Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Bunu dedin ve şimdi @SJack gelip “Ben, Robot” ve “Maymunlar Gezegeni” önerecek :slight_smile:

Şaka bir yana, ben de SJack tavsiyesiyle başlangıç olarak bunları okudum, ben de giriş olarak bunları öneririm :+1:

3 Beğeni


Öncelikle bu bir olay hikayesi değil, oluş hikayesidir. Amerikan, Rus, Arap ve Isveçlilerin cirit attığı bir Mars’ı görüyoruz. Kitabın dili çok akıcı, Phlebas’ı Hatırla’dan sonra dili baya iyi geldi. Çünkü yorucu bir okuma olmuştu.
Kökenlerin savaşı Mars’a da mı sıçradı, yoksa yeni bir kültür mü olacak?.. heyecanla okuyorum. Devam kitaplarını beklemeden okumanın bir fark oluşturacağını düşünmüyorum. Dediğim gibi oluş hikayesi, kahramanların değil gezegenin dönüşümünü anlatıyor. Umarım devam kitapları da seri bir şekilde çıkar.

Edit: Kitabı bitirmeye 200 sayfam kaldı, ne yazık ki benim için fiyasko oldu. 700 sayfanın daha dolu olmasını isterdim. Sıkıldım. Benlik değilmiş pek puanım 6 ya doğru gidiyor :roll_eyes::thinking:

21 Beğeni

Rafta duran ve okumayı sabırsızlıkla beklediğim bir kitap Kızıl Mars. İthakinin Yeşil mars ve Mavi Mars’ı basmasını bekliyorum okumaya başlamak için. Ne de olsa arayı soğutmamak lazım…

1 Beğeni

Tabi öyle de yapılabilir, ama okunmayı bekleyen çok kitabım olunca (artı olarak dinmek bilmeyen sabırsızlığım) okuduğuma pişman değilim. :upside_down_face:. Benim açımdan gözümüzde çok büyütülebilecek bir eser de değil. Yarısına geldim, şimdilik vereceğim puan 10 üzerinden 7,5.

Serinin son kitabı. Daha ilk çeyreğindeyim ama konusu şimdiden ilk iki kitaptan daha çok hoşuma gitti. Seride en merak ettiğim karakter olan Sigrud bu sefer ana karakter. Hikaye hakkında bir şey yazmak istemiyorum, bilmeden spoiler verip tadını kaçırmayım.

Çeviri de gayet iyi, @YaprakOnur’un eline sağlık, su gibi akıyor cümleler.

15 Beğeni


Uzun zamandır okumayı ertelediğim bir kitaptı. Bugün evde sessizliği fırsat bilip başladım. Yazar, Stephen Hawking’in öğrencisi. O kadar güzel ve eğlenceli bir şekilde anlatmış ki uzay, zaman ve atomu. Eğer bu konulara ilginiz varsa tavsiye ediyorum.

14 Beğeni

Güzel, yer yer tebessüm ettiren, keyif aldığım bir kitap oldu. Biraz Hayvan Çiftliği ile 1984’ü anımsatıyor. Kitabın konusundan kısaca bahsetmem gerekirse; George Bowling adında bir karakterin savaş öncesi ve savaş sonrası yaşadıklarını anlatıyor. Kitap ilk başlarda biraz ağır ilerliyor ama daha sonra elinizden bırakamıyorsunuz.

18 Beğeni

Böyle hisseden çok kişi var ama benim açımdan bu özelliği daha da ilgi çekiciydi. 5 aylık bir süre içinde tüm seriyi bitirdim. O dönem iş tempom nedeniyle genellikle yatmadan önce okudum sadece. Kitabı bırakıp uyumak için kendimi zorlamam gerekiyordu yoksa uykum daha da açılıyor ve gece 2-3’e kadar okumaya devam ediyordum. Bir ara 2 hafta kadar okuyamadığım oldu ama iş temposundandı.

