Felsefe ile ilgilenenlerin ya da Felsefe Tarihi ile ilgilenenlerin kesinlikle okuması gerken başlangıç düzeyinde olarakta kabul edilebilir bir kitap. Bu kitapta yazar Antik Çağ filozoflarını ve öğretilerini anlatıyor. Herkese tavsiye ederim.
ANDROİDLER ELEKTRİKLİ KOYUN DÜŞLER Mİ? - PHILIP K. DICK
Özgün Adı: Do Androids Dream of Electric Sheep?
Çeviren: Nur Yener
Kitabın filmini karşılaştırma yapacak kadar hatırlamıyorum fakat Rachel ve Deckard isimleri her geçtiğinde filmdeki yüzleri getirdi aklıma.
Kitaptaki ana karakterimizin ismi Rick Deckard. Kendisi bir polis memuru ve ödül avcısı. Dünya, Son Dünya Savaşı sonrası gri radyoaktif bir toz bulutuyla kaplanıyor ve bundan dolayı göç edebilen insanlar başka bir gezegene göç ediyorlar, göç edemeyenler ise dünyada kalıyor. Bu tozdan dolayı ise canlı hayatı yavaş yavaş ya yok oluyor ya da bozuluyor. Bu yüzden hayvanların oldukça gerçekçi versiyonları olan yapay halleri yapılıyor.
Bir de insanları oldukça iyi taklit edebilen ve insanlara benzeyen Marstan Dünyaya kaçak yollardan gelmiş Nexus-6 olarak modellenen androidler var ki ortalık bu androidler yüzünden epeyce karışıyor.
Kitapta bahsi geçen konular ve olaylar bana biraz Detroit: Become Human oyununu anımsattı. Empati yapabilen androidler; empati yapamayan androidler; bizim androidlerle empati yapmamız ama yeri geldiğinde bir insanla bile empati yapamamamız… Güzel konular.
Kitap Mart 2020’de ikinci baskısını yapmış ve kitabın genelinde göze çarpan harf hataları var: kelime içerisinde eksik harf ve yanlış harf kullanımı gibi… Hatta bir ara Rick efendinin ismi Risk oldu. Umarım ileriki baskılarda düzeltilir.
Hatta oyunda bu kitaba gönderme var. Rastgele televizyon haberlerinden birinde çok satan kitap olarak Did Humans Dream a Sheep geçiyor.
Çok güzel ayrıntı. Hiç fark etmemiştim.
Dan Brown’un okudum ilk kitabı ve herhalde son kitabı olacak. Kitabın neredeyse yarısındayım ama yazarın yazış şekline kanser oldum. Kitabı okuyamıyorum. Kitabın yarınsa geldim hala Nereden Geldik Nereye Gidiyoruz sorusuna cevap bulamadım. Habire ya geçmişteki olayları okuyoruz ya da başka karakterleri okuyoruz. Bir bölüm yaklaşık 10 sayfa filan olduğundan dolayı da bu cevabı verecek insanlara yeterli vakit bırakmıyor yazar. Eğer sonuna doğru bu soruya iyi bir cevap alabilirsem bu yazara bir şans daha verebilirim. Ama şimdilik hiç tatmin edemedi.
Dan Brown un belki de en kötü kitabından, yazarı okumaya başlamış olmanız şanssızlığınız sanırım. Melekler ve Şeytanlar, Da Vinçi şifresi, İhanet noktası ve Dijital kale kitapları gerçekten sağlam kitaplardır. Bu belirttiğim kitaplardan birisini de okuduktan sonra yazar hakkında yargıda bulunmanızı tavsiye ederim.
Tavsiyenize uyacağım. Teşekkür ederim.
Başlangıç gerçekten de yazarın en zayıf romandır. Aslında konusundan mükemmel romanlar çıkar ama nedense brown aceleye getirip kısa kesmiş gibi. Halbuki yaklaşık 6 Kitap çıkar bu konudan.
Daha’yı bitirdikten sonra şimdi ne okusam diye düşünürken ne okursam okuyayım bana şu an Hakan Günday kitapları kadar etki edemeyeceğini fark edip Zargana’yı seçtim. İlk 100 sayfasını okudum, harika ilerliyor. Yine karanlık, yine sert, yine sürükleyici bir hikaye. Hakan Günday hayranı oldum sanırım farkında olmadan.
Ben de geçen gün Piç ile girişi yaptım Hakan Günday’a. Sanırım @Erdo bir mesajında Az, Daha, Kinyas ve Kayra’nın en iyileri olduğunu ve en sona bırakılmasını tavsiye etmişti.
