Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Yıldız Güncesi Ijon Tichy’inin yıldızlar, gezegenler arası seyahatlerini anlatan bir öykü derlemesi. Her öyküde karakterimizin çıktığı yolculuğu ve bu yolculukta karşılaştığı şeyleri görüyoruz. Öyküler hakkında pek fazla bilgi vererek okuma keyfinizi kaçırmak istemiyorum ama Stanislaw Lem’in zekasını ve neden bilimkurgu üstatlarından biri haline geldiğini öyküleri okuduktan sonra daha iyi anlayabiliyorsunuz.

Aynı zamanda bir seri. İkinci kitabı halen ülkemizde yayınlanmamış olsa da Gelecekbilim Kongresi, Dünyada Barış @alfakitap tarafından yayınlandı. (Daha önceki yayınevlerinden haberdarım güncel olanlardan bahsediyorum)

Öyküleri genel olarak beğendim ama bu konuda beni çok da dinlemeyebilirsiniz zira ben genel olarak öykü derlemelerini çok sevmekteyim.

Bir bilimkurgu okuru iseniz, külliyatını toplamasanız bile Ijon Tichy serisini mutlaka kitaplığınızda bulundurmalı aralıklarla da olsa açıp okumalısınız.

Gönül isterdi ki bu basımda çeviri anadilinden yapılsın ve daha sonra eklenmiş olan 2 yolculuk da kitaba eklenmiş olsun, ancak şu an için anadilinden olmayan bir çeviriyle okuyabiliyoruz kitabı.

14 Beğeni

Gönül isterdi ki bu basımda çeviri anadilinden yapılsın ve daha sonra eklenmiş olan 2 yolculuk da kitaba eklenmiş olsun, ancak şu an için anadilinden olmayan bir çeviriyle okuyabiliyoruz kitabı.

  1. ve 21. yolculuklar mı onlar?
1 Beğeni

Yok 18 ve 24. Aslında Open Letter from Ijon Tichy falan da var. 26. Yolculuk da var ama o sanırım ya kayıptı ya da çevirisi ingilizceye dahi yapılmamıştı.

İngilizce versiyonunda da onlar başka derlemelerde.

4d86cd5d427703956ee09dea2e1eca1b3ee97d5e_2_280x375
Yaklaşık 380 sayfa okudum. Okuduğum kadarıyla ile de söz verdiğim için fırsat varken yorumunu girmek istedim. @isos81

Öncellikle kitap 6 bölümden oluşuyor. Şu an 4.bölümdeyim. Kitabın dünyasında yaklaşık 8 ülke mevcut ve anlatılırken bazı sebeplerden dolayı doğu batı olarak bölümler ayrılmış durumda. Anlatıcıların sayısı 4-5 kişiden oluşurken ana karakterler bu anlatıcı üzerinde 10-15 arasında, yan karakterlerin sayısı ise 40-50 kişi mevcut. Çok geniş bir evren yapısı ve tek kitap olduğu için ilk okurken bu kimdi bu hangi ülke, neresi gibi sorular kafanızda çokça oluşuyor. Fakat 100-150 sayfa sonra yazarımızın güzel bir şekilde kurgulamasının yanında yarattığı dünyayı, anlattığı hikayeye güzel bir şekilde adapte etmesi ve anlatmasıyla bu kitabın geçiş evresini rahatlıkla atlatıyorsunuz.

Genel olarak kitabın dünyasını en iyi şekilde benzetebileceğim şey sanırım game of thronesu alın içine ejderhaları yerleştirin alın size priory of orange tree.

Kitap dune dan sonra bu yıl içerisinde okuduğum en iyi kitap olabilir. Normalde kitaplarda en sevmediğim unsur karakterlerin salakça davranışları olur. Bu kitapta ise yazarımız sağ olsun her bir karakteri en ince detayına kadar o kadar güzel işlemiş ki yaptığı davranışlarından tutun, ihanetleri, savaşları hepsinin kendine ait bir yolu mevcut ve bu yolda da doğru yada yanlış olsun bu davranışları inançları çerçevesinde gerçekleştiren güçlü karakterler görüyor ve okudukça onlara ısınıyor, yeri geldiğinde heyecanlanıyor, üzülüyor yada kızıyorsunuz.