Ben de sonunda Oathbringer’ı bitirmek üzereyim az kaldı. En geç bu cumartesi izin günümde bitiririm.
oathbringer-9786052382349-big
Bir süredir Fırtınaışığı Arşivi dünyası anime olarak yapılsa nasıl olur diye düşünmekteyim. Özellikle Parlayan Şovalyeler Tarikatları ve idealleri çok güzel power up sahneleri oluşturur. Kitaplardan öncesini hatta ilk ıssızlığı bile anlatabilir. Bence güzel olurdu. :sweat_smile:

12 Beğeni

Bana göre seri asıl bu kitapta başlıyor. Kitabın su gibi aktığını söyleyebilirim. Yazar sanki her kitapta akıcılığı daha fazla artırmış. Kitap Geralt ve Ciri’nin Kear Morhen’a gitmesiyle başlıyor. Triss’le tanışmak çok hoşuma gitti. Ciri ve Yennefer’ın kısımlarını okurken çok zevk aldım.
Kitapta tabii ki yeni karekterlere tanışıyoruz. Nilgaard ile ilgili daha fazla bilgi öğreniyoruz. Kitabın sonu sanki kitap sonu değilde bölüm sonuymuş gibi bitmesini saymazsak kitap çok hoşuma gitti. Ben şimdi 4. kitabı nasıl bekleyeceğim?

13 Beğeni

İlk iki kitabı cidden çok beğenmiştim, dediğiniz gibi çok da akıcılardı. Aynı şey üçünü kitap içinde geçerli, yağ gibi akıp gidiyor ama bomboş gidiyordu, kitabın kapağını kapattığımda “okudum, ama ne?” diyordum kendi kendime. Olsun ama Witcher evreni güzel bir evrendir :smiley:

2 Beğeni

İthaki bu eseri bilimkurgu klasiği olarak yayınlamış ancak ben daha çok gotik, korku romanı kategorisine koyuyorum. Kendini ispatlamış bir eser. Zaman zaman dili ağırlaşsa da zevk alarak okudum. Kitabı okumadan önce arka kapağına bakmayın, spoiler yersiniz.

18 Beğeni

CHALION’UN LANETİ (THE CURSE OF CHALION)

KONUSU

Bedenen ve ruhen yıkılmış Cazaril, yıllar önce uşaklık yaptığı saraya dönmüştür. Beklemediği bir şekilde, tez canlı genç varisin, güzel ve iradeli kız kardeşine özel öğretmen ve sekreter olarak atanır.

İstemediği bu görev için, yıllar önce onu köleliğe satanların şimdi hüküm sürdüğü Cardegoss’a gitmek zorundadır. Bu güçlü düşmanlar yetmezmiş gibi, sadece genç prensesin değil, tüm Chalion Hanesi’nin üzerinde bir lanet vardır. Cazaril öğrencisini korumak ve sadakatini kanıtlamak için en karanlık ve en yasaklı büyülerden birini kullanacaktır.

DÜŞÜNCELERİM

Uzun zamandır okuma listemdeydi, sonunda fırsat verebildim. Saray entrikası temasının alışık olduğumuz klişeleri bu kitapta da var, ama karakterlerinin çekiciliğiyle sürükleyici olmayı başarıyor. Üzüyor, şok ediyor, gaza getiriyor, sevindiriyor… En önemlisi de tatmin edici bir sonla bitiyor.

Dünyası Orta Çağ İspanyasını andırıyor ve en belirgin özelliği dinleri. Nasıl selam verildiği, bayramları, cenaze törenleri gibi detayları bile öğreniyorsunuz ve hikayede büyük rol oynuyorlar.

Hem teması hem de dünyası nedeniyle bana Lions of Al-Rassan’ı hatırlattı ama aklıma gelen her ölçütte onun bir tık altında kalıyor. Tabii ki LoAR çok yüksek bir çıta ve Chalion da okuduğunuza pişman olmayacağınız bir kitap.

14 Beğeni

Hocam tebrikler, benim günlük su içme hızımda kitap bitiriyorsunuz :slight_smile:

Konusu da çok ilginçmiş, bir ara ben de okuyayım.

1 Beğeni

An itibari ile bitirmiş bulunmaktayım. Tess Gerrittsen daha önce hiç okumamıştım ancak kitabı gerçekten beğendiğim. Rizolli & Isles serisinin kitabi imiş. Keşke seriye ilk kitaptan başlasaymışım da önceki kitaplardan spoiler yemeseymişim ama sağlık olsun böyle de hoş.

