Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Katilbot günlükleri 2. kitaptayım(%30 civarındayım)… Değişik bir seri, ben eğlenceli buldum… ART karakteri hep ortalıkta olsun istiyorum şuan :smile:

3 Beğeni

Açıkçası 1 sene oldu başlayalı. Yavaş okuduğum için 1 sene sürdü. Ayda 1 cilt denk geldi. Ama 10.cilte gelince anlayacaksın dediğimi. :slight_smile: Sanada hayırlı olsun seriye başladığını bilmiyordum. Nasıl şu ana kadar yorumun.

2 Beğeni


Bilgeliğin Sarsılmazlığı Üzerine - İnziva Üzerine adlı kitabı okudum. Daha önce Seneca’nın oyunlarını okumuştum ama ilk defa yazarın bir felsefe kitabını okudum. Seneca, Stoa felsefesinin önemli bir filozofu olmasının yanında İmparator Neron’un da öğretmenliğini yapmış birisi aynı zamanda. Bu yüzden eserlerinin okunması büyük önem arz ediyor.

Stoa felsefesine dair daha önce İmparator Marcus Aurelius’un Kendime Düşünceler adlı kitabını okumuştum ama bu eser güzel olmasına rağmen Stoacılığı tam anlamıyla kavrayamamıştım. Seneca’nın bu eserinde Stoacılığın bazı görüşlerini kavradığımı düşünüyorum. Stoacılığa merak salan herkese bu kitabı okumasını tavsiye ederim.

7 Beğeni

Kitabı bitirdim, kitabın sonuna kadar büyük bir heyecan ve zevkle okuduğumu söyleyebilirim, Kemal Hoca kitabını kurgularken okurunu hiç sıkmamış, kitaptan genel olarak bahsetmek gerekirse: Esir Şehrin İnsanları isimden de anlaşılacağı üzere esir edilmiş bir şehirde geçiyor yani İstanbul’da, itilafçı işgali altındaki İstanbul’da. Kâmil Bey adındaki paşa çocuğu, yıllarca Avrupa’da yaşamış, 1. Dünya Savaşı sırasında İspanya’da yaşamını sürdürmüş savaştan sonra da bir süre İspanya’da kalmış olan Kâmil Bey İstanbula döndüğü vakit şehrini işgal edilmiş bulur. Yıllardır babasından kalma zenginliği har vurup harman savurduğundan da parasız bir konuma düşmüştür. Karısı ve 6 yaşındaki kızı Ayşe’yle beraber karısının bir akrabasının evinde kaldıkları süre içinde işgal kuvvetleri ve İngiliz gizli servisi tarafından oldukça ilgi görür. Bu ilginin kaynağının babasından kalma hisseler olduğunu anlayıp karısının eniştesinin de işgal kuvvetleriyle ne kadar içli dışlı olduğunu sezinleyince babadan kalma seki bir konağa taşınır ve bir süre sonra Galatasaray Lisesi’nden tanıdığı eski okul arkadaşlarının biri aracılığıyla Karadayı adlı Milli Mücadele yanlısı bir gazete-mecmuada yazmaya başlar. Devamını anlatmayayım ama umarım merakınızı uyandıracak kadar bir anlatım yapabilmişimdir. Zira bu kitabın herkesçe okunması gerektiği kanısı içindeyim. Kitap en başında "neden bir kurtuluş mücadelesi verilmesi gerekmektedir"i çarşaf çarşaf önümüze sunuyor. İstanbul’da esen milli mücadele rüzgarlarını, işgal kuvvetlerine destek çıkan o günün “Ekmeğine bakan” insanlarını okumak bana bugüne dair bir genel bakma isteği uyandırdı. “Padişahımız ne yapıyorsa doğrudur” zihniyetinin bu ülkeye neler kaybettirdiğini, ne kadar parlak insanların nasıl da eriyip gittiğini, alışmışın nasıl da kudurmuştan beter olduğunu bu kitapla bir kez daha gördüm. Kâmil Beyin düştüğü ve burjuvalık kökenli “Ben bu işi neden umursuyorum?” çukurlarına zaman zaman düşen bir kişi olmam hasebiyle Kâmil Beyle aramda oluşan bağ sayesinde kitap bana daha bir zevkli de gelmiş olabilir bilmiyorum ama bence uzun zamandır okuduğum kitaplar arasında beni en çok etkileyen kitap olabilir. Kemal Tahir hoca bu kitapta ayrı bir döktürmüş. Kısacası, bu kitabı mutlaka bulun okuyun, beğenirseniz mutlak başkalarına da okutun.