Uzun zamandır bu tarz kitap okumamıştım, oldukça beğendiğimi söyleyebilirim. Bir kaç kitap sonra diğer kitaplarından birisi ile devam ederim sanırım.
Bu arada kitaplığımda hiç bir kitabı yok, e kitap olarak okuyorum. Ama alırım, sevdiğim kitapların elimin altında bulunmasını seviyorum.
Başlangıçta her şey toz ve gaz bulutuydu. Elimizde tüm sabitleri ve değişkenleri saptayabilen bir cihaz olsa ve evrenin denklemi kurulsa milyar milyar yıllar sonra neye benzeyeceğini bulabilir miydik?
Jared Diamond işte eldeki saptanabilen verilerle 13 bin yıllık dünya tarihini nedensellik prensibi içerisinde herkesin anlayabileceği bir düzeyden, retorik sorularla veya neden böyle oldu da tersi olmadı diyerek dünyanın bugün neye, niçin benzediğini kendi denklemince kurmuş, anlatmış.
Kitabın zaten artık resmen kabul görmüş bir marka değeri var benim sözlerimle ilave edeceğim bir şey yok ama kitabı okurken şöyle de bir bakış açısı kazanıyor insan ister istemez, ileride nereler veya hangi uğraşlar yatırım değeri kazanabilir? Gelişmiş ve gelişmemiş uygarlıkları bu kadar irdeleyince normal sanırım. Velhasıl güzel bir temel, basımı olmayan karanlık günler iyi ki geride kaldı.
Yazarın Çöküş ve Yükseliş kitaplarını okudunuz mu? Bu kitabı edindim, daha sonra onları da edinmek istiyorum. Fikrinizi merak ediyorum.
Okumuş diğer forumdaşlar da bahsedebilirler, memnun olurum.
Ben okumadım maalesef. Set olarak da iyi bir fiyata denk geldim ama bu ara okuyacak vaktim olmadığı için sadece bu kitabını alıp okudum. Ama eminim sitede okuyanlar vardır.
Teşekkürler yine de.
Konuyla alakasız olacak ama merak edip bir bakayım dedim. Kutulu ciltli ile kutulu ciltsizlerin fiyatları ne öyle
Ben etiket fiyatlarına baktım ve hemen hızla uzaklaştım
Everest Yayınlarından çıkmış ve kıyıda kalmış kaliteli bir eser. Kitap adından da anlaşılacağı üzere Orta Asya’da yaşanan petrol oyunlarını, terör gruplarını ve ufakta olsa bölgedeki ülkelerin durumlarını inceliyor. Araştırmacı yazar Bakü’den başlayarak Pakistan kadar bir çok ülkeye gidip oradaki durumu yetkili veya birinci tanıkların diyelim ağzından kendi görüşlerini de ekleyerek aktarıyor. Orta Asya, Afganistan ve Soydaşlarımızın bulunduğu Türki cumhuriyetlerin durumunu ve aralarında oynanan oyun hakkında biraz fikir edinmek isteyen herkese öneririm. Kitabın dili ağır değil kolay okunabilen bir kitap.
Ben de Hakan Günday’ın Malafa romanı ile başladım, oldukça eğlenceli, sert ve düşündürücü bir anlatımı var. Kapalı Çarşı jargonu ve çok karakter olmasına rağmen olay örgüsü çok akıcı.Sanırım herkes gibi ben de Kinyas ve Kayra’yı sona bıraktım.
Milli kitabımızı okudum ben de. Çok beğendim 100 sayfalık bir kitap beni en fazla ne kadar etkileyebilirse o kadar etkiledi. Kurgusu harikaydı ve gerçekten bizim için kısa bir ziyaret oldu. Bazen cehennemi ya da öldükten sonra yaşamı ben de böyle hayal ediyorum. (Tabi ki bu kadar yaratıcı detaylarla değil :D) Sadece ne kadar süreceğiyle ilgili ‘Ya böyleyse?’ diyip ürpererek kendi kısa ve monoton hayatıma geri dönüyorum.
Yazarın anlatışını çok sevdim birinci şahısla olması da tüm duyguları hissetmemi sağladı. Bu kitap Jorge Luis Borges’in Babil Kitaplığı öyküsünden ilham alınmış. Bu kitaptan sonra hemen onu okumak istedim. Ancak içinde bulunduğu ve başka kısa öykülerinden de oluşan ‘Ficciones Hayaller ve Hikayeler’ kitabının baskısı bitmiş. Biraz üzüldüm.