Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Tanrı olmak zor iş kitabını bitirdim. Kitabın konusunu, alt metnini, mesajlarını çok beğendim. Zekice seçilmiş bir konu ama sanki derinlemesine inmemiş gibi yazarlarımız. Yani biraz yüzeysel, biraz tasvirlerden uzak anlatmışlar. Hadi bunlar da kabulümüz de, bari bazı karakterleri biraz tanıtsalardı demedim değil.

Örneğin uno ve kira’yı biraz daha tabıyabilirdik. Hayatları hakkında daha çok bilgi verilebilirdi. Baron pampa da keza hayatını biraz daha tanımamız gereken karakterlerdendi diye düşünüyorum. Açıklamalar da yeterli değildi kitap boyunca. Bozlar kim, donlar, baronlar kim kafa karıştırıcıydı. Pavel ve anka’yı da daha fazla görebilirdik sanki. Gezegen bizim gezegenimizin ikizi tamam ama farklı gelişmiş olaylar. Bize biraz daha bilgi verilebilirdi, özellikle de gezegenin tarihi hakkında.

Konu çok güzel seçilmiş, bence akıcı bir şekilde de yansıtılmış. Biraz amber yıllıkları biraz kafka havası aldım totalde hikayeden. Bilim kurgu öğeleriyse çok az geldi bana. Ama genel olarak memnun kaldım okumamdan. Daha önce uzayda piknik kitabını okumuş ve beğenmiştim. Bunu da beğendim. Çokça eleştirilen bu yazarlar sanırım bana hitap ediyor bir nebze :slight_smile:. Herkese keyifli okumalar dilerim.

11 Beğeni

Joseph Roth - Hotel Savoy

Tek oturuşta okumalık hoş bir kitap daha. Alegorisiyle aklıma The Platform filmini getirdi :slight_smile: Okunmasını tavsiye ederim. 1. Dünya Savaşı sonrası ortamla ilgili kısacık hoş bir hikaye.

Kapak da o biçim yani :slight_smile:

Goodreads inceleme

12 Beğeni

Selçuk Aydemir’in “Mahalleden Arkadaşlar” kitabını bitirdim. Hoş bir kitap, mizah yönü ağır geliyor. Sanıyorum otobiyografik. Bir ara zaman kayması olsa da -yazın ortasına hıdrellezi getirip yerleştirmeye başka ne ad verebiliriz bilemiyorum- rahat okunan bir kitap.

5 Beğeni


Infernaliana’yı okudum. Kitap vampirler, iblisler, hayaletler ve hortlaklar üzerine yazılmış kısa öykülerden oluşuyor. Yazar, önsözde bu öyküleri kendisinin yazmadığını, kendisinin sadece bu öyküleri bir araya getirip yayına hazırlayan kişi olduğunu iddia ediyor. Öykülerin birbirine aşırı benzemesinden dolayı yazarın bu savına pek inanasım gelmedi .

Öykülerin hemen hemen tamamı okunması çok kolay öykülerdi, okurken beni hiç yormadı. Bununla birlikte gerek okuyucuyu yormamasından gerekse öykülerin çok kısa olmasından dolayı kitabı beğenmedim.

14 Beğeni

images (1)

Karanlık Kitaplık serisinin en yeni üyelerinden biri olan Kara Örümcek’i okudum bugün. 104 sayfalık bir çırpıda bitirilebilecek bir kitap olan Kara Örümcek, başlarındaki derebeyinin zulmüne maruz kalan çaresiz köylüleri ve Şeytan’la yaptıkları bir anlaşmayı ve sonucunda gelişen karanlık ve ürpertici gelişmeleri anlatır.

Yazarın dili masalsı ve sadeydi. Bu eserin okunmasını ve eserden alacağınız zevki olumlu etkiliyor. Kitap hakkındaki söyleyeceklerimi kısaca özetlersem; Ortalamanın üstünde ve sıkıcı olmayan bir öykü okuyacaksınız. Kısa ve çerezlik bir şey istiyorsanız Kara Örümcek iyi bir seçim olacaktır.

19 Beğeni

tenor-8(1)

-"Sıradan olmayan bir şehir " mi? Nasıl söylesem? Bu şehir eskiden okuduğum bir romanın parodisi gibi.
-Örneğin William Gibson’ınkiler gibi mi?
-Daha çok Philip K. Dick olabilir. George Orwell’ın tasvir ettiği kadar toplumu denetleyici değilken Gibson’ın tasvir ettiği kadar da vahşi değildir.
-Dick’i hiç okumadım. Başlamak için hangi kitabını önerirdin?
-"Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi? "
-Bu hikayenin uyarlandığı eski bir film vardı, değil mi?
-İçeriği oldukça farklı. Vaktin olduğu bir gün ikisini kıyaslamalısın.

Böyle devam ediyor daha. Yukarıdaki diyalog Psycho Pass animesinin 15. bölümünde geçiyor. Başka bir sahnesinde de masada 1984 kitabı görünüyor. Bu anime hakkında şurada bir şeyler karalamıştım. 1984’ü okudum ama Gibson veya Dick hiç okumadım. Bu kitaba böyle başladım. Geçelim yoruma.

Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi?
Alfa Yayınları
288 Sayfa

download

Kitabın ilk 50 sayfası çok sıkıcı geldi bana. Çünkü Philip K. Dick’in kurduğu dünyaya yabancıyım ve pek tuhaf geldi bana. Bu dünya öyle ki çoğu hayvan türünün nesli tükenmiş. Her yerde çöplük, toz tabakası ve yok olan doğal yaşam. Sonra alıştım bu dünyaya ve kendimi bir anda olayların içinde buldum. Başkahramanımız bir ödül avcısı. Ne mi avlıyor? İnsana tıpatıp benzeyen kaçak android robotları :slight_smile: Kitabın distopya kitabı olduğunu biliyorum ama benim asıl ilgimi çeken durum empati durumu oldu. Philip K. Dick öyle bi yazmış ki gerçek mi hayal mi? Android mi insan mı? Bunlar android ise biz nasıl insanız? Biz insan isek onlar nasıl android? Kafam allak bullak oldu resmen. Her türlü teori aklımdan geçti. Bilimkurgu kitapları çok okumadığım için izlediğim filmler aklıma geldi, acaba hangisi çıkacak dedim, hiçbiri çıkmadı :slight_smile: Kitabın yazıldığı yıla bakarsak mükemmel olmuş diyebilirim.

Kitap iyi güzeldi ama açıkçası beni tatmin etmedi. Daha sert, daha baskıcı distopik kitaplara alışmışım sanırım. Bu kitap onlar gibi değildi.

7/10

Not 1: Blade Runner filmlerini izlemedim, kitabı daha iyi diyorlar. Filmlerini izlemeye değer mi?

Not 2: -İş bu not kışkırtmalı eğlenceli bir nottur- fark ettim de @mit animeleri sevmiyormuş. Burayı ve şurayı okuyunca fikri değişir belki. Animeleri çok seven kaptanımız @magicalbronze yardımcı olur belki :laughing:

15 Beğeni

Burada biraz muhalefet olacağım. Kitabı bitireli iki gün oldu ya da olmadı ama gerçekten kurdeşen döktüm. Hiç tat vermedi. Benim standartlarıma göre korkunç sıkıcıydı. Dönem kitabı diyebiliriz ve yazarın papaz olmasının çok fazla hissedilir olması da cabası. Sanki kendi döneminde yaşayan insanlara vaaz vermek yerine bu şekilde anlatmış gibi hissettim. Kendi ideolojisini başkalarına empoze etmeye çalışıyormuş havası vardı ve ben çok bunaldım. Aynı sürede 300 sayfalık kitabı bitirebilirken 102 sayfalık şu kısacak eserde içime afakanlar bastı, debelendim durdum. Sanırım bana hitap etmiyordu.

Tabii burada amacım sataşmak değil asla. İki farklı bakış açısı her zaman daha iyidir. :slight_smile:

7 Beğeni

PKD’in alametifarikasıdır bu :slight_smile: Neyin gerçek olduğunu sorgulatır, hatta kitaptaki karakterden bile şüphe edersiniz. Karakol sahnesinde epey afallamıştım ben de.

Animeleri hâlâ çok sevmiyorum :slight_smile: Ama o zamandan beri izlediğim birkaç tane oldu.

13 Beğeni

Garip gelecek ama yine de yazmak istiyorum. Son iki senedir dine ve Tanrı’ya olan bakış açım tepetaklak değişmiş olmasına rağmen yazarın öyküsü nedense hiç sıkmadı beni. Öykünün ana temasındaki Tanrı ve din güçlüdür fikri her sayfada kendini hissettirmesine karşın ben olayın nasıl sonuçlanacağına odaklandım. Sıkılmamamdaki en büyük etken de bu olsa gerek. Kısacası öykünün meraklandırıcı ve güzel olması benim bu gibi etkenleri kenara itmemi sağlıyor.

5 Beğeni

PKD’in dünyasına girmiş bulunmaktayım ben de. İlerde başka kitaplarını da okurum diye düşünüyorum. Ama bu aralar Haruki Murakami merak etmeye başladım. Çünkü bi animede onun kitabından esinlenmiş :slight_smile:

Birkaç anime ile olmaz, kurtarmaz valla :laughing: Zarar eder, dükkanı kapatırız sonra. Her ilgi alanına hitap eden dizi ve filmlerin olduğu gibi yine her ilgi alanına hitap eden animelerin de olduğunu düşünüyorum. Hele bu aralar anime konularında normal hayatta göremeyeceğimiz birçok konunun tartışıldığını görmek hoşuma gidiyor :slight_smile:

