Kaplan! Kaplan! Kitabına başladım. İlk sayfalardan konunun güzelliği ve yazarın anlatımı beklentilerimi yükseltti. Ama 50. ve 65. sayfalar arasında geçen olaylar daha ilk raundda nakavt etti beni. Ne okuduğumu anlayamadım. Preistegn’den Preistegn midir nedir onu ve sayılan klanlar beni kitaptan oldukça uzaklaştırdı.
Kitabı okuyup bitiren arkadaşlara sesleniyorum. Lütfen ‘ilerleyen sayfalar da böyle değil merak etmeyin’ diyin.
Ne yazık ki öyle. BKK içinde en çok merak ederek aldığım kitaptı kendisi ama en sevmediğim kitap oldu diyebilirim. Bölümler arasında çok hızlı geçişler oluyor bence. Ben adapte olmakta zorlandım o yüzden.
Bir dil mirası olarak saklayacağım bu kitabı. Toprağımın sesiyle söylenmiş bu güzelim hikayeleri dönüp dönüp okuyacağım. Başımın üstünde, dizimin dibinde, içimin sıcağında tutacağım.
Lütfen devam edin. Okuyup okuyacağınız en iyi bilim kurgu kitabı olacak. Çağdaş yazarlar olsaydı bu kitaptaki fikirlerden 6-7 roman çıkarırlardı. Muazzam bir kitap.
@Agackakanwoody Bilimkurgu Klasiklerinde herhangi bir kitabı yarım bırakmak gibi bir düşüncem yok. Bakalım nereye kadar götürebileceğim. Teşekkür ederim yanıtsız bırakmadığınız için.
@periyodiknesriyat Umarım ilerleyen sayfalarda daha fazla üstüme gelmez bu tip yakındığım durumlar. Yarım bırakmayacağım kesin ama işkenceye dönmesin bu okuma. Size de teşekkür ederim.
Bence devam edin, bazı bölümlerde tempo düşse de genel olarak akıcı bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Kitabı bitirince fikriniz ne yönde değişecek merak ediyorum.
Lütfen ama lütfen bırakmayın. Benim için BKK serisi içinde en iyi eserlerden biridir bu. Ben de okurken başlarda sıkılmıştım ama ilerlediğim de sadece bir hırsın neler yaptırabileceğine şahit oldum. Karakterden nefret ederken bir yandan da bayıldım. Tabi bu zevk meselesi ama gerekirse bırakın ve kendinizi kitaba baştan hazırlayıp tekrar okuyun.
Belgariad serisini okuyorum, şubat başında başladım şuan 4.kitap bitmek üzere. Yordu beni artık bitsin diye okumaya başladım. Olaylar çok tahmin edilebilir, gereksiz uzatılan çok yer var.
Az önce Zifiri Karanlık Yıldızsız Gece adlı kitabı bitirdim ve yazarın en beğendiğim kitaplarından biri oldu.
4 uzun hikayeden oluşan klasik bir King kitabı. Ayrıca neden bilmiyorum ama romanlarından ziyade öykülerini daha çok sevdiğim bir yazar Stephen King, sanırım sonları daha tatmin edici yazdığı için. Bu kitaptaki hikayeler de oldukça akıcı, konu olarak da bir o kadar rahatsız edici.
Velhasıl imkanınız varsa ya da King seviyorsanız okuyun efenim, öneririm.
Aslında King’in öykücülüğü de çok iyidir. Örneğin tüm zamanların en iyi filmlerinden biri olan The Shawshank Redemption Esaretin Bedeli bir King öyküsü (Bizdeki adı galiba Rita Hayworth’u Seven Adam’dı) uyarlamasıdır.
Amphitryon bitti. Heinrich von Kleist ilk defa okuduğum bir yazar olmasına rağmen yazarın üslubunu beğendim. Kitabın başında bu kitabın Molieré’in aynı adlı eserinden esinlenerek yazıldığı söyleniyor, Molieré de aynı hikayeyi Yunan Mitolojisi’nden aldığı için kitabın özgünlüğü konusunda bir değerlendirmede bulunamayacağım.
Kitap, Zeus’un Amphitryon’un karısı Alkmene’yle birlikte olmak için Amphitryon kılığına girmesi ve bunun akabinde gelişen olayları bir oyun şeklinde bize sunuyor. Oldukça akıcı ve eğlenceli bir kitaptı. Kitaptaki favori karakterim Sosias oldu.
Kitap: Borges ve Sonsuz Orangutanlar Özgün Ad: Borges e os orangotangos eternos Yazar: Luis Fernando Verissimo Yayın: MonoKL Yayınevi Baskı: 2015 Şubat, 1. basım Çeviri: Yasemin Ertuğrul Sayfa: 104
Bir cinayet öyküsünü ele alan kitabın en önemli özelliği karakterlerden birinin ünlü yazar Jorge Luis Borges olması. Borges’in karmaşık cümle ve düşünce tarzından esinlenerek yazılmış kitabı biraz dikkatle okumak gerekiyor (ama çok fazla da değil). İngilizceden yapılmış çeviriler yerine bir başka dilden çeviri okumak isteyenler için güzel bir seçenek.
Giriş Bölümü: Brezilya’da yaşayan Almanya göçmeni Yahudi kökenli çevirmen ve İngilizce öğretmeni Vogelstein, Poe ve yapıtları üzerine araştırmalar yapan İsrafil Cemiyeti’nin Buenos Aires’te düzenlenecek 1985 yılı kongresine davet edilir. Bir süre önce Jorge Luis Borges’in bir öyküsünü kendinden eklemeler yaparak çevirmiş olan ve bu yüzden Borges tarafından kınanan Vogelstein için bu, ünlü yazarla yüz yüze görüşebilmek için bir fırsattır. Kongrenin bir gece öncesi düzenlenen kokteylde cemiyetin üyelerinden Joachim Rotkopf, Borges ile cemiyetin üyelerinden Oliver Johnson, Xavier Urquiza ve İkisara’yı üzen itham ve hareketlerde bulunur. O gece Rotkopf kaldığı otelde öldürülür. Otelde Oliver Johnson, Xavier Urquiza, İkisara ve Vogelstein da kalmaktadır…