Yaklaşık 380 sayfa okudum. Okuduğum kadarıyla ile de söz verdiğim için fırsat varken yorumunu girmek istedim. @isos81
Öncellikle kitap 6 bölümden oluşuyor. Şu an 4.bölümdeyim. Kitabın dünyasında yaklaşık 8 ülke mevcut ve anlatılırken bazı sebeplerden dolayı doğu batı olarak bölümler ayrılmış durumda. Anlatıcıların sayısı 4-5 kişiden oluşurken ana karakterler bu anlatıcı üzerinde 10-15 arasında, yan karakterlerin sayısı ise 40-50 kişi mevcut. Çok geniş bir evren yapısı ve tek kitap olduğu için ilk okurken bu kimdi bu hangi ülke, neresi gibi sorular kafanızda çokça oluşuyor. Fakat 100-150 sayfa sonra yazarımızın güzel bir şekilde kurgulamasının yanında yarattığı dünyayı, anlattığı hikayeye güzel bir şekilde adapte etmesi ve anlatmasıyla bu kitabın geçiş evresini rahatlıkla atlatıyorsunuz.
Genel olarak kitabın dünyasını en iyi şekilde benzetebileceğim şey sanırım game of thronesu alın içine ejderhaları yerleştirin alın size priory of orange tree.
Kitap dune dan sonra bu yıl içerisinde okuduğum en iyi kitap olabilir. Normalde kitaplarda en sevmediğim unsur karakterlerin salakça davranışları olur. Bu kitapta ise yazarımız sağ olsun her bir karakteri en ince detayına kadar o kadar güzel işlemiş ki yaptığı davranışlarından tutun, ihanetleri, savaşları hepsinin kendine ait bir yolu mevcut ve bu yolda da doğru yada yanlış olsun bu davranışları inançları çerçevesinde gerçekleştiren güçlü karakterler görüyor ve okudukça onlara ısınıyor, yeri geldiğinde heyecanlanıyor, üzülüyor yada kızıyorsunuz.
İkinci bir diğer beğendiğim unsur ise yukarıda yazdığım gibi kitap 8 ülkeden oluşuyor ve bölüm geçişleri batı ve doğu arasında 4-5 karakterin ağızından anlatılıyor, bu şekilde karakterlerin gözünden ve davranışlarından bu ülkeler hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Yazarımızı yine bu konu hakkında tebrik ediyorum çünkü normalde bu dünya anlatımı sıkıntı yaşadığım en büyük konulardan biridir fakat o kadar güzel bir şekilde olay örgüsüne yerleştirilmiş ki ne okurken batıyor ne de anlamama gibi bir sıkıntı yaşıyorsunuz. Ülkelerin geçmişte ki savaşlarından tutunda, politikalarına, birbirleri aralarında ilişkilere yada inanç kavramlarına, iç yapılarına çok rahat bir şekilde erişebiliyorsunuz.
Üçüncü olarak sevdiğim şey ise ejderhalar. Normalde ejderhalar gibi epik bir konu genellikle genç yetişkin türlerinde heba olduğunu düşünüyorum fakat bu kitapta ana unsur insanlığın ejderhalara ve onların yarattığı kaosa karşı durması ve yenebilmesi. Buda ejderhaların geldiği devirden tutunda varoluş biçimleri, türleri, güçleri ve savaşlardaki rolünü en iyi bir şekilde olay örgüsüne çok güzel bir şekilde işlemiş bulunuyor.
Buraya kadar spoiler vermeden kitaba dair düşüncelerimi yazmak istedim. Bundan sonraki yazacağım kısım karakterler, dünya ve ejderhalar olarak genel yapılarında dair giriş amaçlı ufak spoilerla bilgiler olacaktır. Merak edenler okuyabilirler.
Kitabımızda ana unsurların ejderhalar olduğundan bahsetmiştim. Bu ejderhalar ateş ejderhaları ve bilinmeyen bir tarihte adı olmayan olarak adlandırılan tek bir ejderhanın yeraltından çıkmasıyla ve dünyaya hakimiyet getirme arzusuyla ortaya çıkmış ejderhalar. Nameless one ve onun ordusu ve sağ kolları zamanında hüküm sürmek için dünyaya savaş açmış fakat daha sonra yapılan savaşlar sonunda tekrar uykuya daldırılmış ama yardımcıları ve ordusu bir kaç yüzyılda bir tekrar uyanıp savaşmaya ve kaosun hüküm sürmesine devam ediyor. Fakat bu ejderhaların getirdiği sadece kaos ve hüküm değil ayrıca insanların delirmesine ve ölmesine sebep olan bir salgında yaratıyorlar ve bu sebep ile 8 krallıktan doğuda bulunan seiki great sarrow yada age of grief dedikleri nameless one nın sağ kolu olan friedelin ve diğer ejderhaların yaklaşık yüzyıllar önce (tarihini şuan tam olarak hatırlayamadım) tekrar uyudukları uykudan uyanıp dünyaya kaos ve ölüm getirdikleri ve savaşın ve bu savaşın kazanılmasının ardından sonra batıya ejderhaların yaydığı salgın hastalıkları yaydıkları gerekçesiyle kapılarını kapatıyor ve herhangi bir şekilde anlaşma haricinde kalan herhangi birisinin girmesi ve çıkması yasaklanıyor.
