Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Sanırım bu kısım Metro istasyonlarının bizimkilerin aksine belirli bir mimarî anlayış çerçevesinde, estetik açıdan ilgi uyandıracak şekilde inşa edildiğinden olsa gerek. Zamanında uzun uzun tasvir edilen istasyonların gerçekteki halini incelemiştim. Özgün tasarımlar olduklarından ötürü kıyamet sonrası halleriyle rahatça karşılaştırabildim. Muhtemelen yazar, metrolarına aşina olan Rus halkını göz önüne alarak bu kısımları kaleme almış. Metro - 2 muammasına hiç girmiyorum.

Benim de seride favorime yaklaşabilecek en yakın kitap bu. Homer da istediğini elde ediyor hem, kendi Odesa’sını yazmayı başarıyor. Heyt be, okuyalı epey oldu. Gözümde canlandı birden. 2033’ün oyununu oynarken yaşadığım heyecanla 2033 ve 2034’ü edindiğimi hatırlıyorum. Daha sonra da 2035’i beklemeye koyulmuştum.

1 Beğeni

Evet, Moskova Metrosunda neredeyse her durağın kendime has bir mimarisi var. Bir de gözümüzde canlansın diye insanların nasıl yerleştiğini tasvir etmeye çalışmış sanırım. Benim de sıkıldığım anlar olmuştu, o kısımları hızlıca atılıyordum.

1 Beğeni

Kitap: Âşık Şeytan - Bir İspanyol Hikâyesi
Özgün: Le diable amoureux, nouvelle Espagnol
Yazar: Jacques Cazotte
Çeviri: Berna Günen
Yayın: Kırmızı Kedi Yayınevi
Baskı: 2016 Mart, 1. basım
Sayfa: 128

Babil4

Jorge Luis Borges’in hazırladığı Babil Kitaplığı dizisinin dördüncü kitabı. Yapıt 18. yüzyıl ürünü. Bu yüzden karakterlerin edebi bir dille, yapay bir edayla konuşması zihne garip gelse de yadırganmamalı.

Yapıtı ortaya koyan Jacques Cazotte, Fransız fantastik yazınının öncülerinden biri olarak tanınmasını sağlayan "Âşık Şeytan"ı 1772’de yazmış. Ateşli bir kraliyetçi olan yazar, Fransız devrimine karşıt görüşlerinden ötürü 1792’de giyotinle idam edilmiş.

Roman, genç bir erkeğin benliğini ele geçirmeye çalışan Şeytan’a karşı olan uğraşını ele alıyor. Başlangıcı şöyle:

İspanyol süvarisi Álvaro, Napoli kralının muhafız alayında yüzbaşıdır. Bir akşam asker arkadaşlarıyla içerken konu kabala ve kabalacılara gelir. Herkes kendi odasına çekildikten sonra, konuşmalara hiç katılmamış olan, birliğin en yaşlı askeri Soberano ruhlarla iletişim kurulabileceğini söyler. İlgi gösterince de Álvaro’yu bir harabeye götürür. Yere bir pentagram çizen Soberano, Álvaro’ya söylemesi ve yapması gerekenleri anlattıktan sonra yanındaki iki arkadaşlıyla birlikte oradan ayrılır. Ritüelin sonunda Beelzebub yani Şeytan gelir ve Álvaro’ya ne istediğini sorar… İlerleyen sayfalarda Şeytan, çok güzel bir kadın kılığına girerek önce Álvaro’nun uşağı, sonra da tutkunu olur. Álvaro ona Biondetta adını verir…

5 Beğeni


Odunları kırdıktan sonra dinlenme aşaması :slight_smile:
Havada hafif bir fırtına. Eksi kaç bilmiyorum ama dışarda kar atıyor. Ben de sobanın başında wardstone okuyorum :joy:
Kitaba gelirsek 5. kitaba yeni başlıyorum ancak önceki kitaplardan bahsedecek olursam bazı yerlerde çocuk kitabı olarak geçmesine rağmen bu kitabı çocuklara vermem. Öcüler cadılar vs var ama sevimli olarak değil korkukutucu seviyede.
Her ne kadar seri olsa da her kitabın hikayesi kendi içinde başlayıp bitiyor ve oldukça sürükleyici. Ancak şuana kadarki kitaplarda asıl düşman olarak gösterilen şey yerinne her zaman hikayede odak başka yerlere kayıyor ve ana düşman oldu bittiye gelitiriliyor. Kendi içinde mantığı var bu durumun ama art arda kitaplarda görünce dikkatimi çekti. Tabi durum şuana kadar iki kitapta oldu genele yaymayayım bu durumu. Bakalım bu kitap nasıl çıkacak.

