King Film zevki iyi olan birisi değil zaten.En azıdan kendi eserlerinde. O yüzden çok da dikkate almamak lazım diye düşünüyorum.
Yeşil Yol ve Esaretin Bedeli gayet güzel filmler.
Katılıyorum ama Kubrick’in Cinnet filmi de muhteşem bir film ama King nefret ediyor filmden.
Kitaptan farklı işlenmesinden dolayı nefret ediyor olabilir, Danny ön planda olması gerekirken haliyle Jack Nicholson’ın baba karakteri işlenmiş daha çok. Otel olayı tam işlenememiş ama onu da filme yedirmek zor olurdu.
İthaki’nin bilimkurgu serisinin en son çıkan kitabı "İşkencenin Gölgesi"ni bitirdim. Gene Wolfe’un okuduğum ilk kitabı olmasına rağmen üslubunu çok beğendim. Öncelikle konusu itibariyle çok ilginç bir kitap. Yaratılan dünya, atmosfer çok güzel. Okurken çok keyif aldım. Fakat kitabın bazı yerlerinde absürt olaylar meydana geliyor. Okurken yaratılan dünyaya çok yabancı bir dünya hem de. Bu tarz sahneler okurken beni sıkmış olsa da kitabın genel yapısı çok hoşuma gitti.
Kitabını okumadım ona yorum yapamayacağım. Ama evet King kitabı fazla sahiplenip uyarlamaların bire bir olmasını istiyor doğal olarak. Ancak sahne sahne uyarlanan filmler genelde pwk başarılı olamıyor maalesef. Önemli olan kitabın ana fikrini alıp görsel sanata aktarmak. Başta ben de bire bir uyarlanmalı bir eser diye düşünüyordum ama öyle değil o iş. Yüzüklerin Efendisi mesela bire bir uyarlansa hikayenin başlaması ilk filmin ortalarına kadar sürerdi. Ve ana kötüyü yok eden ve büyük savaşlardan filmin ortasında çıkan kahramanlarımız 1 saat boyunca köy çatışması yapıp izleyiciyi sıkardı.
Hangi kitabı okuyorsunuz başlığı imiş burası bari gelmişken okuduğum kitabı da yazayım.
Epsilon yayınlarının Sabahattin Ali tüm romanları cildinden Kuyucaklı Yusuf’u okudum. Aslında Amak-ı Hayal’i okuyacaktım ama @alper beyin paylaştığı çizgi romanı görünce buna başlamaya karar verdim. Bu romanda sa Amak-ı hayal romanı geçiyor ama bakalım araya eğlenceli birşeyler koysam daha iyi olabilir. Yer yer ruhum daraldı.
İlk çıktığı dönemde epsilon tüm eserleri 3 cildini de almıştım. Birkaç öykü okuyup romanları nadasa bıraktım diyebilirim. Gerçi epsilon sonra kutulu çıkartarak beni pişman etti keşke bekleseydim ama neyse. Ciltler bence çok güzel. Ethem Onur Bilgiç’in çizimleri de bence şahane. Toplu romanlarda keşke tekil kapak resimlerini de ekleselermiş ama çok da önemli değil. Sabahattin Ali sade bir kullanılıyor ancak Kuyucaklı Yusuf’ da 2-3 kelimenin daha anlamını iliştirselermiş daha iyi olacakmış sanki. 170 sayfada 2 veya 3 kelimede takıldım sadece çok sorun değil.
Romanın kendisine gelecek olursam. Başlangıçta çok beğendim ama sonra roman bitmedi. Başından beri bu çocuk eşkiya olacak diye okudum romanı ama henüz olmadı. Sonra google saolsun bu kitap 3leme olarak planlanmış ve yazarın katli sebebiyle devamı gelmemiş. Gerçi 1937 de kitap olarak basılıyor. Ölümüne kadar 10 yıl var. Keşke birşeyler yazıp çizseymiş Yusuf hakkında ama kıamet değilmiş. Bir de kitap dizi gibi hissettirdi bana. Sanırıp tefrika edilmesinden kaynaklı ama bozmuyor benim için.
**Buradan sonra ufacık tefecik sürpriz bozanlar var. **
Kitabın yarım kalması dışında canımı sıkan iki şey var aslında. Birisi çocuk yaşta evlilik ama kitap 1903 ile 1916-17 yılları arasında geçtiği için normal. Zaten yazar da bunun farkında ve hep çocuk diye bahsediyor karısından. Ama diğeri benim daha çok canımı sıktı. O da kitapta bence ensest var. Bu Yusuf ile Muazzez kan bağı olmasa da kardeş. Bunlar bir birine nasıl aşık oluyor? Aynı evde büyümüşsün Yusuf Muazzez’e anasından çok analık yapmış ama 13 yaşına gelince gözü kızığın göğüsüne takılıyor. Bu bana mantıklı gelmedi açıkçası. Ve biraz romandan kopmama sebep oldu. Ama Yusuf genel olarak beğendiğim ve sonun keşke görebilseydim dediğim bir kitap oldu benim için. Kitabın finali kendi içinde muhteşemdi diyebilirim ama cevapsız sorular gerçekten üzdü beni.
Bir de filmi varmış kitabın. Bazı sahnelerine bakayım dedim de herşey çok kötü. Aslında bu romanın başarılı bir uyarlaması çok zor bir iş sanırım. Baktığım sahneler neredeyse birebir yapılmaya çalışılmış gibi geldi bana ama filmin ruhu yok. Yusuf kitapta gördüğüm Yusuf değil çok daha pasif birisi olmuş. Kısaca film olmamış dedip geçeyim. Kitabın ruhu filme geçmemiş.