3 Beğeni

Sanırım benim için hikâyenin sonu da çok beklendikti. Bu sebeple fazla bir heyecana kapılamadım. Beni şaşırtacak bir şey yoktu. En başından beri kadının başına gelecek olanı tahmin etmiştim. Beni sıkan diğer şey anlatı olmasına rağmen fazla boğucu olmasıydı. Efsane niteliği taşıyan bir anlatının neredeyse hiçbir şey anlatmamasına rağmen bu kadar uzun tutulması sıkıcı geldi. Ara ara dinleyiciler tarafından kesilse belki biraz hikaye nefes alabilirdi. Burada da papaz olmasının ve vaazlarının kesilmemesi gerektiğine olan inancının ağır bastığını düşünüyorum. Bence dinleyicilerin tepkilerine de ara ara yer verilse daha akıcı olurdu. Tabii bu eleştiri biraz zaman aşımına uğramış oluyor. O dönem şartları düşünüldüğünde gayet makul bir anlatı. :slight_smile:

4 Beğeni

Nefes konusundaki düşünceniz olsaydı elbette daha iyi olurdu. Diğer yandan öykünün bölümsüz oluşu sizi boğan etkenlerden birisidir kesinlikle. Kitaplarda aradığım özelliklerden birisi de bölümlerden oluşmasıdır.

Ben bu tarz hikayeleri çok fazla okumadığım için sonunu pek tahmin edemedim. O nedenle güzel gelmiştir. :slight_smile:

3 Beğeni

Mutlaka bu okuma alışkanlıklarına göre değişiklik gösterebilir. Konuyu takip edenler de ona göre değerlendirir. Güzel bir fikir alışverişiydi. Teşekkür ederim. Bir kitabı tartışabilmeyi özlemişim. Karşıt görüşler olunca keyif veriyor. :slight_smile:

3 Beğeni

Kitap gidişat olarak hiç sıkmayan bir tonda ilerliyor, ilk başladığı andan itibaren olayın içine sürüklüyor sizi. Bu kadar popüler olmasına şaşmamalı. Lakin karakterlerin çocuk olmasından mı yoksa bir grup 6-12 yaş aralığındaki çocuğun bir adada yaşam mücadelesi vermesi çok gerçekçi gelmediğinden mi bilmem, bana pek hitap etmedi. 90. sayfadayım, hitap etmedi desem de insan sonunu merak ediyor. Bakalım kurtulacaklar mı☺️

14 Beğeni

Yardım gelmez olur mu? Sadece birkaç evraksal iş vardı. Malum, korona günlerinde e-imza işleri bile yavaş yürüyor.

Resmi Gazetede yarın yayınlananacak Kaptan kararnamesiyle artık @mit de animeleri seviyor. Hatta hepimizden fazla seviyor çünkü Rıhtım Kanunları’na özel bir madde ekledik. Kısa süre sonra oluşturacağı myanimelist hesabını imzasına eklemek suretiyle anime sevdiğini her yerde belli edecek. Neden? Çünkü anime tanrıları böyle istiyor.


Konuya uygun olarak ben de ne okuduğumu paylaşayım. DUNE’a başladım nihayet. Biraz yavaş ilerlesem de gayet heyecanlı gidiyor, bakalım herkesin dediği kadar var mı sorusunun cevabını kitabın sonunda alabilecek miyim?

10 Beğeni

H.P. Lovecraft geç okumaya başladığım bir yazar oldu. Geç olsun ama güç olmasın. Yazarın dilini ve anlatımını çok beğendim. Korku edebiyatında da boşuna ün salmadığını okuduğum ilk kitabıyla anlamış oldum.

Karanlık Kitaplık Serisinde kendine yer bulan Karanlıkta Fısıldayan incecik bir kitap olsa da içinde bulundurduğu Korku ve Bilimkurgu temalarıyla doyurucu bir özelliği sahip. Birbirleriyle mektuplaşarak gizemli bir topluluğu açığa çıkarmaya çalışan iki meraklı adamı konu edinen eser Lovecraft’ın eşsiz anlatımıyla çok etkili bir metin haline geliyor. Yer yer sizi karanlığa hapsedecek yer yer de sizi ürpertecek olan Karanlıkta Fısıldayan araya bilimkurgunun da girmesiyle tam bir şölen haline geliyor.

Seride okuduğum kitaplar arasında en güzel kitaplardan birisi olan eseri bilimkurgu okurlarının daha çok seveceğini düşünüyorum.

20 Beğeni

Ölüler, Diriler ve Deliler

0001862022001-1

İsmiyle, kapağıyla, öyküleriyle gerçekten çok başarılı bir seçki olmuş. Tüm öykü kitaplarında olduğu gibi bazı öyküler çok daha ön plana çıkıyor ama tamamının kendini rahatça okuttuğunu söyleyebilirim. Gözlerim edebi dile, güzel betimlemelere doydu. Gotik seviyorsanız mezarlı, hayaletli, kilitli şato bölmeli bu güzel kitabı okumadan geçmeyin derim.

24 Beğeni

Dune her zaman herkesin abarttığı kadar güzel bir seridir. :wink:

6 Beğeni

Harry Potter Azkaban Tutsağı.

1 Beğeni

Elif Hanım, bu başlıkta okuduğunuz kitaplara dair en azından bir kaç cümle kurmanız beklenir. Diğer türlü başlığın bir faydası olmuyor. İyi forumlar.

7 Beğeni