Kitaplığımın ağır konuklarından birisidir
. Bir seneyi geçmişti okumadığım. En sonunda okuyabildim. Sanıyorum ki kafamı güzelce verip okuyabildiğim son kitap olacak kendisi uzun bir süre için. Çünkü uzaktan eğitim beni bekler. Dersler arasında da kafa dağıtma amaçlı Vaiz serisini okuyacağım.
Kitap, adı üstünde cehennemin tarihini anlatıyor. Bu tür konulara aşina olanlar tahmin edecektir ki kitap eski, büyük uygarlıkların belli başlı mitlerindeki ‘yeraltı’ mitlerini vererek başlıyor. Birbirleriyle olan farkları ve benzerliklerini ele alıyor ve daha sonrasında Antik Yunan filozoflarının üstünde durarak yeraltı ya da cehennem düşüncesinin Antik Yunan düşünürlerinde nasıl olduğuna dair karşılaştırmalı bir analiz yapıyor.
Bunun yanı sıra cehennem anlayışının İsa’nın öğretisi ile Pavlus’un anlatılarındaki farkları ortaya koyuyor -ki benim en sevdiğim kısımdı-. Buradan da hareketle cehennem anlayışının Orta Çağ’a doğru nasıl bir seyirde hareket ettiğini kronolojik -ve yine karşılaştırmalı- olarak incelemeye koyuluyor.
Gnostik din adamlarının İncil’deki ve Pavlus’un anlatılarındaki cehennem tasavvurunun eksikliklerini nasıl doldurmaya çalıştıklarını kendi yazdıkları yazılardan aktararak anlatıyor. Ayrıca Orta Çağ mistiklerinin yaşadıkları içsel cehennem deneyimlerini (aparisyon) alıntılayarak Orta Çağ’daki hem halkın hem din adamlarının cehennem fikrinin ve tasavvurlarının gelişimini ele alıyor. Çeşitli filozof ve ilahiyatçıların da hem mantık ve akıl yoluyla hem de dinî metinleri esas alarak oluşturdukları cehennem tasavvurlarını veriyor.
Kitap, cehennem anlayışının 17. ve 18. yüzyıllardan itibaren 19. yüzyıla kadar maddi ve sert dinî içeriğinin her ne kadar Kilise’yi rahatsız etse de nasıl ‘‘geleneksel anlayışla pek bir ilişkisi olmayan tamamen tinsel bir anlama bürünerek süregeldiğini’’ yine türlü görüşlere yere vererek açığa kavuşturuyor. Daha sonra 20. ve 21. yüzyıllarda bu tinsel anlayıştan da neredeyse uzaklaşıldığına ve artık 19. yüzyıl düşünürlerinin de belirttiği gibi ‘cehennem, insanın içindedir’ fikrine yönelindiğine dair bazı görüşleri harmanlıyor.
Kitapta hoşuma giden bazı alıntılar:
‘‘Cehennem artık yerin altında değil, yeryüzünde, insanın yüreğindedir.’’
‘‘Voltaire, cehennemi insan adaletinin yetersizliklerini örtbas etmeye yönelik bir icat olarak görür.’’
‘‘Peder Louis 1782’de Bütün İnsanlığa Açık Cennet’te ‘Cehennem bizleri aydınlatan yıldızı geriletebilecek bir korku ve iğrençlik romanından ibarettir.’ diye yazar.’’
Kitabın en çok beğendim yanı ise tarih boyunca cehennem ve şeytan figürü üzerine yapılmış resimlerin/tabloların sayfalar arasına yer yer serpiştirilmiş olması. Renkli olarak beyaz kağıt üzerine gayet hoş durmuşlar. Bir yandan okuma yapıyorsunuz bir yandan Orta Çağ’dan beri çeşitli ressamların cehennemi nasıl tasvir ettiklerini de görmüş, incelemiş oluyorsunuz. Aşağıya, kitaptan birkaç sayfa bırakıyorum.
Kitabın boyutu normal bir kitaptan biraz büyük olduğu için resimleri de daha rahat inceleyebiliyorsunuz.
Kitabın çevirisi ve düzenlemesi de çok temizdi. Görsellerde de görüleceği üzere resimlerin kimlere ait olduğu ve ne zaman yapıldığı da bilindiği kadarıyla belirtilmiş kenarlara.
Severek okuduğum bir kitap oldu. İlgililere tavsiye ederim kesinlikle
.