22 Beğeni

Philip K. Dick - Vulcan’ ın Çekici bitti. Konusu güzel, anlatımı güzel ve akıcı. Bir çırpıda bitti. Güzel bir distopyaydı.
Büyük yıkıma sebep olan savaştan sonra tüm dünya artık kararları 2029 yılında bir süper bilgisayara bırakmıştır. Totaliter bir rejim vardır ve birileri süper bilgisayarı ortadan kaldırmaya çalışmaktadır.

Öneri Seviyesi: 7,5 / 10

vulcanın çekici

8 Beğeni

Arthur’un Ölümü - Sir Thomas Malory

Şovalyelerin , Britanya topraklarında harman olduğu zamanlara gidiyoruz.Her köprü başını aşık bir şovalyenin tuttuğu, her kalede güzel bir leydinin olduğu zamana… Kral Arthur’un İngiltere’nin başına geçmesi ve yuvarlak masa şovalyeleri’nin öykülerini anlatıyor kitap. Hatta Arthur’dan daha fazla yuvarlak masa şovalyelerinin maceralarını okuyoruz. Sir Lancelot, Sir Tristram, Sir Lamorak başlıca hikayeleri işlenen karakterler.

Kitabı okurken bizde ki Dede Korkut hikayelerine benzettim. Akıcı bir anlatımı olsa da hikayelerin hepsi nerdeyse aynı ama şovalyeler farklı.Hikayeler 1400’lü yıllarda yazılmış olduğundan devasa bir kurgu beklememek lazım da dediğim gibi aynı olaylar farklı karakterler olunca bir süre sonra ben bu hikayeyi okumamş mıydım hissiyatına neden oluyor.

O dönemin Britanyasından Kral Arthur ve Yuvarlak Masa Şovalyeleri temalı güzel bir RPG oyunu çıkar.

Kitabın baskısı kaliteli. Yaklaşık 650 sayfa olan kitap Kabalcı Yayılarının küçük fontlu yazısı ile aslında 1000 sayfalık kitaba eş değer. Yazım hataları kitabın yarısından sonra çok artıyor genelde eksik harf şekinde. Şimdilik eyyorlamam bu kadar.

7 Beğeni

7 Beğeni

Mutlak Mutluluk Bakanlığı’na başlayacağım.Okuyanınız var mıydı?Beğenmiş miydiniz?

1 Beğeni

Kirli, Paslı, Bozuk - Alican Ökmen

Yeraltı edebiyatından yerli bir örnek. İlk sayfaları biraz sıkıcı olduğuna dair bir izlenim vermişti ama ikinci bölümle birlikte bu fikrim yok oldu. Yazım tarzı basit -yazarın ilk kitabı- ama akıcı gidiyor. Karakterlerin hepsi alt tabaka ve suça karışmış insanlar. Yani sokak dili yoğun. Bahsedilen bir olayda özellikle çok etkilendim. Sonu güzel bağlanırsa tadı damağımda kalan kitaplardan biri olacak.

2 Beğeni

images (1)

Pazartesi Cumartesiden Başlar

Kitap anlayamadığım o kadar fazla mitolojik, tarihi karaktere, olaya ve felsefi şeylere gönderme yapıyor ki neye uğradığımı şaşırdım resmen. Kitabın isminin olayını filan son notlarda anladım öyle söyleyeyim. Kitap okurken güzel ama içerisinde almam gereken tonla anlamlı şey varken ben birkaç şey dışında tamamen kaçırmış gibi hissediyorum.