6 Beğeni

Bende ortalama ayda 1 cilt okuyorum, şu ana kadar
okuduklarım arasında en beğendiğim 4. Kitap Gölge Yükseliyor oldu. Çok karakter olması nedeniyle bazen isimler ile problemler yaşıyorum, :slight_smile: bazen bu kimdi derken bir kaç sayfa ilerlemiş oluyorum ama genel anlamda okuduğum ciltlere göre konuşursam seriyi beğendim.

Şimdilik belki biraz olayların olmasa da karakterlerin kaderinin tahmin edilemez olmasını isterdim, bazı ciltlerin sonunda ( ilk 4 kitap için konuşuyorum) hikayesi anlatılan karakterler arasında sarsıcı ölümler olsaydı sanki seriye daha çok bağlanırdım gibi geliyor bana.

3 Beğeni

Genel olarak aynı hissediyoruz seri hakkında. Dediklerinize katılıyorum özellikle ileriki ciltlerde Aes Sedai sayısı inanilmaz artacak ve kim kimdi? Hangisi hangisiydi? Artık takip dahada zor olmaya başlıyor.

3 Beğeni

Merhabalar Mehmet Ali kuntmanın tabur tabibi derviş bey isimli kitabını okuyan varmı?

Stanislaw Lem’ in Aden’ i bitti.

0243 ADENkucuk

Stanislaw Usta’ yla önce Regis III’ e sonra Solaris’ e gitmiştik. Şimdi de Aden’ e yolculuk yaptık, merak ettik, keşfettik, gerildik. İkilemlerde kalıp bazı seçimler yaptık. Güzeldi. :slight_smile:
Hiç sıkılmadan merakla okuyabileceğiniz bir kitap.

17 Beğeni


Hazır filmi çıkacak iken uzun zamandır gözümü korkutan Dune başladım. Sindire sindire yavaş bir şekilde ilerliyorum ve Okudukça her sayfasında ayrı büyüleniyorum. Yazarın yarattığı dünya karakterler her şeyiyle mükemmel ilerliyor. Uzun zamandır asimov robot serisinden sonra bu kadar heyecanla okuduğum bir kitap olmamıştı. Neden daha önce okumadım diye kendime kızıyorum şuan. Tek kelimeyle Muhteşem!!!

23 Beğeni


Kısa Bir Cehennem Ziyareti’ni okudum.

Kitabın başındaki kısımlar çok eğlenceliyken kitap sonlara doğru acıklı bir hale geldi. Bu yüzden cehennem tasviri ilk verildiğinde “Burası nasıl cehennem! Olsa olsa bir cennet bahçesi.” diye düşünürken, kitap ilerledikçe Babil Kitaplığı’nın gerçekten de bir cehennem olduğunu kabul etmek zorunda kaldım.

18 Beğeni


Yıllar önce elime alıp bıraktığım bir romandı. Başlıkta paylaşım yapan yeni okuyanlar ve yarıda bırakanlar okumaya teşvik etti. Bende 1997 iletişim Yayınları baskısı var.
Yukarıda da belirrildigi gibi kitap çok fazla betimleme - teknik detaylar,mekân tasvirleri, gemideki tamirat vs-içeriyor ve okurken çoğunu aklımda canlandırmakta, anlamakta zorlandım.
Aden gezegeni ve sakinleri karşısında astronotlar ne durumdaysa okur da kitap karşısında aynı durumda kalıyor. Sürekli bir merak, anlama ve anlamlandırma çabası.
Bu durumun bir nedeninin çeviriden kaynaklandığını -kitap Lehçeden İngilizceye, İngilizceden de bizim dilimize çevrildiği için anlam kayıpları yaşanmış olabileceğini- kabul etsek bile asıl önemli neden kanımca yazarın okura sunmak istediği metnin anlaşılma ve tahayyül edilmesinin zor olmasını tercih etmesidir.
“Uzaya hiç gitmemiş birine, ayaklarının altında yıldızlarla boşlukta asılı kalmanın neye benzediğini anlatamazsın.” cümlesi ile de yazar tercihini açık ediyor zaten.
Özetle kitabın ana fikri anlayamadığınız bir şeyle iletişim kurmamızın imkansız olacağı ancak anlamaya çalışmaktan vazgeçilmemesi üzerine kurulmuş.
Okumanızı tavsiye ederim. İlk yüz sayfayı gectiyseniz dil, anlatim, kurgu ve karakterlere alışırsınız. Sonrası gelir zaten.