Bu kitabı ayakta alkışlıyorum. Hemencecik okudum bitti gitti. Çok akıcı güzel bir kitap. Daha önce Kanını satan adamı okumuştum çok hoşuma gitmişti bu kitap ondan da güzel. Anlatılanlar o kadar iyi ki okurken ağlayasım geldi. Konu olarak kısaca Fugui’nin ve ailesinin başından geçenler diyeyim daha fazla bilgi vermeyeyim. Benim okudum 5. baskı fakat bir yerde anane-babaanne karışıklığı olmuş, onun dışında göze batan başka bir şey yok. Okumadıysanız alın okuyun okutturun.
Perg Efsaneleri | Bataklık Ülke
Kendi kendime beklentiyi mi yükselttim nedir anlamadım Dediğim gibi ekip güzel bir ekip oldu bence maceralarını okumaktan yine hoşlandım ama konusuna pek ısınamadım bu kitabın.
Mart ayının ilk kitabı H. G. Wells’in Tanrıların Tohumu oldu.
İki kafadar bilimadamı yeni bir besin yaparlar ve bunu hayvanların üzerinde denemeye karar verirler. Yeni besin ile canlının büyümesini ve büyüme hızını arttırmaya çalışan ikili nihayet amaçlarına ulaşır. Bir yandan sevinen ikili diğer yandan da ne yapacaklarını şaşırır. Çünkü besinleri bir dikkatsizlik sonucu başka yerlere kadar dağılır. Bu dağılma sonucunda ise ortaya dev arılar, dev sıçanlar ve dev bitkiler çıkar ve ortalık karışır.
Konuyu daha fazla anlatmaya gerek yok gibi. H. G. Wells’in kılı kırk yararcasına anlattığı romanda dev insanların ve normal insanların nihayi karşılaşmasına tanık oluyoruz. Milyonlarca topluluğun arasında farklı olmanın ve bunun getirdiği zorlukların kitabın her sayfasına nüfuz ettiğini düşünüyorum.
Perg Efsaneleri | Tanrıların Alfabesi
4. ve son kitabı da bitirdim nihayet. Hem mutluyum hem üzgünüm seri bittiği için. 3.kitaptan dolayı biraz uzaklaşsak da son kitapla tekrar yakınlaştık .
Gerçekten evren çok iyi yazılmış. Karakterler, gittikleri yerler, karşılaştıkları yaratıklar, başlarına gelenler okunmaya değer. Betimlemeleri biraz da kapaklardan kopya çekerek çok net canlandırabildim kafamda. Nume favorimdi bu kitapta ve tabi hunsıblar
keşke daha çok görebilseydik.
kitabın ikincisi var sürükleyici tarih kullanılan eski kelimeler gerçeğe uygun türk mitolojisindeki karakterler başarılı bir şekilde kullanılmış
Zacharius Usta bitti. Uzun zamandır Jules Verne okumamıştım, üstadı özlemişim.
Kitap, fantastik ve dini unsurlar barındırması bakımından yazarın diğer kitaplarından ayrılıyor. Daha önce okuduğum kitaplarından bu kadar farklı olması beni şaşırtsa da genel olarak sevdiğim bir kitap oldu.
Ejderha Mızrağı Destanı
Çok beğenerek okuduğum bir seri oldu.Oluşturulan karakterler muhteşemdi.Belli bir süre sonra insan karakterlere bağlanıyor.Bundan dolayı hızlı ve zevk alarak okudum.Serinin tek eksiği sonunu daha iyi bekliyordum.
Genelde uzun serileri pek tercih etmiyorum.Ama efsaneler üçlemesine (ikizlerin zamanı) bir şans vermeyi düşünüyorum.
Dostoyevski’den "Yeraltından Notlar"ı bitirdim. Kesinlikle beklentilerimin çok ötesinde bir kitap çıktı. Bir insanon iç dünyası ancak bu kadar derin ve güzel anlatılabilirdi. Kararsızlıklar, pişmanlıklar, yapmayı arzu ettiğimiz ama yapamadığımız şeyler, beklentiler. Ne ararsanız var bu kitapta. İnsanı tahlil edip, kendini fark etmesini sağlayan bir ayna gibi. İlk bölümün felsefi ve hissi dünyası, ikinci bölümde karakterimizin yaşadığı dünyası belki de eşine az rastlanacak bir güzellikle ele alınmış. Kendi fikri dünyamdan çok benzerlikler yakaladığım bu kitabı, “Değişik bir şey okumak istiyorum” diyen herkese tavsiye edeceğim. İlk bölümün ağır yükünü aşıp ikinci bölüme geçebilirseniz emin olun bu kitabı çok beğeneceksiniz.
Armada okuyorum… Çok düz olacağını düşündüren başlangıcı enteresan hamlelerle şaşırttı… Klasik Ernest Cline referans yığını ama kırka yaklaşan geek tayfa bunu istiyor zaten
Henüz 50 sayfa falan okudum, çok fazla yorum yapamayacağım ama şimdiden kitabın o esprili dilini çok beğendim, absürt havası da ayrıca hoşuma gitti. Nedense azıcık da favori Türk yazarım olan Doğu Yücel’in kalemini anımsattı.
Haftaya okumayı düşünüyordum iyi oldu bu yorumu gördüğüm elimdeki kitap bitsin hele
Kitap herkese hitap etmeyebilir. Ben ilk bölümü okurken bile, Rousseau’nun "İtiraflar"ının değişik bir versiyonu mu acaba? diyerek okudum. Hatta itiraf edeyim birazcıkta sıkıldım. Ama kendini kitaba vererek okuduğunda müthiş etkileyiciliğinin farkına varıyorsun
Bayadır kitaplığımda bekliyordu. Artık zamanı geldi bence teşekkürler. Umarım severim.