İkinci bir diğer beğendiğim unsur ise yukarıda yazdığım gibi kitap 8 ülkeden oluşuyor ve bölüm geçişleri batı ve doğu arasında 4-5 karakterin ağızından anlatılıyor, bu şekilde karakterlerin gözünden ve davranışlarından bu ülkeler hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Yazarımızı yine bu konu hakkında tebrik ediyorum çünkü normalde bu dünya anlatımı sıkıntı yaşadığım en büyük konulardan biridir fakat o kadar güzel bir şekilde olay örgüsüne yerleştirilmiş ki ne okurken batıyor ne de anlamama gibi bir sıkıntı yaşıyorsunuz. Ülkelerin geçmişte ki savaşlarından tutunda, politikalarına, birbirleri aralarında ilişkilere yada inanç kavramlarına, iç yapılarına çok rahat bir şekilde erişebiliyorsunuz.

Üçüncü olarak sevdiğim şey ise ejderhalar. Normalde ejderhalar gibi epik bir konu genellikle genç yetişkin türlerinde heba olduğunu düşünüyorum fakat bu kitapta ana unsur insanlığın ejderhalara ve onların yarattığı kaosa karşı durması ve yenebilmesi. Buda ejderhaların geldiği devirden tutunda varoluş biçimleri, türleri, güçleri ve savaşlardaki rolünü en iyi bir şekilde olay örgüsüne çok güzel bir şekilde işlemiş bulunuyor.

Buraya kadar spoiler vermeden kitaba dair düşüncelerimi yazmak istedim. Bundan sonraki yazacağım kısım karakterler, dünya ve ejderhalar olarak genel yapılarında dair giriş amaçlı ufak spoilerla bilgiler olacaktır. Merak edenler okuyabilirler.