Hepsinden önce belli bir olay örgüsünde ilerleyen bir roman değildi. Belli başlı olaylar oluyor ve bunlar sürekli kitapta ki karakterler (bilim adamları - büyücüler) tarafından yorumlanıyor ve o yorumların içinden çıkarılacak şeyler oluyor. Tabii çıkarabilirsen. Bu benim için zor ve belirttiğim gibi büyük kısmında başarısız oldu. En azından tonla eksiğim olduğunu fark ettim bu kitaptan ve o açıdan faydalı oldu. Özellikle felsefe ve bilim üzerinden belli bir birikimim olduktan sonra tekrar şansımı denemek istiyorum. Şimdilik anlayabildiğim kadarı ile hoş bir kitaptı diyebiliyorum en fazla maalesef.

7 Beğeni

Ben ilk önce filmini izleyip sonra Türkçesini okumuştum. Sizin gibi ilk başlarda çok sıkıldım ama sonradan çok çok sevdim. Filmde o küçük kızın bön bön baktığı yerlerde kitabını okurken vay be kız neler neler geçiriyormuş aklından dedim. O yönü bayağı iyiydi. Bence devam edin :blush:

DR. JEKYLL VE BAY HYDE

Kitabın olayını kapağındam tahmin ettiğim için pek etkileyici olmadı bu kitap benim için :grimacing:

Ama içinde bundam fazlasını barındırıyor. Psikoanalitik bir yönü var. Basit bir kurgusu var, vay canına dedirtmeyecek ama odak noktamızdaki karakterin kendini ve durumu eleştirisinde pek çok şey buldum.

Ben Dr. Jekyll’in çok cesur biri olduğunu düşünüyorum. Hem böyle bir şeye cesaret etmesi, kendi üstünde denemesi, onu yaşatmaya çalışması ve buna son vermesi… Bunlar büyük cesaret isteyen şeyler. İster istemez hayranlık duyduğum bir karakter oldu.

4 Beğeni

Sıkılmak değil de uzun İngilizce cümleler zorluyordu. İlerledikçe alıştım ama. Gerçekten dediğiniz gibi Briony’nin kısımları çok iyi. Filmden beri çok pis kin besliyorum ama kendisine, önyargısız yaklaşamadım bir türlü. :smile:

1 Beğeni

Hava uyanıyora başladım ama daha ikinci sayfadan kalitesiz olacağım mesajı veren genç kurgu tarzı şeyler çıkmaya başladı. Beklemiyor değildim ama olmamasını da diliyordum. En azından devam kitaplarını aldıracak kadar iyi olsun lütfen. Böyle kapaklı bir seriye karşı koyamıyorum. :frowning:

Lovecraft - Innsmouth Üzerindeki Gölge’ ye başladım,seveceğim gibi.

Bernard Shaw - Dört Oyun


Tiyatro metni okumayı sevmiyorum. Her zaman söylerim bunu. Tiyatro sevmememin en önemli nedeni, zaten kurgusal olan karakterlerin bu yetmezmiş gibi bir de teatral bir havayla suni bir şekilde diyaloglar kurmaları ve tiyatro doğası gereğince bir perde boyunca değiştirilemeyen “mekân” kavramı. Evet tiyatrodan gerçekçilik beklememek lazım, verdikleri şeyler daha farklı buna hak veriyorum ama benim tarzım hiç değil maalesef.

Tüm bunlara rağmen Shaw’un hiciv dili hoşuma gitti. Bu toplu eser şeklindeki edisyon ise oldukça zengindi. İyi dört oyun seçilmiş. Benim favorilerim Jeanne D’ark ve Sezar ile Kleopatra oldu. Diğerleri de oldukça iyiydi. Özellikle İngilizlere yapılan bazı eleştirel kısımlar çok ilginçti.

Bernard Shaw okunası bir yazar. Bu kitap da bir Shakespear olmasa da başarılı bir oyun seçkisi diyebilirim. Tavsiye ediyorum.

goodreads linki

Ahmet Kabaklı - Temellerin Duruşması

1989 yılında ilk baskısını yaptıktan sonra epey seyreltilmiş(light) baskılar yapmış bir eser. Ben bu kitabi imzalı ve birinci baskı bir kitaptan okuma şansına eriştim neyse ki.

