Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Yok, genel üslubu öyle. Ama insanlar seviyor bunu. Belki orijinal dilinde okuması daha keyiflidir. Ben de şu alfadaki toplu ciltlerini okuyunca anladım yazarın üslubunu.

1 Beğeni

Lovecraft’a Ctulhu ve Delilik Dağları’ndan değil Karanlıkta Fısıldayan’dan baslafığım için kendimi şanslı addediyorum. Siz öyle yapın bence.

1 Beğeni

Patrick Rothfuss KRAL KATİLİ GÜNCESİ serisini okuyorum. Yazarın ayrıntılar üzerinde değişik bir hakimiyeti var. İlk başta yazarın gereksiz ayrıntılara çok fazla dikkat çektiğini düşünmüştüm. Fakat adamın yaptığı okuyucuyu ustaca hikayenin içinde yaşatması olduğunu keşfettim. Hikaye yavaş ilerliyor. Zaten yazar buna özel olarak dikkat ediyor. Kitapları film izler gibi okuyanlara özellikle tavsiye ederim.

1 Beğeni

Ben en son lev tolstoy’un “insan ne ile yaşar ?” kitabını okudum.

1 Beğeni


Ve sonunda Kara Kule :smiling_face_with_three_hearts::partying_face:

9 Beğeni

Sürgün gezegeni

Kitap ilk başlarda; dünyası, karakterleri, toplumu ve ilerleyişi ile içine çekiyor lakin beni sonradan sıktı açıkçası. Kitapta pek ilgi çekici kılacak şeyler yoktu ve ilk başlarda dünyanın üzerine biraz değinmesinden sonra normal şekilde iki topluma ve onların arasında olan olaylara hiçte ilgi çekici olmayan şekillerde değinerek hikayeyi devam ettirdi. Anlatım düz yazı gibiydi ve çeken bir şeyi yoktu yani bilemiyorum ben okurken sıkıldım. Yazarın okuduğum ilk kitabıydı ve ümitlerim vardı ama hiç beklediğim gibi çıkmadı. Belki benim beklentimden ötürü böyle oldu bilemiyorum. Yine de güzeldi yani 140 sayfa bir şey okunabilir.

6 Beğeni

Ursula Kroeber Le Guin en sevdiğim yazardır. Yazını görünce dile getirmeden edemedim.
Ötekileştirme ve Toplumsal Kutuplaşma Üzerine: Sürgün Gezegeni | Bilimkurgu Kulübü bilim kurgu kulübü çok güzel bir şekilde kitap hakkında bir şeyler yazmış. Artı olarak demek istediğim kısa olması dışında başka olumsuzluk göremediğim bir kitaptı. Külliyatını yavaştan tamamlayan biri olarak diyorum ki yazarı bırakma. Sürgün gezegeni ursulanin ekumen döngüsünün bir parçası. Ekumen döngüsünün diğer kitaplarını sevebilecegini düşünüyorum. Ya da Yerdeniz daha iyi bir devam olur. :blush:

Kitabı bitirir bitirmez zaten bu yazıyı okudum. Yine de fikrimde pek bir değişme olmadı. Bu yazı içinde bahsedilen şeyleri zaten kitap veriyor okurken de fark ediyorsun ona bir şey demiyorum ama ben daha bilimkurgu ağırlıklı bir kitap beklemiştim. Kitabın koca bir yarısının savaşa değil toplumlar arası biyolojik farklılıklara ve diğer gezegen olaylarına değinmesini tercih ederdim. Dediğin gibi kısa olmasa bunlara ve belki daha başka şeylere değinilebilirdi ama yapılmamış maalesef. Şimdilik hem lotr’nin sonu hem de öveni çok olmasından ötürü zaten uzun zamandır aklımda olan yerdenizi de okumayı düşünüyorum ama ne zaman kısmet olur bilmem. Teşekkür ederim yorumun için. :krs:

1 Beğeni

Aaa bilemedim :buyucu: en sevdiğim yazar olunca sanki kendimi savunur gibi kaplan kesilebiliyorum. (Rüyalarıma bile girdi kendisi) :grin::grin: Lotr için keyifli okumalar diliyorum. Istemekle haklısın. :blush: Yerdenizi bence daha çok seveceksin tabi zaman gösterecek. Güzel olmasını dilerim :buyucu:

2 Beğeni


Bir Avuç Kıvılcım’ı bitirdim. Attila İlhan’ın diğer şiir kitaplarındaki şiirlerden en iyi olanlarının bir kısmı alınarak oluşturulduğu için bu kitapta okuduğum şiirlerin hemen hepsini beğendim. Şiirlerin bir kısmını daha önce okmuştum zaten ama tekrar okumak güzel oldu. Yalnız bu kitapta olmamasına şaşırdığım çok iyi şiirler var, neden konulmamış bir anlam veremedim.

Bu kitapla birlikte çizgi romanlar hariç, 500. kitabımı okumuş oldum. Aslında 500. kitap olarak Sefiller’in tam metnini okumayı planlıyordum ama bu aralar okuma hızım çok arttığı için evdeki hesap çarşıya uymadı.