Kitabımızda ana unsurların ejderhalar olduğundan bahsetmiştim. Bu ejderhalar ateş ejderhaları ve bilinmeyen bir tarihte adı olmayan olarak adlandırılan tek bir ejderhanın yeraltından çıkmasıyla ve dünyaya hakimiyet getirme arzusuyla ortaya çıkmış ejderhalar. Nameless one ve onun ordusu ve sağ kolları zamanında hüküm sürmek için dünyaya savaş açmış fakat daha sonra yapılan savaşlar sonunda tekrar uykuya daldırılmış ama yardımcıları ve ordusu bir kaç yüzyılda bir tekrar uyanıp savaşmaya ve kaosun hüküm sürmesine devam ediyor. Fakat bu ejderhaların getirdiği sadece kaos ve hüküm değil ayrıca insanların delirmesine ve ölmesine sebep olan bir salgında yaratıyorlar ve bu sebep ile 8 krallıktan doğuda bulunan seiki great sarrow yada age of grief dedikleri nameless one nın sağ kolu olan friedelin ve diğer ejderhaların yaklaşık yüzyıllar önce (tarihini şuan tam olarak hatırlayamadım) tekrar uyudukları uykudan uyanıp dünyaya kaos ve ölüm getirdikleri ve savaşın ve bu savaşın kazanılmasının ardından sonra batıya ejderhaların yaydığı salgın hastalıkları yaydıkları gerekçesiyle kapılarını kapatıyor ve herhangi bir şekilde anlaşma haricinde kalan herhangi birisinin girmesi ve çıkması yasaklanıyor.
Baş anlatıcılarımızdan biri olan Tane seikide yaşamış bir yetim. Seiki savaş lordlarının liderliğinde ve çeşitli klanların lorda bağlı kalmasıyla yönetilen bir ülke. Yetim olan tane bu klanların biri tarafından yıllarca büyütülmüş ve bir ejderha sürücüsü olarak yetiştirilmeye hak kazanmış birisi fakat başarısız olursa diğer ejderha binicilerine karşı eğitmen olarak seçilmek zorunda ve hayatı boyunca sadece bir ada içerisinde yaşayacak. Bu ejderhalar seikinin kutsal tanrıları ve ateş yerine tam tersi su ejderhalarından oluşuyor. Su ejderhaları ateş ejderhalarının düşmanları ve buna karşı insanlarla iş birliği sağlamak ve ateş ejderhalarına karşı savaşmak için her 100 yılda bir kendilerine çeşitli hak kazanan insanların sınava girip kendisini kanıtlamasından sonra binici olarak seçiliyorlar.
Tane ejderha binicisi olarak yıllardır eğitim için girdiği izolasyondan çıkmadan ve seçim gününden bir gün önce sahil kıyısında batıdan gelen bir yabancıyı kurtarmak zorunda kalması ile hikayesi başlıyor.
Diğer bir yandan bir diğer anlatıcımı Dr. Ross bir simyacı ve zamanında belli sebeplerden dolayı ülkesinden ve batıdan kraliçe brethnet tarafından sürgün edilmiş ve Ginuraya sürgünde olan insanların yaşadığı doğuda bulunan seikinin bir adasına hayatı boyunca çıkamamak koşuluyla gönderiliyor.
Batı kısmında ise bizi anlatıcı olarak Ead Duryan karakteri karşılıyor. Ead Inys krallığında, Esyr krallığı tarafından gönderilen kraliçe Sabran Berethnete küçükken politika ve barış amaçlı yetişmesi ve kraliçeye yardım için takdim edilen bir kız. Inss krallığı altı erdem inancı tarafından yönetilen ve batının kalbi olan bir krallık. Krallığın yöneticileri kuruluşundan itibaren kutsal sayılan berethnet ailesi. Berethnet soyu nesilden nesle kızlara aktarılıyor ve her nesilde sadece bir kız doğuyor ne bir erkek nede birden fazla kız mümkün olmuyor. Doğan bu kızalar Inys krallığın gelecekteki kraliçesi ve kutsal kana sahip aziz olarak adlandırılıyor. Bu kutsal kanları sayesinde nameless one ve onun ordusunun yükselmesinin engellediğine dair inançlara sahipler ve bu sebep ile batının kalbi ve önderi olan bir krallık Inys. Eadda aslında bu amaç ile şimdiki kraliçe berethneti korumak ve kutsal kanın devamlılığını sağlamak amacıyla orange tree adlı manastır tarafından gönderilen ve küçüklükten itibaren yetiştirilen bir büyücü kızkardeş. Inys krallığında büyücüler genellikle kafir olarak bilindiği ve varlığı yasak olduğu için Ead kendini ele vermeden görevini devam ettirmek zorunda.
Bir diğer anlatıcımız ise Lord arteloth. Kendisi Kraliçe Sabran berethnetin en yakın arkadaşı ve sırdaşı fakat aralarında çıkan aşk dedikoduları sebebiyle, krallığın gece şahini olarak adlandırılan, kraliçenin koruyucusu ve krallığın her türlü alttan yönetimine sahip bir erdemi tarafından yscaline, eskiden Inysin müttefiki ve altı erdemin inancında yaşayan fakat şimdi ise nameles oneın tarafına ve onun hakimiyetine teslim olan, ejderha salgının hakim olduğu bir krallık, elçi adı altında ölmesi için gönderiliyor.
Bahsettiğim bu karakterler sayesinde yürüdükleri yolda sayesinde olay örgüsünde ilerleme yaşarken, bir yandan yaşadıklarını ve durumlarını okurken bir yandan ise aralarındaki bağlantıların oluşmasına ve ejderhalara ve nameless onenın tekrar uyanmasının başlamasına karşı yavaş yavaş oluşan bir savaşın doğuşuna dair tanıklık ediyorsunuz.

Elimden geldiğince dünyaya dair genel bilgileri çok fazla spoiler vermeden, vermeye çalıştım, kitabın içeriği ve dünyası geniş olduğu için yanlış yazdığım veya lanse ettiğim şeyler olabilir. Bu yüzden mümkünse ve iyi bir ingilizceniz varsa okumanızı kesinlikle ama kesinlikle tavsiye ederim. Aksiyonu, heyecanı olsun kitap bunu her sayfasıyla size yaşattırıyor ve hissediyor. Keşke yazarın başka kitapları yerine pegasus yayınları buna el atsaydı. Gerçekten müthiş olurdu.

12 Beğeni

O gönderdiğin ikinci kitap işte. Ama bizde iki yok direkt 3’e geçiyorlar. En azından buna dahil edebilirlerdi demek istemiştim aslında. :sweat_smile:

1 Beğeni

Çok güzel inceleme olmuş, merakım iyice kabardı. :slight_smile: Teşekkür ederim.