Cumhuriyet tarihimize biraz İslamcı bir bakışla bakan, eleştirel tarafı çok ağır basan sert bir metin. Özellikle tek parti dönemi ve ve putlaştırılmış bir Kemalizm eleştirisi diyebiliriz. Seversiniz sevmezsiniz o ayrı ama her söylediği kaynaklı, iddialı bir kurgudışı olması hasebiyle okunmasının faydalı olacağını düşünüyorum. Bir cildi daha var ama esas olan bu kitap.

goodreads linki

7 Beğeni


"Adem’den Önce"yi okudum. Bu kitaptan önce London’dan Vahşetin Çağrısı’nı okumuştum, kitabı beğenmeme rağmen yazarla tarzımızın uyuşmadığını düşüncesine kapılmıştım. Geçenlerde yazarın kitaplarını incelerken diğer kitaplarının konusu hoşuma gidince 4-5 tane London kitabı aldım. İlgimi en çok bu kitap çektiği için okumaya bunla başladım. Doğru seçim yapmışım, yazar bu kitap sayesinde sevdiğim yazarlar arasına girmeyi başardı.

Kitaptan daha farklı bir olay örgüsü bekliyordum ama bu haliyle de hoşuma gitti. Olay örgüsü karmaşık olmamasına rağmen evrim teorisini edebiyata başarıyla yedirmesi sayesinde yazar övgüyü hakediyor.

11 Beğeni

0000000655209-1

Uzun bir okuma sürecinden sonra John Steinbeck’in “Gazap Üzümleri” kitabını bitirdim. Bu kitabı okurken araya iki kısa kitap ve bir çizgi roman sıkıştırdım. Kalın bir kitap olması sebebiyle hem ara vererek hem de başka şeyler de okumak istediğimden aralara kitaplar sıkıştırdım. Steinbeck’in yazım tarzına bayılıyorum. Kendini okutabilen, dönemini çok iyi analiz edip bunu aktarabilmiş bir yazar. Amerika’daki fakirliği, tarımın sanayileşerek çiftçiyi nasıl bitirdiğini çok güzel ele almış. Hikaye akıp giderken bölümlerin arasında konuyla alakalı, hikayenin geçtiği zamanın yarattığı ekonomik krizin etkisini anlayabilmek mümkün oluyor. Değindiği, eleştirdiği, anlatmak istediği şeyleri okuyucuya iletebilmesi muazzam. “Pal Sokağı Çocukları” kitabında nasıl kendimi onların yanında hissettiysem bu kitapta da kahramanlarımızla birlikte aynı fakirliği, aynı çileyi bende çektim. Dönemini bu kadar güzel anlatabilmiş kitaplara bayılıyorum. Sonuç olarak, Steinbeck’in bu kült eseri mutlaka okunması gereken önemli bir eser.

14 Beğeni

RUHSUZ (CRADLE #1)

KONUSU

Kutsal Sanatçılar güce ulaşmak için binlerce Yolu izliyor, ve ruhlarıyla doğanın güçlerini kontrol ediyor. Fakat Lindon ruhsuz ve bu yüzden klanının Kutsal Sanatı’nı öğrenmesine izin verilmiyor. Şahit olduğu geleceğini önlemek istiyorsa, ailesine karşı gelip kendi Yolunu çizmeli.

DÜŞÜNCELERİM

Wuxia türünü denemek istedim ve çokça önerildiğini gördüğüm için Cradle ile başladım. Genç Yetişkin tarzında, güçsüz çocuk adım adım güçleniyor temalı ve Naruto, Avatar gibi şovları hatırlatan bir kitap. Hikayesi onlar kadar yavaş ve basit değil tabi ki, ne ana karakter ne de izlediği yol öyle dümdüz değil. Büyü ve garip yaratıklar dolu dünyasını da çok beğendim. Hemen ikinci kitaptan devam edeceğim.

8 Beğeni

Sandman ilk üç cilt bitti. Neil Gaiman’ın hayal gücüne hayran oluyor insan. Morpheus karakterini çok sevdim, Ölüm’ü de aynı şekilde. Bir yandan DC karakterleriyle harmanlanması, bir yandan da tarihi olay ve kişiliklerin hikayede yer alması çok hoşuma gitti. Bu üç cilt arasından en sevdiğim Bebek Evi oldu. Morpheus’un ve Robert’ın yüz yılda bir aynı yerde buluşmasını okumayı da sevdim. Lucifer ve Arzu intikam alacaklar mı acaba merak ediyorum.

9 Beğeni