarak, küçücük kitapta çok ağır ilerliyorum. Bu durum beni üzüyor, ama Şems Hikmet olduğu sürece de bu durum değişmeyecek gibi görünüyor.