Ne demek elimden geldiğince anlatmaya çalıştım :blush: Vallahi muhteşem ben bir süre ara verip tekrardan devam edicem ama böyle bir kitabı kaçırmamak olmaz :slightly_smiling_face:

Adını sıkça duydugum bir kitap. Iyi mı kötü mü olduğuna karar verememiştim, sayenizde öğrendim. Incelemeniz için çok teşekkürler. Çevirisini beklediğimiz kitap listesine bir kitap daha eklendi. :grinning:

1 Beğeni

Aslında benim 2021 listemde var bu kitap ama henüz beraber okumak isteyen çıkmadı. Beraber okusak ne güzel olurdu da ben ona mart nisandan önce başlayamam. Başka bir kitabı beraber okuruz umarım. :slight_smile:

1 Beğeni

Tez yazmam sebebiyle çok yaya yaya okuyorum şu anda. 2 ay oldu ancak 380 sayfa okumuşum kitap 800 sayfa. Belki okumaya başladığınızda halen okuyor bile olabilirim :sweat_smile: Kısmet artık başka kitaba kaldı. Bundan sonra aklımda to sleep in the sea of star var eğer listenizdeyse okuyabiliriz yada haber ederseniz müsait olursam başka kitaplarada uyarım :blush:

Tez konunuz nedir, bir de hangi okul? Bahsettiğiniz kitap listemde yok ama inceleyeyim. :slight_smile:

1 Beğeni

Moleküler biyoloji ve genetik okuyorum ingilizce olarak. P53 geninin neuroblastoma üzerinde etkilerini ve kanser durumlarında aktivitelerinin ilaç tedavisi için yönlendirilmesine dair makale araştırmaları gerçekleştiriyorum. Aslında çalışmak istediğim konu bu değildi ama istediğim hoca covid aşısının geliştirilmesine yönelik komitede olduğu için uygun zamanı olmadığından dolayı kendisiyle çalışamadım :blush:

3 Beğeni

Ortamın IQ ortalaması otomatikman 10 puan yükseldi. :slight_smile: Başarılar dilerim.

4 Beğeni

Estağfirullah :sweat_smile: zor bir bölüm ama benim gibi sevene zevkli :slightly_smiling_face: Dediğim kitap eragonun yazarından bu sene goodreadsta scifi olarak en iyi kitap seçilmişti. Uzun zamandır gözüm onda bakalım ama durumuma göre genellikle kitap okuma kitaplarım çoğu zaman değişebiliyor malesef. Hayırlısı artık :slightly_smiling_face:

1 Beğeni

Serini ikinci kitabını aldım dostlarım. Bitirdikten sonra düşüncelerimle beraber burada paylaşacağım.

1 Beğeni

images (1) (1)

Karanlık Madde

Çok bilinen bir kitap olmasına rağmen okuyup okumamak arasındaydım, nihayet okudum. Kitabın temelinin paralel evrenler olması ilgi çekici. Genel olarak akıcılığı da gayet iyi. Olaylarda tutarsızlık görmedim ama bazı karakterlerin motivasyonunu tam anlayamadım. Bazı yerleri havada kalmış gibi geldi. Kitabı çok da sevemedim, bir şeyler eksik gibiydi. İlk olarak kitabın başından itibaren çok fazla ipucu var konunun akışıyla ilgili. Neler olacağını, kimin kim olduğunu falan okurken hemen anladım. Sonunu da tahmin etmekte zorlanmadım. Ayrıca hikaye beni bir türlü içine çekemedi. Bu kadar avantajlı ve detaylı bir konu sadece tek karakter üzerinden alınmasa sanki daha başarılı bir hikaye çıkardı. @ionik bir yorumunda “paralel evrenlerden çıka çıka kişisel bir dram çıkmış ki bilim kurgu olmayan bir yığın versiyonu mevcut” yazmıştı, aynı şekilde katılıyorum bu yoruma. Dediğim gibi kitap akıcı, paralel evrenler ilgi çekici ama ana konu o kadar da başarılı değil ve de konunun akşını tahmin etmek zor değil. Havada kalan yerler var demiştim; mesela Amanda karakteri neden yardım etti, tamam cinayete kadar gitmelerine kızdı ama sanki başka şeyler de olmalıydı. Ayrıca onun başına neler geldi hiç haberimiz olmadı, karakteri kurtarması gereken bir figüran gibi girdi, biraz takıldı ve gitti. Bir de otel odasında kalan 1 ampul ilacımız vardı, onun akıbeti de belli olmadı. Madem öyle neden o 1 ampul ilaç vurgusu yapıldı. Sanırım sonunun tahmininden uzaklaştırmak istedi yazar ama bana tam tersi etki gösterdi. Jason2’nin motivasyonu da yetersiz geldi. Yani o kadar şeyi bırakıp gidip paralel evrende kendi versiyonunu bulup yerine geçmek, ne bileyim sanki daha farklı bir motivasyonu olmalıydı. Ayrıca kitabın 100. sayfasına kadar Jason kendisini kaçıran kim ya da neler oluyor anlamıyor, keşke biz de anlamasak ve merak duygusu korunsaydı, daha iyi bir hikaye olurdu (ki arka kapak yazısı da sanki öyleymiş gibi yazılmış). Lakin en baştan neler oluyor anlamak çok kolaydı bence. Sonunu da tahmin etmek zor değildi. Yalnız sonunda işin içinden çıkamayınca çekip gitmeleri Rick And Morty’yi hatırlattı. :sweat_smile:

Herkese keyifli okumalar dilerim.

17 Beğeni

ESFS (Avrupa Bilim Kurgu Topluluğu) En İyi Yazar Ödülünü almış Ken MacLeod’un 2008 Britanya En İyi Bilim Kurgu Romanı Ödülü’nü almış Gece Oturumları kitabını okudum. Yazar ve kitabı bu ödülleri sonuna kadar hak etmiş.

Bilim kurgu sosuna bandırılmış polisiye roman demek istiyorum bu kitap için. Çünkü hikaye günümüz İskoçya’sında geçse de insanlık bilim ve teknoloji açısından çok ileri seviyededir. Robotların, insansı robotların, nükleer enerjinin, ileri derecede silahların kullanıldığı “Petrol Savaşları” sonuçları nedeniyle “İman Savaşları” denilen savaş sonrası din tüm dünyadaki gücünü kaybeder. Dinin olmadığı dünyada robotlarla iç içe yaşan insanlar Uzay Asansörleri yapmış, iklim değişikliğini etkilerini düzenleyecek atmosferde Yamalar yapmış kısacası teknolojiyi insanlığın gelişimi için sonuna kadar kullanmışlardır. İman Savaşları sonrası gazi olan robotlar kendi benliklerini bularak sorular sormaya başlamış ve içlerinde bir bilinç tohumu oluşmuştur.
( Robotların bu bilinçle insanların unuttuğu tanrıyı bulma fikri kulağa absürt gelse de İncil’e, Tevrat’a, İskoçya ahitlerine, Hristiyan mezheplerine atıflarla çok güzel işlenmiş.)

Bu ortamda Edinburgh’da bir papaza bombalı saldırı düzenlenmesi sonrasında bir piskoposun ölümü, dinin etkisinin olmadığı dünyada kim ve neden bu din adamları öldürülüyor sorusunun cevabını arıyoruz. Polisiye sevenler için tavsiye edebileceğim bir kitap.

8/10

22 Beğeni


Fyodor Mihayloviç Dostoyevski - İnsancıklar

Dostoyevski’nin yazdığı ilk kitabı sonunda okudum. Kitap bir mektup-roman olduğu için kendisini kolayca içine çeken bir yapısı var, bu çok hoşuma gitti. Ama mektuplardan oluştuğu için karakterlerin söylediklerine fazla güvenilemiyor, hep bir şüphe içinde okumak gerekiyor.

Dostoyevski kendi tarzını bu kitapta henüz oluşturamadığı için kitapta başka yazarlardan esinlendiğini çok fazla belli ediyor. Ben daha çok Gogol esintisine rastladım, ama eleştirmenlere göre kitapta Puşkin’in etkisi de çok fazlaymış.

Kitaptaki karakter Gogol’un memur tiplemesiyle çok benzer özellikler taşıyor. Kitabı daha iyi anlamak için bu kitaptan önce mümkünse Gogol’un, “Palto” adlı öyküsünü okumanızı tavsiye ederim.

15 Beğeni

10170662649906

Ruhşen Doğan Nar’ın ilk kitabı İçimdeki Robot, on beş öyküden oluşuyor.
Kitaptaki öykülerin tamamında bilimkurgu öğeleri yer almakla birlikte kara mizahı öne çıkaran muazzam öyküler de yer alıyor. Biri hariç tüm öyküleri beğendim.
Öykü severlere ve bilimkurgu okurlarına şiddetle tavsiye ederim.

9 Beğeni