4 Beğeni

images

Başkan Kurgu Bilim Dizisi’nin 7. Kitabı olan Şafak Projesi Phobos’u okudum.

1951 yılında yayımlanan roman Arthur C. Clarke’ın ilk kısa romanı sanırım. Yazıldığı tarihi göz önüne aldığımızda romanın konusu hayli güzel. Konusundan kısaca bahsetmek gerekirse. Bir grup bilim adamı Mars’a yerleşerek koloni oluşturmaya girişmişlerdir. Büyük kubbeler içinde hayatını sürdüren bu grup zamanla kendilerini Dünya’dan ayrı tutmaya başlar ve Mars’ı Dünya gibi bir gezegene dönüştürmek isterler.

Tabi bu hikayeye Mars’a yolculuk yapan bir bilimkurgu yazarı ve geminin mürettebatıyla giriş yapıyoruz. Martin Gibson’ın merkezinde ilerleyen olaylar Marslılar ve gizli projelerle daha da ilnginçleşmeye başlıyor.

Her bilimkurgu severin okuyabileceği kısa ve güzel bir roman. Tavsiye ederim.

11 Beğeni

Belki de Ursula’nın okuduğunuz ilk kitabı olduğu için böyle düşünüyorsunuzdur. Ben ilk önce Rocannon’un Dünyası’nı okumuştum. Aynen sizin bu kitap için söylediklerinizi söylemiştim. Hatta bu kadar çok övülen Ursula’yı sevemediğim için de üzülmüştüm. Sonra ikinci bir şans daha vereyim dedim, bu kitabı okudum ve bu sefer çok sevdim. Anlatım şekli biraz değişik geliyor bana Ursula’nın. İlk kitapta buna alışamadığım için sevmediğimi düşünüyorum. Belki sizde de aynısı olmuştur. Bence başka bir kitapla ikinci bir şans daha verin.

Jack London - Vahşetin Çağrısı

images (12)

Bu adam bir harika. İlk kitabı bu. Bence bundan başlayın. Her kitabında hayatından izler olması da ayrıca güzel.

Goodreads inceleme linki

Franz Kafka - Aforizmalar

images (10)

Bu kitaba direkt girerseniz birkaç tane msn iletisinden başka bir şey bulamazsınız. Kendinizi hazırlamadan bence Kafka okumayın. Bu kitaba bir(sayıyla 1) yıldız falan veren var, gülerler adama sonra.

Goodreads inceleme linki

7 Beğeni


Evet Sabahattin Ali külliyatından beşinci kitabımı okuyorum hedefim tüm eserlerini bitirmek
Gerçekten çok sürükleyici bir dili var anlatımı ve yazı dili çok anlaşılır ve konuları hayattan, içten işliyor zevkle okumaya devam…
Adam hem romanda , şiirde hemde öyküde çok başarılı ,tiyatro kısmına daha gelmedim kesin onda da iyidir :slight_smile:

3 Beğeni

E. A .Poe’nun İthaki baskısı olan bütün hikayeleri kitabını okuyorum. Bu nasıl bir çeviri anlamadım. Sürekli bir yabancı kelime geçiyor cümlelerde. Bazılarının anlamını en arkada yazmışlar ama bazılarını açıklama zahmetine girmemişler. Türkçe çeviri yaparken neden yabancı kelime bırakırsın ki yani anlamadım gitti. Okumayı baltalamaktan başka bir şeye yaramıyor. Zaten hikayelerden de keyif almadım. Baş kısımlardan 4-5 tanesini okudum hiç güzel değiller. Umarım ileride güzelleşir. Aksi halde ikinci bir Lovecraft vakası yaşanacak gibi duruyor.

Bahsetttiğim tarzda cümlelere örnekler:

… zamanın hangi litterateur’ü geri kalan bütün o savant’ların saçma sapan "Idee"lerine karşı bir "Idee de Bon-Bon"a iki mislini vermezdi?

A priori akıl yürütürdü. A posteriori de akıl yürütürdü.

… ilk başlığın yerini parlak kırmızı harflerle yazılmış Regitre des Condamnes yazısının aldığını görünce biraz şaşırdığını itiraf etmeliyim.

… kitabında bir takım çok outre fikirler var…

2 Beğeni

Tek ciltli hali güzel bir indirime girince almıştım ama böyle olduğunu bilsem muhtemelen almazdım. Belki ileride İletişim’den alırım.

Çevrilmeyen kelimeler Fransızca, metnin dili İngilizce. Dolayısıyla ile İngilizce metnin içinde Fransızca kelimeler var. Bu tarzı korumak için çevirmemişlerdir muhtemelen. Ama açıklamaları kitap arakasına değil dip not olarak koyulması daha iyi olur.

1 Beğeni

Poe’nun yapıtlarını okumak için İletişim Yayıncılık’ın Bütün Öyküleri Cilt 1-2’yi öneririm. Çevirmen Hasan Fehmi Nemli’nin duru Türkçesi ve her kitabın sonundaki ayrıntılı açıklamalar oldukça doyurucu…

2 Beğeni

Tamam aslını bıraksınlar ama ne anlama geldiğini de dipnot olarak eklesinler. Çoğu kelimenin anlamı yok.

4 Beğeni

6 Beğeni