Kitap Afrika’da bir safari ile başlıyor ve safarideki olayları, cinayetler silsilesini okurken bir anda Maura Isles ve Jane Rizolli’nin Amerikadaki bambaşka bir cinayetin peşine düşmesine dönüyor. Bir okuyucu olarak cinayetlerin aralarda anlatılan safari ile birleşeceğini biliyorsunuz tabi. Hatta ilerleyen bölümlerde kesişim noktasını da tahmin edebiliyorsunuz ama kitap bitene kadar olayı tam anlamı ile çözemiyorsunuz ve bu beni seriye daha çok bağladı. Polisiye yeni yeni okumaya başladım o yüzden acemiyim biraz ama Tess Gerittsen’ı gerçekten sevdim ve bu serisini de okumaya devam edeceğim.

Baskıya gelirsek çeviri bir iki minik yer haricinde pek gözüme batmadı iyi bir çevirisi vardı. Ama kitap kapağını beğenmedim… Sorun sadece kapak da değil kitabın sonunda öğreneceğiniz şeyler arka kapak yazısında yer alıyor. İyi ki kapağın arkasını kitap bitmeden okumamışım.

Not: En kısa sürede diziye de başlayacağım.

Dip not: Şimdi baktım da yeni baskıları Doğan Kitap’a aitmiş. Ve baskılar daha iyi duruyor. Ne kadar sevindiğimi anlatamam.

11 Beğeni

PKD’in bir bilimkurgu dehası olduğunu bilimkurgu okuyan herkes bilir. Hem yarattığı dünyalar hem de bu dünyaların psikolojik ve felsefi uzantıları cok iyi işlenir.

Vulcan’ın çekici, sanırım (kısa öykülerini geçersek) en sevdiğim kitabı. Ki yazarın azımsanmayacak kadar çok kitabı var.

Öykü; dünyadaki savaşları bitirmek icin oluşturulmuş bir bilgisayarın ve bu bilgisayarın yönettiği alt kademelerindeki (şirket/birlik ne derseniz) insanların anlatımıyla başlıyor… Dünyadaki kararları veren en üst düzey yöneticinin bir yapay zeka olarak kurguladığı öykü yani. PKD Yapay zekanın fikir olarak bile pek ortalarda olmadığı bir zamanda yazmış bu kitabı. Zekasına hayran kalmamak mümkün değil.

Kitabın çevirisinde çok sorun görmesem de hafif imla hataları ve bazı yerlerde harf hatalarına denk geldim. Okumaya engel değiller kesinlikle ve gözardı edilebilirler.

Bu kitabı iki farklı okuyucuya öneriyorum. Piyasada çokça göreceğiniz aman efendim bu kitap külttür kesin oku bilimkurgu için denilen kitapları okudunuz beğenmediniz mi? Fahrenayt 451 okudunuz ama Dost Körpe çevirinin ırzına geçtiği icin distopyalar sizs göre değil mi sandınız? Bu kitaba bir şans verin.

PKD (Philip K Dick) okumaya başlamak istiyorsanız ve nereden başlasam diyorsanız bu kitabı başlangıç kitabı olarak deneyebilirsiniz.

20 Beğeni

download-2

Yüzüklerin Efendisi serisine giriş kitabı olarak önerildiği için bu kitapla başladım. İyi ki öyle yapmışım silmarilion ile başlasam bitiremezdim büyük ihtimal. Hobbit’i bile çok yavaş okudum. Nedense beni pek sarmadı. Direkt Yüzüklerin Efendisinden başlasam nasıl olurdu bilmiyorum. Eh bunu kitapların devamında göreceğim.

Klişe de olsa romanlarda şöyle bir formül vardır. Ama formül eksik kalmış. Bu nedenle tatmin olamadım.

Etkileyici bir dünya: Orta dünya elf, cüce, hobbit, ejderha ve daha pek çok şey ile yeterince etkileyici.

Savaşması için sebebi olan temiz bir kahraman: İşte bu yok. Zaten doğru düzgün düşman da yok.

İlgi çekici düşman: Bu da yok.

Güldüren ve ağlatan duygusal sahneler: Kitabın sonunda vardı ama hiç etkilemedi beni.

