The Kaiju Films: A Critical Study of Cinemas Biggest Monsters - Jason Barr
Konu: 100’ün üstündeki kaiju iega (dev canavar filmi) referans alınarak, “basit temellere dayanan saf eğlence” gibi algılanan janranın sofistike yapısına dikkat çekiliyor.
Yorumum:
Giriş kısmı dahil, sekiz bölümden oluşuyor. Ana başlıklar şöyle:
“Giriş: Apayrı bir Tür”, “Kaiju’nun Japon Kökleri”, “Afetler; İnsan Eliyle ve Doğal Yolla”, “Uluslararası ve Yurtiçi Politikalar”, “Bilim ve Kitle İmha Silahları”, “Amerika ve Kaiju”, “Beden, Cinsiyet ve Kaiju”, “Nostaljinin Rolü ve Sırada ne var?”
Dev canavar filmlerine dair oldukça aydınlatıcı bir çalışma olmuş. Ne kafa karıştıracak kadar akademik ne de okumaya değmeyecek kadar yüzeysel. Türe hayat veren, besleyen, ayrıksı kılan ve benimsettiren açık veya örtük şeyler az ve öz biçimde irdelenmeye çalışılmış.
Örneğin, janranın eski usül bilimkurgularda sıkça karşılaşılan canavar temasının alt türü olduğu varsayımına karşı çıkılıyor. Farklı mitlerde, folklorlarda karşılaşılan devimsilerin veya kıssadan hisse hikâyelerin konusu olan varlıkların sinemaya yansıyan uzantıları olabilecekleri üzerinde duruluyor.
Janra, 2. Dünya Savaşı öncesi ve sonrası Japonya’nın bitmek bilmeyen çatışmasından nasıl ve ne şekilde etkilenip biçimlendiği ele alınıyor.
Janranın Japon tiyatrosundan güreşe uzanan anlatım yapısı, insan eylemlerine kuşkuyla yaklaştıran karamsar ve kuşkucu altmetinleri, Amerikalılar ile Japonlar arasındaki algı ve yaklaşım farkı, emperyalist ve komünyal bakış açılarını yererken prodüksiyon zayıflıkları gerekçesiyle popüler kültürde “cheesy” eğlence olarak varlık göstermesi, türün çocukluk ve nostaljiden aldığı güç, erkek fanların çoğunlukta olması vb. pek çok konuya değiniliyor.
Kitabı okuduktan sonra, kaiju eiga hakkında fikir edinilebilir. Janrayı sorgularken okuru da bu düşünme deneyine dahil eden bir kitap.
Hangi filmler kaiju kaymasına girebilir? Gerçek anlamda gişe canavarı veya B Filmi kategorisine sokulurken sanat ve politik sinemayla olan bağını nasıl sürdürmüştür? Canavarların ekran süreleri ile yarattıkları etki arasındaki ilişkinin niteliği neye bağlıdır? Canavarın yenilmezliği ile bilimin ve militarizmin çaresizliği arasındaki tezat neye dayanır? Canavarların insanileşmesi veya da gerçeküstü doğası neden ana mesajı saptırmak yerine onu güçlendirir? Canavarın varlığıyla bütünleşen yıkımın sorumluluğunu algılayıp algılamamak filmin yaratacağı etkiyi neye ve nasıl yönlendirir?.. gibi gibi soruları hem soruyor hem de cevabını arıyor.
Maalesef Türkçesi yok. Konu gereği ne kadar ilgileneni olur, bilemem. Ama alt ve popüler kültür ikonlarının doğuşuna, tüketimine ve toplumsal farkların rolüne dair ilgi uyandıran bir çalışma.
Godzilla on My Mind: Fifty Years of the King of Monsters - William M. Tsutsui

Konu: Godzilla fanı olan William M. Tsutsui, seriye ve Canavarlar Kralı’na dair görüşlerini aktarıyor.
Yorumum:
Kitabın yarısındayım ve okuduğuma pişmanım. Hatta okumaktan en pişmanlık duyduğum, bu da böyle bir kitap, demekte zorlandığım bir kitap oldu.
Bir iki ilginç anektod içerse de çoğu şey yazarın seriyi algılamasıyla alakadar. Bu algı da “eğlenceli işte, o kadar” yaklaşımında. Seriye olan tutkusu, ilk film hariç, onu küçümsemesine rağmen sevmiş olmaktan ileri geliyormuş gibi. “Tamam, sofistike işler olmadılar. Böyle iddiaları da yok; vardıysa da öyle ahım şahım ve başarılı değildi. Şehirleri yıkmasını izlemek zevkli.” anlayışı can sıkabiliyor.
Yazarın fanlık anlayışını “sevdiği şeyi kusurlarıyla kabul etmek” olarak tanımlayamıyorum. Seride anlamadığı veya önemsemediği şeyleri üzerinde durmaya değmezmiş gibi görüyor sanki.
Bakış açısındaku sorunundan haberdarken kitaba başlamış olsam da yazarın tutumuna sinirlenmeden edemiyorum.
İki kitapta yetersizliğine dikkat çekilerek bahsi geçmişti; yorumladığım The Kaiju Films ve A Critical History and Filmography of Toho’s Godzilla Series (2d Ed.). İkinci kitabın sadece önsözünü okuyabilmeme rağmen seri hakkında G.M.M’takinden daha fazla şey öğrendim.
Bu kitabın tek olumlu yönü, The Kaiju Films’te bahsi geçen Amerikalıların gözündeki Godzilla ve kaiju eiga algısını iyi özetliyor oluşu. Bu açıdan faydalı.
Merakıma yenilerek ilk önce okuduğum son bölüm, kitabın en iyi kısmıydı. Sebebiyse, yazarın da Godzilla ve kaiju eiganın yarattığı cazibeyi anlamlandırmada zorlandığını itiraf etmeye yaklaşması. Ha, bunun cevabı The Kaiju Films’te mevcut; umarım okumuştur.