Baş anlatıcılarımızdan biri olan Tane seikide yaşamış bir yetim. Seiki savaş lordlarının liderliğinde ve çeşitli klanların lorda bağlı kalmasıyla yönetilen bir ülke. Yetim olan tane bu klanların biri tarafından yıllarca büyütülmüş ve bir ejderha sürücüsü olarak yetiştirilmeye hak kazanmış birisi fakat başarısız olursa diğer ejderha binicilerine karşı eğitmen olarak seçilmek zorunda ve hayatı boyunca sadece bir ada içerisinde yaşayacak. Bu ejderhalar seikinin kutsal tanrıları ve ateş yerine tam tersi su ejderhalarından oluşuyor. Su ejderhaları ateş ejderhalarının düşmanları ve buna karşı insanlarla iş birliği sağlamak ve ateş ejderhalarına karşı savaşmak için her 100 yılda bir kendilerine çeşitli hak kazanan insanların sınava girip kendisini kanıtlamasından sonra binici olarak seçiliyorlar.
Tane ejderha binicisi olarak yıllardır eğitim için girdiği izolasyondan çıkmadan ve seçim gününden bir gün önce sahil kıyısında batıdan gelen bir yabancıyı kurtarmak zorunda kalması ile hikayesi başlıyor.
Diğer bir yandan bir diğer anlatıcımı Dr. Ross bir simyacı ve zamanında belli sebeplerden dolayı ülkesinden ve batıdan kraliçe brethnet tarafından sürgün edilmiş ve Ginuraya sürgünde olan insanların yaşadığı doğuda bulunan seikinin bir adasına hayatı boyunca çıkamamak koşuluyla gönderiliyor.
Batı kısmında ise bizi anlatıcı olarak Ead Duryan karakteri karşılıyor. Ead Inys krallığında, Esyr krallığı tarafından gönderilen kraliçe Sabran Berethnete küçükken politika ve barış amaçlı yetişmesi ve kraliçeye yardım için takdim edilen bir kız. Inss krallığı altı erdem inancı tarafından yönetilen ve batının kalbi olan bir krallık. Krallığın yöneticileri kuruluşundan itibaren kutsal sayılan berethnet ailesi. Berethnet soyu nesilden nesle kızlara aktarılıyor ve her nesilde sadece bir kız doğuyor ne bir erkek nede birden fazla kız mümkün olmuyor. Doğan bu kızalar Inys krallığın gelecekteki kraliçesi ve kutsal kana sahip aziz olarak adlandırılıyor. Bu kutsal kanları sayesinde nameless one ve onun ordusunun yükselmesinin engellediğine dair inançlara sahipler ve bu sebep ile batının kalbi ve önderi olan bir krallık Inys. Eadda aslında bu amaç ile şimdiki kraliçe berethneti korumak ve kutsal kanın devamlılığını sağlamak amacıyla orange tree adlı manastır tarafından gönderilen ve küçüklükten itibaren yetiştirilen bir büyücü kızkardeş. Inys krallığında büyücüler genellikle kafir olarak bilindiği ve varlığı yasak olduğu için Ead kendini ele vermeden görevini devam ettirmek zorunda.
Bir diğer anlatıcımız ise Lord arteloth. Kendisi Kraliçe Sabran berethnetin en yakın arkadaşı ve sırdaşı fakat aralarında çıkan aşk dedikoduları sebebiyle, krallığın gece şahini olarak adlandırılan, kraliçenin koruyucusu ve krallığın her türlü alttan yönetimine sahip bir erdemi tarafından yscaline, eskiden Inysin müttefiki ve altı erdemin inancında yaşayan fakat şimdi ise nameles oneın tarafına ve onun hakimiyetine teslim olan, ejderha salgının hakim olduğu bir krallık, elçi adı altında ölmesi için gönderiliyor.
Bahsettiğim bu karakterler sayesinde yürüdükleri yolda sayesinde olay örgüsünde ilerleme yaşarken, bir yandan yaşadıklarını ve durumlarını okurken bir yandan ise aralarındaki bağlantıların oluşmasına ve ejderhalara ve nameless onenın tekrar uyanmasının başlamasına karşı yavaş yavaş oluşan bir savaşın doğuşuna dair tanıklık ediyorsunuz.
Elimden geldiğince dünyaya dair genel bilgileri çok fazla spoiler vermeden, vermeye çalıştım, kitabın içeriği ve dünyası geniş olduğu için yanlış yazdığım veya lanse ettiğim şeyler olabilir. Bu yüzden mümkünse ve iyi bir ingilizceniz varsa okumanızı kesinlikle ama kesinlikle tavsiye ederim. Aksiyonu, heyecanı olsun kitap bunu her sayfasıyla size yaşattırıyor ve hissediyor. Keşke yazarın başka kitapları yerine pegasus yayınları buna el atsaydı. Gerçekten müthiş olurdu.