12 Beğeni

Midwich’in Guguk Kuşları
John Wyndham’ın okuduğum ilk kitabı. Daha önce yine aynı yazarın Triffidlerin Günü kitabının filmini izlemiştim. İlginç konular işleyen bilim kurgu yazarı. Anladığım kadarıyla daha çok dünya dışı varlıklar ve felaket senaryoları üzerine yazmayı tercih etmiş.

Daha kitabın başlarında olmama rağmen merak içerisinde okuyorum. Bir süredir kendimi okumaya veremiyordum, bu kitap iyi geldi. Böyle fazla derinliği olmayan ama kendini zevkle izlettiren gece kuşağı filmleri tadında.

Kitapların arka kapağını okumayanlar buradan sonrasını okumasın. Arka kapakta yazandan fazlasından bahsetmeyeceğim. Konusu kısaca:

Midwich adlı kasabanın sakinleri esrarengiz bir şekilde bir gün süren ani bir uykuya dalarlar. Olayların sebebi araştırılırken uykudan uyanan Midwichliler her şeyin yolunda olduğunu zannetseler de çok geçmeden kasabadaki tüm kadınların hamile olduğu anlaşılır. İşte bu olaylar etrafında şekilleniyor hikaye. Neden hamile olduklarını bilmemek bir tarafa, ne doğuracaklarını bile bilmiyor kimse.

11 Beğeni

Nisan ayının son kitabı oldu. Güzel bir kurgusu ve atmosferi vardı. Niyeyse bazen Harry Potter serisinden bir kitap okuyor hissi uyandırdı.
20 yaşında okusam belki çok çok daha fazla sevebilirdim. Çizgi romanı da yeni basıldı sanırım.
7,5/10 diyelim sonuç olarak.

13 Beğeni

0000000064464-1

Henüz başlamadım ama sanırım ayın ilk kitabı bu olacak, bugün başlamayı düşünüyorum.

6 Beğeni

Katilbot Günlükleri 2 de bitti, 3’e geçiyorum :slight_smile: dizi gibi kitap yazmış yazar… Kafa dinlemek, yorulmadan okuyup geçmek için güzel bir seri, şu sıralar tam da ihtiyacım buydu…

Dipnot: Kitabı İngilizce okumaktayım(tor, ayın kitabı olarak seriyi verdi, gelen romana ilgi çekmek için) ve bir Marie Lu basitliğinde olmasada son derece anlaşılabilir bir kitap :slight_smile:

5 Beğeni

image
Tragedya’nın Doğuşu’nu okudum. İlk defa bir Nietzsche eseri okudum, beynim zonkluyor şu an :joy:. Hem içerik olarak hakim olduğum bir alanda yazılmasından dolayı hem de yazarın ilk kitabı olduğu için bu kitaptan yazarın eserlerini okumaya başladım. Çok da doğru bir tercih yapmamışım meğerse.

Nietzsche bu kitabında anlatım olarak çok başarısız. Sürekli tekrarlara düşmüş ve lafı ağzında geveleyip durmuş. Araştırdığım kadarıyla ve daha önce okuyup yarım bıraktığım Böyle Buyurdu Zerdüşt tecrübesinden yola çıkarak yazarın diğer kitaplarında anlatım tarzını düzelttiğini, daha anlaşılır bir dille eserlerini kaleme aldığını biliyorum. Aksi taktirde, diğer kitaplarında da Tragedyanın Doğuşu’nda kullandığı anlatım tarzını kullansaydı bu kadar büyük bir filozof olarak ünlenmezdi.