Gandalf karizma yerlerde. İki büyü yapıp ifritleri indirmek yerine sabaha kadar oyalamak nedir? Kurtlardan kaçıp ağaçlara tırmanmak nedir? Gandalf ilk başta maceraya çıkmak için adam arıyorum havasında geldi. Ekibi topladı ve maceraya çıktılar. Peki onları neden yarı yolda bıraktı? Neden kendi gibi büyücüler ile bu maceraya çıkmadı? Seyahat etmenin büyülü yolları yok mu? Kitabın sonu da hayal kırıklığı oldu benim için. Koskoca ejderhanın zayıf noktasından bir ok ile ölmesi bence çok basit oldu. Ayrıca bu beşler savaşı niçin çıktı? Altın için mi? Onu demiyorum. Demek istediğim neden goblinler kötü? Neden hepsi birden goblinlere karşı birlik oldu? Sonradan geri kalan goblinler de öldürüldü. Goblinlerin saf kötü olması fikri hoşuma gitmedi.

9 Beğeni

Kötü olurdu, göndermeler falan çok :smiley:. Sanki orda başlamış bir hikaye devam ediyor. Tam olarak öyle değil ama öyle gibi. Gollum, Bilbo Baggins gibi karakterler hakkında detaylı bilgi Hobbit’de var, ama Yüzüklerin Efendisi’nde orda olmuş olaylardan bahsediliyor. Anlatabildim mi emin değilim ama şöyle söyleyeyim. Diyelim ki, Harry Potter’da Slytherin binasının en fazla karanlık büyücünün çıktığı bina olduğunu bilmiyoruz, tüm o karanlık büyücüler, Salazar Slytherin’in safkan takıntısı hakkında bilgimiz yok ama Harry’nin Slytherin olmak istememesini okuyoruz kitaptan. Hiçbir şey anlamayız değil mi? Neden böyle söylüyor diye merak ederiz. Ya da diyelim ki, bulanık ne demek bilmiyoruz, safkanlar muggle-doğumlulara böyle hakaret edince neden sadece bir kelimeye bu kadar kafayı takıyorlar diye merak ederiz. Yani ben Hobbit’i okumadan Yüzüklerin Efendisi’ne başlamış olsaydım Gollum kim ki?, neden bu kadar bahsediliyor ondan? Gloin mi? O da kim? Bilbo ile ne alakası var? Bu hazine olayı da neyin nesi? gibi sorularla baş-başa kalırdım. Yani demek istediğim okuduğunuza pişman olmazsınız.:smiley:

Oysa Dumbledore öyle miydi? :grin: Gerçekten kitabı bitirmedim ama Dumbledore Gandalf’tan çok daha iyidir diye düşünüyorum.

Cisimlenme gibi mi? :joy: Hakikaten büyücülük bir kaç büyüyle kısıtlı olamaz değil mi? :upside_down_face:
Neyse Hobbit iyi, ama Yüzüklerin Efendisi çok daha iyi. (Bunu kitabı bitirmeden söylemiş olsam bile :smile:)

4 Beğeni

@Expelliarmus bağlamdan kopuyorsun bence. Eseri zamanına, yazıldığı döneme ve kendi içindeki kurallara göre degerlendirmelisin. Büyü sistemi diğer fantastik eserlerden farklıdır LOTR’in. Seyahat etmenin büyülü yolları olsaydı yolculuğun bir anlamı olmazdı. Bu yüzüğü kartallara taşıtmakla aynı şey. İki öykü de “Hadi bir maceraya çıkalım”
esasına dayanıyor. Öykü de bu yolculuğun öyküsü. Tam tersi değil.

Ayrıca hobbit çocuk kitabı olarak yazılmıştı en başta. Yazarın anlatmak istediği hikaye Silmarillion. Hobbit tutunca yayın evi zorladığı icin yüzüklerin efendisi geliyor. Ama Tolkien’in anlatmak istediği hikaye Silmarillion.

8 Beğeni

Yüzüklerin Efendisi’ni ilk okusan sorun olmazdı. Ben o şekilde başladım.

Gandalf’ın ekip toplaması ve mümkün olduğunca aktif olmamaya çalışması belli bir amaç nedeniyle. O dikkat çekmeden kuytuormandaki gölgeyi araştırmak için cücelerin maceralarını kullanıyor diyebiliriz. Zaten devamlı yanlarından ayrılıyor bu sebepten.

Ayrıca arkadaşın belirttiği gibi Orta Dünya’da büyü farklı işleniyor ve Tolkien’in asıl eseri Silmarillion. Diğerleri sadece asıl hikayenin ufak gölgeleri diyebiliriz.

2 Beğeni

Ben Torin, Fili ve Kili öldüğünde çok kötü oldum. :pensive:

Evet, size katılıyorum. :slightly_smiling_face:

1 Beğeni