EJDERHA’NIN YUMURTASI (CHEELA #1)
KONUSU
Fedakarlık ve zafer dolu bir hikayede, bilim insanları Ejderha’nın Yumurtası isimli nötron yıldızında yaşayan akıllı yaşam formları Cheelalarla iletişim kurmaya çalışıyor. Fakat insanların bir dakikası Cheelaların iki yılına eşit. İnsanlar bu engeli aşıp Cheela medeniyetinin öğretmeni olabilecekler mi?
DÜŞÜNCELERİM
Kitabın ilk bölümünde Ejderha’nın Yumurtası’nın ve üzerindeki hayatın nasıl var olduğunu görüyoruz. Silahı keşfetmeleri, tarıma geçişleri, matematiği öğrenmeleri, dinin ve astrolojinin doğuşu derken sırayla medeniyet basamaklarını tırmanıyorlar. Bu bölümler, acaba biz de mi böyle yaptık diye düşündürüyor.
Sonra, bilim insanları nötron yıldızını incelemek için yaklaşıyorlar ve insanların farkında olmadan yaptığı şeyler, Cheela medeniyetinde köklü değişimler doğuruyor. Örneğin; Cheela’nın biri, uzay gemisinin başlattığı yüzey taramasındaki lazer ışığını, tanrının bir işareti zannediyor. Lazer üzerinden geçince sıcaklığı yüzünden büyük bir zevk hissediyor ama gözü hassas olduğu için lazeri sadece o görebiliyor. Lazerin izlediği yolu takip edip, diğer Cheelaları “Bakın şimdi size tanrının kutsamasını getireceğim.” diye kandırıyor. Hatta kendisini peygamber ilan edip, tüm kabilelere dinini yayıyor. Fakat tarama bitip lazer söndüğünde “Tanrıyı kızdırdın, seni şarlatan!” diye müridleri tarafından katlediliyor.
İnsanların ve Cheelaların birbirlerini keşfetme ve birbirlerine mesaj gönderme uğraşları, iki aşığın kavuşma çabaları gibi heyecan vericiydi. İletişim kurmayı başardıklarında kitabın final bölümüne giriyoruz. Bu bölüm, geri kalanına göre biraz hızlı ilerlese de tatmin edici bir sonla bitiyor.
Kitap Hard Science Fiction türünde olduğu için dili ağır. Özellikle başları, fizik ders kitabı gibi detaylı açıklamalarla dolu. Yazar, insan karakterleri yazarken fazla çaba göstermemiş ama zaten çoğunlukla Cheelalara odaklanıyoruz. Yarım santimetre çapında birer amip olmalarına rağmen Pembe-Gözler, Hızlı-Öldüren ve Yamaç-İzleyen’in maceraları beni etkilemeyi başardı.
Sonuç olarak, ilk temas ve farklı zaman algısı gibi konular ilginizi çekiyorsa ve bilimselliğe önem veren bir kitap arıyorsanız okumalısınız. Türkçesi maalesef yok, Clarke, Asimov ve Herbert gibi ustalardan övgü alması yeterli olmamış.