Bu kitabı okumadan önce Yunan Mitolojisi’yle birlikte Sophokles, Aiskhylos ve Euripides’in eserlerine az çok hakim olmanız lazım. Ayrıca Sokrates’in görüşlerini ve hayatını da araştırmanız gerekiyor. Ben tüm bunları bilmeme rağmen bile eserin tamamını anlayamadım.

13 Beğeni

Jo Nesbo - Hamamböcekleri
Hamamböcekleri

Jo Nesbo’nun Yarasa’dan sonra okuduğum ikinci kitabı. Polisiye-gerilim türü kitapları çok seven biri olarak yazarın tarzını beğendim. Kitap,Tayland’da gerçekleşen Norveç büyük elçisi cinayetini konu alıyor. Kitabın sonuna kadar heyecanla okumaya devam ediyorsunuz. Yazarın yazdığı kitapların ana karakteri olan dedektif Harry Hole, yeri geldiğinde sanıkları ve gözaltına alınanları sorgularken dövmekten çekinmeyen, bu açıdan bu tür kitap kahramanlarının genelinin aksine elini kirletmekten çekinmeyen bir karakter.

Jared Diamond - Tüfek, Mikrop ve Çelik
Tüfek
Üniversitedeyken aldığım bir seçmeli derste bu kitabın İngilizcesi üzerinden geçmiştik ve o zaman oldukça etkilenmiştim. Yıllar sonra kitabın Türkçesini de okumuş oldum. Yazarın olayları sunumu ve görüşlerini gerekçelendirmesi oldukça başarılı. Henüz okumamış olan ve bu tür tarihsel kitaplara ilgisi olan herkese tavsiye ederim.

George Orwell - Hayvan Çiftliği


Sovyetler Birliği ve Stalin’i hicveden bu kitap okunduğunda, aslında anlatılan çoğu şeyin sadece Sovyetler için geçerli olmadığını, diktatörlerin ve baskıcı yönetimlerin hemen her durumda çok benzer taktikler kullanarak kitleleri yönettiğini ve iktidarlarını koruduğunu görmek mümkün. Konusu, dili ve anlatım şekliyle kitap başyapıt olmayı hak ediyor.

23 Beğeni

Dün gece okumaya başladım ve yüz sayfayı geçtim. Gayet güzel ilerliyor.

11 Beğeni

Tüfek Mikrop ve Çelik’e başlayacağım. Zamanında Tübitak baskısını okumuştum fakat geçen gün arkadaşlar ile sohbet ederken konusu geçinde pek birşey hatırlamadığımı farkettim :slight_smile: Bu sefer pegasus’dan okuyacağım.

6 Beğeni

0001720250001-1

Ursula K. Le Guin ablamızın “Anlatış” kitabını bitirdim. Klasik bir Ursula kitabından beklenecek kadar iyi bir kitaptı. Zorlayıcı olan tek yanı Le Guin’in kitaplarının çoğunda gördüğüm yarattığı evrenle alakalı bilgileri bir yığın halinde okuyucuya iletmesi olabilir. Kitaba başlarken o evrenle alakalı o kadar bilgiyle doluyorsunuz ki neyin ne olduğunu bilmekte zorlanıyorsunuz. Fakat Anlatış için seçtiği bu zorlayıcı aktarım tarzı kitabın anlatmak istediği “anlatış” fikriyle çok uyum içinde olduğunu düşünüyorum. Zor ama güzel bir kitaptı.

Bitirdiğim bir diğer kitap ise Kim Stanley Robinson’un “Lucky Strike” kitabıydı. Herhalde yazarın okuduğum ilk kitabı bu oldu. Yazarın “Kızıl Mars” ve “2312” kitabı kitaplığımda okunmayı beklediğinden hem kısa bir hikaye olması hem de yazım tarzının nasıl olduğuna dair bilgi edinebilme amaçlı bu kitabı seçtim. Ve çok sevdim kitabı. Hikaye 2. dünya savaşı sırasında kullanılan atom bombası ile alakalı. Kısa bir hikaye olduğu için hikaye hakkında spoiler verip keyfinizi kaçırmak istemiyorum ama yaklaşım tarzını ve hikayeyi beğendim. Kitabın hemen ardından konu hakkında merak ettiklerimi araştırırken buldum kendimi.

14 Beğeni